İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/87 Esas 2023/168 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2022/87
Karar No: 2023/168
Karar Tarihi: 12.04.2023

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/87 Esas
KARAR NO: 2023/168
DAVA: Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 21/04/2015
KARAR TARİHİ: 12/04/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 22/03/2014 tarihinde davalı sürücü... yönetiminde bulunan davalı Seher Demirci'nin maliki olduğu ve davalı ... Sigorta A.Ş tarafından ZMSS trafik sigorta poliçesi ile sigortalanmış ... plakalı otomobilin, İstanbul Gaziosmanpaşa Aldoğan caddesinde davalı ... Türk Sigorta Şirketi tarafından ZMSS trafik sigorta poliçesi ile sigortalanmış... tarafından kullanılan ... plakalı motosiklete çarpması sonucu motosikletin yolcusu durumundaki davacı ...'in kaza sebebiyle bacağında meydana gelen kemik kırığı nedeniyle tüm tedavi masraflarını kendisinin karşıladığını, SGK tarafından kendisine herhangi bir ödemenin yapılmadığını, meslekte kazanma gücünün %4 oranında kaybederek malul kalması dolayısıyla maddi tazminatın ve manevi tazminatın davalılardan müteselsilen tahsil edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı ... Anonim Sigorta şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; 25/02/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6111 sayılı yasanın 59. Maddesinde trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun değişen 98. Maddesinde trafik kazalarındaki acil sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumunda karşılanacağı, SGK GSS sağlık hizmetleri daire başkanlığı'nın 04/10/2013 gün 16318476 sayılı yazısı ile trafik kazalarından doğan tedavi giderlerinin; refaketçi gideri, yol masrafı, ilaç masrafı, tıbbi malzeme masrafı gibi sair tüm masraflar dahil olmak üzere SGK tarafından karşılanacağının ifade edildiğini ve bu gerekçelerle belirtilen masraflardan davalı müvekkilinin sorumlu olmadığını, kusuru bulunmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı ... Anonim Sigorta şirket vekilinin yukarıda özetlenen savunmalarını tekrar ederek tedavi giderlerine ait maddi tazminat sorumluluğunun limit ile sınırlı olarak belirlenmesine ve 6111 sayılı kanun ile geçiçi işgöremezlik teminatının da tedavi gideri kapsamında sayılacağından SGK tarafından karşılanması gerektiğinden reddedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; trafik kazasından kaynaklı tedavi gideri ile iş göremezliğe ilişkin maddi tazminat ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
Davacıya ait tedavi evrakları celp edilmiştir.
Davacının manevi tazminat talebi kapsamında ekonomik sosyal durum araştırması için yetkili emniyet birimi marifeti ile araştırma yapılmıştır.
Davalı sigorta şirketlerine yazı yazılarak poliçe ile hasar dosyaları celp edilmiştir.
SGK'ya yazı yazılarak davacı tarafa trafik kazası nedeni ödeme yapılıp yapılmadığı araştırılmıştır.
ATK 3. İhtisas Kurulu'nun 03/07/2017 tarihli maluliyet raporu kapsamında; ''...Mevcut belgelere göre Zikri oğlu 1987 doğumlu ...'in 23.03.2014 tarihli trafik kazası sebebiyle 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle Grup 1 kabul olunarak:
Gr1 XII (32a....1) A % 5
E cetveline göre: % 4,0(Yüzdedörtvirgülsıfır) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı,
İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği oy birliği ile mütalaa olunur.Mevcut belgelere göre Zikri oğlu 1987 doğumlu ...'in 23.03.2014 tarihli trafik kazası sebebiyle 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle Grup 1 kabul olunarak:
Gr1 XII (32a....1) A % 5
E cetveline göre: % 4,0(Yüzdedörtvirgülsıfır) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı,
İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği oy birliği ile...'' tespitinin yapıldığı anlaşılmıştır.
Kusur ve aktüerya bilirkişi marifeti ile rapor alınmıştır.
