İstanbul 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/92 Esas 2023/8 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
Esas No: 2021/92
Karar No: 2023/8
Karar Tarihi: 19.01.2023

T.C.
İSTANBUL
3.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/92
KARAR NO: 2023/8
DAVA: MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT
DAVA TARİHİ: 08/03/2016
KARAR TARİHİ: 19/01/2023
HSK’nın 02/08/2017 tarihli ve 1071 sayılı kararı uyarınca İstanbul 3. ve 4. FSHH Mahkemelerinin 08/08/2017 tarihi itibarıyla faaliyetlerinin durdurulmasına, 3. FSHH Mahkemesinde görülmekte olan dava, iş ve arşiv dosyalarının 1. FSHH Mahkemesine devrine karar verildiğinden, ... 3. FSHHM'nin ... E. sayılı davası ... 1.FSHHM'nin tevzi edilerek ... E. sırasına kaydının yapıldığı, HSK’nın 04/11/2021 tarih ve 1111 sayılı kararı gereğince ... 3. ve 4. FSHH Mahkemelerinin 11/11/2021 tarihi itibarıyla faaliyete geçirilmesine, 1. FSHH Mahkemesinde görülmekte olan tek esaslı dava, iş ve arşiv dosyalarının Mahkememize devrine karar verildiğinden, ... 1. FSHHM'nin ... E. sayılı davası Mahkememize tevzi edilerek ...E. sırasına kaydı yapılmakla, taraflar arasındaki Maddi ve Manevi Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davalı ...'ın, müvekkili şirkette ortak iken hisselerini devrederek 29.11.2004 tarihinde şirket ortaklığından ayrıldığını, daha sonra (davalı) ... Ltd. Şti. kurucu ortağı olarak davalı şirketi kurduğunu, davalı ...'nın müvekkili şirkette hem ortak hem de yetkili müdür olarak görev yaptığını, davalıların müvekkili şirketle aynı konu ve iş ile iştikal etmiş olmakla beraber müvekkili şirketin marka tescilinin "..." ismini ve bu isme bağlı amblemi haksız ve usulsuz bir şekilde kullandığını, müvekkili şirkette kurulduğundan beri kullanılan .. ve ... numaralı telefonların davalı ... tarafından kendi adına olmasından istifade edilerek şirketteki hisselerini satar satmaz hiçbir ikaz ve haber vermeden yeni kurduğu şirket adresine naklettiğini, tescilli isim ve amblemi ise davalı şirket ismi yanında kullanarak ve şirketin kurulu telefonlarını kendi adresine naklederek müvekkili şirket aleyhine olacak haksız bir rekabet ile iltibasa mahal verecek tutum ve davranışları ile kendilerine menfaat temini yoluna gittiklerini, öncelikle tescilli "..." isim ve logosunu davalı şirket ismi önünde, internet sitelerinde, Romanya Konsolosluğu ile ilgili yazışmalarında, internetle ulaşma ve müşterilerle irtibatta bu isim ve logoyu bariz şekilde ve kişileri yanıltıcı mahiyette kullandıklarını, ayrıca davalı ...'nın müvekkili şirketten ayrılmadan önce şirketçe bastırılan ve "..." ismi ile logosunu içeren, aynı zamanda şirketten haksız bir şekilde naklettiği telefon numaralarını ihtiva eden kartviziti kullandığını, bu şekilde aynı iş kolunda çalışanlar açısından çok önem içeren ve bir diğeri için haksız rekabet ile yanıltıcı bir ortam yaratarak kendine haksız menfaat teminine ve zarara sebebiyet veren davranışlarda bulunduklarını, telefonla davalı "..." şirketini arayıp müvekkili şirket ortağı olan ...'i soranlara davalı ...'nın "..." diyerek kendi ayrılığını saklayıp yanıltıcı tutum sergilediğini, herhangi başka bir çalışan eleman ismen sorulduğunda da aynı ifade kullanılmakta olup tüm bu yanıltıcı