İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/739 Esas 2023/226 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2018/739
Karar No: 2023/226
Karar Tarihi: 16.03.2023

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO: 2018/739 Esas
KARAR NO: 2023/226
DAVA: Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Menfi Tespit)
DAVA TARİHİ: 08/08/2018
KARAR TARİHİ: 16/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Menfi Tespit) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Büyükçekmece Merkez Mah. ... Ada, ... Parsel de kayıtlı taşınmazın olay tarihinde 6.000.000-TL değerinde olup, o dönem müvekkili ... adına kayıtlı olduğunu, ailesinin de telkiniyle müvekkilinin bu taşınmazı ölmeden önce satıp çocuklarına paylaştırmak istediğini, söz konusu taşınmazın satılacağını öğrenen dava dışı ... San. A.Ş.'nin taşınmazı 6.000.000-TL'ye alacaklarını bildirip 06.01.2011 tarihinde ...Tapu müdürlüğüne taşınmazı satmak için gittiğini, tapu müdürlüğüne gidildiğinde ... San. A.Ş.nin yetkilileri ve ... Bankası Kadıköy Şubesi çalışanı ...'nın taşınmazı banka kredisi ile alacağını, bankanın para ödemesi için öncelikle taşınmaz üzerine ipotek konacağını bu ipotek işlemi yapıldıktan sonra tapu devri sırasında taşınmaz bedeli olan 6.000.000TL nin banka havalesi ile davacı hesabına yatırılacağını bildirdiğini, söz konusu tapu devri sırasında müvekkiline banka ipoteğine dair bir takım belgelere imza atmasını istendiğini, olay tarihinde 64 yaşında olan müvekkilinin unutkanlığı, kayıt getirme güçlüğü ve akıl zayıflığından da yararlanılarak imza alındığını, bir süre bekledikten sonra parasını alamayan ... ve yakınları firma yetkilileri ve bankayla görüşmüş paranın tapu devriyle...Bankası tarafından ödeneceğini ancak firma yetkilileri yurtdışında olduğunu belirttiklerini, 22.06.2011 tarihinde müvekkilini tekrar tapuya çağrılmış ve tapunun gerçek değerinin çok çok altında 336.000 TL ye ... A.Ş. ipotekle beraber devredildiğini, bu bedel tapuda görünen satış bedeli olup bu bedelin de müvekkile ödenmediğini, uzun süre para ödenmemesi üzerine Müvekkilin yakınları olayı öğrenmek için bankaya gittiklerinde yapılan işlemin tapu satışı olmadığını tapunun... A.Ş nin bankadan kullandığı kredilere teminat alındığını ayrıca müvekkilinin bu borca kefil olduğunu öğrendiklerini, müvekkilin noterden ihtar göndermesi ile bankadaki kefaletin sona erdirileceğini belirttiklerini, davacı yakınlarının da yardımı ile 26.01.2012 tarihinde Büyükçekmece ... Noterliği ...yevmiye numaralı ihtar göndererek kefaletin sona erdirilmesini istediğini, bankanın 06.02.2012 noter aracılığı ile verdiği cevapta banka görevlileri 06.01.2011 tarihinde gerçekte tapusunu satmak isteyen davacıdan tapu sicil müdürlüğünde ...A.Ş.'nin kullanacağı krediler için tapuya 30.000.000 TL değerinde ipotek konulduğu gibi ...A.Ş.nin 10.000.000TL ve 5.000.000 euro bedelli kredilerine ...’nin kefil olarak alındığını ve yine ...’nin kefil olduğu sonradan doldurulmuş 14.000.000tl bedelli 4 adet senet alındığını ihtaren bildirdiklerini, davacının dolandırıldığı ortaya çıkınca oğlu ve vefat eden eşi tarafından yapılan şikayet üzerine ...A.Ş.nin yetkilileri hakkında Bakırköy ...ağır Ceza Mahkemesi ...E. sayılı dosyası ile dava açıldığını, Bakırköy ...Ağır Ceza Mahkemesi'nce banka çalışanları tanık sıfatı ile mahkemede dinlendiği, şirket yetkilisi olan kaçak sanığın ifadesi beklendiğinden dava dosyası halen derdest olduğunu, dava konusu Genel kredi Sözleşmesine istinaden alınan ipoteğin fekki ve Tapu iptal ve Tescil istemiyle tarafımızca Büyükçekmece ...Asliye Hukuk Mahkemesi ...E, Sayılı dosyasıyla dava açılmış olup, dosya şuan Yargıtay aşamasında olduğunu, dava konusu bankacılık işlemleri bankacılık yasa ve usullerine uygun yapılmadığını, banka iç yönetmeliği gereği kefaletin geçerli olabilmesi için kefillik imzasının bankada ve yetkililer huzurunda alınması zorunlu olup Bakırköy ...ağır Ceza Mahkemesi...Esas, sayılı dosyasından ifadeleri alınan yetkililer ... ve ... dava dışı ... firması tarafından bankadan kullanılan ticari krediden sorumlu yetkililerin kredi kullandıran banka çalışanları da kendilerinin davacıyı hiç görmedikleri, kendilerince davacıdan bir imza alınmadığı yönünde ifade verdiklerini, davacının hiçbir şekilde bankaya gitmediği, yetkililerce müvekkilden imza alınmadığı sabit olup bu nedenle kefalet geçersiz olduğunu, Neticeten adli müzaharet talebi kabulüne, taşınmaz kaydına tedbir konulmasına, senetlere dayalı olarak müvekkili aleyhine İstanbul ... İcra Müdürlüğü ...Esas sayılı dosyasıyla başlatılan takibin müvekkil yönünden durdurulmasına, müvekkil aleyhine Genel kredi sözleşmesine dayanarak İstanbul ...icra Müdürlüğü ... Esas sayılı dosyasıyla başlatılan takibin müvekkil yönünden durdurulmasına,