Davacı vekilinin 12/12/2018 tarihli talep arttırım dilekçesi ile; 2.500,00 TL'lik iş göremezlik alacağını, 52.966,38 TL artırarak 55.466,38 TL iş göremezlik maddi tazminatının davalılar..., ... ve ... Sigorta AŞ tarafından tahsil edilerek davacıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 22/05/2019 tarihli, 2015/442 esas ve 2019/457 karar sayılı kararı ile; "1-Davanın Kısmen Kabulü ile, A-Davalı ... Sigorta'ya yönelik açılan davanın reddine, B-Tedavi(yol) giderlerine yönelik talebin kısmen kabulü ile 90,00-TL'nin davalı ... sigorta yönünden dava tarihinden itibaren, davalılar... ve ... yönünden olay tarihi olan 22/03/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile, müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya dair istemin reddine, C-İşgörmezlikten kaynaklı talebin kabulü ile 55.466,38-TL'nin davalı ... sigorta yönünden dava tarihinden itibaren, davalılar... ve ... yönünden olay tarihi olan 22/03/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile, müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, D-Manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, 15.000,00-TL manevi tazminatın davalılar... ve ... yönünden olay tarihi olan 22/03/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile, müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya dair istemin reddine... " dair karar verildiği, 09/09/2019 tarihinde ise; "Mahkememizin 2015/442 esas, 2019/457 karar sayılı dosyasının gerekçeli karar hüküm kısmının 1 no'lu hükmünün B, C, D no'lu bendinde yazan " müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine," ibarelerinin "... Sigorta A.Ş., ... ve ...'den tahsili ile davacıya verilmesine" olarak TAVZİHEN DÜZELTİLMESİNE " şeklinde tavzih kararı verildiği, kararın davalı... ve ... tarafından istinaf edilmesi üzerine dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine gönderildiği görülmüştür. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 28/12/2021 tarihli, 2019/3190 esas ve 2021/2315 karar sayılı kararı ile; "...Maluliyete ilişkin alınacak raporların nasıl düzenleneceğine ilişkin ne Karayolları Trafik Kanun’un da ne de Türk Borçlar Kanun’unda düzenleme yapılmamış, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin içtihatları ile kaza tarihine göre dönemsel olarak uygulanması gereken Yönetmelikler açıklanmıştır. Buna göre maluliyete ilişkin alınacak raporların, kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 tarihinden sonrada Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine uygun olarak düzenlenmesi gerekecektir (Benzer yönde Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 16/06/2020 tarih, 2018/3614 E. ve 2020/3544 K., 28/01/2020 tarih, 2018/3470 E. ve 2020/153 K.sayılı kararları).
Maluliyet Tespit İşleri Yönetmeliği 01/09/2013 tarihinde yürürlüğe girmiş olup, 4.maddesinin k bendinde maluliyet tanımına yer verilmiştir. Buna göre "Maluliyet: Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamındaki sigortalılar için çalışma gücünün veya iş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünün en az %60’ını, (c) bendi kapsamındaki sigortalılar için çalışma gücünün en az %60’ını veya vazifelerini yapamayacak şekilde meslekte kazanma gücünü kaybetme hali" olarak tanımlanmış yine Yönetmeliğin sigortalıların çalışma gücü kaybı tespitini düzenleyen 9 ve 10 maddelerinde %60 maluliyet ve üzeri için maluliyet tespitine ilişkin esaslar düzenlenmiştir. Başka bir ifadeyle bu yönetmelik sadece %60 maluliyet ve üzeri için hükümler ve ekli cetvel içermekte olup %60'ın altında maluliyet bulunması halinde bu Yönetmelik hükümlerinin uygulanması olanaklı değildir.
Yine Yönetmeliğin 23.maddesi ile Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinde yer alan; çalışma gücü kaybı, vazife malullüğü, harp malullüğü ile erken yaşlanma durumlarının tespiti ile ilgili tüm hükümler yürürlükten kaldırılmış düzenlemesine yer verilerek Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinin tümden kaldırılmadığı anlaşılmaktadır. Keza ek cetveller ilişkin yeni bir düzenleme de yapılmamıştır.
