İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/276 Esas 2023/300 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2021/276
Karar No: 2023/300
Karar Tarihi: 08.05.2023

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/175 Esas
KARAR NO: 2023/295
DAVA: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 18/03/2021
KARAR TARİHİ: 08/05/2023
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin yapımını üstlenmiş olduğu "... Müdürlüğü" yapım işinin "Mermer, Andezit, Terrazo Mozaik İşleri İmalatı" işi için davadışı ... İnş. Taah. Tic. Ltd. Şti ile 13/05/2020 tarihinde bir taşeronluk sözleşmesi imzalandığını, müvekkili ile dava dışı şirket arasındaki taşeronluk sözleşmesi kapsamında dava dışı şirkete keşidecisi müvekkili şirket, hamili dava dışı şirket olan 7 adet toplam 280.000,00-TL bedelli çekin iş avansı olarak keşide edildiğini ve dava dışı şirkete teslim edildiğini, müvekkili ile dava dışı şirket arasında imzalanan taşeronluk sözleşmesi ile dava dışı şirketin 01/06/2020 tarihinde yapım işine başlayacağını vaad ettiğini, ancak o tarihte işe başlamadığını, dava dışı şirketin sözleşmede kararlaştırılan tarihte işe başlamaması üzerine müvekkili şirket tarafından tutanak tutulduğunu ve dava dışı şirkete 09/07/2020 tarihinde ... Noterliği'nin ... yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edilerek tebliğ tarihinden itibaren 3 iş günü içerisinde taşeronluk sözleşmesinde kararlaştırılan işe başlanması, aksi halde sözleşmeden dönüleceğinin ihtar edildiğini ve 7 adet çek aslının müvekkiline iade edilmesini talep ettiğini bu ihtarnamenin 17/07/2020 tarihinde tebliğ olduğunu ancak dava dışı şirketin ihtar edilen sürede işe başlamadığı gibi çek asıllarını da müvekkiline iade etmediğini, dava dışı şirketin müvekkili ile imzaladığı taşeronluk sözleşmesi ile üstlendiği yapım işine başlamaması ve çek asıllarını iade etmemesi üzerine müvekkilinin dava dışı şirkete herhangi bir borcunun olmadığının ve müvekkili tarafından keşide edilen 7 adet çekin bedelsiz kaldığının tespiti amacıyla .... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2020/... esas sayılı dosyası ile 20/08/2020 tarihinde taraflarınca dava açıldığını, .... Asliye Ticaret mahkemesi'ni 02/09/2020 tarihinde vermiş olduğu karar ile ihtiyati tedbir talepleri kabul edilerek ilgili banklara tedbire ilişkin müzekkere yazıldığını, ilgili dosyanın hali hazırda derdest olduğunu, dosyada 42.000,00-TL tutarında teminat mektubunun mevcut olduğunu, müvekkilinin dava dışı şirkete teslim ettiği çeklerden "... Bankası A.Ş.'e ait keşidecisi müvekkil şirket olan, 30/11/2020 vadeli, ... seri no'lu 40.000,00 TL bedelli" olan çekin karşı tarafta olduğunu, müvekkili şirket aleyhine .... İcra Müdürlüğü'nün 2020/... es. Sayılı icra takip dosyasının ikame edildiğini, müvekkilinin bu takipten 28/12/2020 tarihinde haberdar olması ile öğrendiklerini, icra takibine konu çeki elinde bulunduran karşı tarafın iyiniyetli olduğunun kabulünün mümkün olmadığını, davalı şirketin çeklerle ilgili ihtiyati tedbir kararı bulunmamasına rağmen yetkisiz olan .... İcra Müdürlüğü'nün 2020/... esas sayılı dosyasından kötü niyetli olarak iktisap ettiğini, çeke dayalı olarak müvekkili aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz ile icra takibine giriştiğini, davalı faktoring şirketinin işbu haksız icra takibine dayalı olarak müvekkilinin banka hesaplarına bloke koyulduğunu, müvekkilinin 28/12/2020 tarihinde banka hesaplarına bloke konması ile kendisi aleyhine başlatılan takipten haberdar olduğunu, müvekkili aleyhine uygulanan haciz işlemlerinin ticari itibarını telafi edilemez şekilde zedeleme tehlikesi ile haciz tazyiki altında takip çıktısı olan 44.410,96-TL .... İcra