tutumlara rağmen bir şekilde arayan kişinin durumu öğrenmesi üzerine ise "..." diyerek müvekkili şirket portföyüne haksız ve usulsuz bir şekilde müdahale ile yanıltma ve kendine çekmede haksız rekabet ile davacı zararına çalıştığını, ayrıca müvekkili şirket çalışanlarını arayarak birlikte çalışma teklifi edip müvekkili şirkette tecrübeli eleman zaafı yaratarak zayıflamasına neden olacak haksız eylemlerde bulunulduğunu, müvekkili şirkette çalışan tecrübeli ... ve ... isimli çalışanlara yapılan teklifin adı geçenler tarafından müvekkili şirket yetkililerine bildirildiğini, teklif önce reddedilmiş ise de daha sonra ... isimli elemanın davalı şirketçe işe alındığını, davalıların; ad, unvan, marka, logo, işaret ve tanıtım şekillerindeki aldatıcı, yanıltıcı, haksız rekabet sayılan, iltibasa meydan veren tutum ve davranışları ile kullanımlarının ve tecavüzün tespitini, men'inive telefonların kullanılmasının önlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkili ...Ltd. Şti. ile ilgili herhangi bir maddi vakaya değinilmediğini, bu nedenle...Ltd. Şti. hakkında açılan davanın sıfat yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkili ...'ın şirket ortaklığından ayrılarak...'da ikamet edip kendi adına faaliyette bulunduğunu, ancak davacı şirketin marka ve legosunu kesinlikle kullanmadığını, kendi adına kayıtlı olan ve tasarrufunda bulunan telefonları nakletmesinin doğal olduğunu, bu telefonlar vasıtasıyla davacı müşterilerine yönelik beyanlarda bulunulmadığını, davanın reddinin talep etmiştir.
... 2.FSHHM'nin... E. sayılı davasında: 28/02/2006 tarihli duruşmada "...3-Dosyanın tefriki ile bu dosyadan yalnızca markaya tecavüzün tespiti ve meni açısından davaya devamına
4-Sair talepler için dosyanın ayrı bir esasa kaydedilerek harcın yatırılmasına, evrak fotokopisinin çekilerek tefrik edilen dosyaya konulmasına, bu işlemlerin tamamlanmasından sonra sair işlemlerin yürütülmesine..." dair haksız rekabet yönünden davanın tefrikine karar verildiği, tefrik kararı üzerine haksız rekabete ilişkin taleplerin İstanbul 2. FSHHM'nin ...E. sırasına kaydının yapıldığı, ... 2. FSHHM'nin ... E. - ... K. ve 14/09/2006 tarihli görevsizlik kararı üzerine, davanın ... 6. ATM 'nin...E. sırasına kayıtlandığı anlaşılmıştır.
... 6. ATM 'nin ... E. ...K. ve 07/04/2011 tarihli kararı ile: Asıl dava ve bu dava ile birleşen ... 5. ATM nin ... E. sayılı davasının reddine karar verildiği, kararı; davacı vekilinin temyiz ettiği, kararın Yargıtay 11. H.D'nin 2011/13111 E. 2012/19812 K. ve 04/12/2012 tarihli ilamı ile:" Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Ancak, mahkemece görüşüne başvurulan bilirkişi raporunda duruşmada dinlenen davacı tanıkları davalının kendi adına kayıtlı olan telefon numaralarını davacı işyerinden davalı şirkete naklettikten sonra bu telefonlar davalı tarafça kullanılırken davacı şirket müşterilerine gerçek dışı ve yanıltıcı beyanlarda bulunarak davacı müşterilerini kendine çekme ve böylece davacının müşteri portföyünden haksız olarak yaralanmaya çalıştığı, bu durumun gerçeğe aykırı bilgi vermek suretiyle haksız rekabet sayılacağı mütalaa edilmiştir. Mahkemece bilirkişi raporunda da açıklanan bu yönlere ilişkin davacı tanıklarının beyanları tartışılmaksızın ve davalının anılan eyleminin TTK'nun 56. ve 57. maddelerinde yazılı haksız rekabete yol açıp açmadığı hususu değerlendirilmeksizin eksik inceleme sonucu davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3-Ayrıca, birleşen davada davacı vekili, asıl davadan ayrılmasına karar verilen ... 