İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/590 Esas 2023/317 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2020/590
Karar No: 2023/317
Karar Tarihi: 12.04.2023

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2020/590 Esas
KARAR NO:2023/317
DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 22/10/2020
KARAR TARİHİ: 12/04/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 22/10/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; 23/10/2018 günü saat 20:15 sıralarında ... önünde ...'in sevk ve idaresindeki...plakalı araç müvekkiline ait ... plakalı motosiklete çarptığını, ve çarpışma sonucunda ... plakalı motosiklette bulunan müvekkilinin bedensel zarara uğradığını, kazanın davalı araç sürücüsü ...'in kusurundan kaynaklandığını, kaza tarihi olan 23/10/2018 tarihinde olay yerine gelen polis ekiplerince de düzenlenen Trafik Kaza Tespit Tutanağında belirtildiğini, yaşanan trafik kazası neticesinde davalı sürücünün kusurlu hareketi sonucunda müvekkilinin sol serçe ve yüzük parmağı, sağ elmacık kemiği ve üst çene kemiğinin kırıldığını ve bir dizi operasyona maruz kaldığını, bu kazaya bağlı olarak müvekkilinin %8 oranında maluliyetinin oluştuğunu, meydana gelen kazada davalı ...'in tam kusurlu olduğunu, müvekkilinin lehine trafik kazası nedeniyle oluşan zararları için maddi tazminat talepleri için Borçlar Kanunda aranan tüm şartların oluştuğunu, müvekkilinin kaza tarihinde üniversite sınavına hazırlanmakta olduğunu, ön lisans öğrencisi olduğunu bu nedenle tazminat hesaplamasında müvekkilinin lisans eğitimi sonundaki ortalama gelirinin ilgili meslek odasına sorularak baz alınması gerektiğini, müvekkilinin geçirdiği kaza neticesinde kaza sonucunda meydana gelen bedensel zararlar için dava şartı olarak davalı sigorta şirketi ... Sigorta A.Ş,'ye 10/02/2020 tarihinde başvuru yapıldığını, başvuru neticesinde davalı sigorta şirketi tarafından 56.961,00 TL ödeme yapıldığını ancak bu ödemenin müvekkilinin zararını karşılamadığını bu nedenle dava açma zorunluluğu doğduğunu, açıklanan nedenlerle davalı sürücünün sevk ve idaresindeki arcın çarpması sonucu ciddi şekilde yaralanan müvekkilinin mahrum kaldığı kazanç kaybı/güç kaybı için toplanacak delillere göre şimdilik olay tarihinden işletilecek yasal faizi ile toplamda 1.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, müvekkilinin kaza anında ve sonrasında yaşadığı elem ve ıstırap ile bu kazanın fiziksel ve psikolojik etkilerini ömür boyu yaşamak zorunda kalması nedeniyle mağduriyetinini giderilmesi için olay tarihinden işletilecek ticari faizi ile birlikte 30.000,00 TL manevi tazminatın davalı ...'den tahsiline ve tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... Sigorta A.Ş. vekili 24/11/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; dava öncesinde yapılan başvuru sırasında davacı tarafından ... İli ... İlçe Devlet Hastanesi'nin 07.09.2018 tarih 2604 sayılı raporuna göre zarar görende %1 oranında vücut fonksiyon kaybı tespit edildiğini, konu sağlık kurulu raporu doğrultusunda davacının %8 maluliyeti dikkate alınarak Trafik Sigortası Genel Şartları ve diğer mevzuatta belirlenen usul ve esaslara ve sigortalı araç sürücüsünün kusur oranına göre 56.961,00 TL tazminat hesap edildiğini ve 07.05.2020 tarihinde davacı vekili hesabına ödendiğini, davacı için mevzuata uygun olarak yapılan tazminat hesabına göre ödeme yapıldığını ve müvekkili şirkete ibra edilmiş olduğundan bakiye tazminat taleplerinin kabulünün mümkün olmadığını, davacının maluliyet