İstanbul 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/280 Esas 2022/191 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
Esas No: 2021/280
Karar No: 2022/191
Karar Tarihi: 29.12.2022

T.C.
İSTANBUL
3.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/280
KARAR NO: 2022/191
DAVA: MARKA HAKKINA TECAVÜZ - HAKSIZ REKABETİN TESPİTİ, MEN'İ, REF'İ, MARKANIN HÜKÜMSÜZLÜĞÜ VE SİCİLDEN TERKİNİ
DAVA TARİHİ: 03/04/2020
DAVA TARİHİ: 13/04/2021
Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesinin 04/11/2021 tarih ve 1111 sayılı kararı ile İstanbul 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 11/11/2021 tarihi itibariyle faaliyete geçirilmesine, İstanbul 1. FSHH Mahkemesinde görülmekte olan tek esaslı dava, iş ve arşiv dosyalarının Mahkememize devrine karar verildiğinden, İstanbul 1. FSHHM'nin 2020/137 E. sayılı davası Mahkememize tevzi edilerek 2021/280 E. sırasına kaydı yapılmakla, Marka Hakkına Tecavüz - Haksız Rekabetin Tespiti, Men'i, Ref'i, Markanın/Tasaramın Hükümsüzlüğü ve Sicilden Terkini davasının yapılan açık yargılamasının sonunda.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVADA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: ..., 1886 yılında kurulduğunu ve 133 yıllık bir geçmişe sahip olan bir şirket olduğunu, müvekkilinin dünya genelinde çok tanınan ve ülkemiz piyasasında da uzun bir süredir yer eden ve bilinen markalardan birinin de ... markası olduğunu, müvekkilinin ... markasının; ilk defa 1957 yılında pazara sunulmuş olup, yaklaşık 60 yıldır dünya piyasasında yer aldığını ve ülkemizde ise 1995 yılından bu yana 24 yıldır tescilli olduğunu, yabancı menşeili olan müvekkilinin ülkemizde faaliyetlerine ... A.Ş. Ünvanlı firma aracılığı ile ... tarihinde başladığını oldukça uzun bir süreden beri piyasada olduğunu, firmanın merkezinin ...'da olup, ayrıca İstanbul dışında 3 bölge müdürlüğünün bulunduğunu, müvekkilinin dünya genelinde çok tanınan ve ülkemiz piyasasında da uzun bir süredir yer etmiş ve bilinen markaları arasında ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...gibi markalar yer almakta olup, bu markalardan birini de ... markası oluşturduğunu, müvekkili şirkete ait ".." markasının hem ülkemiz de hem de dünya çapında çok yaygın ve yüksek bir bilinirliğe ve popülariteye sahip olduğu ve 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6/4 maddesi ile birlikte 6/5 maddesi ile Paris Sözleşmesinin 1. mükerrer 6. maddesi gereğincede çok tanınmış bir marka olduğunu, davalı şirkete ait ...sayılı bitoff ve ...sayılı ... ibareli markalar, müvekkili şirkete ait tanınmış markalar ile iltibas yaratır nitelikte olup, kötüniyet ile tescil edilmiş olduklarından hükümsüzlüğü gerektiğini, müvekkili şirket muhtelif "..." ibareli markaların sahibi olduğunu, aynı sektörde faaliyet gösteren davalı şirket "..." markasına referans yapması amacıyla, "..." ve “...” ibarelerini .... sınıftaki aynı mallar için tescil ettirdiğini, huzurdaki olayda, atıf yapılan maddede aranan koşullar; benzerlik ve kapsanan mal/hizmetlerin aynılığı/benzerliği koşulları gerçekleşmiş olup, markalar iltibasa yol açabilecek surette benzer olduğunu, tescili edilen "..." ve “...” ibareli markalar müvekkilimize ait tanınmış “..." markalarını birebir ve asli unsur olarak içermekte olup, bu ibarenin başına; "..." yani " Yarım kanatlılar alt takımına giren, insan ve memeli hayvanların vücudunda asalak olarak yaşayan böcek, kehle" ve - “SİN” yani sinek kelimesinin kısaltılması anlamına gelen ibarenin eklenmesi suretiyle oluşturulduğunu, bu markalar ve kullanım şekilleri, müvekkili markası ile karıştırılma ihtimalini bertaraf etmemekle birlikte, ayırdedicilik kazandırmak bir tarafa, tüketiciyi böcek savarlar için çok tanınmış bir marka olan müvekkilinin ... markasına yönelttiğini, müvekkilinin ve müvekkiline ait markaların sektördeki tanınmışlığı göz önüne alındığında, müvekkiline ait itiraz gerekçesi markaların kapsamındaki ürünlerle aynı kullanım alanına sahip "..." ve “...” marka tescillerin tüketici tarafından müvekkilinee ait markalarının devamı gibi algılanarak seri marka izlenimi yaratmasına açık olduğunu, müvekkiline ait ... markasını içeren bu ürünlerin davalı tarafından satışa sunulduğuna dair müvekkili adına taraflarınca muhataba ait ve 3. kişilere ait internet sitelerinde noterlik kanalıyla e-tespit işlemleri gerçekleştirildiğini, görsellerde de açıkça görüldüğü üzere davalı, tüm hakları müvekkiline ait olan ... markalarını başında hiçbir ayırt edicilik unsuru olmayan "..." ibaresini eklemek suretiyle haksız ve izinsiz olarak kullandığını, davalı marka kullanımında aynen müvekkili markasındaki gibi “...” ibaresi ile birlikte "..." işaretinin de kullanılması, arka fon olarak turuncu renkli sağ tarafına yatay yuvarlar bir şekil kullanılması ve yuvarlak şeklin etrafındaki daha koyu turuncu renk ile çevrili olması, "..." kelimesini birebir ve yazının beyaz renk, arka zeminde ve baskın olarak turuncu renk kullanılması, yuvarlak şeklin altındaki "..." şeklinin, müvekkilinin markasında ve paketlerinde yer alan sinek şekli ile neredeyse birebir aynı olması, ayniyeti açıkça gösterdiğini, ayrıca davalının müvekkili ile aynı sektörde hizmet vermekte olup birebir aynı mallar üzerinde bahse konu markaları kullanmakta ve müvekkilinin tanınmışlığından ve itibarından kötü niyetle faydalandığını, davalının tüketiciyi yanıltma saiki ile müvekkilinin ticari takdim şeklini kötüniyet ile taklit ettiğinin aşikar olduğunu, sonsuz seçeneği olan davalının, müvekkili ile aynı sektörde faaliyet gösterdiği de göz önüne alındığında ... markaları altında sinek kovar ilacı satışa sunmasının tek amacı, müvekkili şirket ile kendisini bağlantılı olarak göstererek müvekkili üzerinden haksız kazanç sağladığını, hal böyle iken, müvekkili şirketin davalının bahse konu eylemlerini derhal durdurmasını ve bundan böyle 3.kişilere ait internet satış siteleri de dahil olmak üzere hiçbir suretle ve hiçbir mecrada ... ve/veya ... içeren herhangi bir marka altında herhangi bir ürünün satışını/ithalatını/ihracatını ve ticaretini yapmayacağını, müvekkile ait “sinek figürü” ile dahi kurumsal turuncu renk kullanımının durdurulmasına ve önlenmesine talep etme zorunluluğunun hasıl olduğunu, davalının - ticari faaliyet alanının müvekkili ile aynı/benzer olduğu ve satışa sunulan/ticareti yapılan malların birebir aynı olduğu göz önünde bulundurulduğunda davalının müvekkili şirketin işleri ile karıştırılmaya yol açacak benzerlikte ... ve ... markaları altında taklit nitelikteki sinek kovar ürünlerini satışa arz ettiğinin sabit olduğunu, bununla birlikte bu ürünlerin satışı ile müvekkili şirketin tanınmışlığından yararlanmaya çalıştığının da aşikar olduğunu, davacı taraf davalı tarafa ihtarname gönderdiğini ve konuyu sulhen çözmeye çalıştığını belirtmiş ve davalıların izinsiz olarak, müvekkili şirkete ait tanınmış ... markasının davacı müvekkili şirketin fiili kullanımında yer alan renk ve yazı karakterini ve genel logo izlenimi/ticari takdim şeklini kopyalamak suretiyle kullanmasının, “...” ibaresi içeren markalı ürün üretip satmasının davacıya ait (1) marka tescilinden kaynaklanan haklara tecavüz ve (2) haksız rekabet oluşturduğunun tespitine, durdurulmasına ve önlenmesine, dava dilekçesinde yapmış oldukları açıklamalar ve sundukları deliller itibariyle davalılar tarafından üretilen ve/veya satılan “..." ve/veya “...” markaları taşıyan ürünlerin üretim, dağıtım, tanıtım ve satışının durdurulmasına, engellenmesine ve önlenmesine, ayrıca bu ürünlere ve bu ürünlerin üretimine yarayan makine, araç, kalıp, ambalaj, etiket, kutu, iş evrakı, katalog ve her türlü tanıtım ve promosyon araçlarına el konulmasına, davalının marka hakkına tecavüz teşkil ve haksız rekabet teşkil eden ürünlerin/ambalajların toplatılmasına ve imhasına, davalı tarafa tebligat yapılmaksızın, davacı müvekkilinin tanınmış ve ayırt edici nitelik kazandırmayı başardığı ... marka tescilinden kaynaklanan haklarına tecavüz ve haksız rekabet fiili teşkil eden, davalı tarafından üretilip tecavüz oluşturan ürünlere/ambalajlara ve görüldükleri yerde tedbiren el konularak adli muhafaza altına alınmasına, bu ambalajlar/ürünler üzerinde davanın kesinleşmesine kadar tedbirin muhafazasına, davacının haklarını ihlal eden ürünlerin/ambalajların tüm reklam/tanıtımı, imali, ithal ve ihracı, pazarlanması, dağıtımı tedbiren durdurulmasına, davanın kesinleşmesine kadar tedbiren önlenmesine ve bu faaliyetleri gerçekleştirilmek üzere kullanılan araç, gereçlere tedbiren el konulmasına karar verilmesini, Mahkeme karar özetinin tüm Türkiye'de yayınlanan ve en yüksek tiraja sahip ilk 3 gazeteden birinde bir kez ilanına, ilan ücretinin peşin olarak davalıdan alınmasına, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacının "tanınmış marka" olduğu iddiasında bulunduğunu, bunun kabul edilemeyeceğini, ülkemizde tanınmış marka kategorisinde tescilinin bulunmadığını, aksi yönde dosyaya davacı tarafından sunulu delil olmadığını, zaten olsaydı davacının itirazına dahi gerek kalmaksızın kurum tarafından müvekkilinin başvurusunun reddedileceğini, davacının tanınmış marka olduğu yolundaki iddiasının kabul edilemeyeceğini, davacının, müvekkilinin art niyetli olduğu ve haksız kazanç peşinde bulunduğunu ileri sürdüğünü, bu iddianın kabul edilemeyeceğini, müvekkilinin kuruma 2015 yılında "..." markası , 2016 yılında ise davacının dava dilekçesinde görsellere yer verdiği tasarım tescilinde bulunduğunu, ...numara ile tasarım tescil edilmiş ve herhangi bir itiraz olmadığından tescilin kesinlik kazandığını, müvekkilinin "... " ile birlikte "..." markası içinde aynı gün tescil başvurusunda bulunduğunu ve her iki talebinin de itiraz olmaksızın kabul edilerek her iki markada tescilli "..." kelimesinin literatürde sona erdirmek, kapatmak, öldürmek anlamlarında da kullanıldığını, müvekkilinin "...' markasını oluştururken "sinek öldürmek /sineği kovmak " anlamında kullanmayı düşünerek seçtiğini, amacının, davacının sadece "..." dan ibaret markasını taklit olmadığını, zaten tasarım tescil belgesinden de anlaşılacağı üzere gerek markaların kullanıldığı ambalajlar ve gerekse etiket görselleri açısından çok farklılık olduğunu, davacının, davalının "..." ibaresini dahi “...' ibaresi ile birlikte kullandığı iddiasında bulunmuş olup bu iddianın dayanaksız olduğunu, kendi dava dilekçesinde sunduğu görseller ile dahi müvekkili adına tescilli tasarımda (bu tasarım hiç itiraza dahi uğramadığını) "..." şeklinde kullanıldığını, kaldı ki nokta, virgül, parantez, tire ünlem ve sair noktalama işaretlerinin markada ayırt edici özelliğe sahip olmadığını, davacının ayrıca sinek şeklinin kendi markasında bulunduğunu ileri sürmüşse de davacının basılı ambalajlarında sinek resmini kullandığını ama sinek resmi ile birlikte kendi markasının tasarım tescili bulunmadığını, müvekkilinin nihai tüketiciyi yanıltma ve haksız kazanç gayesinin asla bulunmadığını, kendisine TPMK tarafından tanınmış mülkiyet hakkı çerçevesinde yasal hakkını kullandığını, davanın reddine masraf ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ...' ne usule uygun tebligat yapılmış, davaya cevap verilmemiştir.