2. Fikri ve Sinai Haklar Mahkemesi'nin ...E.sayılı dava dosyasına konu marka hakkına tecavüzün önlenmesine ilişkin davanın sonuçlandığını ve tecavüzün önlenmesine karar verildiğini belirterek gerek tefrik edilen ... 2. Fikri ve Sinai Haklar Hukuk Mahkemesi'nin ... E. sayılı dosyası nedeniyle marka hakkına tecavüz ve gerekse de TTK'nun 56 vd. maddelerine dayalı olarak işbu asıl davanın konusu haksız rekabete yönelik davalar bakımından maddi ve manevi zarara uğradıklarını ileri sürmek suretiyle toplam 150.000 USD tazminatın davalılardan tahsilini istemiştir. Birleşen davanın yukarıda belirtilen niteliği itibariyle davacı tarafından asıl ve tefrik olunan dava bakımından tazminat taleplerinin açıklattırılması ve aynı şekilde maddi ve manevi tazminat miktarlarının da açıklığa kavuşturulmasından sonra, birleşen davadaki marka hakkına tecavüz iddiasına dayalı tazminat istemi bakımından 556 sayılı KHK'nin 71. maddesi hükmü dikkate alınarak görev yönünün gözetilmesi gerekirken birleşen davanın reddine şeklinde hüküm kurulması dahi doğru görülmemiş, kararın temyiz eden davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir...." gerekçesi ile bozulduğu, bozma üzerine davanın ... 27.ATM'nin ... E. sırasına kaydının yapıldığı, ... 27.ATM'nin ... E. - ... K. ve 25/11/2013 tarihli kararı ile:"... ESAS DAVA BAKIMINDAN DAVANIN KISMEN KABULÜNE Davalıların, davacıya ait unvan ve amblemi bazı belge ve yazışmalarda davalı şirket unvanı yanında kullanmak suretiyle haksız rekabet oluşturduklarının tespitine, haksız rekabetin ve ... ve ... telefon numaralarının davalılarca kullanılmasının önlenmesine, Davacıların maddî ve manevî tazminat talepleri bakımından esas davada harcı yatırılarak usulünce açılmış bir dava bulunmadığı gibi dava dilekçesinde maddî ve manevî tazminat talep edilmediği, bu hakkın saklı tutulmadığı, bilâhare 02.07.2013 havale tarihli dilekçeye konu edildiği ancak iddianın genişletilmesi mahiyetindeki bu talebin davalı tarafça kabul görmediği, davacı tarafın talep sonucuna yenilerini eklemesinin ıslah mahiyetinde de kabul edilemeyeceği, keza ıslah suretiyle dava konusu olmayan talebin dava kapsamına alınmasının mümkün olmadığı, anılan maddî ve manevî tazminatın birleşen davada istendiği ve talep miktarı ikiye bölünerek 02.07.2013 havale tarihli dilekçe ile yarısının esas davaya konu edildiği, davaların birlikte görülmesine karar verilmiş ise de davaların bağımsız niteliklerini koruduğu, dolayısıyla bir davadaki talep ikiye bölünüp yarısının başka bir davaya konu edilemeyeceği cihetle bu talepler bakımından bir karar verilmesine yer olmadığına,..BİRLEŞEN DAVA BAKIMINDAN 1-556 sayılı Markaların Korunması Hakkındaki Kanun Hükmünde Kararname'nin 71/1. Maddesi gereğince dava dilekçesinin görev yönünden reddine ve mahkememizin görevsizliğine, 2-Talep halinde dosyanın, yetkili ve görevli İstanbul Nöbetçi Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmesine..." şeklinde karar verildiği görülmüştür.
