İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/610 Esas 2023/305 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2021/610
Karar No: 2023/305
Karar Tarihi: 06.04.2023

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/610 Esas
KARAR NO: 2023/305
DAVA: Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 27/09/2021
KARAR TARİHİ: 06/04/2023
BİRLEŞEN ... ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 2021/... E. 2021/... K.
DAVA: Tazminat
DAVA TARİHİ: 29/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl dava dilekçesinde davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkillerinin babası ... ...'in ... A.Ş.'nin kuruluş yıllarında nama yazılı hisse senedi satın alıp, şirkete ortak olan kişilerden olduğunu, ... ...'in 19.10.2003 tarihinde vefat ettiğini, mirasçı olarak müvekkillerini ve eşini bıraktığını, ... 'in 2013 yılında infisah olarak ... A.Ş. ile birleşme kararı aldığını, ... ...'e ait olan ... hisselerinin mirasçalara geçtiğini, müvekkillerinden ... ... ...'in hisse senetlerine uhdesine almak için şirkete başvurduğunda kendisine bölünme nedeniyle ... A.Ş.'den 150.000 adet ... İlaç A.Ş.'den ise 350.000 adet hisse senedi verildiğini, hisse senetlerinin sadece ... ... ... adına kaydedilmesinin hukuka ve yasaya aykırı olup, taraflara çekilen ihtarnamelerde bu durumun belirtildiğini, davalı şirkete hisselerin gerçek değerlerini öğrenmek, bilgi edinmek ve ... paylarının faizleri ile birlikte tahsil edebilmek için 10.11.2020 tarihinde ... Noterliğinin ... yevmiye numaralı ihtarnamesi ile ihtar çekildiğini, ... ...'e ait olan ... A.Ş.'ne ait nama yazılı hisseleri müvekkilinin bilgisi olmadan ... Holding'den ayrılarak ayrı bir şirket olarak ticaret hayatına devam eden ...'ten hamiline yazılı hisse senetleri verildiğini, bu durumun kanuna aykırı olduğunu, müvekkillerinin finansal tablo ve bilanço incelemesi yapamadıklarını, hisse senedi sahibi olan müvekkillerine yıllardır temettü ödemesi yapılmadığını, davalı ile yapılan görüşmelerde müvekkillerine ait olan hisse senetlerinin senetlerin nominal değerleri olan 0.10 kuruş üzerinden almayı teklif ederek müvekkillerinin bilgisizliğinden yararlanmaya çalıştıklarını, murisin rüçhan haklarını kullanamadığından dolayı pay oranının şirket payı içerisinde azaldığını ve müvekkillerinin bu nedenle hak kaybına uğradığını, müvekkillerinin ellerinde bulunan hisse senetlerinin gerçek değerini bilmemekte olduklarını, arabuluculuk yoluna başvurulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını, bu nedenle davanın kabulü ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl davada davalı ... İlaç vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından açılan davanın nevi ve davacının bu kapsamdaki iddia ve taleplerinin hiçbir suretle somut olarak izah ve ispat edilemediğini, davacının davasını somutlaştırma yükünün bulunduğunu, davanın sorumluluk davası olduğunun kabul edildiği takdirde davacıların sorumluluk davası açmak üzere aktif husumet ehliyeti olmadığını ve davanın müvekkili şirkete yöneltilmesinin mümkün olmadığını, davacının müvekkili şirketin kıymet takdirinin yaptırılması talebini huzurdaki davada gündeme getirmesinin yasa ve usule aykırı olmadığını, davanın bir eda davası niteliğinde olup, davacının hem eda hem de tespit talebinde bulunmasının mümkün olmadığını, davacı ... ... ...'in müvekkili şirket nezdinde kendisine ait payların gerçek değerinin saptanması amacıyla daha önce ... Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde 2021/... D. İş sayılı dosyası ile delil tespiti talep ettiğini ancak talebin hukuki yarar yokluğu nedeni ile reddedildiğini, davacının kıymet takdiri talebi adı altında inceleme hakkına yönelik izin talebini mahkemeye yöneltmesinin mümkün olmadığını, zira davacının izin talebine ilişkin ön koşul olarak değerlendirilen genel kurula katılma ve talep edilen bilgileri öncelikli olarak genel kurulda ileri sürme şartlarını yerine getirmediğini, davacılardan ... ...'in müvekkili şirkette pay sahibi olmadığını ve müvekkili şirket ile başkaca herhangi bir hukuki veya fiili ilişki içinde olmadığını ve uyuşmazlık konusu iddialarla veya ilişkiyle uzakta yakından bir ilgisinin de olmadığını, davacı ... ...'in iş bu dava bakımından aktif husumet ehliyetinin olmadığını, davacının uhdesinde bulunduğunu iddia ettiği pay adedine dahi sahip olmadığını ve pay senetlerinin kendi adına kaydedilmesinin bizatihi talebi üzerine gerçekleştiğini, davacının rüçhan haklarının kısıtlandığı ve ... payı alacaklarının kendisine ödenmediği yönündeki iddialarının da gerçek dışı olduğunu, müvekkili şirketin usulüne uygun olarak alınan genel kurul kararları neticesinde 2013-2018 yıllarında ... dağıtımı yapmadığını, davacının dava kapsamındaki iddia ve taleplerinin zaman aşımına uğradığını, bu nedenle davanın öncelikle usulden, aksi halde esastan reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılar üzerine bırakılmasına karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Birleşen davada davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin babası ... ...'in, ... ilaç ve infisah olan ... Holding A.Ş ' nin kuruluş yıllarında nama yazılı hisse senedi satın aldığını, şirkete ortak olduğunu, ... ...'in 19.10.2003 tarihinde vefat ettiğini, geride mirasçı olarak müvekkillerini ve müteveffanın eşini bıraktığını, ... Holding A.Ş. 2013 yılında infisah olarak ... ve Ticaret A.Ş. İle birleşme kararı aldığını, Müteveffa ... ...'e ait olan ... Holding A.Ş. hisselerinin mirasçılara geçtiğini, ... holding'in infisah olması ile birlikte bir kısım iştirak şirketlerden olan ..., ... Holding ile imzaladığı bölünme sözleşmesi ile bölünerek sermayenin bir kısmını uhdesine kattığını ve paylar oranında ortaklara dağıttığını, müvekkillerinden ... ... ...'e miras kalan hisse senetlerini uhdesine almak için şirkete başvurduğunu, kendisine bölünme nedeniyle ... A.Ş.'den 150.000 adet, ... A.Ş.'den ise 350.000 adet hisse senedi verildiğini, müteveffa ... ...'in mirasçıları olan müvekkilleri ... ... ..., ... ... ve dava dışı 3. Kişi olan müvekkillerinin annesi olduğunu, hisse senetlerinin sadece ... ... ... adına kaydedilmesinin hukuka ve yasaya aykırı olduğunu, taraflara çekilen ihtarnamelerde bu durum belirtildiğini, ... A.Ş.'ne hisseleri gerçek değerlerini öğrenmek, bilgi edinmek ve ... paylarının faizleri ile birlikte tahsil edebilmek amacıyla 10.11.2020 tarihinde ... 17. Noterliği'nden ... Yevmiye numarası ile ihtar çekildiğini, müteveffa ... ...'in infisah olan ... Holding A.