dava dışı firmanın ...bankasından kullandığı kredilere ilişkin yapılan Genel kredi sözleşmesi ve senetlerdeki imzalardan dolayı müvekkilinin bir borcun olmadığının mahkemece tespitine, Genel kredi sözleşmesi ve 3.500.000TL Bedelli 4 adet senetteki müvekkilin kefaletinin iptaline, iş bu senetlere dayalı olarak müvekkili aleyhine İstanbul ... İcra Müdürlüğü ... Esas ve İstanbul ...İcra Müdürlüğü ... Esas sayılı takibin müvekkili yönünden iptaline, avukatlık ücreti ve yargılama giderlerinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz satışı ile borcu kısmen ödediğini öğrenmiş olan davacının iş bu tarihten itibaren 1 sene içerisinde genel mahkemede dava açarak bu paranın geri alınmasını istemesi gerektiğinden zamanaşımı nedeniyle davanın reddini, davacı somut olayda yanılma ve aldatma sonucunda irade bozukluğu olduğunu ileri sürmekteyse de, yanılma veya aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren 1 yıl içinde bu iddiada bulunmayan davacı kanunun açık hükmü gereği sözleşmeyi onaylamış sayılmakla bu hak düşürücü süre de geçtiğini, davacı müvekkil banka tarafından dava dışı ... A.Ş.'ye kullandırılan krediye ilişkin herhangi bir borcunun olmadığının tespitini talep ettiğine göre; işlemin tarafı olan dava dışı ... A.Ş.'nin de davalı sıfatıyla davada yer alması gerektiğini, davanın dava dışı...A.Ş.'ye ihbar edilmesi talebi bulunduğunu,
dava dışı... A.Ş. müvekkili banka Kadıköy Şubesi’nin kredi müşterisi olup, davacı da söz konusu kredi sözleşmelerini kefil olarak imzaladığını, limit artışı için krediye ilave teminat istenilmesi üzerine, davacı, kendisine ait dava konusu Büyükçckmece Merkez Mah. ... ada ... parsel de kayıtlı taşınmaz üzerinde müvekkil Banka lehine ipotek tesis ettiğini, 06.01.2011 tarihinde, tapu müdürlüğünce verilen randevu saatinde davacı (yanında eşi olduğu halde) ve şubeyi temsilen yetkilendirilen personel (...) hazır bulunmuş ve ipotek tesis edilmiş olduğunu, tapu memuru tapudaki her işlemde olduğu gibi hazırlanan resmi senedin mahiyeti hakkında tarafları şifahen bilgilendirmiş ve davacı, ...Sanayi A.Ş lehine taşınmazını ipotek ettiğini bir kez de tapu memuru huzurunda tekrar etmiş ve imzaların da ikmal edilmesi ile işlem Medeni Kanun hükümlerine ve tapu mevzuatına uygun olarak tamamlandığını, davacının fiil ehliyetine sahip olduğu hususunda banka yetkililerinin edindiği kanaat, tapu müdürlüğü yetkililerinde de oluşmuş ve işlem tekemmül ettiğini,
yanılma ve aldatma sonucunda meydana geldiği ileri sürülen irade bozukluğu iddiası yönünden; dava konusu edilen kredi dahil olmak üzere tüm kredi sözleşmelerini ilgili yasalara ve iç mevzuatına uygun olarak gerekli teminatları almak suretiyle kullandırdığını, davacı ile dava dışı... A.Ş. arasındaki ilişki ve taahhütler müvekkil Bankayı bağlamadığı gibi, bu taahhütlerin yerine getirilmemiş olması da Banka ile yapılan işlemlerin sıhhatini etkilemediğini, davacı ile dava dışı ... A.Ş. arasında ipotek işleminden yaklaşık 6 ay sonra gerçekleştiği anlaşılan satış işlemi müvekkili bankanın bilgisi dışında olup banka açısından önemli olan taşınmaz üzerindeki ipotek olup, ipotekli taşınmazın kime ait olduğunun hiç önemi olmadığını, satış senedindeki (336.000.-TL) bedel dahil olmak üzere satış bedelinin alınmadığı satış bedeli 6.000.000.-TL’sinin ödeneceğine dair dava dışı ... A.Ş.'nin davacıya belge verdiği iddiası, davacı ile dava dışı ...A.Ş. arasındaki bir sorundur ve müvekkil Bankayı ilgilendirmediğini, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın öncelikle usulden ve bu talebimizin kabul görmemesi halinde esas yönünden reddine, haksız davacı aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama harç ve giderleri ile vekâlet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İhtiyati Tedbir; mahkememizin 10.08.2018 tarihli ara kararı ile adli yardım talebinin reddine karar verilmiş ise de itiraz üzerine İstanbul ... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 04.10.2018 tarihli ... D.İş ... K sayılı D.iş kararı ile davacı hakkında adli yardım talebinin reddine dair verilen 10/08/2018 tarihli kararın kaldırılmasına ve davacının HMK 334.maddesi gereğince adli yardım talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Talebi geri alma; Mahkememizin 16.03.2023 tarihli duruşmasında davacı vekilince;"Dava konusu ettiğimiz senetlerden icra takibine konu edilmeyen ve senedin unsurları hakkında bilgi olmadığımız iki senet açısından davamızı geri alıyoruz." beyanında bulunmuştur. Davalı vekilince de "Takibe konu edilmeyen şeklinde beyan edilen iki senet açısından davanın geri alınmasını kabul ediyoruz" beyanında bulunularak, dava dilekçesinde icra takibi konusu yapılmayıp unsurları da belirtilmeyen ve taraflarca da bilinmeyen iki kambiyo senedi açısından davanın geri alındığı anlaşılmıştır.