Anılan kararın, Yargıtay 11. H.D'nin 2014/8571 E. - 17242 K ve 10/11/2014 tarihli ilamı ile: "...1-Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda yazılı şekilde karar tesis edilmiş ise de, haksız rekabete dayalı tazminat talepleri yönünden yapılan inceleme ve değerlendirme isabetli değildir. Zira, davacının hem haksız rekabet hem de marka hakkına tecavüzden dolayı maddi ve manevi tazminat istemleri birleşen davanın konusu olup bu talepler yönünden harcı verilerek açılmış bir dava söz konusu olduğu gibi asıl davada da haksız rekabet yönünden tazminat taleplerinin saklı tutulduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Mahkemece her ne kadar bozma ilamı doğrultusunda davacı taraftan tazminat taleplerine ilişkin olarak açıklama istenmiş ve davacı tarafça verilen 02.07.2013 tarihli dilekçeye istinaden yazılı şekilde karar tesis edilmiş ise de; davacının birleşen davadaki maddi ve manevi tazminat talepleri ayrılmadan hem haksız rekabet hem de marka hakkına tecavüzden dolayı tazminat talebinin ihtisas mahkemesi olan Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesince değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek her iki tazminat talebi yönünden görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, mahkemece, haksız rekabete ilişkin tazminat taleplerine ilişkin olarak yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar tesisi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. 2- Yukarıda açıklanan bozma neden ve şekline göre şimdilik davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir..." gerekçesi ile bozulduğu, bozma sonrası davanın .... 13. ATM'nin ...E. sırasına kayıtlandığı, ... 13. ATM'nin... E. ... K. ve 25/11/2015 tarihli kararı ile:"...Haksız Rekabete ilişkin verilen karar kesinleştiğinden bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına, 556 sayılı Markaların Korunması Hakkındaki Kanun Hükmünde Kararname'nin 71/1. Maddesi gereğince asıl ve birleşen dava dilekçesinin görev yönünden reddine ve mahkememizin Görevsizliğine, Talep halinde dosyanın, yetkili ve görevli İstanbul Nöbetçi Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmesine,..." şeklinde karar verildiği, görevsizlik kararı üzerine davanın, ... (kapatılan) 3. FSHHM'nin ... E. sırasına kayıtlandığı anlaşılmıştır.
İstanbul (kapatılan) 3. FSHHM'nin ...E. ... K. ve 11/10/2016 tarihli kararı ile: "...Dosya ... 13. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin görevsizlik kararı ile mahkememize intikal etmiş ise de, birleştirilen ... 5. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ... Esas sayılı dosyası ile daha önce verilen tefrik ve görevsizlik kararı üzerine ilgili dosyanın tevziden geçmek sureti ile ... 1 FSHHM'nin ... esas sayılı dosyasına kayıtlandığı ve yargılama yapılarak karara bağlandığı, temyiz incelemesi safhasında olduğu, asıl davadaki uyuşmazlığın ise ihtisas mahkemesi olan mahkememizin görev alanında kalmadığı, ticaret mahkemelerinin görev alanında bulunduğu anlaşılmakla, asıl davadaki taleplerin mahkememizin görevsizliği sebebi ile usulden reddine, karar kesinleştiğinde dosyanın ilgili ticaret mahkemesine gönderilmesine ancak ... 13. ATM ile mahkememiz arasında olumsuz görev uyuşmazlığı oluştuğundan yargı yeri belirlenmesi için dosyanın Yargıtay 20. Hukuk Dairesi'ne gönderilmesine..." şeklinde karar verildiği görülmüştür.
YARGITAY 20. H.D'nin 2017/458 E. 2017/ 5478 K. ve 15/06/2017 TARİHLİ İLAMI İLE YARGI YERİ OLARAK İSTANBUL 3. FSHHM'NİN BELİRLENDİĞİ ve davanın İstanbul (kapatılan) 3. FSHHM'nin ...E sırasına kayıtlandı, HSK’nın 02/08/2017 tarihli ve 1071 sayılı kararı uyarınca İstanbul 3. ve 4. FSHH Mahkemelerinin 08/08/2017 tarihi itibarıyla faaliyetlerinin durdurulmasına, 3. FSHH Mahkemesinde görülmekte olan dava, iş ve arşiv dosyalarının 1. FSHH Mahkemesine devrine karar verildiğinden, ... 3. FSHHM'nin ... E. sayılı davasının ... 1. FSHHM'nin tevzi edilerek ... E. sırasına kaydının yapıldığı, HSK’nın 04/11/2021 tarih ve 1111 sayılı kararı gereğince ... 3. ve 4. FSHH Mahkemelerinin 11/11/2021 tarihi itibarıyla faaliyete geçirilmesine, 1. FSHH Mahkemesinde görülmekte olan tek esaslı dava, iş ve arşiv dosyalarının Mahkememize devrine karar verildiğinden, ... 1. FSHHM'nin ... E. sayılı davasının Mahkememize tevzi edilerek ... E. sırasına kaydının yapıldığı anlaşılmıştır.