Sonuç olarak davacının maluliyetinin %60'ın altında olması ve kaza tarihine göre uygulanması gereken Maluliyet Tespit İşleri Yönetmeliği hükümlerine göre maluliyet belirlenirken aynı cetvellerin (Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine ekli cetveller) esas alınması gerektiğinden maluliyetin tespitinde Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinin uygulanmış olmasının, maluliyet oranına bir etkisi olmayacağından hükme esas alınan maluliyet raporunda usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır.
Davacının yaralanması nedeni ile yapmış olduğu tespit edilen tedavi giderinden davalıların kusurları oranında sorumlu olmasına, bilirkişi raporundaki hesaplamanın gün üzerinden değil ay üzerinden yapılmış olmasına ve hesaplamada hata bulunmamasına göre bu hususlara değinen istinaf talepleri yerinde değildir.
Dava dilekçesinde belirsiz alacak davası olarak tazminat talep etmiştir. Belirsiz alacak davasında zamanaşımı yalnızca dava açılan kısım için değil, tüm dava için kesilir. 6100 sayılı HMK hükümleri gereğince davacının iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın, davanın başında belirtmiş olduğu alacak talebini HMK 107/1. maddesi hükmüne göre bilirkişi raporu ile tam ve kesin olarak belirlendiği anda arttırması mümkündür. HMK'nın 107/2. maddesi gereğince yapılacak bu artırım bir ıslah olmadığı gibi bu artırım nedeniyle zamanaşımının da gerçekleştiğinden söz edilemez (Benzer yönde Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 24.06.2019 tarih, 2016/20495 E.ve 2019/7842 K.sayılı kararı).
Davaya konu trafik kazasına ilişkin mahkemece hükme esas alınan kusur bilirkişi raporuna göre olaya ilişkin kaza tespit tutanağının bulunmadığının belirtildiği görülmüştür. Kazaya ilişkin Gaziosmanpaşa ... Asliye Ceza Mahkemesi'nin ... Esas sayılı dosyasının iddianame ve bilirkişi raporu dışındaki evrakların dosya içerisine alınmadığı, davacı ve davalı Ramazan ve ... tanıklarının dava ve cevap dilekçelerinde bildirilmesine rağmen davalıların tanık dinletme talebinin reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Mahkemece Gaziosmanpaşa ... Asliye Ceza Mahkemesi'nin ... Esas sayılı dosyası celp edilerek, taraf tanıkları dinlenerek İTÜ Makine Mühendisliği bölümünde görevli akademisyenlerden oluşturulacak bilirkişi kurulundan veya Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti gibi kurumlardan seçilecek bilirkişi heyeti ile kazanın nasıl gerçekleştiği ve kazadaki tarafların kusur durumlarının belirlenmesi konusunda ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.
Karar tarihindeki AAÜT'nin 10/2 ve 13/2. maddelere göre davanın kısmen reddine karar verilen tedavi giderleri ve manevi tazminat yönünden davalılar lehine vekalet ücreti hesaplanması gerektiğinin gözetilmemesi doğru olmamıştır..." gerekçeleri ile mahkememiz kararı kaldırılmış ve dosya mahkememize gönderilerek yukarıdaki esasa kaydı yapılmıştır.
Anılı Bam kararı gereğince Gaziosmanpaşa ... ASCM'nin ... esas sayılı ceza dosyası fiziken celp ve tetkik edilmiştir. Yine Bam kararı gereğince davalılar... ve ... vekilinin tanık olarak bildirdikleri İfakat Demirci'nin beyanları alınmış ve kazanın meydana geldiği sırada olay mahallinde bulunmadığından görgüye dayalı bilgisinin bulunmadığı tespit edilmiştir. İlerleyen aşamada ise İTÜ Makine Mühendisliği bölümünde görevli akademisyenlerden oluşan 3 kişilik bilirkişi heyetine dosya tevdi edilmiştir. Bu suretle görevlendirilen kusur bilirkişileri ...,...,... ve...tarafından hazırlanan 23/02/2023 tarihli raporda özetle; "...Dava dosyasında bulunan 23.03.2014 tarih ve 01:50 saatli kaza yeri krokisi aşağıda görülmekte olup ... caddesinde Edirne Asfaltı trafik ışıklarına doğru seyreden... plakalı motosikletin sol yanına, karşı yönden gelip motosikletin sağında bulunan Hamidiye caddesine sola dönüşle girmek isteyen ...plakalı aracın ön kısmı ile çarpmış olduğu görülmektedir. Kroki ve internetten alınan mahal krokisinde kaza olan yer kırmızı halka içine alınmış olup, dosyada bulunan bir olay yeri fotoğrafı da eklenmiş, yolun orta refüjle bölünmüş olduğu ve aracın refüj aralığından sola dönüşü sırasında karşı yönden gelip düz geçmekte olan motosiklete yandan çarpmış olduğu anlaşılmaktadır.