oranının tespiti bakımından dosyanın Adli Tıp 3. İhtisas Kurumuna sevk edilmesi gerektiğini, manevi tazminat taleplerinin karayoları trafik kanunu ve trafik sigortası genel şartları gereğince teminat dışı kalan hallerden olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkili şirketin yalnızca sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğu gözetilerek kusur oranının tespiti bakımından dosyanın Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesine gönderilmesi gerektiğini, hesaplanacak tazminattan müterafik kusuru nedeniyle de ayrıca indirimi yapılıp yapılmayacağı açısından değerlendirme yapılması gerektiğini, davacının kaza sırasında kask takmadığını, müterafik kusur indirimi yapılmasını talep ettiklerini, gelirin asgari ücret üzerinden hesap edilmesi gerektiğini, tazminat hesaplamasının genel şartlarda berlirlenen usul ve esaslara göre yapılması gerektiğini, faiz başlangıç tarihinin dava tarihinden itibaren yasal olması gerektiğini, açıklanan nedenlerden dolayı davanın esastan ve usulden reddine ve yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili 13/01/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacının tüm taleplerini reddettiklerini, davacının işbu davada müteselsil sorumluluk hükümleri uyarınca husumetini birden fazla davalıya yönelttiğini, davalılar arasında sigorta şirketleri bulunduğunu, sorumluluğu kabul etmediklerini, diğer davalıların sunmuş olduğu cevap dilekçelerinden de anlaşılacağı üzere davacı iş bu davayı açmadan önce sigorta şirketine zararın giderilmesi için usulüne uygun şekilde başvuru yapmadığını, ödeme yapıldıktan sonra ilk yapılan başvurunun etkisinin ortadan kalktığını, ikinci bir başvuru yapılmasının zorunlu hale geldiğini, davalı müvekkilinin sorumluluğu bulunmadığını, kazanın meydana gelişinde davacı tarafın da kusurlu olduğunu, hızının olması gerekenden fazla olduğunu, frene basıldığında motorsikletin yavaşlamak yerine devrildiğini ve savrularak müvekkilinin aracına çarptığını, tedavi sonrasında davacının estetik operasyon geçirmesi gerekliliğini öğrenen müvekkilinin normal şartlarda aylar sonrasına gün verilen ... Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ndeki tanıdıkları aracılığı ile kaza tarihinden 8 gün sonrası olan 31.10.2018 tarihine ameliyat günü aldığını, 30.10.2018 tarihinde bu ameliyat için davacı ile buluşan müvekkilinin Plastik Cerrahi bölümünde görevli olan ahbabı doktora davacı ile birlikte gittiğini ve gerekli muayenesi yapıldığını, 31.10.2018 tarihinde de ameliyatın gerçekleştiğini ve başarılı geçtiğini, müvekkilinin bu aşamada da bilgi aldığını, müvekkilinin kendi takibiyle 06.11.2018 tarihinde davacının Baltalimanı Kemik Hastanesi'nde kolundan ve parmağından operasyon geçireceğini öğrendiğini, bunun üzerine 07.11.2018 tarihinde davacıyla yeniden iletişime geçtiğini, müvekkilinin bu tarihte kendisine kazadan dolayı yaşadığı üzüntü ve yıpranmalar nedeniyle 3000 TL EFT yoluyla banka hesabından gönderdiğini, bu iyi niyet ve destekleri karşısında davacının da kendisine teşekkür ederek minnettar olduğunu belirttiğini, bu esnada davacının motoru ile ilgilenecek kimse bulunmadığından bu motoru da müvekkilinin muhafaza altına aldığını, nakil ve tamirine başlanması için kapora olmak üzere iki kalemde toplam 600 TL masraf yaptığını ve davacıdan bu masraflarını iyi niyeti nedeniyle talep etmediğini, araları son derece iyiyken ve müvekkili davacıyı kardeşi gibi görmekteyken yıllar sonra gelen bu tazminat isteminin şok etkisi yarattığını, davacının