İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/291 Esas 2023/214 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2022/291
Karar No: 2023/214
Karar Tarihi: 09.05.2023

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/291 Esas
KARAR NO: 2023/214
DAVA: Alacak (Komisyonculuk Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 26/04/2022
KARAR TARİHİ: 09/05/2023
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Komisyonculuk Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin uzunca bir süredir davalı taraf mobil uygulaması aracılığı ile kripto para alım ve satım işlemleri gerçekleştirdiğini, 01/02/2022 tarihinde sosyal medya platformunda davalı şirkete ait logo ve unvanı görüp, söz konusu link aracılığı ile davalının mobil uygulamasına aktarıldığını, uygulama üzerinde sair iş ve işlemler yapmasının ardından güvenli çıkış seçeneği ile çıkış yaptığını, akabinde telefonuna mobil uygulaması üzerinden bazı bildirimlerin gelmeye başladığını, söz konusu bildirimlerde, müvekkilinin hesabında mevcut bazı kripto paralarının USDT'ye çevrildiğini ve bu paranın da bilinmeyen, müvekkili ile alakası bulunmayan üçüncü şahıs hesaplara transfer edilmiş olduğu bilgisini aldıklarını, hesabına erişim sağlamaya çalışıldığını ancak telefonuna gelmesi beklenen SMS kodunu alamadıklarını, sonuç olarak müvekkilinin hesabında bulunan kripto varlıkların satılarak 5.293,7055 USDT'nin farklı üçüncü şahıs hesaplara transfer edildiğini, bunun üzerine davalı taraf yetkili birimleri ile iletişime geçildiğini, davalı yetkililerinin hesaplara bilinmeyen kimselerce giriş yapıldığını, bazı kripto varlıkların alım ve satımının gerçekleştirildiğini, yine bu bilinmeyen kimselerin mevcut USDT'yi başka hesaplara transfer etmiş olduklarını beyan ettikleri, müvekkilinin hesabına, bilinmeyen kimselerin, davalı tarafa ait mobil uygulamayı taklit ederek, yazılımlarını kopyalayarak kaçak yollar ile giriş yaptığı ve müvekkilinin hesabında sair iş ve işlemler yaptığının davalı tarafından tespit edildiğini ancak buna rağmen gerekli güvenlik önlemleri alınmadığını, davalı tarafın, kripto varlık hizmet sağlayıcısı olması hasebiyle mevcut zararlarını karşılaması amacıyla ... Noterliği'nden ihtarname çekildiğini, davalının gerekli önlem ve tedbirleri almaması nedeniyle tam kusurlu ve sorumlu olduğunu, taraflar arasında kullanım şartları ve üyelik sözleşmesi akdedildiğini, bu sözleşme gereğince davalının müvekkilinin hesabını azami ölçüde koruyacağını taahhüt ettiğini, taraflar arasındaki ilişkinin TBK'nun 546 maddesi anlamında diğer komisyon işlerinden sayılabileceğini, komisyon sözleşmelerine aksi bir hüküm yoksa vekalet sözleşmelerinin uygulanabileceği, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını beyanla davanın kabulünü 5.293,7055 USD tutarındaki zararın fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak şartıyla şimdilik 1.000 TL'sinin fiili ödenme tarihindeki kur üzerinden tahsili müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin kendisine ait www.paribu.com adlı internet sitesi ve kendi ilan ettiği mobil uygulamalar üzerinden sistemine üye olan kullanıcılarına halk arasında kripto para olarak bilinen, dijital varlıkların alım/satım platformu hizmetini sunduğunu, müvekkilinin TBK'nun 520 ve devamındı düzenlenen "Simsarlık" faaliyeti kapsamında faaliyet gösterdiğini, kripto varlıkların ya da kripto paraların nasıl adlandırılacağı ve hukuki pozisyonlarının yasalarımızda bulunmadığını, bu sebeple müvekkilinin alması gereken bir önleme dair yasal düzenleme ya da zorlayıcı bir düzenlemenin de bulunmadığını, davacının bankalarla ilgili sunduğu yargıtay kararlarının BDDK lisansı ile faaliyet gösteren bankalar ile ilgili olduğunu, müvekkilinin aynı mevzuata tabi olamayacağını, davacının müvekkil şirket üyesi ve ... kullanıcısı olduğunu, ... kullanıcısı olmak için her kullanıcı gibi davacının da "Kullanım Sözleşmesi'ni elektronik ortamdan imzaladığını, davacının 01/02/2022 tarihinde sahte bir siteye kendisine gönderilen onay kodunu girerek giriş yaptığını, onay kodlarının doğru girilmeden transfer işleminin gerçekleşmesinin mümkün olamayacağını, davacının kendi kusuruyla transfer işlemi için kendisine gönderilen onay kodlarını 3. Kişilerle paylaşarak transfer işleminin gerçekleşmesine neden olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER:
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü'ne, ... Vergi Dairesi'ne yazılan müzekkere cevapları dosya arasına alınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizde görülmekte olan dava; davalının objektif özen yükümlülüğüne aykırı davrandığı iddiasına dayalı davacı yanda meydana gelen zararın tazmini isteminden ibarettir.