¸
¸
¸
Dava dosyasında bulunan ifadesinde motosiklet sürücüsü ...kaza mahallinde yeşil ışıkta devam ettiği sırada sol tarafından gelen aracın, motosikletinin arka tarafına çarptığını ve çarpmanın etkisi ile motosiklette arkasında oturan ... ile beraber motosikletten düştüklerini belirtmiştir. Dava dosyasında ifadesi bulunan ... de, ...ün ifadesini doğrular nitelikte kazayı açıklamıştır.
Kazada aracın motosikletin sol yan arka kısmında, motosiklet yolcusunun bacaklarının bulunduğu bölgeye çarpmış olduğu anlaşılmaktadır.
Dava dosyasında bulunan ifadesinde araç sürücüsü... General Aldoğan caddesi üzerinde kendisine yol veren minibüsü geçtiği sırada minibüsün sağ tarafından hızlı şekilde gelen motosiklet ile çarpıştıklarını ve çarpmanın etkisiyle motosiklet sürücüsü ve arkasında bulunan şahsın yere düştüğünü belirtmiştir.
Dava konusu kaza ile ilgili 2014/1080 nolu Gaziosmanpaşa ...Asliye Ceza mahkemesine hitaben düzenlenmiş olan 09.07.2015 tarihli bilirkişi raporunda kaza, yerinde yapılan keşfe dayanarak irdelenmiş, kaza mahallinin kontrolsüz tali yol kavşağı olduğu, araç sürücüsü ...nin kaza mahalli kavşakta geçiş önceliklerine uymamış olması nedeniyle %100 asli kusurlu olduğu, motosiklet sürücüsü ...ün normal seyri sırasında sol arka yanından aldığı darbede kusurunun bulunmadığı, kazada ayağından yaralanan motosiklet yolcusu...in kusurunun bulunmadığı kanaati ifade edilmiştir.
Yine dava konusu kaza ile ilgili Ceza Davası dosyasına sunulmuş olan 20.05.2016 tarihli bilirkişi raporunda kaza yerinde yapılan keşfe dayanarak olay değerlendirilmiş ve sürücü Ramazan DEMİRCİnin asli ve tam kusurlu olduğu, motosiklet sürücüsü ...ün kusursuz olduğu kanaati ifade edilmiştir.
Sürücü...nin vekili bu raporlara itiraz etmekte ve değerlendirmede motosikletin bir minibüsün sağından geçerek aracın önüne çıkmış olduğu hususunun dikkate alınmadığını belirtmiştir.
Ceza davası dosyasında bulunan 29.11.2016 tarihli Adli Tıp Kurumu raporunda da kaza irdelenmiş ve Ceza Dosyasında bulunan ve yukarıda özetlenen bilirkişi raporlarında ifade edilen görüşlerle aynı kanaate varılarak sürücü ...nin asli kusurlu olduğu, motosiklet sürücüsü ...ün kusursuz olduğu, müşteki yolcu ...in kusursuz olduğu kanaati ifade edilmiştir.
Buna dosyasında bulunan 17.01.2018 tarihli bilirkişi raporunda, raporun kusuru değerlendirmesi bölümünde, davalı sürücünün bir minibüsün kendisine yol vermesi üzerine ileri hareketine devam ettiğini bildirmiş ise de bu yönde bir tespit ve tanık beyanı bulunmadığı, ancak öyle de olsa davalının sağını kontrol etmeyi sürdürerek sağ şerit üzerinden gidip yaklaşmış olan motosikletin geçmesini beklenmesi gerektiği belirtilerek, davalı araç sürücüsü ...nin %100 tam kusurlu olduğu, davacı yolcu ...in kusursuz olduğu, motosiklet sürücüsü ...ün kavşağa yaklaştığında hızının yüksek olduğunu gösteren somut bir tespit ve beyan olmamasına dayanarak, herhangi bir kusurunun bulunmadığı kanaati ifade edilmiştir.