ATK 4. İhtisas Kurulu'nun 04/03/2022 tarihli 8 sayfadan ibaret raporunda özetle; görülmekte olan Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davası nedeniyle, ‘kefalet tarihleri olan 30.09.2009, 12.01.2010, 04.01.2011 tarihlerinde, kefaletlerin ipotek tarihinde tapu sicil müdürlüğünde iken imzalanmış olma ihtimaline göre 06.01.2011 tarihinde ve ayrıca kambiyo senetlerinin tanzim tarihi olan 05.01.2011 tarihinde fiil ehliyetine haiz olup olmadığı’ sorulan Yusuf kızı 1947 doğumlu ...’nin Kurulca 05.01.2022 tarihinde yapılan muayenesi ve psikometrik incelemeleri sonucunda elde edilen bilgi ve bulguların yorumlanmasından, halihazırda fiili ehliyetini müessir ve kişide şuur ve harekat serbestisi ile olayları kavrayıp onlardan sağlıklı sonuçlara varabilme yeteneğini ortadan kaldıracak mahiyet ve derecede ‘Demans’ denilen bunama halinin saptansa da, dava dosyasındaki tıbbi belgelerin incelemesinde, sorulan ilk işlem tarihinden (30.09.2009) yaklaşık 3 yıl sonra ve son işlem tarihinden (06.01.2011) ise yaklaşık 22 ay sonra düzenlenen ...Hastanesi’nin 22.11.2012 tarihli Mini Mental Test sonucunun 23 puan olduğu, 29.01.2013 tarihli nöroloji konsültasyon formunda: ‘Klinik demans skoru (Toplam 6), hafif derecede kognitif etkilenme saptandığı, yine aynı merkezin sorulan ilk işlem tarihinden (30.09.2009) yaklaşık 4 yıl sonra ve sorulan son işlem tarihinden (06.01.2011) yaklaşık 2,5 yıl sonra düzenlenen 10.06.2013 tarih 3730 sayılı sağlık kurulu raporunda: "Hafif Bilişsel Bozukluk" saptandığı ve yasal danışman atanmasının uygun olduğu" belirtilmiş ise de, kişide ilgili hastanede saptanan ‘Hafif Bilişsel Bozukluğun’ klinik özellikleri göz önüne alındığında işlem tarihlerine teşmil ettirilemeyeceği, işlem tarihlerinde herhangi bir akli arıza içinde olduğunu gösteren tıbbi bir belge ve bulguya da rastlanmadığı, kişinin işlem tarihlerinde menfaatlerini müdrik ve telkinlere mukavim olabileceği, kendi hür iradesi istikametinde serbest olarak eylem ve işlemlere girişebileceği tıbbi kanaatine varıldığı, bu duruma göre, ...’nin 30.09.2009, 12.01.2010, 04.01.2011, 05.01.2011 ve 06.01.2011 tarihlerinde fiil ehliyetine haiz olduğu oy birliği ile belirtilmiştir.
Büyükçekmece ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin ... Esas ... Karar sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı ... tarafından davalılar ... Bankası ve ...A.Ş.aleyhine menfi tespit ile tapu iptali ve tescil talepli dava açıldığı, tapu iptali ve ipoteğin fekki talepleri yönünden dosyanın tefrike dilerek görevsizlik kararı verildiği, menfi tespit talebi yönünden olay tarihinde davacının akli melekelerinin yerinde olduğu, ipotek konulması ve taşınmaz satışı hususlarının davacının iradesine uygun gerçekleştiğinden davanın reddine karar verilmiş ise de Yargıtay 1.HD 2016/17587 E.2020/126K.ilamı ile 22.06.2011'de fiil ehliyetini haiz olup olmadığına ilişkin rapor alınmasından bahisle kararın bozulduğu görülmüştür.
Bakırköy ... Ağır Ceza Mahkemesi ... Esas ... Karar sayılı dosyasının incelenmesinde; Sanık ...hakkında nitelikli dolandırıcılık suçlarından kamu davası açılmış ise de, sanığın yargılamanın devamı sırasında 14/02/2019 tarihinde öldüğü anlaşıldığından,sanık hakkında açılan kamu davasının 5237 sayılı tck.nın 64/1 ve cmk.nın 223/8.maddesi gereğince düşürülmesine, sanıklar ...,...,...,...,... ve ... hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan cezalandırılmaları istemi ile kamu davası açılmış ise de, sanıklara isnat olunan suçun unsurları oluşmadığından, CMK.nın 223/2-a maddesi gereğince sanıkların ayrı ayrı beraatlerine kararverildiği, kararın kesinleştiği görülmüştür.
İcra takip dosyasının incelenmesinde; İstanbul ... İcra Dairesinin ...esas sayılı takip dosyasında... Bankası A.Ş. tarafından ... San, ..., ...,...,... ve ... aleyhine 05.01.2011 keşide tarihli 29.02.2012 vadeli 3.500.000,00-TL bedelli iki adet bonodan kaynaklanan 5.225.000,00-TL asıl alacak 51.524,30-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 5.276.524,30-TL takip yapıldığı görülmüştür.