BİRLEŞEN DAVADA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili şirketin 1886 yılında kurulduğunu, dünya genelinde çok tanınan ve ülkemiz piyasasında da uzun bir süredir yer eden ... markasının sahibi olduğunu, davalının ... tescil numarası ile tescil ettirdiği tasarımın müvekkilinin tescilli markasını ihtiva eder nitelikte olduğunu, tüketiciler nezdinde karıştırılmaya sebebiyet verdiğini, davalı hakkında daha önce ... 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi nezdinde ... sayılı ... ve ...sayılı ... markalarının hükümsüzlüğü, tecavüz ve haksız rekabet talepli dava açıldığını, bu davanın ... 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin ... Esas sayılı davası ile birleştirilmesine, TPMK nezdinde davalı adına ... numara ile tescili tasarımın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
... 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin ... E. sayılı davasında: 21/04/2021 tarihinde birleştirme kararı verilmiştir.
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle: Zamanaşımı ve hak düşürücü süre itirazında bulunduklarını davacının markasının tanınmış marka olmadığı, müvekkilinin tasarım tescil belgesinden de anlaşılacağı üzere gerek markaların kullanıldığı ambalajlar gerekse etiket görselleri açısından çok farklılık olduğu, müvekkilinin nihai tüketiciyi yanıltma ve haksız kazanç gayesinin bulunmadığını, kendisine TPMK tarafından tanınmış mülkiyet hakkı çerçevesinde yasal hakkını kullandığını, ihtiyati tedbir talebinin haksız ve yersiz olduğunu, müvekkili açısından ileride telafisi güç sonuçlar doğuracak mahiyette ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğini, açıkladıkları ve yargılama sırasında anlaşılacak nedenlerle davanın reddine, masrafı ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesine talep etmiştir.
TPMK kayıtları istenmiş ve HMK'nın 266. maddesi kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
17/04/2022 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle: ASIL DAVA YÖNÜNDEN; SMK 6/1, 6/5 ve 6/9'a dayalı marka hükümsüzlük talebinin koşullarının oluştuğu, davacının ... ibareli tescilli markaları ile iltibas yaratacak şekilde ... ve ... markalarının kullanımının SMK 29/1-b çerçevesinde marka hakkına tecavüz teşkil edeceği, davacının ... ibareli tescilli markaları ile iltibas yaratacak şekilde ... ve ... markalarının kullanımının aynı zamanda TTK 55/la-4 bendi çerçevesinde haksız rekabet teşkil edeceği, BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN; davacı tarafa ait ... numaralı marka tescili ile davalı tarafa ait hükümsüzlüğü talep edilen ... numaralı tasarım tescili ve ürünler üzerinde yer alan marka kullanımları arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde ve bütüncül algısında belirgin farklılıklar bulunmadığı, bu sebep ile benzer olarak algılandıkları, davacının markası ile davalı tasarımı arasında benzerliğin söz konusu olması dikkate alındığında, tasarım tescilinin davacı markası ile görsel unsurlarından yararlanma amacıyla basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğüne aykırı şekilde aynı ürün gruplarının görünüş unsurlarında davacı markasının bilinirliğinden yararlanmak suretiyle kullanılmasının kötüniyetli olduğuna Mahkemece karar verilmesi halinde davalıya ait tasarımın hükümsüzlük koşullarının oluşacağı sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
08/09/2022 tarihli bilirkişi kurulu ek raporunda özetle: ASIL DAVA YÖNÜNDEN; SMK 6/1, 6/5 ve 6/9'a dayalı marka hükümsüzlük talebinin koşullarının oluştuğu, davacının ... ibareleri tescilli markaları ile iltibas yaratacak şekilde ... ve ... markalarının kullanımının SMK 29/1-b çerçevesinde marka hakkına tecavüz teşkil edeceği, davacının ... ibareleri tescilli markaları ile iltibas yaratacak şekilde ... ve ... markalarının kullanımının aynı zamanda TTK 55/la-4 bendi çerçevesinde haksız rekabet teşkil edeceği, BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN; davacı tarafa ait ... mumaralı marka tescili ile davalı tarafa ait hükümsüzlüğü talep edilen ... numaralı tasarım tescili ve ürünler üzerinde yer alan marka kullanımları arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde ve bütüncül algısında belirgin farklılıklar bulunmadığı, bu sebep ile benzer olarak algılandıkları, davacının markası ile davalı tasarımı arasında benzerliğin söz konusu olması dikkate alındığında, tasarım tescilinin davacı markası ile görsel unsurlarından yararlanma amacıyla basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğüne aykırı şekilde aynı ürün gruplarının görünüş unsurlarında davacı markasının bilinirliğinden yararlanmak suretiyle kullanılmasının kötüniyetli olduğuna Mahkemece karar verilmesi halinde davalıya ait tasarımın hükümsüzlük koşullarının oluşacağı sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Asıl Dava: Davalıların eyleminin, davacının marka tescilinden kaynaklanan haklara tecavüz ve haksız rekabet oluşturulduğunun tespiti, durdurulması, önlenmesi "..." ve/veya "..." markalarını taşıyan ürünlerin; üretim, dağıtım, tanıtım ve satışının durdurulması, engellenmesi, önlenmesi, bu ürünlere ve ürünlerin üretimine yarayan makina, araç, kalıp, ambalaj, etiket, kutu, iş evrakı, katalog ve her türlü tanıtım araçlarına el konulması, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden ürünlerin, ambalajların toplatılması ve imhası, davalı tarafından üretilen ve davacıya ait marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet oluşturan ürünlerin sergilendiği ve/veya satışa sunulduğu bildirilen linklere Türkiyede erişim engellenmesi, TPMK nezdinde davalı ... adına tescilli ...numaralı "..." ve ...numaralı "..." markalarının hükümsüzlüğü ve sicilden terkini ile hükmün ilanına ilişkindir.