Ş.'nden aldığı hisse senetlerinin nama yazılı olduğu halde taraflara hukuka ve yasaya aykırı olarak ... A.Ş.'nden hamiline yazılı hisse senedi verildiğinin ihtarda belirtildiğini, müvekkillerinden ... ... ve müvekkillerinin annelerine genel kurul toplantılarının bildirilmemesinin, temettü alacaklarının taraflara payları oranında ödenmemiş olması veya hiç ödenmemiş olmasının tarafları hak kayıplarına uğrattığını, çekilen ihtarnamelere herhangi bir cevap alınamadığını, 02.07.2021 tarihinde ... Noterliğinden ... A.Ş.'ye ... yevmiye numarası ile ihtar çekildiğini, ... A.Ş. tarafından gönderilen 11 Ağustos 2021 tarihli ... Noterliğinden çekilen ... yevmiye numaralı ihtarnamesinde tüm senetlerin 2017 tarihinde ... ... ...'e teslim edildiğinin, geçmiş yıllar zararla kapatıldığından ... payı ödemesi yapılmamış olduğunu, dolayısıyla ... payı alacağının bulunmadığının belirtildiğini, ... ...'e ait olan hisse senetlerinin nama yazılı olduğunu, nama yazılı senetlerin geçerli olarak devri için düzgün bir ciro silsilesi ve senetlerin devralana teslimi gerektiğini, senetlerin nama yazılı olduğundan senedin mirasçıya geçtiğinin ispatı için mirasçılık belgesinin gerekli olacağını, aksi takdirde nama yazılı senetlerin müvekkile ait olduğunun sabit bir durum olarak göz önünde bulundurulamayacağını, şirketin taraflarına yolladığı ihtarnamede 20.07.2017 yılında payların hisse senedi teslim tutanağı ile müvekkili ... ... ...'e teslim edildiğinin belirtildiğini, müvekkilinin mirasçılığını kanıtlayan bir belge ile nama yazılı hisse senetlerinin kendisine miras kaldığını kanıtlayarak senetlere uhdesine aldığını, ihtarnamede belirtilen bilgi alama hakkının kullanımına ilişkin olarak karşı taraf ihtarnamesinde, bilgi alma hakkının 437. Maddeye göre genel kurul toplantısında belirtilmesi gerektiğini savunduğunu ve müvekkillerinin finansal tablo ve bilanço incelemesi yapamadıklarını, müvekkillerinin ellerindeki hisse senetleri satmak için devir taahhüt sözleşmesi imzaladıklarını, hisse senetlerinin gerçek değerlerini öğrenemediklerini, sözleşmeyi feshetmek zorunda kaldıklarını ve zarara uğradıklarını, hisse senedi sahibi olan müvekkillerine yıllardır temettü ödemesi yapılmadığını, aynı dava konusu ve hususlarda ... Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021 / ... E. Sayılı dosya ile davalı ... San. Tic. A.Ş aleyhine dava açtıklarını belirterek belirterek öncelikle... Asliye Ticaret Mahkemesinde 2021/ ... E. sayılı dosya ile davalı ... İlaç San. Tic. A.Ş aleyhine aynı konu ve hususta dava açılmış olduğunu, işbu dava ile açılan dava dosyasının birleştirilmesine, müvekkilleri tarafından sözlü ve yazılı ihtarlara rağmen, yasa gereği bilgi alma ve inceleme kapsamında, hissedarı oldukları karşı taraf şirket yetkililerine müracaatta bulunmasına, pay senetlerinin gerçek nominal değerleri ve bu kapsamda hisse senetlerinden doğan ... paylarının, şirket öz sermayesinin tespitinin yapılamamış olması, müteveffa baba ... ...'den intikal eden nama yazılı senetlerin ne şekilde ve nasıl emre yazılı hale getirildiği ve neden sadece usul ve yasalar ihlal edililerek müvekkili ... ... ... adına senetlerin düzenlendiği hususunun şirket yetkililerince aydınlatılamaması, uhdesinde bulunan pay senetlerinin karşı taraf şirket yetkililerince gabin yolu ile çok ucuza kapatılmak istenmesi, 3. Kişi ile yapılan protokole rağmen, bilgi verilmemesi ve tüm şirket defter ve mali kayıtlarının uzman bilirkişilerce incelemek istemesine karşın, karşı taraf yetkililerince engellenmeleri ve gelir kaybına uğratılmaları bununla beraber müvekkillerinin bilgi alma hakkının engellenmesi sebebiyle ellerindeki hisse senedini satamamalarından dolayı müvekkili ... ... ... uhdesinde bulunan ... A.