Müdürlüğü'nün 2020/... esas sayılı dosyasına itiraz-i kayıtla depo edildiğini, akabinde taraflarınca ... İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2020/... esas sayılı dosyasından yetki itirazında bulunulduğunu, İzmir icra müdürlüklerinin yetkisiz olduğuna, takibe ... İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğuna karar verildiğini, davalının dava konusu çekin iktisabında üzerine düşen istihbarat çalışmasını yapmadığını, kötü niyetli hamil olduğunu, istihbarat çalışmasının ne şekilde yapılacağının Yargıtay'ın yerleşik hale gelmiş içtihatları ile sabit olduğunu, faktoring şirketlerinin borcu teyit edecek yöntemlere başvurmadığını, davalı ile yürütülen ticari uyuşmazlıklara zorunlu arabuluculuk neticesinde anlaşma sağlanamadığını, açıklanan nedenlerle davanın kabulüne ve müvekkilinin bedelsiz kalmış olan dava konusu çek kapsamında davalıya şahsen borçlu olmadığının tespitini, .... İcra Müdürlüğü'nün 2020/... Es. Sayılı icra takip dosyasına depo edilen 44.410,96 TL'nın (ödeme tarihi 28/12/2020) ödeme tarihinden itibaren işleyecek reeskont-avans faizi ile birlikte iadesini, Takibe konu ... Bankası A.Ş. 'e ait keşidecisi müvekkili şirket olan, 30/11/2020 vadeli, ... seri no'lu 40.000,00 TL bedelli çekin taraflarına iadesini, müvekkili lehine takip miktarının %20'sinden az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının haksız ve mesnetsiz davasının kabulünün mümkün olmadığını, müvekkili şirketin ilgili tüm yasal düzenlemelere uygun olarak kurulduğunu ve ülke genelinde faaliyet göstermekte olan bir faktoring şirketi olduğunu, bu bağlamda keşideci ... Limited Şirketi tarafından borçlu ... Tic. Ltd. Şti. adına ciro edilen ... Bankası 30.11.2020 keşide tarihli, ... seri numaralı, 40.000,00 TL bedelli çek hakkında, ... Tic. Ltd. Şti. tarafından müvekkili şirkete müracaat edildiğini ve müvekkili şirket tarafından mevzuata uygun olarak taraflar arasında ticari ilişkinin varlığına dair gerekli evraklar, müracaat eden firmadan istenildiğini, akabinde yapılan inceleme üzerinde ilgili çek için faktoring işleminin yapıldığını ve böylelikle çekin müvekkili şirkete teslim edildiğini, çekin vadesi gelip ilgili bankaya ibrazı sırasında .... Asliye Ticaret mahkemesi'nin 2020/... esas sayılı kararı ile ihtiyati tedbir konulduğunu, bunun üzerine taraflarınca .... İcra Müdürlüğü'nün 2020/... esas sayılı dosyası ile takibin başlatıldığını, davacı yanın dava dilekçesinde lehtar ... Tic. Ltd. Şti. ile arasında imzalanan taşeronluk sözleşmesi uyarınca 01/06/2020 tarihinde yapım işine başlanacağından bahisle dava konusu çeki ve diğer çekleri iş avansı olarak verdiklerini beyan ettiğini, ancak davacı tarafın TTK madde 18/2 hükmü olan "HER TACİRİN, TİCARETİNE AİT BÜTÜN FAALİYETLERİNDE BASİRETLİ BİR İŞ ADAMI GİBİ HAREKET ETMESİ GEREKİR." hükmüne aykırı davranışta bulunduğunun ortada olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacı yanın toplamda 280.000,00-TL'lik çek ve senet keşide ettiğini,... firmasının vaat edilen tarihte işe başlamaması ve sözleşmeden dönülmesinin lehtar ... Firması ile arasındaki şahsi ilişki olduğunu ve şahsi defi niteliğinde olan işbu hususun iyi niyetli müvekkili şirkete karşı yöneltilmesinin mümkün olmadığını, davacı tarafından her ne kadar menfi tespit davası açılmış olsa da ortada menfi tespit istenebilecek bir durumun söz konusu olmadığını, çeklerdeki imzanın davacı tarafından ikrar edilmediğini ve çeklerin çalışması yada zayi olması gibi bir durumun da söz konusu olmadığını, Davacı tarafın basiretsiz bir tacir gibi hareket ederek lehtarın henüz işe başlamadan toplam 280.000,00-TL gibi fahiş derece yüksek meblağlı çekleri lehtar şirkete vermesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, karşı tarafın söz konusu iddiaların ispatı yolunda herhangi bir delil sunabilmiş olmadığını, davacının müvekkili şirketin kötü niyetini ispatlar hiç bir delil sunmadığını, basiretsiz bir tacir gibi hareket eden davacının kendi hatasının ve ihmalinin sonucunun müvekkili şirkete yükletmeye çalıştığını, .... Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/... Esas sayılı dosyasının 02/09/2020 tarihli tensip zaptının 8 numaralı ara kararında; "Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin %15 teminat ile kabulüne, teminat yatırıldıktan sonra ilgili bankalara ve İcra Müdürlüğüne ilgili çeklerin icra takibine konu edilmemesi için müzekkere yazılmasına," karar verildiğini, .... Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/... Esas sayılı dosyasında müvekkili ... Aş. hakkında verilen bir karar olmamasına ve müvekkili şirketin işbu davada taraf sıfatı olmamasına rağmen müvekkili şirketi de kapsar şekilde tedbir kararı verildiğini, bu nedenle davacı borçlu ... Ltd. Şti. tarafından 28/12/2020 tarihinde yatırılan 44.410,96-TL tutarlı ödemenin, .... İcra Müdürlüğünce reddiyat işleminin yapılarak taraflarına ödenmesi gerekirken tedbir kararı sebebiyle ödeme yapılmadığını, oysa ki; müvekkili faktoring şirketinin, davacı yan ile lehtar arasındaki uyuşmazlığın bir tarafı olmadığı gibi iyiniyetli üçüncü kişi konumunda olduğunu, bu bağlamda ... Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/... Esas sayılı dosyası ile verilen tedbir kararının taraflarını bağlamadığını davacı yanın açmış olduğu bu davanın haksız olduğunu, davacının keşideci şirket ile aralarındaki şahsi defiden dolayı taraflarına yönelik menfi tespit davası açma yetkisinin bulunmadığını, davacı yanın usulüne uygun olarak çalışan müvekkili faktoring şirketinin kötü niyetli olduğunu ispatlayamadığını, ayrıca çekin bir ödeme vasıtası olup, kural olarak mevcut bir borcun tediyesi amacıyla verildiğinin kabulünün gerektiğini, davacının soyut ve dayanaksız iddialar ile müvekkili şirketten haksız kazanç elde ettiğini, hal böyle iken davacının haksız, mesnetsiz sırf zaman kazanmak için açılan kötü niyetli davasının reddinin gerektiğini, davacı aleyhine alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
... İcra Dairesi'ne müzekkere yazılarak 2021/... esas sayılı dosyasının halen açık olup olmadığının bildirilmesi ile, ilgili dosya açık ise güncel kapak hesabının yapılarak Mahkememizin 2021/... esas sayılı dosyasına gönderilmesi istenilmiştir.
... Anonim Şirketi'ne müzekkere yazılarak Dava konusu ... Bankası'na ait keşidecisi ... TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ olan 30/11/2020 vadeli ... seri numaralı 40.000,00-TL bedelli çekin ne zaman temlik alındığının mahkememize bildirilmesi, buna ilişkin bilgi ve belgelerin mahkememiz dosyasına gönderilmesi hususu, istenilmiştir.
... Bankası Genel Müdürlüğü'ne müzekkere yazılarak bilgileri bulunan çekin 30/11/2020 tarihinde banka takas merkezi ile ... Bankası'na ibraz edildiği, mahkemelik çek işlemi gördüğünün bildirildiği, bankaya çeki ibraz edenin açık kimliği ve adresinin ibraz sonucu yapılan işlemin mahkememize bildirilmesi istenilmiştir.
... Bankası Genel Müdürlüğü'ne müzekkere yazılarak söz konusu çek ile ilgili ibraza ilişkin bilgiler sorulmuştur.
... İcra Dairesi'ne müzekkere yazılarak 2021/... esas sayılı dosyasının UYAP üzerinden mahkememize gönderilmesi, takip dosyasındaki ödemeler ve dosyanın akıbeti hakkında mahkememize bilgi verilmesi ve takip konusu çekin okunaklı bir örneğinin sistem üzerinden gönderilmesi istenilmiştir.
.... Asliye Ticaret Mahkemesi'ne müzekkere yazılarak 2020/... esas sayılı dosyasının UYAP üzerinden mahkememize gönderilmesi istenilmiştir.