Birleşen Dava: TPMK nezdinde davalı ... adına tescilli ... numaralı E.T.B' nin hükümsüzlüğü ve sicilden terkinine ilişkindir.
Davanın açıldığı tarih itibarıyla 6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU uygulanacaktar.
6769 sayılı SMK.nun 5. maddesinde marka tescilinde mutlak red sebepleri aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.
Madde 5- (1) Aşağıda belirtilen işaretler, marka olarak tescil edilmez:
a) 4 üncü madde kapsamında marka olamayacak işaretler.
b) Herhangi bir ayırt edici niteliğe sahip olmayan işaretler.
c) Ticaret alanında cins, çeşit, vasıf, kalite, miktar, amaç, değer, coğrafi kaynak belirten veya malların üretildiği, hizmetlerin sunulduğu zamanı gösteren veya malların ya da hizmetlerin diğer özelliklerini belirten işaret veya adlandırmaları münhasıran ya da esas unsur olarak içeren işaretler.
ç) Aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetlerle ilgili olarak tescil edilmiş ya da daha önceki tarihte tescil başvurusu yapılmış marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer işaretler.
d) Ticaret alanında herkes tarafından kullanılan veya belirli bir meslek, sanat veya ticaret grubuna mensup olanları ayırt etmeye yarayan işaret veya adlandırmaları münhasıran ya da esas unsur olarak içeren işaretler.
(2) Bir marka, başvuru tarihinden önce kullanılmış ve başvuruya konu mal veya hizmetler bakımından bu kullanım sonucu ayırt edici nitelik kazanmışsa bu markanın tescili birinci fıkranın (b), (c) ve (d) bentlerine göre reddedilemez.
6769 sayılı SMK.nun 6. maddesinde marka tescilinde nisbi red sebepleri aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye ’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
6769 sayılı SMK.nun 25. maddesinde “Marka Hükümsüzlük hâlleri ve hükümsüzlük talebi” aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.
(1) 5 inci veya 6 ncı maddede sayılan hâllerden birinin mevcut olması hâlinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir.
(2) Menfaati olanlar, Cumhuriyet savcıları veya ilgili kamu kurum ve kuruluşları markanın hükümsüzlüğünü mahkemeden isteyebilir.
(3) Marka hükümsüzlük davası, dava tarihinde sicilde marka sahibi olarak kayıtlı kişilere veya hukuki haleflerine karşı açılır. Markanın hükümsüzlüğü davalarında Kurum taraf gösterilmez.
(4) Bir marka, 5 inci maddenin birinci fıkrasının (b), (c) ve (d) bentlerine aykırı olarak tescil edilmiş olup da kullanım sonucunda tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından hükümsüzlük talebinden önce ayırt edici nitelik kazanmışsa hükümsüz kılınamaz.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye ’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötü niyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir...
Marka hakkına tecavüz sayılan haller SMK'nın 7.maddesine de atıf yapılmak suretiyle 29.maddede düzenlenmiştir.
Madde 7 (Marka tescilinden doğan hakların kapsamı ve istisnaları)
"(1) Bu Kanunla sağlanan marka koruması tescil yoluyla elde edilir.
(2) Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır:
a) Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması.
b) Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması.
c) Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
(3) Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir:
a) İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması.
b) İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi.
c) İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi.
ç) İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması.
d) İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması.
e) İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması.
f) İşaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması.
(4) Markanın sahibine sağladığı haklar, üçüncü kişilere karşı marka tescilinin yayım tarihi itibarıyla hüküm ifade eder. Ancak marka başvurusunun Bültende yayımlanmasından sonra gerçekleşen ve marka tescilinin ilan edilmiş olması hâlinde yasaklanması söz konusu olabilecek fiiller nedeniyle başvuru sahibi, tazminat davası açmaya yetkilidir. Mahkeme, öne sürülen iddiaların geçerliliğine ilişkin olarak tescilin yayımlanmasından önce karar veremez.