Ş. adına olan 150.000 adet nama yazılı hisse senedi hisselerinin, gerçek değerlernin belirlenebilmesi ve bildirilmesi için karşı taraf şirketlerin, Aktif ve pasiflerinin, bilançosunda yer alan gayrimenkullerin, menkullerinin, demirbaşların, sermaye piyasası araçlarının, marka patent vs. fikri ve sınaî hakların, şirketlerin isim, marka değerleri ile müşteri çevrelerinin değerlerinin (peştemaliye), dağıtılan ve/ veya dağıtılmayan eksik temettü ve ... paylarının, kurum ve kuruluşlardan ( vergi dairesi ve SGK kurumundan) borç ve alacaklarının, yönetim kurulu üyelerinin ve üst düzey yöneticilerin ücret, ikramiye, huzur hakkı alıp alamadıklarının, tespit istemi tarihindeki güncel piyasa değerlerinin tespit edilmek sureti ile bir YMMM, bir SMMM, bir SPK lisanslı değerleme uzmanı, bir makine mühendisi, bir marka patent uzmanı bir inşaat mühendisi ve resen belirlenecek gerekli görülecek diğer uzmanlardan oluşacak bilirkişi heyeti tarafından davalı şirketin özsermayesinin tespiti yapılarak kıymet takdirinin yaptırılmasına, davalı şirket yöneticilerin usul ve yasaya aykırı iş ve işlemleri neticesinde müvekkillerimin uğradıkları zararın tazmini için şimdilik 1.000,00-TL tazminatın, hisse senetlerine ilişkin temettü alacaklarının ödenmemesi ve/veya eksik ödenmesi nedeniyle şimdilik 1.000,00-TL temettü alacağının, müvekkil ... ...'e paylarının verilmemesi ve genel kurul çağrılarının yapılmaması nedeniyle uğradığı zararların tazmini için 8.000,00-TL tazminatın toplam 10.000,00-TL ' nin hak edildiği günden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte hüküm altına alınmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacıların temettü alacağı olduğu kabul edilse dahi, bu taleplerinin husumet yönünden müvekkili şirkete yöneltilemeyeceğini, davacıların müvekkili şirketin sorumluluğu nedeni ile uğradığı bir zarar bulunmadığını ve davalı ... ... ...'e ödenmemiş ... payı bulunmadığını, davacının dava dilekçesinde bahsettiği 1980/87 döneminde müvekkili şirketin ... Holding ile bir ortaklığı bulunmamakla birlikte henüz şirketin kurulmadığını, 2012 yılında kurulan müvekkili şirketin sonraki yıllarda ... ile ortaklık kurmasının 40 yıl önceki sermaye artırımının öne sürülmesinin davacının kötü niyetinin göstergesi olduğunu, davacıların davayı müvekkiline değil ... Holding'e yöneltmesi gerektiğini, davacıların taleplerinin zaman aşımına uğradığı, davacı ... ... ...'in müvekkilinden hisse senedi talebinde bulunduğu tarihte müvekkili şirket tarafından kendisine hamiline yazılı hisse senedi verilmesine itirazda bulunmadığını, davacı taraf bilgi alma hakkını kullanamadığını belirtmişse de davacının genel kurul toplantılarına katılmadığı gibi böyle bir talebinin de olmadığını, yapılan çağrılara rağmen davacı ... ... ...'in toplantılara katılmadığını, toplantılara davet edilmediği beyanının ise