kötü niyetli olduğunu ve tazminat istemlerinde haksız olduğunu, maddi tazminat isteminden davalı müvekkilinin sorumlu olmadığını, yalnızca sigorta şirketinin sorumlu olduğunu, davacının kaza tarihinden itibaren faiz isteminin hukuka aykırı olduğunu, bu konuda da itiraz ettiklerini, sigorta şirketine başvuru şartı gerçekleşmediğinden maddi tazminat veya faiz isteminin mümkün olmadığın, manevi tazminat isteminde herhangi bir tacir, ticari iş veya kanunda sayılan istisnai hallerden biri bulunmadığından ticari faiz isteminin herhangi bir dayanağının bulunmadığını, açıklanan nedenler doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Bilirkişi raporları, Adli Tıp Kurumu Raporları, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı yazı cevabı, Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı yazı cevabı, hastane kayıtları, tanık beyanları ve dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Bilirkişi ...'nun 07/03/2022 tarihli raporunda özetle; "Davalı ... Sigorta tarafından 10/02/2020 tarihinde davacı ... için yapılan tazminat ödemesinin yetersiz olduğu, iş bu rapor tarihindeki (07/03/2022) verilere göre yapılan güncel hesaplamaya göre ise; davacı ...'ın meslekte kazanma gücü/efor kaybına ait bakiye maddi zararının 622.498,78 TL olduğu, davalı sigorta şirketi poliçe limiti ile sınırlı olarak sorumlu olduğundan davacının maddi zararının bakiye poliçe limiti dahilinde kalan 303.039,00 TL’lik kısmından sorumlu olduğu, işbu miktarı aşan zarar miktarından ise sorumluluğunun bulunmadığı, davacının, davalılardan talep ettiği manevi tazminata ilişkin taleplerinin takdirinin mahkemede olduğunun" belirtildiği görülmektedir.
Bilirkişi ...'nun 26/12/2022 tarihli ek raporunda özetle;
"Davalı ...’in kök rapora itirazlarına katılmanın mümkün olmadığı ancak Hesaplamaya Esas Alınan Ücret Miktarı yönünden yaptığı itiraz değerlendirildiğinde kök raporun tanziminden sonra dosyaya sunulan evraklar kapsamında mahkemenin bu verilerin esas alınmasını kabulü ihtimaline göre yeni bir hesaplama yapıldığı, kök raporun tanziminden sonra dosyaya sunulan ... Sosyal Güvenlik Merkezi’ nin 04/04/2022 tarihli yazı cevabının incelenmesi sonucunda; davacının her ne kadar öğrenci olduğu görülse de çalışıp gelir elde ettiğinin belirlendiği, 2020 yılı Mayıs ayından itibaren gelir durumunu gösteren herhangi bir evrağın dosyada yer almadığı, nihai takdir mahkemede olmak üzere mahkemenin söz konusu kaza olmasaydı davacının gemi adamı olacağına kanaat getirmesi halinde kök raporda yer alan hesaplamanın geçerli olacağı, gemi adama olamayacağına kanaat getirilmesi halinde ise SGK Hizmet dökümü kapsamında davacının olay tarihinden itibaren gelirinin asgari ücret düzeyinde olduğunun kabulü ile yeni bir hesaplama yapılması gerektiği, dava tarihinden sonra yapılan ödeme tarihindeki (10/02/2020) verilere göre yapılan hesaplamaya göre davalı ... Sigorta tarafından 10/02/2020 tarihinde davacı ... için yapılan tazminat ödemesinin yeterli olduğu, herne kadar davalı ... tarafından yapılan ödeme yeterli olsada takdir mahkemeye bırakılmak üzere; iş bu rapor tarihindeki (21/12/2022) verilere göre yapılan güncel hesaplamaya göre ise davacı ...'ın meslekte kazanma gücü/efor kaybına ait bakiye maddi zararının 61.726,77 TL olduğunun" belirtildiği görülmüştür.
13/07/2021 tarihli Adli Tıp Kurumu raporunda özetle; "Olayda davalı sürücü ...'in %80 (yüzde seksen) oranında kusurlu, davacı sürücü ...'un %20 (yüzde yirmi) oranında kusurlu olduğu kanaatine varıldığı" görülmüştür.