İstanbul ...İcra Müdürlüğü ... Esas sayılı takip dosyasında ... Bankası A.Ş. tarafından... San, ...,...,... ve ... aleyhine 30.09.2009 tarih ve 2009-1 sayılı GKS'den kaynaklanan 9.212.664-TL asıl alacak, 570.176-TL işlemiş temerrüt faizi, 28.509-TL BSMV olmak üzere topla 9.811.349-TL takip yapıldığı görülmüştür.
Tapu kayıtlarının incelenmesinde; Büyükçekmece Merkez Mah. ... Ada, ... Parsel sayılı taşınmazın ... adına kayıtlı iken...Bankası'na ipotek tesis edildiği, ardından ...A.Ş.'ye 336.000,00-TL bedelle satışının yapıldığı görülmüştür.
Bonoların incelenmesinde; 29.02.2012 ödeme tarihli 05.01.2011 tanzim tarihli 3.500.000,00-TL bedelli, ödeme yeri Kadıköy olan iki adet bonoda Borçlu:...A.Ş., müşterek borçlu ve müteselsil kefillerin ise ..., ...,... ve ... olduğu görülmüştür.
Büyükçekmece ... Sulh Hukuk Mahkemesi'nin... Esas ... Karar sayılı 17/09/2013 tarihli ilamı ile davacılar ..., ...,... tarafından ...'nin kısıtlanarak yasal danışman atanmasının talep edildiği, kısıtlı adayı ...'nin kızı ...'ın yasal danışman olarak atanmasına karar verildiği, 25.01.2018 tarihli ek karar ile ... Bankası'nın müdahillik talebinin ve vesayet tedbir şerhinin kaldırılması talebinin reddine karar verildiği görülmüştür.
Tanık beyanlarının incelenmesinde;
... (19/12/2019 tarihli celse): "2011 yılında annemin üzerinde taşınmaz vardı. Bunun satışını ailecek karar verdik. Daha sonra annem ve babam taşınmazın satışının yapılması için tapuya gittiler. Tapu verildikten sonra taşınmaz elimizden gittiği gibi, 30.000.000,00-TL'lik bir kefalet verilmiş, annemin o tarihlerde bir unutkanlığı vardı, yine aynı tarihlerde annemin demans hastası olduğu anlaşıldı. Çok fazla unutkanlığı vardı, yanlış kişileri arıyordu, ocakta yemek unutup yakmaktaydı, bir yere gidiyorum diye yola çıkıp başka yere gidiyordu, bu en dediğim çok fazla olmadı ancak bir kaç kez tekrarlandığı için bizi endişelendirdi...Davacı taşınmazı satın alan şirkete veya yetkililerinin daha önce hiç tanımıyordu...aynı apartmanda oturan halama iniyorum deyip 5. Kattan 3. Kata inmesi gerekirken bakkala gitmiş bakkaldan da bizim evi aradılar"
... (19/12/2019 tarihli celse):"annem 15 yıldır unutkanlık yaşamaktadır, bu durum şuan da daha da ileri aşamaya geçmiştir, 2011 yılında da unutkanlığı vardı, ocakta bir kaç kez yemeği unutup yaktığı olmuştur, kendi odasına gidiyorum diye evin içerisinde bir başka yerde uyuyup kaldığına rastladık, bunun gibi bir çok olay yaşıyor, başka bir olay aklıma gelmedi, taşınmazı satın alan şirketi veya yetkililerini daha önceden tanımıyordu...tapudaki işleme rahmetli olan babamla birlikte gitmişlerdi, bunun dışında kendisini yalnız bırakmadık, diğer imzalar tapudaki işlemler sırasında alınmış olabilir...Dışarıya yalnız başına gitmesine izin vermediğimiz için olay benim anlattığım şekildedir...Çok uzaklara tek başına gitmesine izin vermiyorduk, aynı bina içerisinde halama giderken bakkala gittiğine ilişkin diğer tanığın anlattığı olay doğrudur."
Hüseyin ... (01/10/2020 tarihli celse) : "Benim ...'da lokantam vardı, ... ve... lokantama gelip sürekli yemek yerlerdi, Ragıp Bey devamlı gelirdi, çok büyük şirketleri vardı, ihtacat yapıyorlardı, lokanta da babamla tanıştılar, anneme ait olan yeri almak istediler, babam sağ olsun bizi işlerine karıştırmazdı, kredi kullanarak bu yeri alacaklarını Ragıp ve Nedim söylemişti, hatta bizim lokanta da ... Spor Kulübünün Yüksek Disiplin Kurulu Üyesi ...ile birlikte oturup konuştular,...ların alacağı krediyi ayarlamış, babama defalarca peşin parayla yeri satmaları, vadeyi kabul etmemelerini defalarca söylememe rağmen vadeli bir satış yapmışlar, annem o tarihlerde ağır demans hastasıydı, nasıl ikna etmişlerse o yeri ipotek koymuşlar, babam o tarihlerde kanser hastasıydı, metastat yapmış, kullandığı ilaçlar dolayısıyla kandeki bir değerler arttığında bir şey hatırlamıyordu, deli gibi oluyordu, ben o tarihlerde Kıbrıs'taydım, babam normalde dost ahbabı olan arkadaşlarıyla resmi kuruma giderlerdi, ancak nasıl ikna etmişlerse babamla annemle tapuya gittiklerinde, genel kredi sözleşmesinde annemin kefil olarak imzasını almışlar, yine normal senet gibi olmayan banka evraklarının devamı niteliğindeki belgelere imza alarak bu şekilde senetlere de imza attırmışlar, ayrıca banka çalışanları ağır ceza mahkemesindeki dava da bu imzaları aldıklarını kabul etmiyorlar, ayrıca annemin akli durumuna ilişkin ... Hastanesinden alınan raporlar vardır'..Taşınmazın şirketin borcu için ipotek edileceği ve senetler verileceğine ilişkin bir konuşma geçmedi, zaten normal bir insan alakası olmayan şirkete niye ipotek versin, niye kefil olsun...annem okuma yazma bilmektedir, ancak senet formatında olmayan banka belgeleri içerisindeki abuk subuk yazılı kağıdın senet olduğunu nereden bilsin"