HMK'nın 266. maddesi kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
19/08/2021 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle: Davalının kesinleşen karar ile davacı yana ait markalara tecavüz teşkil ettiği tespit edilen kullanımlarının aynı zamanda davacı ile haksız rekabet teşkil eder mahiyette olduğu, tazminat hesabının yapılabilmesi için davalının haksız rekabeti nedeni ile davacının kendi aktifinde bir azalma olduğu iddiasını ispat etmesinin gerektiği ancak dava dosyasına sunulan belgelerde davacının zararını tespit edecek maddi bir veriye rastlanılmadığı, bu halde ise davacı yanın haksız rekabetten kaynaklanan maddi tazminat taleplerine yönelik olarak herhangi bir hesaplama yapılamadığı, manevi yönden tazminat hususunun değerlendirmesi ve takdirinin yalnızca mahkemeye ait olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
13/05/2022 havale tarihli bilirkişi kurulu ek raporunda özetle: Kök raporda, sınai mülkiyet haklarının hak sahiplerinin fikri emeğini ve çabasını gözeten ve güvence altına alan yaklaşımı ile haksız rekabet hükümlerinin tüm katılanların menfaatine dürüst ve bozulmamış rekabet ortamını temin etmeye çalışan yaklaşım mezcedilmekle birlikte, sınai mülkiyet haklarının haksız rekabet hükümleri çerçevesinde korunmasının sınırlandırılmasında veya genişletilmesinde optimum faydayı benimseyen bir kabul neticesinde, davalının, davacı yana ait markaya tecavüz teşkil eder kullanımlarının varlığı kesin hüküm ile sabit olduğundan, davalının ilgili kullanımlarının davacı yanın itibarını zedeleyeceği, müşteri kitlesi üzerinde kötü bir intiba yaratacağı, bu nedenlerle söz konusu kullanımların davacı yan ile haksız rekabete sebebiyet verir mahiyette olduğu görüş ve kanaatlerinde herhangi bir değişiklik olmadığı, tazminat hesabının yapılabilmesi için davalının haksız rekabeti nedeni ile davacının kendi aktifinde bir azalma olduğu iddiasını ispat etmesinin gerektiği ancak gerek dava dosyasına sunulan belgelerde davacının zararını tespit edecek maddi bir veriye rastlanılmadığı, gerekse de tarafların ticari defter ve kayıtları incelense dahi bu durumun tespit edilmesi mümkün olamayacağından, davacı yanın haksız rekabetten kaynaklanan maddi tazminat taleplerine yönelik olarak herhangi bir hesaplama yapılamadığı, bu halde var olan haksız rekabete yönelik kullanımlar çerçevesinde Borçlar Kanunu 51. ve devamı hükümleri kapsamında tazminat bakımından takdirin mahkemeye ait olduğu olduğu yönünde görüş ve kanaatlerinde herhangi bir değişiklik olmadığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
DAVA: Davalıların eyleminin, davacının marka tescilinden doğan haklara tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiği iddiasıyla açılan davada, haksız rekabete ilişkin davanın tefriki ve bir dizi görevsizlik kararı verilmesi nedeniyle, davaya konu uyuşmazlık; davalıların eyleminin haksız rekabet oluşturduğu iddiasına dayalı maddi - manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili (kapatılan) ... 27. ATM'nin ...E. sayılı davasına sunduğu 02/07/2013 tarihli dilekçe ile: Müvekkili lehine haksız rekabet nedeni ile uğradığı maddi zararın tazmini açısından 40.000,00 ABD doları maddi tazminata, 35.000,00 ABD doları manevi tazminata hükmedilmesini yine müvekkili lehine marka hakkına ilişkin tecavüz nedeni ile 40.000,00 ABD doları maddi tazminata, 35.000,00 ABD doları manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
... 2. FSHHM'nin...E. sayılı dava dosyası incelenmiş: Davacının ...LTD ŞTİ, davalıların ... ve .. LTD. ŞTİ., davanın: Ad, Unvan, Marka, Logoya- Haksız Rekabetin - Tecavüzün Tespiti, Men'i Önlenmesi olup, 2005/164 E. 2007/297 K. ve 29/11/2007 tarihli karar ile: Davanın kabulüne, davalıların markaya vaki tecavüzünün tespiti, men'i, davacıya ait 2004/13882 numaralı markanın davalılar tarafından herhangi bir şekilde kullanılmasının yasaklanmasına karar verildiği, kararın Yargıtay 11. H.D'nin 2008/4133 E. 2009/7627 K. ve 22/06/2009 tarihli ilamı ile onandığı görülmüştür.