GEREKÇE:
Dava, ... Bankası ... seri numaralı 30/11/2020 tarihli 40.000,00 TL bedelli çek yönünden menfi tespit talebi ile ilgili çekin istirdadına ilişkindir.
İcra İflas Kanunu md. 72’ye göre borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz. Borçlu, menfi tespit davası zımnında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir.
Menfi tespit davalarında davacı borçlu, davalı alacaklı ile arasında hiçbir hukuki ilişki bulunmadığını, borcun hiç doğmadığını iddia ediyorsa ispat yükü davalı alacaklı üzerindedir. Ancak davacı borçlu hukuki ilişkiyi ve borcu kabul etmekle beraber başka bir sebepten ötürü geçersiz olduğunu veya borcun sona erdiğini iddia ediyorsa ispat yükü davacı borçlu üzerindedir.
Menfi tespit davasının sonucuna göre davacı borçlu lehine tazminata hükmedilebilmesi için alacaklının borçlu hakkında icra takibinde bulunmuş olması, icra takibinin haksız ve kötü niyetle yapılmış olması ve borçlunun tazminat talebinde bulunmuş olması gerekir.
Borçlu aleyhine tazminata hükmedilebilmesi için ise icra takibinin durdurulması için tedbir kararı verilmiş ve bu kararın fiilen uygulanmış olması gerekir.
Menfi tespit davası sürerken dava konusu borcun ödenmesi halinde dava kendiliğinden istirdat davasına dönüşür. İstirdat davasının görülebilmesi için borcun icra tehdidi altında ödenmesi ve bir yıllık hak düşürücü süre içinde açılması gerekir.
Bedelsiz olduğu öne sürülen dava konusu çekin incelenmesinde; çekin davacı tarafından keşide edildiği, dava dışı ... Ltd. Şti.’nin lehtar olduğu ve davalı faktoring şirketinin hamil-ciranta olduğu görülmüştür. Davalı faktoring şirketi tarafından davacı ve dava dışı lehtar şirket aleyhinde .... İcra Müdürlüğü’nün 2020/... Esas sayılı takip dosyası ile takip başlatılmıştır. Bu takip dosyasında erilen yetkisizlik kararı uyarınca takip dosyası ...’ya tevzi edilmiş ve ... İcra Müdürlüğü’nün 2021/... Esas numarasını almıştır. Davacı şirket dava konusu çekin dava dışı lehtara iş avansı olarak verildiğini, dava dışı lehtar şirkete karşı açtığı menfi tespit davasının kabul edildiğini ve çekin bedelsiz kaldığını, davalı faktoring şirketinin de gerekli istihbarat çalışmasını yapmadığı gerekçesiyle kötü niyetli hamil olduğunu ve davalı şirkete karşı borcunun bulunmadığını öne sürmüştür.
Davacı taraf 28/12/2020 tarihinde 44.410,96 TL ve 29/05/2021 tarihinde 9.650,00 TL icra dosyalarına ödeme yapmıştır. Yapılan ödemeler sonucu icra dosyasının tahsil sebebiyle kapatıldığı ve çek aslının davacı borçluya iadesine ilişkin karar verildiği anlaşılmıştır. Davacı ile dava dışı lehtar şirket arasındaki .... ATM’nin 2020/... Esas sayılı dosyasında görülen menfi tespit davası sonucunda, davacının dava dışı şirkete borçlu olmadığının tespiti ile icra dosyasında ödenen bedellerin istirdadına karar verilmiştir.
12/12/2022 tarihli celsede verilen ara karar gereği menfi tespit talep edilen çek bedelinin ödenmesi sebebiyle davanın istirdat davasına döndüğü kabul edilmiştir. Mahkememizce .... ATM’de görülen dava sebebiyle, davacının işbu davayı açmakta hukuki yararının var olup olmadığı değerlendirilmiştir. Açılan işbu davanın .... ATM dosyası derdestken açılmış olması ve davalı faktoring şirketinin çekin hamili ve takip alacaklısı olması sebebiyle davacının işbu davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu anlaşılmıştır.