... (01/10/2020 tarihli celse) : "...malları satıyordu, taşınmaz eşi ...ye aitti, banka da işlem yapılmış ancak bu ailenin bankaya borcunun olması mümkün değildir, varlıklı bir ailedir, vefat eden ...,... bankasının üst düzey yöneticisiydi, taşınmazı ipotek gösteren şirketin finans müdürü ... ile ...'ın sürekli olarak telefonla görüştüklerine şahit oldum, çünkü taşınmazın satışına ben aracılık ettim, ... ve ... ,...., ... ile birlikte ortak işlettiğimiz lokantaya gelip gidiyorlardı burada bana yer aradıklarını, ... tan yüksek kredi alarak kredi alabileceklerini söyledi, ... de bana sen burayı satabilirsin, senin çevren var şeklinde beyanda bulunmuştur, ben de bu şekilde kendilerini buluşturdum, pazarlık süresinde sadece kapora alınması sürecinde birlikte bulundum, bu nedenle şirket için ipotek vermesi veya senet imzalaması mümkün değildir...bu pazarlık sırasında şirkete ipotek verileceği, senet imzalanacağı konusunda herhangi bir konuşma olmadı...tapuda satış sırasında yanlarında değildim"
... (01/10/2020 tarihli celse) : "Bizi dolandıran firma ...'ye ait olan binayı-araziyi satın aldı, sattıktan sonra da tapuyu verirken, 14-15 milyon EURO luk senedi imzalatmışlar, ... ileri derecede demans hastasıydı, kendi kendisini idare edemezdi...satış tarihinden önce davacıyı gördüm, zaten sık sık görüşürüm, fiziksel ev işlerini yapamazdı, dışarı çıkar eve gelmeyi unuturdu"
... (16/09/2021 tarihli celse) : "2009-2011 yıllarında ...Bankası Kadıköy şubesinde bankoda görevli olarak çalışmaktaydım, ticari kısımda çalışmıyordum, ancak kredilerdeki yoğunluk nedeniyle müdürün talimatıyla ve verdiği yetkiyle ipotek ve satış işlemlerde bulunuyordum, genel kredi sözleşmelerinde ipotek alınmışsa ekspertiz yapılmış müşteri imzaları alındıktan sonra müşteri temsilcisi bana tapudaki saati bildirir, giderim, pusulayla kurşun kalemle imzalanacak yeri bana işaretlerler bende giderim ipotek tesis işlemlerini yaparım, aradan uzunca bir süre geçti, hatırladığım kadarıyla, davacıdan Büyükçekmece Tapuda okudum anladım, onaylıyorum, yazılarını yazdırarak, imzasını ipotek belgesi ve senedi ben aldım, ilk önce kambiyo senetlerini, imzayı benim aldırdığımı düşündüm ancak müdürümle konuştuğumda benim yetkimin sadece ipotek tesisine ilişkin olduğunu söyledi, bunun üzerine savcılığa giderek ifademi düzeltme dilekçe verdim, savcılık ayrıca başka bir ifade almadı, ceza mahkemesindeki aynı düzeltme doğrultusunda ifade verdim, GKS'deki kefil ve gayrimenkul rehni kısmındaki imzaları tapuda almış olabilirim, tam hatırlamıyorum, Melahat Hanım'ın akli durumunun yerinde olduğu kanaatindeyim, işlem sırasında yanında bir muameleci, eşi ve kredi verdiğimiz şirketin yetkilisi vardı, ipotek işlemleri için ...Bankasından geldiğimi bu gruba anlatmıştı, davacının eşi de hangi krediler için ipotek verildiğini sormuştu ve de ipotek belgesini teslim alacağız mı dediğinde aslını veremiyoruz, fotokopisini verebiliriz..(Akli melekesi yerinde olup olmadığını nasıl anladığı soruldu)Konuşmalarından, kendi ismini söylemesinden, bu kanaate vardım...Melahat Hanım'la tam olarak doğrudan ne konuştuk hatırlamıyorum, tanışma diyaloğu geçti, bana gösterilen yerler imza almışımdır, GKS ilişkin davacı ile aramızda geçen bir diyalog hatırlamıyorum, şube müdürü sözlü olarak genel kredi sözleşmesini kefalet imzası almam için yetki vermişse alabiliyorum, zorunluluk her ne kadar GKS'ne ilişkin kefaletlerde imzanın şubede alınması zorunlu ise de müşteri memnuniyeti gereğince yerinde de imza alınabiliyor ayrıca senetlerde yetkimin olmadığını söylemedim, başka arkadaş görevlendirildi, imzalattırdım diye söylediğimi sordu...(Tanıktan Bakırköy ... Ağır Ceza Mahkemesi tutanağınca soruldu)...İfademde geçen kefalet senedi kefalet için alınan kambiyo senedidir, ipotek belgelerindeki imzaları ben aldırdım, GKS'deki kefalet imzasını da ben aldırmış olabilirim" beyanlarında bulundukları görüldü.