gerçeği yansıtmadığını, bu nedenle davanın öncelikle usulden, aksi halde esastan reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılar üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Nitelikli hesaplama uzmanı ve Mali bilirkişi heyetinin 27/01/2023 tarihli 15 sayfadan ibaret raporunda özetle; Asıl dava yönünden; Davacılardan ... ... ...’in davacı sıfatıyla husumet ehliyetinin bulunduğu, ... ...’in pay sahibi sıfatının bulunmadığı, pay değerinin belirlenmesine yönelik şirket öz varlığının tespiti talebinin kabul edilebilir olmadığı, bu yöndeki talebin bilgi alma hakkı olarak kabul edilmesi halinde davacıya şirketin son dönem genel kurul toplantısına katılarak bilgi istediği konularda soru sorma ve cevaplanmamaya yönelik şartların sağlanmadığı, bu sebeple talebin kabul edilebilir olmadığı, tazminat talebi yönünden davalı şirket tüzel kişiliğinin husumet ehliyeti bulunmadığı, sorumluluk davasının yönetim kurulu üyeleri ile kanunda belirtilen diğer ilgililere yöneltilmesinin gerekeceği, temettü alacağına ilişkin ödemelerin yapıldığı ve hesaplandıklarında, ödemelerin dağıtılmasına karar verilen pay miktarları ile uyumlu olduğu, bu sebeple ... ayı talebinin de ileri sürülebilir olmadığı, Birleşen Dava Yönünden; Davacılardan ... ... ...’in davacı sıfatıyla husumet ehliyetinin bulunduğu, ... ...’in pay sahibi sıfatının bulunmadığı, pay değerinin belirlenmesine yönelik şirket öz varlığının tespiti talebinin kabul edilebilir olmadığı, bu yöndeki talebin bilgi alma hakkı olarak kabul edilmesi halinde davacıya şirketin son dönem genel kurul toplantısına katılarak bilgi istediği konularda soru sorma ve cevaplanmamaya yönelik şartların sağlanmadığı, bu sebeple talebin kabul edilebilir olmadığı, tazminat talebi yönünden davalı şirket tüzel kişiliğinin husumet ehliyeti bulunmadığı, sorumluluk davasının yönetim kurulu üyeleri ile kanunda belirtilen diğer ilgililere yöneltilmesinin gerekeceği, temettü alacağına ilişkin olarak birleşen dava davalısının ... dağıtımına yönelik genel kurul kararı bulunmadığından, temettü alacağının bulunmadığı sonucuna varıldığı belirtilmiştir.
Dava, Asıl dava yönünden ... San ve Tic A.Ş.'den, birleşen dava yönünden de ... Tic Paz ve San A.Ş.'den ayrı ayrı olmak üzere paylarının değerinin belirlenmesi amacıyla şirket öz sermayesinin tespitine yönelik olarak kıymet takdiri gerçekleştirilmesi, davalı şirket yöneticilerinin usul ve yasaya aykırı işlemleri sebebiyle zararlarının tahsili, hisse senetlerinden doğan temettü alacaklarının ödenmesi, murise paylarının verilmemesi ve genel kurula çağrılmaması sebebiyle ortaya çıkan zararın ödenmesi istemlerine ilişkindir.
Bilgi alma ve inceleme hakkı TTK 437. Maddesinde düzenlenmiş olup;
(1) Finansal tablolar, konsolide finansal tablolar, yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporu, denetleme raporları ve yönetim kurulunun kâr dağıtım önerisi, genel kurulun toplantısından en az onbeş gün önce, şirketin merkez ve şubelerinde, pay sahiplerinin incelemesine hazır bulundurulur. Bunlardan finansal tablolar ve konsolide tablolar bir yıl süre ile merkezde ve şubelerde pay sahiplerinin bilgi edinmelerine açık tutulur. Her pay sahibi, gideri şirkete ait olmak üzere gelir tablosuyla bilançonun bir suretini isteyebilir.
