İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/81 Esas 2023/306 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2022/81
Karar No: 2023/306
Karar Tarihi: 06.04.2023

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/81 Esas
KARAR NO: 2023/306
DAVA: Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ: 07/02/2022
KARAR TARİHİ: 06/04/2023
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin 14.01.2016 tarihinden bu yana faaliyette bulunduğunu, müvekkilin şirketin %45 hissesine sahip olduğunu, şirketin yönetim kurulu üyeliği ve başkanlığını şirketin kuruluşundan beri Davalı tarafın yaptığını, Şirket merkezinde 05.11.2021 tarihinde 2019 ve 2020 yıllarına ait Genel Kurulların yapıldığını, Genel Kurulda Şirketin sermayesinin 1.500.000,00-TL'den 5.000.000,00-TL'ye çıkartıldığını, alınan sermaye artırım kararının TTK nın 376..maddesi hükümlerine açıkça aykırı olduğunu, davalı şirketin sermaye artırımından önceki sermaye tutarı 1.500.000,00 TL olup davalı şirket sermayesinin 2/3 ünü yitirdiğini, davalı şirket sermaye azaltımı suretiyle 1/3 sermaye ile yetinme kararı alıp, ancak sermayenin 1.500.000,00-TL'ye tamamlanmasına karar alabileceğini, davalı şirketin bunu yapmayıp sermaye artırım kararı alarak sermayenin 5.000.000,00-TL'ye yükseltilmesine karar veremeyeceğini, genel kuruldan edinilen bilgiye göre davalı şirketin 2019 yılında satışlarının %82 oranında azaldığı ve şirketin son durumda %86 oranında zarar ettiği, 2019 yılı toplam zararının 4.924.000,00-TL olduğu davalı şirketin sermayesini tamamen kaybettiği ve borca batık olduğunu, davalı şirketin iflası istemek yerine sermaye artırımına gitmesinin TTK 376/3. Fıkrasına aykırı olduğunu, şirketin teknik iflasta olduğunun ve borca batık olduğunun bu durumun tespiti için ... Asliye Ticaret Mahkemesinde 2021/... Esas sayılı dosya ile dava açıldığı, davanın derdest durumda olduğu, davalı şirket tarafından 05.11.2021 tarihinden önceki bir genel kurulda sermaye artırımı kararı aldığı, davalı şirketin hakim hissedarı tarafından şirketin sermayesinin 1.500.000,00-TL den 8.000.000,00-TL'ye çıkartılmasına karar alındığı, bu kararın ... . Asliye Ticaret Mahkemesinde 2020/... Esas sayılı davası ile genel kurul kararlarının iptal davasının ikame edildiği, davanın halen derdest durumda bulunduğu, öncelikle 05.11.2021 tarihli genel kurulda alınan sermaye artırım kararının yürürlüğünün durdurulmasına, sonrasında iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirket kanuni temsilcisi ...'in Türkiye de ve Dünyada birçok şirket ve kuruluşlarda yönetici ve ortak Davacının haksız ve gerçek dışı iddialarının aksine müvekkili şirketin zarar etmediği gibi borca da batık olmadığı, ayrıca iş bu iddiaların huzurdaki dava ile ilgisinin olmadığı, bu yöndeki haksız ve asılsız iddialara itibar edilmemesi gerektiği, davacının bu bilgiye nasıl ulaştığının ve ne denli gerçeğe aykırı beyanda bulunmasının anlaşılamadığı, yönetim kurulu faaliyet raporunda finansal durumun açıklandığı buna göre; Şirketin 31.12.2020 tarihli aktifi 114.729,118,51 TL, Şirketin Özkaynağı : 953.418,60 TL olduğu, TTK 376 ya göre ortak ... tarafından şirketten olan alacağının 3.750.000,00 TL sinin sermaye yedeği olarak ayrılmasına rıza gösterdiği, şayet rıza gösterilmese idi özkaynağın 2.796.581,40 TL olacağı, şirket ortağı ...'in alacağının bir kısmını sermaye yedeği olarak ayırdığı ve müvekkil şirketi borca batık durumdan kurtardığını, ortaklardan birinin sermaye tamamlamasına katılmaması, diğer ortağın kendi isteği ile sermaye tamamlama yapmasına engel oluşturmayacağını, müvekkili tarafından şirketten olan alacaklarından 3.750.000,00-TL'den vazgeçerek tamamlama fonu ayrılmasının hukuka ve yasaya uygun olduğu, genel kurul tarafından alınan sermaye artırımı kararı sonucu tüm ortakların sermaye artırımına katılmaları ve rüçhan haklarını kullanmaları yasanın tanıdığı hak olup Davacı tarafça bilgi alma ve inceleme yükümlülüğünün kullandırılmadığı iddiası ile özel denetçi tayin edilmesi istemiyle açılan ve yargılaması ... Asliye Ticaret Mahkemesi'nde 2021/... Esas sayılı dosyası ile devam eden 29.09.2020 tarihli genel kurul kararının iptalinin gerektiği iddiası ile açılan ve yargılaması hali hazırda ... Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/... Esas sayılı dosyası ile devam eden dosyaların Mahkeme huzurundaki iş bu davayı yakından ilgilendirdiği ve sıkı irtibat içinde oldukları da dikkate alınarak iş bu davaların neticelerinin huzurdaki davada bekletici mesele sayılmasını, ayrıca müvekkili şirket yönetim kurulu başkanı ... tarafından Davacı ... ve annesi ... ve teyzesi ... ile ile müvekkili arasında kurulan adi ortaklık ilişkisi sırasında gerçekleştirdikleri hukuka aykırı işlemler ile müvekkil tarafından konulan avansın iadesini talep ettiğimiz ve halı hazırda yargılaması ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nde 2021/... Esas sayılı dosyanın neticesinin de bekletici mesele yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mali ve nitelikli hesaplama uzmanı bilirkişi heyetinin 17.02.2023 tarihli 22 sayfadan ibaret raporunda özetle; İptali istenen genel kurul kararının sermaye artırımına yönelik olduğu, sermaye artırımı kararı sırasında şirketin borca batık olmadığı, şirketin TTK md. 376 hükümlerinde öngörülen, sermayesinin yarısını, üçte ikisini veya tamamını kaybetmiş bir şirket durumunda olmadığı, davacının zararına bir sermaye artırımı niteliğinin tespit edilemediği, şirketin özellikle dış kaynaklardan sermaye artımına ihtiyaç duyduğu, arttırılan sermayenin şirketin mali durumun iyileştirici nitelikte olacağının tespit edilebildiği, davacının rüçhan hakkının engellenmediği, davalı şirket büyük ortağı tarafından bir kısım alacağından vazgeçilerek bu alacağın sermaye artırımına hazır bir biçimde tutulan ve bilançoda “sermaye yedeği” olarak ayrılan kısmın TTK md. 462, f. 3, c. gereğince sermayeye eklenmesine mevzuatın izin verdiği fon olarak kabul edilmesi gerekeceği, söz konusu fonun sermaye artırımında iç kaynaklardan sermaye artışı olarak değerlendirilmeden sermaye artırımı yapılamayacağı, bu hususun iptal davasında ileri sürülmediği, ancak mahkeme tarafından söz konusu aykırılık butlan olarak kabul edilirse, resen bu yönde karar verilebileceği, aksi durumda iptal talebinin reddi yönündeki değerlendirmenin mahkemenin takdirinde bulunduğu belirtilmiştir.
Celbedilen dosyaların incelenmesinde; ... ATM 2021/... Esas sayılı dosyası ile özel denetçi tayini talebine ilişkin yargılamanın devam ettiği, ....ATM 220/... Esas sayılı dosyası ile 20.09.2020 tarihli genel kurul kararının iptali talebine ilişkin 29.09.2020 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararlarla ilgili olarak yeniden görüşme yapılıp yeni kararlar alınması nedeniyle davanın konusuz kalmasından ötürü karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği görülmüştür.
Dava, 05/11/2021 tarihli olağan genel kurulunun 7. Maddesindeki sermaye arttırımı kararının iptali istemine ilişkindir.
Genel kurul kararlarının iptal sebepleri Türk Ticaret Kanunu 445. maddesinde düzenlenmiş olup, buna göre 446. maddede belirtilen kişiler, kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde, iptal davası açabilecektir. Yine aynı Kanunun 446. maddesinde ifade edildiği üzere, toplantıya katılsın yada katılmasın, çağrının usulüne göre yapılmadığını ve bu aykırılığın genel kurul kararı alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri bunu iptal davasına konu edebilecektir.