... 1. FSHHM'nin... E. sayılı dava dosyası incelenmiş: Davacının ... TİC LTD ŞTİ , davalıların ...D. ŞTİ., davanın Tazminat olup, 2014/111 E. 2016/53 K. ve 05/04/2016 tarihli karar ile "...16.159,50 TL maddi , 10.000 TL manevi tazminatın dava tarihi 15/04/2008 tarihinden yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazla talebin reddine..." karar verildiği, kararın 14/05/2019 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
... 2. FSHHM' nin... E. ... K. ve 29/11/2007 tarihli kararı ile: Davalıların eyleminin, davacının marka tescilinden doğan haklarına tecavüz teşkil ettiğine karar verildiği, kararın kesinleştiği, ... 1. FSHHM'nin ... E. ... K. ve 05/04/2016 tarihli kararı ile: davacının marka tescilinden doğan haklarına tecavüz nedeniyle davalılar aleyhine 16.159,50 TL maddi ve 10.000 TL manevi tazminata hükmedildiği, kararın kesinleştiği, ... 27. ATM'nin ...E. - ... K. ve 25/11/2013 tarihli kararı ile: Davalıların eyleminin, haksız rekabet oluşturduğuna karar verildiği anlaşılmıştır.
6102 sayılı TÜRK TİCARET KANUNU
Madde 54 "(1) Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır.
(2) Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır."
Madde 55 "(1) Aşağıda sayılan hâller haksız rekabet hâllerinin başlıcalarıdır:
a) Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar
b) Sözleşmeyi ihlale veya sona erdirmeye yöneltmek;
c) Başkalarının iş ürünlerinden yetkisiz yararlanmak;
d) Üretim ve iş sırlarını hukuka aykırı olarak ifşa etmek;
e) İş şartlarına uymamak;
f) Dürüstlük kuralına aykırı işlem şartları kullanmak."
Madde 56 "Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse;
a) Fiilin haksız olup olmadığının tespitini,
b) Haksız rekabetin men’ini,
c) Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilm esini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını,
d) Kusur varsa zarar ve zıyanın tazminini,
e) Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini, isteyebilir. "hükümleri yer almaktadır.
Haksız rekabet hükümlerinin amacı yasada "bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanması" şeklinde tanımlanmıştır. Türk Ticaret Kanunu’nun haksız rekabete ilişkin hükümlerinin uygulanması açısından varlığı gereken iyi niyet kurallarına aykırılık kriteri kaynağını Türk Medenî Kanunu’nun 2. maddesinde düzenlenmiş olan dürüstlük kuralından almaktadır. Bu iyiniyet kuralına aykırı hareketler iktisadi rekabetin kötüye kullanımıdır.