01/10/2021 tarihli Adli Tıp Kurumu raporunda özetle; "Mevcut belgelere göre ... oğlu 12.02.1999 doğumlu ...’un 23.10.2018 tarihinde geçirdiği kazaya bağlı yaralanması 03.08.2013 tarih, 28727 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği ile bu yönetmelik kapsamında yer almayan bölüm, cetvel ve listeler için, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kullanılarak ve mesleği bildirilmemekle Grup1 kabul olunarak;Gr1 IX(15Bbba....................3)A%7x0,8=%5,6 E cetveline göre: %4,2 (yüzdedörtnoktaiki) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 3 (üç) aya kadar uzayabileceği" şeklinde belirtildiği görülmüştür.
18/06/2021 tarihli celsede dinlenen davacı tanığı ... beyanı: "Biz ailecek yaşamaya devam etmekteyiz, annem, babam ve onurla birlikte yaşıyoruz, ben endüstri mühendisiyim, ... de strateji ve süreç geliştirme uzmanı olarak çalışmaktayım, kazadan sonra uzun bir süre oldu, dolayısıyla tam hatırlamıyorum ancak kardeşim üniversite de okuyordu, şuanda boşta kalmamak için emlakçılık yapmaktadır, hatırlamıyorum ancak ilk üniversitesi Nişantaşı üniversitesi idi, onu sonra değiştirerek 2 yıllık Ayazağadaki ... üniversitesinin işletme bölümüne başladı, 2 yıllık olmasına rağmen kazadan dolayı okulu uzattı, araya pandemi de girdiği için şuanda 1 dersi vardır, kardeşim sağ eliyle yazar, kardeşim kazadan sonra yüzünde ağzından içeri girilerek 2 platin takıldı, annem evlere gidip yemek yapmaktadır o kardeşime bakmak için işinden ayrılıp ona yardımcı olup ona refakat etti, ben 6 yıldır aynı şirkette çalışıyorum bende ona yardımcı oldum, ben işimden ayrılamazdım çünkü ailenin geçimini ağırlıklı olarak ben sağlıyordum, kardeşimin platin takıldıktan sonra yüzünün bir tarafı diğer tarafından yaklaşık 1 cm aşağıda kaldı, motosiklette kask takıyor olmasına rağmen yüzü bu şekilde oldu, platinden dolayı yüzü yamuldu, o dönemde gemi kaptanlığı kursuna gidiyordu, hayali gemi kaptanı olmaktı onu maalesef yarıda bıraktı, şuanda gemi kaptanı olamaz elinde vidalar var, iki kolu kırılmıştı, iki kolunu alçıya aldılar, kaza olduktan sonra arkadaşlarıyla görüşmeyi kesti ben asker olamayacak mıyım diye kendi kendine hayıflandı, şuanda emlakçılık yapmaktadır, bu sırada örneğin kendisi yardımcı olsun diye poşet taşıyabilirim demiş, bu poşeti taşırken eve geldiğinde parmaklarına takılı vida derinin altından çıkmış gördük, çok kötü bir durumdu, şimdiden geleceği düşünüyorum hiç böyle bir hafif de olsa bir şey taşıyamayacak mı çocuğu olsa ona sarılıp onu kaldıramayacak mı, görünüş olarak da sıkıntılı, bileğinde kemik eksik çünkü parmağını tutturmak için kullanıldı, zaten parmaklarını tam açamıyor, belinde mosmor bir yer var, denize gitsem girebilecek miyim diye hayıflanmaktadır, kazadan önce bir kızla görüşmekteydi, kaza olduktan sonra artık onunla görüşmek istemedi, o halini görsün istemedi, dolayısıyla kızla da ayrıldılar, kardeşim daha önceden dışa dönük arkadaş canlısı idi, şimdi endişeli, tasalı bir hale dönüştü, hep geleceğini düşünür oldu, eskiden sigara içmekteydi ancak şimdi daha fazla içer oldu, aslında gamlı ailede bendim, ama şimdi roller değişti, şimdi kendisi gamlı ve tasalı bir hale geldi, sanki orta yaşlı çocuklarını kaybetmiş bir adam haline döndü dedi. Sorulan soru üzerine; kazaya karışan ..., bize yardımcı olmadı, şuana kadar bir geçmiş olsun bile demedi, Uğurcan'ın motosikletini kim park haline getirdi, kim tamir etti bilmiyorum, tazminat olarak bize para verilip verilmediğinden haberim yok şimdi duyuyorum, ama zaten kendisi paralı üniversitede okuduğu için oranın masrafları vardı oraya verilmiş olabilir ama bilgim yoktur bu konuda, kendisi temkinli ve bilinçlidir kaskını da her zaman takar, kaza anında yanında olmasam bile o gün evden kasklı çıkmıştır kask yanındaydı." şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