Sayın Mahkeme 2019/457 nolu kararı ile yukarıda özetlenen kusur kanaatine uyarak hüküm kurmuştur.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/300esas 2021/2315 nolu kararı ile kazanın nasıl gerçekleştiğini ve kazadaki tarafların kusuru durumlarının belirlenmesi konusunda ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğini belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına hükmetmiştir.
Dava konusu kaza ile ilgili Ceza Davası dosyasında ve dava dosyasında bulunan ifadeler incelendiğinde, davalı sürücü ...nin ifadesinde, kaza mahalli orta refüj aralığından geçerek sola dönüşü sırasında, kestiği yoldaki bir minibüsün durarak kendisine yol verdiğini, onun önünden geçerken minibüsün sağından motosikletin geçtiğini ve kendisinin motosiklete çarpmış olduğunu belirtmiştir. Diğer tanıkların ifadelerinde minibüsle ilgili bir bilgi yoktur. Ancak yukarıda sunulmuş olan kaza yeri fotoğrafları incelendiğinde,... caddesinin orta refüjle bölünmüş olduğu, motosikletin geldiği yönde iki şeritli olup, kavşağa kadar sağ şeridin araçların park etmesi için kullanıldığı ancak kavşak yaklaşımından itibaren Eski Edirne Asfaltı caddesine kadar iki şeritli olarak çalıştığı anlaşılmaktadır. Nitekim son fotoğrafta Eski Edirne Asfaltı caddesi çıkışında iki sıra araç bulunduğu görülmektedir. Dolayısıyla motosikleti, bir şeritli bir yolda bir minibüsün sağındaki boşluktan geçmiş gibi kabul etmek uygun olmayıp, motosikletin sağ şeritten seyretmekte olduğu, ve ifadelere göre kendilerine yanan yeşil ışık gereği geçişini sürdürmekte iken sol yan arkasından darbe almış olduğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyla heyetimiz dava dosyasında ve ceza dosyasında mevcut bilirkişi raporlarındaki ortak kanaate uygun olarak; davalı araç sürücüsü ...nin, dikkatsiz ve tedbirsiz seyri ile, orta refüj aralığından sola manevrası sırasında karşıdan gelmekte olan araçlara yol vermeyerek, geçmekte olan motosikletin sol arka yanına çarpmış olması ile 2918 sayılı KTKnın dönüş kurallarını kapsayan MADDE 53 ile tanımlı " Sağa ve sola dönecek olan sürücüler aşağıdaki kurallara uyarlar. ..
b) Sola dönüşlerde sürücüler;
1. Sola dönüş işareti vermeye,
2. Yolun gidişine ayrılmış olan kısmının soluna yaklaşmaya,
3. Hızını azaltmaya,
4. Dönüşe başlamadan, sağdan gelen taşıtlara ilk geçiş hakkını vermeye,
5. Dönüş sırasında, karşıdan gelen ve emniyetle durdurulamayacak kadar kavşağa yaklaşmış olan taşıtların geçmesini beklemeye, ..Zorunludurlar." Kuralını ihlal etmiş olması ile trafik kazalarında sürücü kusurlarının tespiti ve asli kusur sayılan halleri kapsayan Madde 84 ile tanımlı "Araç sürücüleri trafik kazalarında;
f) Doğrultu değiştirme manevralarını yanlış yapma, ..
h) Kavşaklarda geçiş önceliğine uymama, ..
j) Manevraları düzenleyen genel şartlara uymama,
..Hallerinde asli kusurlu sayılırlar." gereği %100 asli kusurlu olduğu, motosikleti sürücüsü ...ün trafik kuralların uygun normal seyri sırasında sol yan arka kısmından darbe alarak uğramış olduğu kazada kusurunun bulunmadığı, davacı motosiklet yolcusu ...in kusurunun bulunmadığı kanaatine varmıştır.