Dava, dava dışı firmanın davalı bankadan kullandığı kredilere ilişkin yapılan genel kredi sözleşmesi ve senetlerdeki imzalardan dolayı davacının bir borcun olmadığının tespiti ve buna bağlı olarak Genel kredi sözleşmesi ve 2 adet senetteki davacı kefaletinin iptali, iş bu senetlere ve genel kredi sözleşmesine dayalı olarak açılan icra takiplerinin davacı yönünden iptali istemine ilişkindir.
Gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit olarak adlandırılmaktadır.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)'nun “Menfi tespit ve istirdat davaları” başlıklı 72. maddesi:“Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir.” düzenlemesini içermektedir.
Anılan maddeden anlaşıldığı üzere borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir ve takip konusu alacağın borçlusu olmadığının tespiti isteyebilir.
Borçlu, belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açar; bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi iptal edilir ve borcu ödemekten kurtulur. Somut uyuşmazlıkta davacı icra takibinden sonra Menfi tespit davası açmıştır.
İspat yükü ise; bir vakıanın doğru ve gerçek olup olmadığı konusunda hakimi inandırma faaliyetidir. İspat, ispat anıdan önce vuku bulmuş ve tekrar etmeyen, vakıalara ilişkindir. İspat yükü aynı zamanda bir haktır.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2013/10133 Esas 2014/451 Karar sayılı ilamında da belirttiği üzere 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK), “İspat Yükü” başlıklı 6. maddesinde, “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” şeklinde; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 190. maddesinde ise: “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.” şeklinde düzenlemelere yer verilmiştir. Sözkonusu ispat yükünün kime ait olduğunu belirleme görevi, davanın taraflarına değil, mahkemeye aittir.
İspat yüküne ilişkin bu genel kural menfi tespit davaları için de geçerlidir. Yani, menfi tespit davalarında da, tarafların sıfatları değişik olmakla beraber, ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf, o vakıayı ispat etmelidir.
Menfi tespit davasında borçlu ya borçlanma iradesinin bulunmadığını ya da borçlanma iradesi bulunmakla birlikte daha sonra ödeme gibi bir nedenle düştüğünü ileri sürebilir.
Borçlu, borcun varlığını inkar ediyorsa, bu durumlarda ispat yükü davalı durumunda olmasına karşın alacaklıya düşer. Borçlu varlığını kabul ettiği borcun ödeme gibi bir nedenle düştüğünü ileri sürüyorsa, bu durumda doğal olarak ispat yükü kendisine düşecektir.
Somut olaya gelindiğinde; taraflar arasındaki ihtilafın davacının GKS kapsamında imzaladığı kefalet sözleşmeleri ve ek teminat niteliği taşıyan senetlerdeki imzalarının geçerli teminat oluşturup oluşturmadığı ile ilgilidir.
Büyükçekmece .. AHM... Esas sayılı dosyası , ipoteğin fekki ve tapu iptal ve tescil davası olup, bu davamız ise GKS ve senetlere ilişkin menfi tespit ve takiplerin iptali davası olmakla derdestlik itirazının reddine karar verilmiştir. Büyükçekmece ... AHM'nin ... esas ve sonrasında Büyükçekmece ... AHM'nin ...esas ve yine sonrasında Bakırköy ... ATM'nin ...sayılı esası alan bankacılık işlemlerinden kaynaklanan menfi tespit davasında ise davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
TBK'nun 39. Maddesi " Yanılma veya aldatma sebebiyle ya da korkutulma sonucunda sözleşme yapan taraf, yanılma veya aldatmayı öğrendiği ya da korkutmanın etkisinin ortadan kalktığı andan başlayarak bir yıl içinde sözleşme ile bağlı olmadığını bildirmez veya verdiği şeyi geri istemezse, sözleşmeyi onamış sayılır.
Aldatma veya korkutmadan dolayı bağlayıcılığı olmayan bir sözleşmenin onanmış sayılması, tazminat hakkını ortadan kaldırmaz." şeklinde olup; GKS'de davacının kefaletinde bir tarih bulunmaması, 12.01.2010 tarihli limit artırım sözleşmesinde davacının ismi sağ tarafa sıkıştırılmış ve kefalet tarihinin bulunmaması, 4.1.2011 tarihli limit artırım sözleşmesinde davacının kefalet tarihinin bulunmaması kefaletlerden ve avalden 12.01.2012 tarih ve 2853yevmiye numaralı muaceliyet ihbarı ile haberdar oldukları, 26.01.2012 tarihli borcu ve kefilliği kabul etmedikleri ihtarı ile bankaya ihtar edildiği ve bu doğrultuda Büşükçekmece ... AHM'ne ... E. sayılı dava dosyasını açtıkları anlaşılmakla 1 yıllık sürenin geçmediği anlaşılmıştır.
Davacı tarafın davada mahkememizce de kabul gören asıl dayanağı : taşınmazını satan ve şatış bedeli alabilmek için alınacak kredinin tahsisi amacı zannıyla ipotek veren kişi neden aynı zamanda genel kredi sözleşmelerine kefil olup, bonolara aval versin.
Ticari hayatın olağan akışında satılacak taşınmazın bedeli kredi ile ödenecek ise elbette taşınmaza ipotek konulması banka uygulamaları gereğince ise de; bu uygulamada kullanılacak kredi taşınmaz kredisi olup, bankaca kredi ödemesi kredi lehdarına değil, taşınmazı satan kişiye yapılmaktadır. Ancak somut olayımızda ipotek, taşınmazın alınması için kullanılacak kredi için değil, GKS'nin teminatı olarak alınmıştır.