18/06/2021 tarihli celsede dinlenen davacı tanığı ... beyanı: "Ben 2011 yılında eşimden boşandım, dolayısıyla soy ismim farklıdır, kaza olduktan sonra eski eşim yardım için bize geldi, şuanda ara ara bizde kalmaktadır, oğlumun motor almasına ben sıcak bakmıyordum, eskiden bisiklet kullamaktaydı, kazadan bir ay önce gibi hatırlıyorum motosiklet ehliyetini aldıktan sonra motosiklet aldık, beni yol parası vermeyeceğini söyleyerek ikna etti, bu şekilde okula gidip geliyordu, şuanda ... üniversitesinde gemi kaptanı olmak için okumaktadır, 3 sınıfa geçmiştir, kaza sırasında ... üniversitesinde idi, kazadan sonra iki kolu alçıdaydı, parmakları vidalıydı, ben onu banyoya götürüyorum, yıkamaya çalışıyorum utanıyo, ağlıyo, tuvalet ihtiyacını da ben gidermeye çalışıyorum bu yaşadıklarımız çok zor anlatılmaz, çocuğum kazadan sonra depresyona girdi, ben kızası sırasındaki işime gidemedim, işimden oldum, kendisi okulundan oldu, hiç uyumadığımız geceler oldu, 40 gün hastanelerdeydik, hastaneye baya borçlandık, otobüse binemezdik hastaneye giderken hep taksi ile gittik, kendisi ek işi olarak emlakçılık yaparken evin aracı olduğu ev içlerinin tadilatı sırasında bir gün işçilere yardım edeyim derken ayağı kaymış, düşünce parmağındaki vida yerinden çıkmıştı, oğlum böyle sakat kaldı, zaman zaman çalıştığım bakkala gelir, ben şuanda kızkardeşlerimle ortak bir bakkal işletiyoruz, onun orda yine birşey kaldırıp kendine zarar vereceğinden korkuyorum, ben çocuklarımı kolay yetiştirmedim, kışın dışarı çıkarken oğlum yüzünü kapat diyorum çünkü soğuk vurursa yüz felci geçirir diye endişeleniyorum, kendisinin karnında sanki kendini bıçaklamış gibi bir yara vardır, karnındaki dikiş güzel atılmamış, denize gitsem bana ne derler diye düşüncesi vardır, diz kapaklarında ek parçaları var, çocuğum kazadan sonra ayrı bir hal aldı, oğlumun hayatı artık mahvolmuştur, ben kazadan sonra işimden oldum, ancak beni bir tarafa bırak çocuğumun geleceği mahvoldu eğitim hayatı vardı ona ara verdi çocuğum sanki yarım bir insan haline geldi, benim de küçük bir kırığım var ayağımda ben bile zorlanırken böyle bir kazaya geçirmiş olan oğlumun halini anlatamam, ... hiçbir gün aramadı, insan hiç merak etmez mi bir olay yaşanmış karşıdaki insanı merak etmez mi, oğlumu ... bir kez aramış sen evde yatıyorsun da 3 bin TL lik harçlık yatıracağım benden şikayetçi olmayın demiş ondan sonrada ne aradı ne sordu, sigorta şirketinin para yatırıp yatırmadığından haberim yok, üniversite borcunu da halen ödemekteyiz, aydan aya bir miktar ödüyorum ama borcumuz halen devam etmektedir pandemide de bakkalda işler düştü. Sorulan soru üzerine; ilk olarak hastaneye ...'e gittik, ancak ... bizi gece yarısı dışarı attı, parmağını sardılar, karnına dikiş attılar, sonra bizi dışarı attılar, nereye gideceğimizi ne yapacağımızı şaşırdık, aslında ... de yüzünden ameliyap yapabiliyormuş biz bilmiyorduk, Baltalimanı hastanesine gittik, onlar da bize ... gidin dediler, biz ...'e randevu ile gittik, sonrada kimse bize yardımcı olmadı, kazadan sonra motosiklet bize gelmedi ki sigorta şirketi almış, götürmüş perte çıkarmış." şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, trafik kazası nedeniyle davacının geçici ve sürekli iş göremezliğinden kaynaklı maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