TTK md. 792’de yetkili hamilin çeki geri verme yükümlülüğü düzenlenmiştir. Maddeye göre hamil, ancak çeki kötü niyetle iktisap etmiş veya iktisapta ağır kusurlu ise o çeki geri vermekle yükümlüdür. 6361 sayılı Kanun’un 9. maddesinde faktoring şirketlerinin yapamayacağı iş ve işlemler sayılmıştır. Maddenin 2. fıkrası “Faktoring şirketi Kurulca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde kambiyo senetlerine dayalı olsa bile, bir mal veya hizmet satışından doğmuş fatura ile tevsik edilemeyen alacaklar ile Kurulca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde tevsik edilemeyen mal veya hizmet satışına bağlı doğacak alacakları devir alamaz veya tahsilini üstlenemez. Aynı faturaya dayalı birden çok faktoring şirketine yapılan kısmi temliklerin toplam tutarı fatura tutarını aşamaz.” şeklindedir. Faktoring İşlemlerinde Uygulanacak Usul ve Esaslara İlişkin Yönetmelik’in 5. maddesinde faktoring şirketlerinin istihbarat çalışması yapmak zorunda olduğu düzenlenmiştir. Madde uyarınca istihbarat çalışması “a) Öncelikle ilgili mevzuatta yer alan faturanın tarifi, şekli ve nizamına ilişkin düzenlemeler de dikkate alınarak faturadaki bilgilerin kontrol edilmesi,
b) İç kontrol sisteminin devralınan faturalara ilişkin gerekli istihbarat ve araştırma yapılmasını sağlayacak ve Merkezi Fatura Kaydı Sisteminde bu faturaların mükerrer olmadığının kontrolü tamamlanmaksızın kullandırım yapılamayacak şekilde oluşturulması,
c) Müşterilerin mali durumlarının değerlendirilerek bunların itibarı ve işlem geçmişleri de dikkate alınmak suretiyle gerektiğinde fatura borçlusu ve kambiyo senedi veya diğer senedin keşidecisine de başvurularak borcun teyit edilmesini sağlayacak yöntemler geliştirilmesi ve ulaşılabilmesi mümkün olan ilgili veri tabanlarından yararlanılması yoluna gidilmesi hususları dâhil olmak üzere asgari olarak yukarıda belirtilen usul ve esasları içerecek şekilde yapılır ve bunların yetersiz kalması durumunda ilave yöntemlere başvurulur.” şeklinde yapılır. Müşterinin beyanı ve sözlü teyidi ile yetinilmemesi gerekir.
Yargıtay ... HD 2019/4611 Esas ve 2020/... Karar sayılı ilamında da “Bu durumda temlik alan davalının temlik eden faktoring şirketinin halefi olduğu hususu da dikkate alınarak somut uyuşmazlığın, TTK'nın kambiyo senetlerine ilişkin genel hükümlerine nazaran faktoring işlemleri bakımından özel bir hüküm niteliğinde olan ve uyuşmazlığın çözümünde öncelikle uygulanması gereken 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu ve buna ilişkin Yönetmelik ile BDDK Genelgeleri çerçevesinde değerlendirilip, çözüme kavuşturulması gerekmektedir. 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun 9/2. maddesine göre, faktoring şirketi Kurulca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde kambiyo senetlerine dayalı olsa bile, bir mal veya hizmet satışından doğmuş fatura ile tevsik edilemeyen alacaklar ile kurulca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde tevsik edilemeyen mal veya hizmet satışına bağlı doğacak alacakları devir alamaz veya tahsilini üstlenemez. Aynı faturaya dayalı birden çok faktoring şirketine yapılan kısmi temliklerin toplam tutarı fatura tutarını aşamaz. Aynı Kanun'un 9/2. maddesinin yollamasıyla somut olaya uygulanması gereken 29257 sayılı Faktoring İşlemlerinde Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 5/1. maddesi ise; “Kuruluş tarafından müşteriyi yeteri kadar tanıyacak şekilde istihbarat çalışmalarının yapılması, sadece müşterilerin beyanı veya sözlü teyidi ile işlem yapılmaması gerekir. İstihbarat çalışması;a) Öncelikle ilgili mevzuatta yer alan faturanın tarifi, şekli ve nizamına ilişkin düzenlemeler de dikkate alınarak faturadaki bilgilerin kontrol edilmesi,b) İç kontrol sisteminin devralınan faturalara ilişkin gerekli istihbarat ve araştırma yapılmasını sağlayacak ve Merkezi Fatura Kaydı Sisteminde bu faturaların mükerrer olmadığının kontrolü tamamlanmaksızın kullandırım yapılamayacak şekilde oluşturulması,c) Müşterilerin mali durumlarının değerlendirilerek bunların itibarı ve işlem geçmişleri de dikkate alınmak suretiyle gerektiğinde fatura borçlusu ve kambiyo senedi veya diğer senedin keşidecisine de başvurularak borcun teyit edilmesini sağlayacak yöntemler geliştirilmesi ve ulaşılabilmesi mümkün olan ilgili veritabanlarından yararlanılması yoluna gidilmesi hususları dâhil olmak üzere asgari olarak yukarıda belirtilen usul ve esasları içerecek şekilde yapılır ve bunların yetersiz kalması durumunda ilave yöntemlere başvurulur.” hükmünü haizdir.