(5) Marka sahibi, üçüncü kişiler tarafından dürüstçe ve ticari hayatın olağan akışı içinde, markasının aşağıda belirtilen biçimlerde kullanılmasını engelleyemez:
a) Gerçek kişilerin kendi ad veya adresini belirtmesi.
b) Malların veya hizmetlerin türüne, kalitesine, miktarına, kullanım amacına, değerine, coğrafi kaynağına, üretim veya sunuluş zamanına ya da diğer niteliklerine ilişkin açıklamalarda bulunulması.
c)Özellikle aksesuar, yedek parça veya eşdeğer parça ürünlerinde, malın ya da hizmetin kullanım amacının belirtilmesinin gerekli olduğu hâllerde kullanılması."
Madde 29 - (1) Aşağıdaki fiiller marka hakkına tecavüz sayılır:
a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmak.
b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
c) Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak.
ç) Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek.
Marka:Bir teşebbüsün mal ve hizmetlerini bir başka teşebbüsün mal veya hizmetlerinden ayırt etmeye sağlar, markalar işletmelerin üretmiş olduğu emtia veya sunmuş oldukları hizmetlerin birbirinden ayrılmasını sağlamaktadır.
Karıştırılma ihtimali: Bir tescilsiz işaretin veya tescil edilmiş bir markanın daha önce tescil edilmiş bir marka ile şekil, görünüş, ses, genel izlenim vs. sebeple ya aynı ya da benzer olduğu için önce tescil edilmiş marka olduğu zannını uyandırması tehlikesidir. Karıştırılma (iltibas) ihtimalinin araştırılmasına ilk önce markalar arasında ayniyet ya da benzerlik bulunup bulunmadığından başlanması gerekmektedir. Markaların esas unsurlarının ve vurgu sözcüklerinin aynı veya benzer olması, markanın genel görünümüne etkisi az olan diğer unsurlardaki farklılığa rağmen iltibasa yol açabilir. Sözcük markalarında, sözcüklerin başlangıç ve kökleri bütünsel benzerliğin tayininde önemlidir. İki marka arasındaki iltibasın varlığının saptanmasında, markaların yan yana konularak karşılaştırma yapılmaması gereklidir. İltibas tehlikesinin bulunup bulunmadığının saptanmasında ilgili mal ya da hizmetin orta yetenekteki alıcılarının dikkat ve özeni esas tutulur. Bu alıcıların markaları, aynı anda göz önünde bulunduramayacakları da dikkate alınarak ayrıntılara ilişkin farklar ve bütüne ilişkin benzerlikler üzerinde durulur.
Tasarım kavramı; İnsan zihninde biçimlendirme, kurma, tasavvur etme faaliyetleri ile nesnel gerçekliğe estetik bir yapı kazandırmayı ifade eder. Tasarım hakkı ise herkese karşı ileri sürülebilen, maddi olmayan bir mutlak haktır. Bir ürünün ayırt ediciliğini estetik olarak vurgulayan yaratımlar hukuk düzenince korunur. Türk Hukukunda tasarımlar 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu ile özel olarak korunmaktadır. Kanunda tanımlandığı üzere tasarım, ürünün tümü veya bir parçasının ya da üzerindeki süslemenin çizgi, şekil, biçim, renk, malzeme veya yüzey dokusu gibi özelliklerinden kaynaklanan görünümüdür.
6769 sayılı SMK'nın 56. maddesi: "(1) Tasarım yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olması şartıyla bu Kanunla sağlanan haklar kapsamında korunur.
(2) Birleşik ürünün parçasının tasarımı, aşağıdaki şartları taşıyorsa yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir:
a) Parça birleşik ürüne takıldığında, birleşik ürünün normal kullanımında görünür durumda olmalıdır.
b) Parçanın görünür durumda olan özellikleri, yenilik ve ayırt edici nitelik şartlarını karşılamalıdır.
(3) Bu maddede yer alan normal kullanım; bakım, servis veya onarım işleri hariç olmak üzere, son kullanıcı tarafından kullanımı ifade eder.
(4) Bir tasarımın aynısı;
a) Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce,
b) Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarım yeni kabul edilir.
Tasarımlar sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorsa aynı kabul edilir.
(5) Bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim;
a) Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce,
b) Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimden farklı ise bu tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir.
(6) Ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır."
6769 sayılı SMK'nın 58. maddesi: "(1) Tasarım sahibi, kendi tasarımına kıyasla ayırt edici niteliğe sahip olmayan tasarımlara karşı bu Kanundan doğan haklarını kullanabilir. (2) Koruma kapsamının değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır. (3) Bu Kanun kapsamında sağlanan tasarım koruması, 5/12/1951 tarihli ve 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununda aranan şartları taşıması hâlinde söz konusu Kanunla öngörülen korumaya halel getirmez.
(4) Aşağıda belirtilen hâller koruma kapsamı dışındadır:
a) Kamu düzenine veya genel ahlaka aykırı tasarımlar.
b) Ürünün teknik fonksiyonunun zorunlu kıldığı görünüm özellikleri.
c) Tasarımın kullanıldığı veya uygulandığı ürünün, başka bir ürüne mekanik olarak monte edilmesi veya bağlanması için belirli biçim ve boyutlarda üretilmesi zorunlu ürünlerin görünüm özellikleri.
ç) Paris Sözleşmesinin 2 nci mükerrer 6 ncı maddesi kapsamında yer alan hükümranlık alametleri ile bu kapsam dışında kalan ancak kamuyu ilgilendiren, dinî, tarihî ve kültürel değerler bakımından halka mal olmuş ve ilgili mercilerin tescil izni vermediği işaretlerin, armaların, nişanların veya adlandırmaların uygunsuz kullanımını içeren tasarımlar.
(5) 56 ncı maddedeki şartları karşılamak kaydıyla farklı veya eş birimlerden oluşan modüler bir sistemde bu birimlerin birbirleriyle sonlu veya sonsuz olarak çeşitli biçimlerde bağlantı kurmasını sağlayan tasarımlar korumadan yararlanır."