... Mahkemesi ... Hukuk Dairesi 2022/... Esas 2022/... Karar sayılı ilamında " Dava, davacı şirketin davalıdan olan fatura alacağının tahsili için başlattığı icra takibine davalının itirazı üzerine açılan itirazın iptali talebine ilişkindir. Davacı tarafça dava asliye ticaret mahkemesinde açılmış, ... Asliye ticaret Mahkemesi 2020/... Esas, 2020/... Karar sayılı kararıyla her ki tarafın tacir olmaması ve davanın mutlak ticari dava olmaması nedeniyle görevsiz olduğundan bahisle görevsizlik kararı verdiği, kararın taraflarca istinaf edilmeksizin kesinleştiği, asliye hukuk mahkemesince davalının tacir olup olmadığının vergi dairesinden ve ... nden araştırıldığı, davalının limited şirket ortağı olduğu tespit edilerek tacir olduğundan bahisle ticaret mahkemesi görevli olduğu belirtilerek görevsizlik kararı verildiği görülmüştür. Davalı tarafın istinaf dilekçesinde belirttiği gibi davalının ortağı olduğu limited şirket tüzel kişiliği tacir olmakla birlikte bu durum davalının da tacir olduğunu göstermez. Davaya konu takibin dayanağı olan faturanın incelenmesinden davacı firma tarafından davalı şahıs adına faturanın düzenlendiği, taraflar arasındaki alacak ilişkisinin 2 şirket arasında değil, davacı şirket ile davalı şahıs arasında olduğu anlaşılmaktadır.
Somut olayda davalının tacir olmaması mutlak ticari davanın söz konusu olmaması nedeniyle ticaret mahkemesi görevli değildir."
... Bölge Adliye Mahkemesi ... Hukuk Dairesi 2021/... Esas 2022/... Karar sayılı ilamında " Dosya kapsamı uyarınca, davacının şirket ortağı olmasının davacıya tacir sıfatını kazandırmayacağı, davalının ticari ilişkisinin davacının ortağı olduğu ... Limited Şirketi ile olup davalının başlattığı icra takibinin de şirket ile olan cari hesap alacağına dayandığı, bu itibarla dava konusu uyuşmazlığın mutlak veya nispi ticari dava olmadığı anlaşılmakla, mahkemece işin esasına girilerek taraf iddia ve savunmaları ile toplanan ve toplanacak deliller çerçevesinde davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi yerinde görülmemiştir. " şeklinde belirtilmiştir.
6100 sayılı HMK'nın 1., 114/1-b, 114/1-c ve 115. maddeleri gereğince yargı yolu ve görev hususu; kamu düzenine ilişkin dava şartlarından olmakla; mahkememizce davanın her aşamasında resen nazara alınması gerektiğinden dava dosyası öncelikle bu noktalarda incelenmiştir.
Hukuk mahkemelerinin hangileri olduğu ve bunların kuruluşu 5235 Sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun 4. ve 5. maddelerinde düzenlenmiştir. Kanunun 6. maddesinin ikinci fıkrasına göre asliye hukuk mahkemeleri, sulh hukuk mahkemelerinin görevleri dışında kalan ve özel hukuk ilişkilerinden doğan her türlü dava ve işler ile kanunların verdiği diğer dava ve işlere bakar. Bu husus 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 2. maddesiyle de teyit edilmiştir. Anılan maddenin ikinci bendi Hukuk Muhakemeleri Kanununda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesinin diğer dava ve işler bakımından da görevli olduğunu vurgulamıştır. Asliye Ticaret Mahkemeleri de 5235 Sayılı Kanunun 5. maddesinin üçüncü fıkrasında düzenlenmiştir ve 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 5. maddesinin 1 numaralı bendi uyarınca bu mahkemeler, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 4. maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlenmiş, anılan kanunun 5. maddesinde asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grupta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 Sayılı TTK'nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz, TTK'nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK'nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olmasını sağlamaz. Başka ifade ile 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK'da yeterli görülmüştür.
Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda somut olay incelendiğinde; huzurdaki davanın 6102 sayılı TTK'nın 4. maddesinin "a-f" bentlerinde sayılan mutlak ticari davalardan olmadığı, nispi ticari dava niteliğinin bulunup bulunmadığı hususunda ise her iki tarafın tacir olması ve uyuşmazlığın tarafların ticari işletmesi ile ilgili olması kriterinin bulunması gerekmekle, davalı hakkında vergi dairesine yazılan müzekkereye; davalının 18/06/2022 tarihinden itibaren davalı dışı Salman Mekanik.... Ltd. Şti. Şirketi'nin ortağı olduğu bilgisinin verildiği, yine ... Müd.'ne yazılan müzekkereye de davalının gerçek kişi ticari kaydının bulanmadığı yönünde yanıt verildiği yukarıda anılan ilamlar gereği de tarafın limited şirket ortağı olmasının ona tacir sıfatı kazandırmayacağı keza limited şirketin ayrı bir tüzel kişiliğinin olduğu böylece eldeki davanın nispi ticari dava da olmadığı anlaşılmakla, dava tarihinde yürürlükte bulunan HMK'nın 2. maddesi uyarınca genel hükümlere göre davanın Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden, davanın, HMK'nun 115/2. maddesi uyarınca aynı Kanunun 114/l-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-Kararın istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesine müteakip bu tarihten itibaren istinaf yoluna başvurulması ve istinaf talebinin reddinin kesinleşmesine müteakip iki haftalık süre içinde talep halinde dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, süresi içinde gönderilme başvurusunun olmaması halinde davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğine,
3-HMK nın 331. Maddesi uyarınca harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4-Dosyanın kanuni süresi içinde gönderilmemesi durumunda talep halinde yargılama gideri ve vekalet ücretinin mahkememizce karara bağlanmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize verilecek ya da gönderilecek dilekçe ile ... Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/05/2023
Katip ...
e-imza

Hakim ...
e-imza


Full & Egal Universal Law Academy