Bakırköy... Ağır Ceza Mahkemesinin ... esas sayılı dosya içeriği sabit olduğu üzere davacı ile ...şirketi veya ortak/yetkilileri ile aralarında taşınmazın satışı işlemi dışında bir tanışıklık ve irade bulunmamaktadır, zaten aksi yönde bir iddia ve ispatta yoktur.
İpotek, dava konumuz olmamakla ipoteğin ne için verildiği hususu bir yana bırakıldığında, davacı ile ... şirketi veya ortak/yetkilileri ile aralarında taşınmazın satışı işlemi dışında bir tanışıklığın bulunmadığının sabit olduğu bir olayda ipotek verilmesinin yanında GKS'lerine kefil olunması ve 2 ayrı bonoya aval verilmesinin hayatın olağan akışına tamamen aykırı olduğu açıktır.
Davacıya dava konusu olay tarihinden sonra olsa da bono tarihlerine yakın 01.06.2012 tarihinde açılan Büyükçekmece ... Sulh Hukuk Mahkemesi'nin ... Esas... Karar sayılı 17/09/2013 tarihli ilamı ile hafif bilişsel bozukluk ve depresyon saptanması, vesayeti gerektirecek bir akıl hastalığı bulunmamakla birlikte rahatsızlığı ve ileri yaşlılığı nedeni ile yasal danışman atanmasına karar verilmiştir.
Davalı çalışanı olup Kadıköy Şubesinin operasyon servisinde çalışan ..., ceza soruşturma aşamasında verdiği ifadesinde; ipotek ve kefalet belgelerini davacıya imzalattığını, müştekiye neleri ne için imzalattığını açıkladığını, ayrıca 4 ayrı senetleri...davacıya imzalattığını beyan etmiş olup, Bakırköy ... Ağır Ceza Mahkemesinin ... esas sayılı dosyasında 04.10.2013 tarihli celsedeki ifadesinde ise ; ipotek belgelerine imza aldığını bunun dışında bu konu ile ilgili hiç bir işlemi olmadığını, "...'nin kefil olması için benim tarafımdan düzenlenen herhangi bir kefalet senedi yoktur" şeklinde beyanda bulunmuş, mahkememizde ise; ipotek belgesindeki imzayı kendisinin aldığını, bonolardaki imza kendisinin aldığını önce düşündüğünü ancak müdür ile konuştuğunda kendisinin yetkisinin sadece ipotek tesisine ilişkin olduğunu söylemesi üzerine ifadesini düzeltmek için dilekçe verdiği, GKS'deki kefil imzalarının tapu kendisinin almış olabileceğini, tam hatırlamadığını, GKS'ne kefalet imzası alması için şube müdürü tarafından sözlü yetki verilmiş ise kefalet imzası alabileceğini, GKS'lere kefalette imzanın şube de alınması zorunlu ise de müşteri memnuniyeti gereğince yerinde imza alabildiklerini her üç ifadelerinde birbirleriyle çelişki oluşturacak şekilde buyanda bulunmuştur.
Roseteks şirketi vekili olan Av. ... Büyükçekmece ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin ... Esas sayılı dosyada 3. Celsede verdiği ifadesinde "Tapuda kefaletten bahsedilmedi, banka yetkilisi ... tapuda yapılan ipotek işleminin teminat niteliğindedir, satış gerçekleşince ipotek kaldırılacağını söyledi" şeklinde beyanda bulunmuş olup, GKS işlemlerini yapan davalı banka çalışanları ... ve ...'ın ...'yi hiç görmediklerine ilişkin beyanı ile birlikte, Av. ...'ın beyanı ve ...'nın çelişkili beyanları hep birlikte değerlendirildiğinde, davaya konu GKS'lerindeki kefalet imzalarının ve bonolardaki aval imzalarının ipotek işlemleri sırasında alındığının sabit olduğu, davalı çalışanı ...'nın bankanın aydınlatma yükümlülüğünü yerine getirmemesi, ipoteğin kaldırılacağı yönünde yanıltıcı beyanda bulunması davalı banka açısından yükümlülüğüne aykırı olarak hem pasif davranışla hem yanıltıcı beyan nedeniyle aktif davranışıyla hileye iştirak olarak değerlendirilmiş, bu eylem ile GKS'lerine kefalete ve bonolardaki avallere ilişkin imzaların alındığı, illiyet unsurunun bulunduğu, basiretli tacir gibi hareket yükümlülüğü altında olan bankanın bu nedenle Bankacılık Etik Kuralları kapsamında hareket edip dürüstlük ilkesine bağlı, makul süre öncesinde bilgilendirme yaparak, yaptığı işlemlerde doğru bilgi vererek riskler hakkında bilgilendirme yaparak şube de davaya konu işlemleri yapması gerekirken bu hususlara riayet etmemesi nedeniyle davacının iradesinin hile ile fesada uğratıldığı kanaatine varılmış ve bu nedenlerle sonuçta aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
Düzeltme; mahkememiz 16.03.2023 tarihli celsedeki kısa kararda her ne kadar senet bedeli sehven 3.5000.000-TL olarak yazılmış ise de maddi hata sonucu bir 0 fazla yazıldığı, şirket isminin de ... yerine... yazıldığı görülmekle gerekçeli kararda düzeltilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davalı banka ile ... Giyim Sanayi A.Ş. arasında imzalanan 30.09.2009 tarihli 750.000 TL limitli , Davalı banka ile ...Giyim Sanayi A.Ş. arasında imzalanan 30.09.2009 tarihli 347.000 Euro limitli Genel Kredi Sözleşmelerindeki (limit artırımlarda dahil) kefaletlerden ve 05.01.2011 düzenleme tarihli 29.02.2012 ödeme tarihli 3.500.000,00'şer TL bedelli iki ayrı kambiyo senedindeki avallerden borçlu olmadığının tespitine