(2) Pay sahibi genel kurulda, yönetim kurulundan, şirketin işleri; denetçilerden denetimin yapılma şekli ve sonuçları hakkında bilgi isteyebilir. Bilgi verme yükümü, 200 üncü madde çerçevesinde şirketin bağlı şirketlerini de kapsar. Verilecek bilgiler, hesap verme ve dürüstlük ilkeleri bakımından özenli ve gerçeğe uygun olmalıdır. Pay sahiplerinden herhangi birine bu sıfatı dolayısıyla genel kurul dışında bir konuda bilgi verilmişse, diğer bir pay sahibinin istemde bulunması üzerine, aynı bilgi, gündemle ilgili olmasa da aynı kapsam ve ayrıntıda verilir. Bu hâlde yönetim kurulu bu maddenin üçüncü fıkrasına dayanamaz.
(3) Bilgi verilmesi, sadece, istenilen bilgi verildiği takdirde şirket sırlarının açıklanacağı veya korunması gereken diğer şirket menfaatlerinin tehlikeye girebileceği gerekçesi ile reddedilebilir.
(4) Şirketin ticari defterleriyle yazışmalarının, pay sahibinin sorusunu ilgilendiren kısımlarının incelenebilmesi için, genel kurulun açık izni veya yönetim kurulunun bu hususta kararı gerekir. İzin alındığı takdirde inceleme bir uzman aracılığıyla da yapılabilir.
(5) Bilgi alma veya inceleme istemleri cevapsız bırakılan, haksız olarak reddedilen, ertelenen ve bu fıkra anlamında bilgi alamayan pay sahibi, reddi izleyen on gün içinde, diğer hâllerde de makul bir süre sonra şirketin merkezinin bulunduğu asliye ticaret mahkemesine başvurabilir. Başvuru basit yargılama usulüne göre incelenir. Mahkeme kararı, bilginin genel kurul dışında verilmesi talimatını ve bunun şeklini de içerebilir. Mahkeme kararı kesindir.
(6) Bilgi alma ve inceleme hakkı, esas sözleşmeyle ve şirket organlarından birinin kararıyla kaldırılamaz ve sınırlandırılamaz.
Kurucuların, yönetim kurulu üyelerinin, yöneticilerin ve tasfiye memurlarının sorumluluğu TTK 553.maddede düzenlenmiş olup; (1) Kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, (…) (2) hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; davacıların babası müteveffa ... ...'in asıl ve birleşen dava davalıları ve infisah halinde olan ... A.Ş.'nin kuruluş yıllarında nama yazılı hisse senedi alarak şirkete ortak olduğu, vefatı ile mirasçılarına temettü alacaklarının ödenmediği, mütevefanın rüçhan haklarının ve bilgi alma haklarının ihlal edildiğini belirterek uğranan zararların tespiti ile tazmini talep edilmiştir.
Davacıların iddiası, pay sahipliği sıfatı babalarından intikal eden senetlerden doğmaktadır. Davalı şirketler ise davacılardan ... ... ...'in hamile yazılı senetleri ibraz etmesi neticesinde, kendisine bu paylar yerine verilmesi kararlaştırılan davalı ve birleşen dava davalısı şirketlerin paylarının teslim edildiğini bildirmişlerdir. Söz konusu senetlerin hamile senetler olduğu, bunlar ile şirkete başvuran kişilerin, TTK md. 426, f. 2 hükmünde belirtildiği üzere “Hamiline yazılı pay senedinin zilyedi bulunduğunu ispat eden kimse, şirkete karşı pay sahipliğinden doğan hakları kullanmaya yetkilidir” bu başvuru, başvuruda bulunan senet hamilinin, söz konusu senetlerin kendisine ait olduğu iddiasını, muhatap şirketin tartışması, hamile yazılı senetlerin niteliğine uygun değildir. Diğer taraftan davalı şirketlerin senetleri ibraz edenin meşru hamil olmadığını bildiği veya bilmesi gerektiği yönünde bir tartışma bulunmamaktadır. Keza davacılar tarafından asıl ve birleşen davalı