Sermayenin kaybı, borca batık olma hususları Türk Ticaret Kanunu 376. Maddesinde düzenlenmiş olup, buna göre; (1) Son yıllık bilançodan, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının yarısının zarar sebebiyle karşılıksız kaldığı anlaşılırsa, yönetim kurulu, genel kurulu hemen toplantıya çağırır ve bu genel kurula uygun gördüğü iyileştirici önlemleri sunar. (2) Son yıllık bilançoya göre, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının üçte ikisinin zarar sebebiyle karşılıksız kaldığı anlaşıldığı takdirde, derhâl toplantıya çağrılan genel kurul, sermayenin üçte biri ile yetinme veya sermayenin tamamlanmasına karar vermediği takdirde şirket kendiliğinden sona erer. (3) (Değişik: 26/6/2012-6335/16 md.) Şirketin borca batık durumda bulunduğu şüphesini uyandıran işaretler varsa, yönetim kurulu, aktiflerin hem işletmenin devamlılığı esasına göre hem de muhtemel satış fiyatları üzerinden bir ara bilanço çıkartır. Bu bilançodan aktiflerin, şirket alacaklılarının alacaklarını karşılamaya yetmediğinin anlaşılması hâlinde, yönetim kurulu, bu durumu şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesine bildirir ve şirketin iflasını ister. Meğerki, iflas kararının verilmesinden önce, şirketin açığını karşılayacak ve borca batık durumunu ortadan kaldıracak tutardaki şirket borçlarının alacaklıları, alacaklarının sırasının diğer tüm alacaklıların sırasından sonraki sıraya konulmasını yazılı olarak kabul etmiş ve bu beyanın veya sözleşmenin yerindeliği, gerçekliği ve geçerliliği, yönetim kurulu tarafından iflas isteminin bildirileceği mahkemece atanan bilirkişilerce doğrulanmış olsun. Aksi hâlde mahkemeye bilirkişi incelemesi için yapılmış başvuru, iflas bildirimi olarak kabul olunur.
İç Kaynaklardan sermaye artırımı hususları Türk Ticaret Kanunu 462. Maddesinde düzenlenmiş olup, buna göre;
(1) Esas sözleşme veya genel kurul kararıyla ayrılmış ve belirli bir amaca özgülenmemiş yedek akçeler ile kanuni yedek akçelerin serbestçe kullanılabilen kısımları ve mevzuatın bilançoya konulmasına ve sermayeye eklenmesine izin verdiği fonlar sermayeye dönüştürülerek sermaye iç kaynaklardan artırılabilir.
(2) Sermayenin artırılan kısmını, iç kaynaklardan karşılayan tutarın şirket bünyesinde gerçekten varolduğu, onaylanmış yıllık bilanço ve yönetim kurulunun vereceği açık ve yazılı bir beyanla doğrulanır. Bilanço tarihinin üzerinden altı aydan fazla zaman geçmiş olduğu takdirde, yeni bir bilanço çıkarılması ve bunun yönetim kurulu tarafından onaylanmış olması şarttır.
(3) Bilançoda sermayeye eklenmesine mevzuatın izin verdiği fonların bulunması hâlinde, bu fonlar sermayeye dönüştürülmeden, sermaye taahhüt edilmesi yoluyla sermaye artırılamaz. Hem bu fonların sermayeye dönüştürülmesi hem de aynı zamanda ve aynı oranda sermayenin taahhüt edilmesi yoluyla sermaye artırılabilir. Artırım genel kurul veya yönetim kurulu kararının ve esas sözleşmenin ilgili maddelerinin değişik şeklinin tescili ile kesinleşir. Tescil ile o anda mevcut pay sahipleri mevcut paylarının sermayeye oranına göre bedelsiz payları kendiliğinden iktisap ederler. Bedelsiz paylar üzerindeki hak kaldırılamaz ve sınırlandırılamaz; bu haktan vazgeçilemez.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; 6102 sayılı TTKnın 446/1-a maddesi gereğince toplantıda hazır bulunan ortağın alınan karara red oyu vermesi ve oylamadan sonra da muhalefetini tutanağa geçirmesi dava şartı olup mahkemece resen gözetilir. Davalı şirketin 05/11/2021 tarihli olağanüstü genel kurul toplantı tutanağı incelendiğinde davacı tarafça iptali talep edilen 7 no.lu gündem maddesindeki karara karşı olumsuz oy vermiş olup ayrıca muhalefet şerhi sunulduğundan dava şartlarında eksiklik bulunmadığı gibi yokluk hali açısından muhalefet şerhi şartının da gerekmediği anlaşılmıştır.
Olağanüstü Genel Kurul gündeminin 7. Maddesi; "Şirket sermayesinin 1.500.000-TL'sinden 5.000.000-TL'sına çıkartılması ile ilgili ana sözleşmenin sermaye ile ilgili maddesinin yönetim kurulu önerisi doğrultusunda değiştirilmesi"ne ilişkin olup, toplantı tutanağında söz konusu gündem maddesinin müzakereye açıldığı, davacı vekilinin şirketin mevcut kötü mali durumunun nedeni yönetim kurulu başkanı Dikran Gükmezgil'in hukuka aykırı örtülü kazanç transferi teşkil eden ve şirketle işlem yapma yasağına aykırı olan işlemleriyle şirket kaynaklarını kendi sahibi olduğu ... A.Ş.'ye aktarması olup bu nedenle şirketin sermaye ihtiyacının gerçek ve samimi olmadığına ilişkin şifahi muhalefet şerhi sunduğu, neticeten yapılan oylamada davacının 675.000 muhalefet oyuna karşılık ...'in 825.000 oyuyla oy çokluğu ile gündem maddesinin kabul edildiği görülmüştür.