6769 sayılı SMK'nın 59. maddesi: "Tasarımdan doğan haklar münhasıran tasarım sahibine aittir. Üçüncü kişiler, tasarım sahibinin izni olmadan koruma kapsamındaki tasarım veya tasarımın uygulandığı ürünü üretemez, piyasaya sunamaz, satamaz, ithal edemez, ticari amaçlı kullanamaz veya bu amaçlarla elde bulunduramaz ya da bu tasarım veya tasarımın uygulandığı ürünle ilgili sözleşme yapmak için öneride bulunamaz" hükmü amirdir.
Bir tasarımın koruma kapsamı belirlenirken buna, o tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimle bariz bir benzerlik gösteren bütün tasarımlar dikkate alınır. Koruma kapsamının belirlenmesinde, kıyaslanan tasarımların farklılıklarından çok ortak özelliklerine ağırlık verilir ve tasarımcının tasarlama açısından seçenek özgürlüğüne sahip olduğu dikkate alınır.
Tescil edilmiş bir tasarımın, tescil sonrasında hükümsüz kılınması mümkündür. Hükümsüzlük şartları SMK 77. maddede düzenlenmiştir. Buna göre:
a) 55. maddenin birinci ve ikinci fıkralarında yer alan tanımlara uygun olmadığı, 56. ve 57. maddelerde belirtilen şartları taşımadığı, 58. maddenin dördüncü fıkrası ve 64. maddenin altıncı fıkrasının (c) bendi kapsamında olduğu, başvurunun kötünîyetle yapıldığı ve bir fikri mülkiyet hakkının yetkisiz kullanımını içerdiği ispat edilmişse,
b) Hak sahipliğinin başka kişiye veya kişilere alt olduğu ispat edilmişse,
c) Sonradan kamuya açıklanan aynı veya benzer nitelikteki bir tasarımın başvuru tarihi, tescilli bir tasarımın başvuru tarihinden önce ise, tasarımın hükümsüz sayılmasına mahkeme tarafından karar verilir. Hükümsüzlük kararı, geriye etkili bir karardır. Hükümsüzlüğüne karar verilen bir tasarımdan doğan hak hiç doğmamış kabul edilir (SMK m. 79/1)
Bir tasarım tescil belgesine birden fazla tasarım konu olabilir. Hükümsüzlük nedenleri tasarım tesciline konu tasarımların tamamına ilişkin olabileceği gibi, sadece bir kısmına ilişkin de olabilir. Bu durumda, sadece ilgili tasarım bakımından kısmen hükümsüzlüğe karar verilebilir (SMK m. 77/2). Kısmen hükümsüzlük kararı verilen tasarım dışında kalan tasarımlar, "yeni" ve "ayırt edici olma" niteliklerine sahip ise, bu tasarımlar açısından tasarım tescili geçerli olmaya devam eder.
Tasarımların, hükümsüzlüğü değerlendirilirken, Yargıtay 11 H.D.'nin bir kararında da belirttiği üzere:"...Tasarımlara ilişkin tarifnameler ve tescil belgeleri ile taraflara ait ürünler birebir karşılaştırılmalı olarak incelenip ayırtedicilik ve yenilik unsurlarının bulunup bulunmadığı belirlenip, sonuca göre karar vermek..." denilmek suretiyle değerlendirmenin ne şekilde yapılacağı belirtilmiştir.
Tasarım tescil sistemi içerisinde bir tasarımın yeni ve ayırt edici olması gerekli ve yeterlidir (SMK m.56/1).
Bir tasarımın aynısı (a) tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce, {b} tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarım yeni kabul edilir (SMK m.56/4). Tasarımlar sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorlarsa aynı kabul edilir. Kamuya sunma, sergileme, satış gibi yollarla piyasaya sürme, kullanma, tarif, yayım tanıtım veya benzer amaçlı faaliyetleri kapsar.
Hangi tasarımların yeni olarak kabul olunacağı zaman ve mekana göre değişmektedir. Ancak genel olarak "yeni" kelimesi önceden bilinmeyen, hiç kullanılmamış veya az kullanılmış anlamlarına gelmektedir. Bir tasarımın aynısının, başvuru veya rüçhan tarihinden önce dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmuş olması yenilik unsurunu ortadan kaldırır.
Tasarımın ayırt edici olması ise, yeni olmasından farklı bir kavramdır. Tasarımın yeni olması, SMK 56/4. maddedeki "Tasarımlar sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorsa aynı kabul edilir" hükmünden de anlaşılacağı üzere yüzeysel bir incelemeyi gerektirir. Oysa ayırt edici olmayı belirlemede ölçü "bilgilenmiş kullanıcıdır (SMK m.56/5). Bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim (a) Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce, (b) Tescilsiz tasarım İçin tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimden farklı ise bu tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir (SMK m.56/5).
Bilgilenmiş kullanıcı, daha önceden kamuya sunulmuş tasarımların kendisinde bıraktığı genel izlenimden belirgin derecede farklı İzlenim bırakan tasarımlar ayırt edici kabul edilir.
Ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde, birbiri ile kıyaslanan tasarımların ilke olarak farklılıklarından çok ortak özelliklerinin değerlendirilmesine ağırlık verilir ve tasarımcının tasarımı geliştirme açısından ne kadar seçenek özgürlüğüne sahip olduğu göz önüne alınır.