Genel anlamdaki haksız rekabet veya özel yasalar gereğince korunan haklara tecavüz nedeniyle bir zarar doğmuşsa veya henüz zarar doğmamış olmakla beraber doğabilecek ise hatta hiçbir zarar söz konusu olmamakla beraber, haklara tecavüz eden kişi bir kazanç elde etmiş ise hakları tecavüze uğrayanın tazminat hakkı vardır. Bu tazminat, T.T.K. 58. maddesinde açıklandığı üzere haksız rekabet yüzünden müşterileri, kredisi mesleki itibarı, ticari işletmesi veya diğer iktisadi menfaatleri bakımından uğranılan zarar veya zarara uğrama tehlikesi varsa, tecavüz edenin elde etmesi mümkün görülen menfaatlerin karşılığı olarak verilebilir. T.T.K. 58/d. bendinde de açıkladığı gibi, haklara tecavüz eden, haksız rekabet sonucunda hak sahibinin esasen hiçbir zarara uğramadığını ileri sürerek tazminattan kurtulamaz. Asıl olan bir hakka tecavüzdür. Bu tecavüz varsa, tecavüze uğramayanın bundan ötürü mütecavizin eyleminin durdurulması, sonuçlarının önlenmesi ve zararının somut olaya göre incelenmesi ve takdir edilmesi gereklidir.
6102 Sayılı TTKnın 54.maddesi ile, haksız rekabete ilişkin hükümlerin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.
... 2. FSHHM'nin ... E. ... K. ve 29/11/2007 tarihli kararı, ... 1. FSHHM'nin ...E. ...K. ve 05/04/2016 tarihli kararı, (kapatılan) ... 27. ATM'nin ... E. - ... K. ve 25/11/2013 tarihli kararı ile bütün dosya kapsamından : Davalıların eyleminin, davacının marka tescilinden doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiği daha önceki kararlar ile sabit olmuştur.
Markaya tecavüz sayılan fiiller, haksız fiil niteliğinde olduğundan maddi tazminata hükmedilmesi gerektiği bilinmekle; bilirkişi heyetinin maddi tazminat miktarını net olarak belirleyemediğinden, somut olayın özellikleri, ... 1.FSHHM ... E. ... K. ve 05/04/2016 tarihli kesinleşen kararında belirtilen maddi tazminat miktarı dikkate alınarak, B.K. 50 - 51.maddeleri hükümlerine göre takdiren 16.159,50 TL maddi tazminatın dava tarihi olan 15/04/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazla ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Davacı manevi tazminat talep etmiştir. Türk Borçlar hukukunda objektif görüş kabul edildiğinden, şahsiyet haklarından yararlandıkları ölçüde tüzel kişilerin de TBK'nın 49 ve 58. maddeleri koşulları gerçekleştiği ölçüde manevi tazminat isteyebilecekleri bilinmekle, somut olayın özelliği, kullanımın niteliği, haksız rekabetin şumulü, manevi tazminatın amaç ve içeriği, hak ve nesafet kuralları, İstanbul 1.FSHHM 2014/111 E. 2016/53 K. ve 05/04/2016 tarihli kesinleşen kararında belirtilen manevi tazminat miktarı dikkate alınarak, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 10.000 TL manevi tazminatın dava tarihi olan 15/04/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazla ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
1-Maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne; 16.159,50 TL maddi tazminatın dava tarihi olan 15/04/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazla ilişkin talebin reddine,
2-Manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne; 10.000 TL manevi tazminatın dava tarihi olan 15/04/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazla ilişkin talebin reddine,
3- 1.786,96 TL ilam harcından peşin harcın mahsubu artan 643,04 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Maddi tazminat talebi yönünden; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Manevi tazminat talebi yönünden; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 10.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Reddedilen Maddi tazminat talebi yönünden; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
7-Reddedilen Manevi tazminat talebi yönünden; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 10.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
8-Davacı tarafın yaptığı 36,80 TL başvuru harcı, 1.805,36 peşin harç, 741 TL tebligat ve müzekkere masrafı, 2.800 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 5.383,16 TL yargılama giderinden; davanın kısmen kabul/ kısmen ret olması sebebiyle 1/2 oranında hesaplanan 2.691,58 TL'nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
9-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalılar vekillinin yokluğunda HMK 345/1.maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde YARGITAY TEMYİZ YOLU açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/01/2023
Katip ...
¸e-imzalıdır


Hakim ...
¸e-imzalıdır




Full & Egal Universal Law Academy