Davanın, 23/10/2018 tarihinde davacı ...'un sevk ve idaresindeki ... plaka sayılı motosikleti ile davalı sürücü ...'in sevk ve idaresindeki ... plakalı aracın çarpışması neticesinde davacının yaralandığı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığı ve bir kısım tazminatın ödendiği, işbu davanın bakiye zararın tazmini amacıyla açıldığı anlaşılmıştır.
Meydana gelen trafik kazasında sürücülerin kusur oranlarının tespiti için hazırlanan 13/07/2021 tarihli ATK kusur raporunda; davalı sürücü ... sevk ve idaresindeki otomobil ile seyirle olay mahallinde sola dönüşünü; karşı istikametten gelip düz devam etmek suretiyle geçmek isteyen diğer sürücü idaresindeki motosikletin hızını ve konumunu dikkate alarak yapması gerekirken bu hususa riayet etmediği, ilk geçiş hakkını bu motosiklete vermeden kontrolsüzce sola dönüş manevrası yaparak bu motosikletin istikamet yönünü kapatması neticesi meydana gelen olayda %80 (yüzde seksen) oranında asli kusurlu, davacı sürücü ... sevk ve idaresindeki motosiklet ile seyrini; mahal özelliklerini dikkate alarak kontrollü ve tedbir alabilecek şekilde sürdürmesi gerekirken bu hususa riayet etmeyip, sola dönüş manevrası yapan diğer sürücü idaresindeki otomobile karşı ikazla birlikte zamanında etkin fren tedbiri almaması neticesi meydana gelen olayda %20 (yüzde yirmi) oranında tali kusurlu olduğu, belirtilmiştir.
Meydana gelen trafik kazasında davacının geçici ve sürekli iş göremezliğinin tespiti için dosya Adli Tıp Kurumu Başkanlığına gönderilmiş 01/10/2021 tarihli raporda; davacının 23.10.2018 tarihinde geçirdiği kazaya bağlı yaralanması 03.08.2013 tarih, 28727 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği ile bu yönetmelik kapsamında yer almayan bölüm, cetvel ve listeler için, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kullanılarak ve mesleği bildirilmemekle Grup1 kabul olunarak; Gr1 IX(15Bbba....3)A%7x0,8=%5,6 E cetveline göre: %4,2 (yüzdedörtnoktaiki) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 3 (üç) aya kadar uzayabileceği, belirtilmiştir.
Hak sahiplerinin bakiye ömürleri önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli "PMF" cetvellerine göre saptanmakta iken, Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, ... Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, ..., ... Üniversitesi ve ... Üniversitesi’nin çalışmaları ile "TRH 2010" adı verilen "Ulusal Mortalite Tablosu" hazırlanmış olup, Sosyal Güvenlik Kurumunca’da ilk peşin sermaye değerinin hesaplanmasında anılan tabloların uygulanmasına geçilmiştir. Gerek diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve gerekse bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği de göz önüne alınarak, ülkemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu'na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nce de karar verilmekle görüş değişikliğine gidilmiştir (Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin T:22/12/2020, E:2019/5206, K:2020/8874; T:14/01/2021, E:2020/2598, K:2021/34 Karar sayılı ilamları).