6769 sayılı SMK'nın 81.maddesi: "a) Tasarım sahibinin izni olmaksızın bu Kanun hükümlerine göre koruma kapsamındaki bir tasarımın kullanıldığı veya uygulandığı ürünün aynısını veya genel izlenim itibarıyla ayırt edilemeyecek kadar benzerini üretmek, piyasaya sunmak, satmak, sözleşme yapmak için öneride bulunmak, ticari amaçla kullanmak veya bu amaçlarla bulundurmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak. b) Tasarım sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek. c) Tasarım hakkını gasp etmek. (2) Başvuru, 65 inci maddeye göre tescil edilerek yayımlandığı takdirde, tescil sahibi, tasarım hakkına yönelik olarak bu maddede sayılan tecavüzlerden dolayı hukuk davası açma hakkına sahiptir. Tecavüz eden, başvurudan ve kapsamından haberdar edilmişse başvurunun yayımlanmış olmasına bakılmaz. Tecavüz edenin kötüniyetli olduğuna mahkeme tarafından hükmolunursa yayımdan önce de tecavüzün varlığı kabul edilir. (3) Koruma kapsamındaki tasarımın tescilli olduğuna ilişkin kaydın ürün, ambalaj veya fatura üzerine konulmamış olması, bu maddede sayılan fiilleri tasarım hakkına tecavüz olmaktan çıkarmaz. (4) Tescilsiz tasarımlar için, tasarım 57 nci maddeye göre kamuya sunulduğu takdirde, hak sahibi, tasarım hakkına yönelik ihlallerden dolayı dava açmaya yetkilidir" hükmü amirdir. Ancak “özel amaçla sınırlı kalan ve ticari amaç taşımayan fiiller; deneme amaçlı fiiller; ticari uygulamadaki dürüstlük kuralları ile bağdaşır olmak, tasarımın normal kullanımını gereksiz şekilde tehlikeye sokmamak ve kaynak göstermek şartları ile eğitim veya referans amaçlı çoğaltmalar” ile belirli koşullarda onarım amaçlı fiiller tasarım hakkının kapsamı dışında kalır.
Madde 149/1 Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi mahkemeden;
"Tecavüzün tespiti, önlenmesi, durdurulması, kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini , Araçlara elkonulması, Elkonulan araçlarda kendisine mülkiyet hakkının tanınması, araçların şekillerinin değiştirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya imhası, kararın ilanı " şeklinde talepte bulunabilir.
6102 sayılı TÜRK TİCARET KANUNU
Madde 54 "(1) Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır.
(2) Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır."
Madde 55 "(1) Aşağıda sayılan hâller haksız rekabet hâllerinin başlıcalarıdır:
a) Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar
b) Sözleşmeyi ihlale veya sona erdirmeye yöneltmek;
c) Başkalarının iş ürünlerinden yetkisiz yararlanmak;
d) Üretim ve iş sırlarını hukuka aykırı olarak ifşa etmek;
e) İş şartlarına uymamak;
f) Dürüstlük kuralına aykırı işlem şartları kullanmak."
Madde 56 "Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse;
a) Fiilin haksız olup olmadığının tespitini,
b) Haksız rekabetin men’ini,
c) Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilm esini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını,
d) Kusur varsa zarar ve zıyanın tazminini,
e) Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini, isteyebilir. "hükümleri yer almaktadır.
Haksız rekabet hükümlerinin amacı yasada "bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanması" şeklinde tanımlanmıştır. Türk Ticaret Kanunu’nun haksız rekabete ilişkin hükümlerinin uygulanması açısından varlığı gereken iyi niyet kurallarına aykırılık kriteri kaynağını Türk Medenî Kanunu’nun 2. maddesinde düzenlenmiş olan dürüstlük kuralından almaktadır. Bu iyiniyet kuralına aykırı hareketler iktisadi rekabetin kötüye kullanımıdır.
Genel anlamdaki haksız rekabet veya özel yasalar gereğince korunan haklara tecavüz nedeniyle bir zarar doğmuşsa veya henüz zarar doğmamış olmakla beraber doğabilecek ise hatta hiçbir zarar söz konusu olmamakla beraber, haklara tecavüz eden kişi bir kazanç elde etmiş ise hakları tecavüze uğrayanın tazminat hakkı vardır. Bu tazminat, T.T.K. 58. maddesinde açıklandığı üzere haksız rekabet yüzünden müşterileri, kredisi, mesleki itibarı, ticari işletmesi veya diğer iktisadi menfaatleri bakımından uğranılan zarar veya zarara uğrama tehlikesi varsa, tecavüz edenin elde etmesi mümkün görülen menfaatlerin karşılığı olarak verilebilir. T.T.K. 58/d. bendinde de açıkladığı gibi, haklara tecavüz eden, haksız rekabet sonucunda hak sahibinin esasen hiçbir zarara uğramadığını ileri sürerek tazminattan kurtulamaz. Asıl olan bir hakka tecavüzdür. Bu tecavüz varsa, tecavüze uğramayanın bundan ötürü mütecavizin eyleminin durdurulması, sonuçlarının önlenmesi ve zararının somut olaya göre incelenmesi ve takdir edilmesi gereklidir.
6102 Sayılı TTKnın 54.maddesi ile, haksız rekabete ilişkin hükümlerin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.
SMK, TTK hükümleri, TPMK kayıtları, Mahkememizce itibar edilen bilirkişi kurulu kök/ek raporu ve bütün dosya kapsamından: TPMK nezdinde ... numaralı "... + şekil" ve "..." ibareli birçok markanın asıl ve birleşen davada davacı ..., adına tescilli olduğu anlaşılmıştır.
TPMK nezdinde ...numaralı "..." ve ... numaralı "..." markaları ile ... numaralı çoklu E.T.B.'nin, davalı ... adına tescilli olduğu anlaşılmıştır.
Davalı ...'ın, asıl davada davalı ...' nin ortaklarından biri olduğu anlaşılmıştır.
Asıl dava yönünden: TPMK nezdinde davalı ... adına tescilli ... numaralı "..." ve ... numaralı "..." markalarının, SMK'nın 6/1- 5 ve 9 maddesine dayalı hükümsüzlük koşullarının oluştuğu kanaatine varıldığından, ...ve ... numaralı markaların hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, kararın kesinleşmesini mütakip kesinleşmiş karar örneğinin ilgili sicile işlenmek üzere TPMK'na gönderilmesine karar verilmiştir.