şirketlere mirasçılık belgesi de sunulmamıştır. Bu durumda hamile yazılı payların teslim alınarak, birleşme ve bölünmeler neticesinde ortaya çıkan yeni pay dağılımı dikkate alınarak hazırlanan davalı ve birleşen dava davalısı şirketin paylarının verilmesi işlemi, hukuka aykırı olarak nitelendirilemeyecektir. Bir davada taraf olarak gösterilen kişiler, taraf ve dava ehliyetine ve davayı takip yetkisine sahip olsalar bile, taraflardan birinin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatı yoksa, davanın esası hakkında bir karar verilemez; dava, sıfat yokluğundan (husumetten) reddedilir. Bir davada taraf sıfatı, dava konusu sübjektif hak (dava hakkı) ile taraflar arasındaki ilişkidir. Dolayısıyla davacı sıfatı (aktif husumet) dava konusu hakkın sahibine ait olup bu durumda davacılardan ... ..., şirkete karşı pay sahibi sıfatına sahip bulunmadığından, davacı sıfatı da yoktur. Bu nedenle davacılardan ... ... yönünden aktif husumet ehliyeti yokluğundan asıl ve birleşen davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Diğer davacı ... ... ...'in sahibi olduğu payların değerlerini tespit edebilmeye yönelik olmak üzere malvarlığı değerlerinin belirlenmesi talebinin, teknik olarak TTK md. 437'de öngörülen bilgi alma hakkı olduğu açıktır. Bu kapsamda yukarıda belirtilen hükmün ilk fıkrasında, genel kurul toplantılarına sunulması gereken finansal tabloların ve diğer belgelerin (Finansal tablolar dışında konsolide finansal tablolar, yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporu, denetleme raporları ve yönetim kurulunun kâr dağıtım önerisi) genel kurul toplantısından önce pay sahiplerinin incelemesine hazır bulundurulması ve bu belgelerden finansal tablolarla konsolide tabloların ayrıca bir yıl süreyle merkez ve şubelerde pay sahiplerinin bilgi edinmelerine açık tutulması gerektiği öngörülmektedir. Davacılar tarafından talep edilen, şirketin finansal durumuna ilişkin hususlar, belirtilen belgelerden finansal tablolar içinde yer alan bilançodan anlaşılabilir. Bilançonun gerçeğe aykırı olması ve bilançoda görünen değerlerin gerçekliğinin tartışılması, bu bilgilerin edinilmesi ve üzerinde inceleme yapılmasına bağlıdır. Ancak davacı tarafından talebi, kendi pay değerini belirleyebilecek bir biçimde söz konusu belgeler üzerinde yapılacak bir yorum ile anlaşılabilir durumdadır. Davalı şirketler tarafından gerçekleştirilen son genel kurullarda pay sahiplerinin incelemesine sunulan ve TTK md. 437 f. 1'de sayılan belgelerin birer örneğinin pay sahibi davacıya verilmesi, talebin karşılanması anlamına gelmektedir. Bunun dışında şirketin defterler ve malvarlığı üzerinde inceleme ve bilgi alma hakkının kullanılması bakımından değerlendirildiğinde, TTK md. 437, f. 2 gereğince belirtilen hususların genel kuruldan talep edilmesi ve reddi halinde bir dava şartı olarak ortaya çıkmaktadır. Somut olayda davacıların genel kurula katılarak bilgi talebinde bulunduklarını gösteren bir belge veya bilgi bulunmamaktadır. Pay değerinin belirlenmesine yönelik şirket öz varlığının tespiti talebi bilgi alma hakkına ilişkin olup, davacının genel kurula katılmak sureti ile bilgi alma, inceleme ve özel denetçi tayin edilmesini isteme imkanının bulunduğu, davacı şirketin genel kurul toplantısına katılarak bu yönde bir talepte bulunmadığı anlaşılmıştır.