Öte yandan Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarih 2019/40 Esas - 2020/40 sayılı Kararı ile; KTK’nun 90. maddesindeki "Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir." bölümündeki "Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda..." ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmekle; zarar hesaplanmasında ZMMS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz bu cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değildir. Anılan nedenlerle tazminat hesaplamasında bakiye ömür sürelerinin TRH 2010 Tablosu'na göre belirlenmesi, zarar görenin bilinen dönem sonrası muhtemel gelirinin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi ile belirlenecek peşin değeri esas alınıp işleyecek dönem tazminat hesabı yapılması gerekmektedir.
Yukarıda belirtilen kapsamda dosyamıza sunulan 07/03/2022 tarihli raporda; davalı ... Sigorta tarafından 10/02/2020 tarihinde davacı ... için yapılan tazminat ödemesinin yetersiz olduğu, iş bu rapor tarihindeki (07/03/2022) verilere göre yapılan güncel hesaplamaya göre ise; davacı ...'ın meslekte kazanma gücü/efor kaybına ait bakiye maddi zararının 622.498,78 TL olduğu, davalı sigorta şirketi poliçe limiti ile sınırlı olarak sorumlu olduğundan davacının maddi
zararının bakiye poliçe limiti dahilinde kalan 303.039,00 TL’lik kısmından sorumlu olduğu, belirtilmiştir. Davacının kaza ve dava tarihinde hali hazırda öğrencidir, ancak hesaplamanın ileride sahip olmak istediği meslek üzeriden hesaplama yapılması doğru görülmediği gibi davalı yanca da bu hususa itiraz edilmiştir.
Bilirkişi tarafından hazırlanan ve hükme esas alınan 26/12/2022 tarihli ek raporunda;
SGK Hizmet dökümü kapsamında davacının olay tarihinden itibaren gelirinin asgari ücret düzeyinde olduğunun kabulü ile yeni bir hesaplama yapılması gerektiği, dava tarihinden sonra yapılan ödeme tarihindeki (10/02/2020) verilere göre yapılan hesaplamaya göre davalı ... Sigorta tarafından 10/02/2020 tarihinde davacı ... için yapılan tazminat ödemesinin yeterli olduğu, belirtilmiştir. Mahkememizce usul ve yasaya uygun olarak değerlendirilen aktüerya bilirkişisinin raporuna yerleşik Yargıtay uygulamalarına itibar edilerek, davacının bakiye zararının olmadığı ve maddi tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
TBK 56. Maddede Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir, düzenlemesi öngörülmüştür.
Hakimin manevi zarar adı ile zarar görene verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin Duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hakimin takdirine bırakılmış ise de hükmedilen tutarın uğranılan manevi zararla orantılı, duyulan üzüntüyü hafifletici olması gerekir. Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. ( HGK 23.6.2004, 13/291-370)
Yukarıdaki kanun maddesi, emsal içtihat ve açıklamalarda belirtilen ilkeler çerçevesinde davacı lehine olay tarihinde tarafların kusuru, davacının maluliyet durumu ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alındığında davalı yanca davalıya ödenen 3.000,00 TL manevi tazminat kapsamında ödenen tutarın yeterli olduğu anlaşılmakla manevi tazminat talebinin de reddi ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Açıklanan yasal gerektici nedenlere göre;.
1-Davanın REDDİNE,
2- Davacı tarafından yatırılan 105,89 TL + 208,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplamı 313,89 TL harçtan, 179,90 TL karar ve ilam harcının mahsubu ile 133,99 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Taraflar arabuluculuk görüşmesine katılmış olmakla Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Maddi tazminat yönünden, davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden davalılar lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince reddolunan miktar üzerinden hesaplanan 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Manevi Tazminat yönünden davalı ... kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davalı ... lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince reddolunan miktar üzerinden hesaplanan 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ...'e verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına, yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde bakiye kısmının yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen karara karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/04/2023
Katip
(e-imza)


Hakim
(e-imza)



Full & Egal Universal Law Academy