Bu itibarla, mahkemece, yukarıda açıklanan mevzuat hükümleri çerçevesinde somut olayın ele alınması, bu doğrultuda, temlik eden davalı faktoring şirketinin dava konusu çekleri alırken gerekli istihbarat çalışmasını yapıp yapmadığı, dava dışı Davut Tangal’ın ve önceki cirantaların mali durumuna ilişkin değerlendirme yapıp yapmadığı ve diğer yükümlülükleri yerine getirip getirmediği hususlarında araştırma yapılarak, temlik eden davalı faktoring şirketinin çeki iktisabında ağır kusurlu veya kötü niyetli olup olmadığının belirlenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, anılan mevzuat hükümlerine dayalı olarak hiçbir araştırma yapılmaksızın salt TTK’nın kambiyo senetlerine ilişkin genel hükümlerine dayalı olarak karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.” şeklinde karar vermiştir. Yukarıda açıklanan yasal mevzuat ve içtihatlar değerlendirildiğinde somut olayda davalı faktoring şirketinin sadece müşterisinin beyanı ile yetindiği, gerekli istihbarat çalışmasını yapmadığı kanaatine varılmıştır.
İcra dosyasının incelenmesinde davacının ödemelerini itiraz süresi içinde yaptığı anlaşılmıştır. Kural olarak itiraz süresi içinde ödeme yapan borçlunun, sonradan istirdat talebinde bulunması mümkün değildir. Her ne kadar davacı, ihtirazi kayıt ile hacizlerin kaldırılması amacıyla ödeme yaptığını beyan etmiş ise de, icra dosyasına ihtirazi kayıt ile ödeme yapılması mümkün değildir. Zira İİK md. 266 ihtiyati haczin para veya mahkeme tarafından kabul edilecek teminat karşılığında kaldırılmasına ilişkin açık bir düzenleme içermektedir. Davacının İİK md. 266 hükmünden faydalanmayıp, icra dosyasına ihtirazi kayıt ile ödeme yapması, sadece haczin kaldırılması için ödeme yapıldığı sonucunu doğurmaz. İcra müdürlüğü de takip aşamalarında davacının dosyaya yatırdığı paraları davalı alacaklıya ödemiştir.
Davacı ile dava dışı şirket arasında görülen ... ATM’nin 2020/... Esas sayılı dosyasında kesinleşen hükümde, davacının işbu dava konusu olan talep ettiği bedellerin istirdadına dair hüküm kurulmuştur. Dolayısıyla davacının işbu dosyadaki istirdat talebi mükerrer niteliktedir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; yukarıda açıklanan sebeplerle davacının menfi tespit davasının icra dosyasına ödemelerin yapılması sebebiyle istirdat davasına döndüğü anlaşılmakla, davalı faktoring şirketinin istihbarat çalışmasını gereği gibi yerine getirmediği kabul edilmesine rağmen, davacının itiraz süresi içinde icra dosyalarına ödeme yapması sebebiyle istirdat talep edemeyeceği, .... ATM’nin 2020/... Esas sayılı dosyasında kesinleşen hükme göre dava dışı diğer borçlu şirketin, davacının işbu dava konusu ödediği bedelleri davacıya iade edecek olması ve icra dosyasında dava konusu çekin davacı borçluya iadesine ilişkin karar verilmesi sebebiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davalının kötü niyet tazminatı talebi ise, mahkememizce takibe ilişkin bir tedbir kararı verilmemesi ve icra dosyasında ödemelerin zamanında yapılması sebebiyle davalı alacaklının alacağına geç kavuşmadığı kanaatiyle reddedilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE
3-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 179,90-TL harcın mahsubu ile fazladan alınan 743,33-TL'nin yatıran tarafa iadesine,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Fazla yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının dosya kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (... Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.08/05/2023

Katip ...
¸e-imzalıdır

Hakim ...
¸e-imzalıdır


Full & Egal Universal Law Academy