SONUÇ :
Yukarıda yapılan açıklamalara göre, heyetimiz,
1.Davalı sürücü...nin %100 (yüzde yüz) kusurlu olduğu,
2.Dava dışı motosiklet sürücüsü ...'ün kusursuz olduğu,
3.Davacı motosiklet yolcusu ...'in kusursuz olduğu..." şeklinde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Anılı Bam kararı gereğince de tespit edildiği üzere; davacının maluliyetinin %60'ın altında olması ve kaza tarihine göre uygulanması gereken Maluliyet Tespit İşleri Yönetmeliği hükümlerine göre maluliyet belirlenirken aynı cetvellerin (Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine ekli cetveller) esas alınması gerektiğinden maluliyetin tespitinde Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinin uygulanmış olmasının, maluliyet oranına bir etkisi olmayacağından hükme esas alınan maluliyet raporunda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı tespit edilmiştir.
Davacının yaralanması nedeni ile yapmış olduğu tespit edilen tedavi giderinden davalıların kusurları oranında sorumlu olmasına, bilirkişi raporundaki hesaplamanın gün üzerinden değil ay üzerinden yapılmış olmasına göre hesaplamada hata bulunmadığı saptanmıştır.
Davaya konu trafik kazasına ilişkin kaza tespit tutanağının bulunmadığından dolayı Gaziosmanpaşa ...Asliye Ceza Mahkemesinin... esas sayılı dosyası fiziken celp ve tetkik edilmiş olup mahkememizce dinlenilen davalı tanığının görgüye dayalı bilgisinin bulunmadığı saptanmıştır. İTÜ Makine Mühendisliği bölümünde görevli akademisyenlerden oluşturulan bilirkişi kurulundan rapor alınmış olup tespitlerin ayrıntılı, gerekçeli, dosya kapsamına ve ceza dosyası içeriğine uygun olup çelişen bir olgunun bulunmaması karşısında hükme esas alınmaya elverişli olduğu kanaatine varılmıştır. Bu kapsamda yapılan değerlendirme neticesinde; davalı araç sürücüsü ...'nin, dikkatsiz ve tedbirsiz seyri ile orta refüj aralığından sola manevrası sırasında karşıdan gelmekte olan araçlara yol vermeyerek, geçmekte olan motosikletin sol arka yanına çarpmış olması nedeni ile 2918 sayılı KTK'nın dönüş kurallarını kapsayan 53. maddesi gereği %100 asli kusurlu olduğu, motosiklet sürücüsü ...'ün trafik kurallarına uygun normal seyri sırasında sol yan arka kısmından darbe alarak uğramış olduğu kazada kusurunun bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Bu nedenle davacı taraf kazaya karışan her iki aracı sigortalayan ZMSS şirketlerini ayrı ayrı davalı göstermiş ise de davalı ... Anonim Sigorta Şirketi tarafından ZMSS ile sigortalanmış olan motosiklet sürücüsünün hızının yüksek olduğunu gösteren tespitlerin bulunmaması ve sol tarafından yakın mesafeden çıkıp davalı tarafa ait otomobil ile çarpışmayı önleme noktasında alabileceği bir tedbirin bulunmadığına yönelik tespitler gereğince kazada kusursuz olduğu kanaatine varılmakla, davalı ... Anonim Sigorta Şirketi yönünden davanın reddine dâir karar vermek gerekmiştir.