İstanbul ... İcra Müdürlüğü ... Esas sayılı dosyasıyla başlatılan takibin karar kesinleştiğinde davacı açından iptaline,
İstanbul ... İcra Müdürlüğü ...Esas sayılı takibin karar kesinleştiğinde davacı açından iptaline,
2-Dava dilekçesinde icra takibi konusu yapılmayıp unsurları da belirtilmeyen ve bu aşamada taraflarca da bilinmeyen diğer iki kambiyo senedi açısından davanın geri alındığı anlaşıldığından HMK 123 maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 670.213,25-TL ilam harcından peşin alınan 35,90-TL'nin mahsubu ile bakiye 670.177,35‬-TL ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 35,90-TL peşin harç ve 35,90-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 71,80-TL'nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 336.113,49-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 282,45-TL yargılama gideri davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,
8-Dosya kapsamında adli yardım kararı üzerine suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.511,1‬0-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
[Yargılama gideri açıklaması:
-ATK 15.03.2022 tarihli ... numaralı 835,00-TL ATK fatura bedeli
-2018 yılı 13 adet tebligat = 182,00-TL (2018 yılı tebligat ücreti 14,00-TL)
-2019 yılı 8 adet tebligat = 129,60-TL (2019 yılı tebligat ücreti 16,20-TL)
-2020 yılı 7 normal + 2 e-tebligat = 142,00-TL (2020 yılı tebligat ücreti 19,00-TL+e-tebligat 4,50-TL)
-2021 yılı 4 normal+ 3 e-tebligat = 120,50-TL (2021 yılı tebligat ücreti 26,00-TL+e-tebligat 5,50-TL)
-2022 yılı 2 normal +2 e-tebligat = 102,00-TL (2022 yılı tebligat ücreti 42,00-TL+e-tebligat 9,00-TL)
9-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen taraflara iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere oy çokluğu ile karar verildi.16/03/2023
Başkan ...
¸e-imzalıdır
Üye ...
(Muhalif)
Üye ...
¸e-imzalıdır
Katip ...
¸e-imzalıdır

MUHALEFET ŞERHİ
Dava kredi sözleşmesinden kaynaklı menfi tespit davası olup, dava dilekçesinde anlatılan olayda davacını aslında üzerine kayıtlı olan taşınmazı satmak için ihbar olunan şirket yetkilileri ile irtibata geçtiklerini taşınmazın bir kısmı için kredi kullanılacağının söylendiğini davalı bankaya ve tapuya bu yüzden gittiklerini ancak hile ile bankada kendisinin kefil olarak gösterildiğini kendisinden bono alındığını öğrendiğini ve taşınmazında ihbar olunan şirket lehine bankaya ipotek edildiğini ileri sürmüş davacı taraf hile sebebine dayanarak borçlu olmadığının tespiti istemiştir
Büyükçekmece ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin ... Esas... Karar sayılı dosyasında da belli olduğu üzere davacının taşınmazını tapu memuru önünde sattığını ve bedelini aldığını beyan ederek ihbar olunan şirkete sattığı, tapu satış senedinin düzenleme şeklinde resmi belge niteliği gözetildiğinde aksinin aynı kuvvette bir belge ile ispatı gerektiği ipoteğinde ihbar olunan şirket tarafından verildiği davacının kefil sıfatı ile imzasının bulunduğu kredi sözleşmesinin ve bonoların banka dışında bir yerde hile sureti ile imzalandığının bahisle bir kısım şüpheliler hakkında suç duyurusunda bulunulmuş yapılan yargılamada banka yetkililerinin beraat ettikleri ve kararın kesinleştiği görülmüştür.
Söz konusu dava hile hukuki sebebine dolayası ile haksız fiile dayandığından ispat yükü davacı üzerindedir. Mahkeme, kanunla belirlenmiş olan ispat yükü ve ispat araçları ile bağlı olup, taraflarca hiç bir şüpheye yer bırakmadan ispat edilmedikçe tarafların ileri sürdüğü ve aynı zamanda davanın ve savunmanın dayanağı olan vakaların varlığı mahkeme kabul edemez.
Büyükçekmece ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin ... Esas...Karar sayılı dosyası, Ceza Dosyası dinlenen tanıkların anlatımları, davacının ayırt etme gücüne ilişkin adli tıp raporu ile dosyadaki toplanın delillerde davacının davasını dayandırdığı vakaları ispat edecek derecede yeterli delil bulunmadığı, tüm bu süreçte eşi ve yakınlarının davacının yanında bulunmaları bazı işlemleri aksi aynı kuvvette delille ispatı gereken memurlar huzurunda yapılan senede dayanması birden çok kurum ve kuruluşun sürece dahil olduğu aşamalardan geçen ve sözleşme süreçlerinin her birinde davacı yakınlarının hazır bulunduğu ve ayırt etme gücü bulunan davacının ve yakınların bir çok aşamadan geçen süreçte dolandırıldığının farkına varılamamasının hayatın olağan akışı ile örtüşmediği ve kesin ve net bir beyan içermeyen çelişkili tanık ifadeleri ile davanın kabulüne gidilemeyeceği kanaatinde olduğumdan davanın reddi gerekirken kabul edilmesi yönündeki çoğunluğun görüşüne muhalifim.
Üye ...
¸e-imzalıdır
Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır.“5070 sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”


Full & Egal Universal Law Academy