Asıl ve birleşen davadaki tazminat taleplerine yönelik olarak gerek TTK md. 553 hükmü gereğince genel, gerek birleşme, bölünme ve tür değiştirmeye ilişkin olmak üzere sorumluluk taleplerinin, şirketlere değil, şirketlerin yönetim kurullarına, yöneticilerine ve kurucularına yöneltilmesi gerekir. Bu kapsamda, rüçhan hakkının kullandırılmaması, birleşme ve bölünme işlemlerinden dolayı zarar görülmüş olması yönündeki iddiaları bakımından asıl ve birleşen davalı şirketler tüzel kişiliğinin husumet ehliyeti bulunmadığı, sorumluluk davasının yönetim kurulu üyelerine karşı ikame edilmesi zorunlu olup, asıl ve birleşen davalı şirketlerin pasif husumet ehliyetleri bulunmadığından talebin reddi gerekmiştir.
Temettü alacağına ilişkin asıl dava yönünden asıl davalı ... tarafından davacılardan ... ... ... hesabına 01.07.2020 tarihinde 2017 ve 2019 temettü açıklaması ile 952,20-TL, 16.07.2021 tarihinde 2020 yılı için 1.245,95-TL temettü ödemesi yapıldığı, ... payı dağıtımına ilişkin asıl davalı şirketin genel kurulunda 2020 yılı karından 12.501.164,6-TL, 2019 yılı karından 6.577.980,06-TL ve 2017 yılı karından 2.975.899,94-TL dağıtılmasına karar verildiği, 2014-2015-2016-2018 yılları için ... dağıtımına yönelik bir genel kurul kararı bulunmadığı, diğer bir deyişle asıl dava yönünden ödemelerin yapıldığı ve hesaplandıklarında ödemelerin dağıtılmasına karar verilen pay miktarları ile uyumlu olduğu, pay dağıtımı yapılmasına karar verilmeyen durumlar açısından mahkemenin genel kurul yerine geçerek ... payının dağıtılmasına veya dağıtılmamasına karar veremeyeceği anlaşılmış, bu sebeple ... payı talebinin ileri sürülebilir olmadığı tespit edilmiştir.
Birleşen dava yönünden de temettü alacağına ilişkin olarak birleşen dava davalısı şirketin 2015-2016 yıllarında dönemin zararla kapatılması nedeniyle, 2017-2018-2019-2020 yıllarında ise faaliyet karı bulunmadığından ... payı dağıtımı kararı alınmadığı, bu sebeple davacı tarafın ... payı alacağı bulunmadığı anlaşılmakla talebin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tahsis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1- Asıl davada;
a-Davacı ...'in aktif husumet ehliyeti bulunmadığından davanın reddine
b-Davacı ... ...'nin
ba-Tazminat taleplerinin davalı şirketin pasif husumet ehliyeti bulunmadığından reddine,
bb- Temettü talebinin reddine
bc- Pay değerinin tespiti talebinin reddine
2- Birleşen davada;
a-Davacı ...'nin aktif husumet ehliyeti bulunmadığından davanın reddine
b-Davacı ... ...'nin
ba-Tazminat taleplerinin davalı şirketin pasif husumet ehliyeti bulunmadığından reddine,
bb- Temettü talebinin reddine
bc- Pay değerinin tespiti talebinin reddine
3-Asıl dava yönünden;
a-Alınması gereken maktu 179,90-TL harcın, peşin alınan 170,78-TL harçtan mahsubu ile bakiye 9,12-TL harcın davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
b-Davalı, kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davalıya verilmesine,
c-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
d-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşmamaları nedeniyle 6325 sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.360,00-TL'nin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
4-Birleşen dava yönünden;
a-Alınması gereken maktu 179,90-TL harcın, peşin alınan 170,78-TL harçtan mahsubu ile bakiye 9,12-TL harcın davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
b-Birleşen Davalı, kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile birleşen davalıya verilmesine,
c-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
d-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşmamaları nedeniyle 6325 sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.360,00-TL'nin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen taraflara iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere oy birliği ile karar verildi.06.04.2023

Başkan ...
¸e-imzalıdır
Üye ...
¸e-imzalıdır
Üye ...
¸e-imzalıdır
Katip ...
¸e-imzalıdır
ku belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır.“5070 sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”



Full & Egal Universal Law Academy