Davacının "..." ibareli tescilli markaları ile iltibas yaratacak şekilde "..." ve "..." markalarının kullanımının SMK 29/1-b maddesi çerçevesinde marka hakkına tecavüz teşkil ettiği, davacının "..." ibareli tescilli markaları ile iltibas yaratacak şekilde "..." ve "..." markalarının kullanımının aynı zamanda TTK hükümlerine göre haksız rekabet teşkil ettiği, davalı ...'ın, asıl davada davalı ...'nin ortaklarından biri olması nedeniyle her iki davalı yönünden davanın kabulü ile davalıların eyleminin; davacının marka tescilinden doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun tespitine, durdurulmasına, önlenmesine, davalılar tarafından üretilen ve/veya satılan “..." ve “...” markalarını taşıyan ürünlerin üretim, dağıtım, tanıtım ve satışının durdurulmasına, engellenmesine, önlenmesine, bu ürünlere ve bu ürünlerin üretimine yarayan makine, araç, kalıp, ambalaj, etiket, kutu, iş evrakı, katalog ve her türlü tanıtım ve promosyon araçlarına el konulmasına, karar kesinleştiğinde masrafı davalılardan alınmak suretiyle imhasına, marka hakkına tecavüz teşkil ve haksız rekabet teşkil eden davalılara ait ürünlerin/ambalajların toplatılmasına ve karar kesinleştiğinde masrafı davalılardan alınmak suretiyle imhasına, davacıya ait marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet oluşturan mütecaviz ürünlerin; davalılarca internet /sosyal medya/dijital bütün ortamlarda satılmamasına, aksi takdirde bu internet ve sosyal medya hesaplarının kapatılmasına karar verilmiştir.
Hükmün ilanında davacının menfaati olduğu gözetilerek, masrafın davalıdan alınmak suretiyle hüküm özetinin Türkiye'de yayın yapan tirajı en yüksek 1 gazetede 1 kez ilanına karar vermek gerekmiştir.
Birleşen dava yönünden: TPMK nezdinde davacı ...adına tescilli ... numaralı "... + şekil" marka ile davalı ... adına tescilli ... numaralı çoklu tasarımın; ürünler üzerinde yer alan marka kullanımları arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde ve bütüncül algısında belirgin farklılıklar bulunmadığı, bu sebep ile benzer olarak algılandıkları, davacının markası ile davalı tasarımı arasında benzerliğin söz konusu olması dikkate alındığında, tasarım tescilinin davacı markası ile görsel unsurlarından yararlanma amacıyla basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğüne aykırı şekilde aynı ürün gruplarının görünüş unsurlarında davacı markasının bilinirliğinden yararlanmak suretiyle kullanılmasının kötüniyetli olduğu kanaatine varıldığından, davanın kabulü ile ... numaralı tasarımın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, kararın kesinleşmesini mütakip kesinleşmiş karar örneğinin ilgili sicile işlenmek üzere TPMK'na gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
ASIL DAVANIN KABULÜNE
1-Davalıların eyleminin, davacının marka tescilinden doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun tespitine, durdurulmasına, önlenmesine,
2-Davalılar tarafından üretilen ve/veya satılan “..." ve “...” markalarını taşıyan ürünlerin üretim, dağıtım, tanıtım ve satışının durdurulmasına, engellenmesine, önlenmesine, bu ürünlere ve bu ürünlerin üretimine yarayan makine, araç, kalıp, ambalaj, etiket, kutu, iş evrakı, katalog ve her türlü tanıtım ve promosyon araçlarına el konulmasına, karar kesinleştiğinde masrafı davalılardan alınmak suretiyle imhasına,
3- Marka hakkına tecavüz teşkil ve haksız rekabet teşkil eden davalılara ait ürünlerin/ambalajların toplatılmasına ve karar kesinleştiğinde masrafı davalılardan alınmak suretiyle imhasına,
4-Davacıya ait marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet oluşturan mütecaviz ürünlerin; davalılarca internet /sosyal medya/dijital bütün ortamlarda satılmamasına, aksi takdirde bu İNTERNET ve sosyal medya hesaplarının kapatılmasına,
5-Davalıların eyleminin; markaya tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğundan karar kesinleştiğinde hüküm özetinin Türkiye’de tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına masrafın davalıdan tahsiline,
6-TPMK nezdinde Davalı ... adına tescilli ... numaralı "..." ve ...numaralı " ..." ibareli markaların hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,
7-Kararın kesinleşmesini mütakip kesinleşmiş karar örneğinin ilgili sicile işlenmek üzere TPMK'na gönderilmesine,
8-80,70 TL ilam harcından peşin harcın mahsubu ile eksik 26,30 TL harcın davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
9-Marka tescilinden doğan haklara tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, durdurulması, önlenmesi talepleri yönünden; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 15.000 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
10-Markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkini talepleri yönünden; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 15.000 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
11-Davacı tarafça yapılan 54,40 TL peşin harç, 54,40 TL başvuru harcı, 4.500,00 TL bilirkişi ücreti, 458,00 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 5.066,80 TL yargılama giderinin, davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
BİRLEŞEN DAVANIN KABULÜNE,
1-TPMK nezdinde Davalı ... adına tescilli ... numaralı tasarımın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,
2-Kararın kesinleşmesini mütakip kesinleşmiş karar örneğinin ilgili sicile işlenmek üzere TPMK'na gönderilmesine,
3-80,70 TL ilam harcından peşin harcın mahsubu ile eksik 21,40 TL harcın davalı ...'dan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 15.000 TL vekalet ücretinin davalı ...'dan alınarak davacıya verilmesine,
5-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK 345/1.maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve İstinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek sureti ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/12/2022

Katip ...
¸e-imzalıdır


Hakim ...
¸e-imzalıdır




Full & Egal Universal Law Academy