Denetime ve hüküm kurmaya yeterli bilirkişi raporu, incelenen ....ATM 2020/... ve... ATM 2021/... Esas sayılı dosyalar, genel kurul toplantı tutanağı ve tüm dosya kapsamının incelenmesinde; TTK nın 376/1 maddesine göre sermaye artırımı kararı sırasında şirketin borca batık durumda olmadığı, davacının zararına bir sermaye artırımı niteliğinin tespit edilemediği; Önceki sermaye arttırımlarına ilişkin; 08.06.2016 tarihli olağanüstü genel kurul kararı ile sermayenin 100.000-TL'den 500.000-TL'ye çıkartıldığı, 100.000-TL sermayenin tamamının ödendiği ve ortakların şirketten alacakları oldukları ve bu alacaklarını sermayeye katma kararı verildiği, artan 400.000-TL sermayenin 225.000-TL'sinin davacı tarafından 275.000-TL'sinin ... tarafından üstlenildiği, 23.03.2017 tarihli olağanüstü genel kurul kararı ile sermayenin 500.000-TL'den 1.500.000-TL'ye çıkartıldığı ve bu arttırımda şirket ortaklarının şirketten olan alacaklarından karşılanacağının kararlaştırıldığı, bu artırıma yönelik 2016 yılı sonunda şirket zararının 986.960,57-TL olup sermayenin tamamının kaybedildiği ve 486.960,57-TL borçlu olduğu anlaşılmıştır.
Dava dışı ... tarafından gerçekleştirilen ve alacaktan feragat ile alacak miktarının sermaye yedeği olarak kaydının kabulüne yönelik işlemin gerçekleşmesi ile şirketin esas sermayesinin 1.500.000-TL olması karşısında bu işlemle birlikte şirketin öz sermayesinin kayıp oranının %36,44 olduğu, belirtilen işlem gerçekleştirilmemiş olsaydı şirketin aktiflerinin borçlarını karşılamaya yetmediği ve şirketin teknik olarak borca batık olduğu sonucuna varılabileceği anlaşılmaktadır.
Somut olayda; büyük ortak tarafından gerçekleştirilerek alacaktan feragat ve söz konusu alacağın sermaye yedeği olarak ayrılması yönünde gerçekleştirilen işlemle borca batık durumundan, zararda olmakla birlikte sermayesinin yarısından fazlasını kaybetmemiş bir şirket durumuna geldiği ancak bu işlemin sermayenin tamamlanması anlamına gelmediği, büyük hissedar tarafından şirkete yönelik alacaklardan vazgeçilmesi ve bu alacakların sermaye yedeği olarak bilançoya geçirilmesi işlemi sonucu "Sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının en az 2/3'sinin zarar sebebiyle karşılıksız kalması" durumundan çıktığı; iç kaynaklardan sermaye artırımında kullanılması mümkün yedek akçeler bulunurken, şirketin sermaye artırımı yapmasının mümkün olmadığı, belirtilen durumun TTK md 462'de getirilen düzenlemeye aykırı olduğu, bu aykırılığın giderilmesi ancak aynı anda iç ve dış kaynaklardan birlikte sermaye artırılması olup somut olayda bu yönde bir uygulama gerçekleşmediğinden sermaye artırım kararı hukuka uygun değildir.
Davalı şirket büyük ortağı tarafından bir kısım alacağından vazgeçilerek bu alacağın sermaye artırımına hazır bir biçimde tutulan ve bilançoda "sermaye yedeği" olarak ayrılan kısmın TTK462/3 gereğince "sermayeye eklenmesine mevzuatın izin verdiği fon" olarak kabul edilmesi gerektiği, söz konusu fonun sermaye artırımında iç kaynaklardan sermaye artışı olarak değerlendirilmeden sermaye artırımı yapılamayacağından, söz konusu aykırılığın batıl olduğu görüşü benimsenmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE, davalı şirketin 05.11.2021 tarihli genel kurulun 7. maddesinin batıl olduğunun tespitine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 179,90-TL ilam harcından peşin alınan 80,70-TL'nin mahsubu ile bakiye 99,20-TL ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 80,70-TL peşin harç ve 80,70-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 161,40-TL'nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 3.555,75-TL yargılama gideri davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen taraflara iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde ... Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 06/04/2023
Başkan ...
¸e-imzalıdır
Üye ...
¸e-imzalıdır
Üye ...
¸e-imzalıdır
Katip ...
¸e-imzalıdır
Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır.“5070 sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”


Full & Egal Universal Law Academy