Huzurdaki davada; zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesini davalı ... Sigorta Şirketinin düzenlediği, davalı ...'ye ait aracın davalı sürücü...'nin idaresinde iken meydana gelen trafik kazası neticesinde davacının Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 9 ay olduğu ve davacının maluliyet oranının %4 olarak belirlendiği ATK raporu ile tespit edilmiştir. Ayrıntılı, gerekçeli ve dosya kapsamına uygun tanzim edilmekle mahkememizce itibar edilir bulunan kusur raporu ve aktüerya bilirkişi raporu ile tespit edildiği üzere davalı şirkete sigortalı davalı araç sürücüsünün %100 kusur oranı kapsamında, kaza tarihinde yürürlükte olan düzenlemelere uygun hesaplama yöntemi gereğince davacı yönünden iş göremezliğe dayalı maddi zararın 55.466,38-TL olarak hesaplandığı anlaşılmıştır. Talep edilen maddi tazminat miktarının zorunlu poliçe limitini aşmadığı, bu nedenlerle davalı ... sigorta şirketinin zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçeleri kapsamında, davalı araç malikinin işleten sıfatı ile davalı sürücünün haksız eylemi gerçekleştiren sıfatı ile davacının iş göremezlikten doğan işbu maddi zararını tazminle mükellef olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
2918 sayılı KTK nın 91. maddesi ve zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları A-1.madddesinde sigortacının poliçede belirtilen aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı KTK ya göre işletene düşen hukuki sorumluluğu zorunlu sigorta limitlerine kadar temin edeceği düzenlenmiş ve bu kanuna göre zorunlu mali sorumluluk sigortasının yaptırılması zorunlu kılınmıştır. Bu kapsamda sigorta poliçesinde belirtilen motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle sigorta şirketi zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderleri zorunlu olarak teminat altına almaktadır. Bununla birlikte sigorta şirketinin kanundan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü 6111 sayılı kanun ile getirilen düzenleme ile değişikliğe uğramıştır. Nitekim KTK nın 98. maddesinde değişiklik yapan 13/02/2011 tarihli 6111 Sayılı Kanunun 59. maddesi kapsamında trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesinin olup olmadığına bakılmaksızın SGK tarafından karşılanacağı anılı kanunun geçici 1. maddesiyle de kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin SGK tarafından karşılanacağı, söz konusu sağlık hizmet bedelleri için 59. maddeye göre belirlenen tutarın %20 sinde fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın 3 yıl süreyle aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketlerinin yükümlülüklerinin sona ereceği öngörülmüştür.
Anılan yasal düzenlemeler gereğince 2918 sayılı KTK' nın 98. maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden bir kısım sorumluluk SGK'ya yüklenmiştir. Dolayısıyla somut olayda davacı sigorta şirketi tarafından talep edilen tedavi giderlerinden KTK'nın 98. maddesi kapsamında kalanların ve SGK'nın sorululuğuna esas olanların belirlenerek madde kapsamında kalan tedavi giderleri yönünden SGK'nın sorumlu tutulması gerekmektedir. Ayrıca Kanunun 59. maddesi ve geçici 1. maddesi ile, trafik kazası sebebi ile kazazedelerin sağlık hizmet bedellerinin, sosyal güvenceleri olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı ve yine bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin de Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı hükme bağlanmıştır. Buna göre; 6111 Sayılı Kanun gereği Kanunun yayımlandığı tarihten önce ve sonra meydana gelen tüm trafik kazaları nedeni sunulan belgeli sağlık hizmet bedelleri Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacaktır. Bu nedenle davacının dava konusu tedavi giderlerinden belgeli/faturalı sağlık giderlerinin tümünden Sosyal Güvenlik Kurumu, (belgesiz/paramedikal giderlerden ise aracın işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı) sorumlu olacaktır. Bu kapsamda yapılan inceleme kapsamında tedavi/yol gideri olarak belgelenmeyen 90-TL 'nin davalılardan tahsilinin gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre, Hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir.
Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı'nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Hakim manevi tazminat yönünde takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerekmektedir. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında, manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır.
Anılı düzenlemeler ve içtihatlar ışığında somut olaya bakıldığında; usuli müktesep haklar da gözetilerek yaralamalı trafik kazası neticesinde tedavi görmek zorunda kalıp iş göremezliğe düşen davacının manevi zarara uğradığı ve davalı araç maliki ve araç sürücüsünün yasal düzenlemeler gereğince davacının manevi zararını gidermekle yükümlü olduğu sonucuna varılmıştır. Manevi tazminat miktarının belirlenmesi noktasında anılı düzenleme ve içtihatlar kapsamında değerlendirme yapılmış, olayın ağırlığı ve verdiği üzüntünün bir nebze olsun telafisi bakımından meydana gelen olayın oluş şekli, maluliyet oranı, iş göremezlik süresi, davalı sürücünün %100 oranındaki kusur oranı, tarafların mali ve sosyal durumları dikkate alınarak manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 15.000-TL manevi tazminat taktir edilmiştir.
Davalı malik/işleten ve davalı sürücü yönünden temerrüt, haksız fiil tarihi olan 22/03/2014 tarihi itibari ile oluşmuştur. 2918 sayılı KTK.’nın 99/1. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.2.b. maddesi uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğünün bulunduğu, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrütün gerçekleşeceği, davacı tarafın dava tarihinden önce başvuru yapmaması üzerine temerrüt halinin davalı ... sigorta şirketi yönünden dava tarihi olan 21/04/2015 tarihi itibari ile başladığı, davacının yasal faiz isteminde bulunduğu anlaşılmakla; davanın kısmen kabulüne dâir aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.

H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
A-Davalı ... Sigorta Şirketi'ne yönelik açılan davanın REDDİNE,
B-Tedavi (yol) giderlerine yönelik talebin KISMEN KABULÜ ile,
90,00-TL'nin davalı ... Sigorta Şirketi yönünden dava tarihinden itibaren, davalılar... ve ... yönünden haksız eylem tarihi olan 22/03/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya dair istemin reddine,
C-İş göremezlikten kaynaklı talebin KABULÜ ile,
55.466,38-TL'nin davalı ... Sigorta Şirketi yönünden dava tarihinden itibaren, davalılar... ve ... yönünden haksız eylem tarihi olan 22/03/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya dair istemin reddine,
D-Manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile,
15.000,00-TL manevi tazminatın davalılar... ve ... yönünden haksız eylem tarihi olan 22/03/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya dair istemin reddine,
2- Maddi tazminat yönünden; kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 3.850,39TL karar-ilam harcından, davacı tarafça peşin yatırılan (358,63 TL peşin harç + 180,91 TL peşin harç olmak üzere toplam) 539,54 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.310,85 TL harcın davalılar..., ... ve ... Sigorta Şirketi'nden müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazine'ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça peşin olarak yatırılan 539,54 TL harcın davalılar..., ... ve ... Sigorta Şirketi'nden müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Kabul edilen Maddi tazminat yönünden; davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılar..., ... ve ... Sigorta Şirketi'nden müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Reddedilen Maddi tazminat yönünden; davalılar ..., ... ve ... Sigorta Şirketi kendilerini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılar..., ... ve ... Sigorta Şirketi'ne ödenmesine,
6-Davalı ... Anonim Sigorta A.Ş'ye yönelik açılan dava reddedildiğinden ve ıslah dilekçesinde anılı davalı yönünden dava değeri arttırılmadığından dava dilekçesindeki talep aşılamayacağından; davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 5.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı ... Anonim Sigorta A.Ş'ye ödenmesine,
7-Manevi tazminat yönünden; kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 179,90 TL karar-ilam harcının davalılar... ve ...'den tahsili ile Hazine'ye gelir kaydına,
8-Kabul edilen Manevi tazminat yönünden; davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılar... ve ...'den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
9-Reddedilen Manevi tazminat yönünden; davalılar ..., ... kendilerini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılar... ve ...'ye ödenmesine,
10-Maddi ve manevi tazminat talepleri yargılama gideri yönünden birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafça yapılan 2.756,60 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesaplanan 1.246,29 TL yargılama giderinin davalılar..., ... ve ... Sigorta Şirketi'nden müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, (davalı sigorta şirketinin 984,34 TL ile sorumlu tutulmasına)
11-Maddi ve manevi tazminat talepleri yargılama gideri yönünden birlikte değerlendirildiğinde; davalı... tarafından yapılan 2.748,50 TL yargılama giderinden davanın red oranına göre hesaplanan 1.506,78 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı...'ye ödenmesine,
12- Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair; davacı vekilinin ve davalılar ... ve... vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 12/04/2023
Katip
¸e-imzalıdır


Hakim
¸e-imzalıdır




Full & Egal Universal Law Academy