İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/163 Esas 2023/294 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2015/163
Karar No: 2023/294
Karar Tarihi: 11.04.2023

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2015/163 Esas
KARAR NO:2023/294
DAVA:Banka Teminat Mektubunun İadesi Ve Depo Edilmesi (Tahsil İstemli)
DAVA TARİHİ:11/02/2015
KARAR TARİHİ:11/04/2023
Mahkememizde görülmekte olan Banka Teminat Mektubunun İadesi Ve Depo Edilmesi (Tahsil İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı şirket arasında Sirkeci/İstanbul ' da bulunan ... Oteli' nin klima, ısıtma, yangın, sıhhi tesisat, havalandırma ve doğalgaz tesisat işlerinin yapımı için bir sözleşme imzalandığını, müvekkilinin mezkur sözleşme ile ilgili otelin klima, ısıtma, yangın, sıhhi tesisat, havalandırma ve doğalgaz tesisat işlerini yapmayı yüklendiğini, davalı ise bu işe karşılık için keşif bedeli olan 725,700,00 TL ödemeyi taahhüt ettiğini, müvekkilinin davalı işverene yükümlülüklerinin teminatı olarak sözleşme gereği sözleme bedelinin %10 ' u kadar yani 70.000,00 TL tutarında kesin teminat mektubu verdiğini, taraflar arasında yapılan sözleşmede, işin tamamlanması süresi olarak 110 gün öngörüldüğünü, ancak zorunlu durumlarda ve işverenden kaynaklanan gecikmelerde süre uzatımı verileceğinin belirtildiğini, işin yapılacağı otelin tarihi sit alanında kalması, davalı şirketin ruhsat alma sorunu yaşaması, işin yapımı için saha tesliminin gecikmesi ve işin keşifte öngörülenden daha fazla kalemi içermesi sebebiyle sözleşme konusu işler belirlenen sürede ve belirlenen bedelle tamamlanamadığını, ancak bu durum taraflardan herhangi bir probleme neden olmadığını, taraflar arasındaki sözleşme 13.02.2013 tarihinde sona erdiğini, zikredilen tarihte atılan mailde, davalı şirket çalışanı mimar ... “revize ettiği oda kat planlarını” gönderdiğini, 29.03.2013 tarihli mailde, müvekkil şirket yetkilisinin mailine cevaben davalı çalışanı ... iş programına yönelik isteklerini ve yorumlarını yazdığını, belirtilen tarihten sonra gönderilen tüm maillerde bu ifadelere benzer söylemler bulunmakta olduğunu, 09.05.2013 tarihli mailde, davalı şirket çalışanı Mimar ..., '' Yangın dolabı ekte yolladığım ... cam kapaklı modeli seçildi. ... ... sağ üst girişli olsun demişti, kendisiyle tekrar görüşün İsterseniz, bilginize.” yazdığını, 01.06.2013 tarihinde müvekkil şirket çalışanı Makine Mühendisi ..., ... ve ... için başvuru yapmaları için davalı şirketi uyardığını, sonraki tarihli maillerde telefon ile de iletişim halinde oldukları anlaşılmakta olduğunu, müvekkil 26.11.2013 tarihli mailinde ilk hak ediş bedeli faturasını göndereceğini bildirdiğini, sonrasında davalı şirketten problem olduğuna dair herhangi bir geri dönüş olmadığını, müvekkil kesin hak ediş bedeli için 09.01.2014 ve 17.01.2014 tarihlerinde 2 kez mail attığını, bu tür yazışmalar müvekkil ile davalının arasında hiçbir problemin olmadığını, işlerin kusursuz bir şekilde ve davalının kontrolünde devam ettiğini işaret etmekte olduğunu, müvekkil sözleşme konusu işi tamamladığını ve davalıya teslim ettiğini, geçici kabul tutanağı 31.03.2014 tarihinde davalı şirket çalışanları ile müvekkil çalışanları arasında imzalandığını, davalı şirket çalışanları Geçici Kabul tutanağı altına hiçbir ihtirazi kayıt koymadan imzaladıklarını, geçici kabul tutanağı ve devamında sunulan belgelerden sözleşme konusu işlerin teknik şartname ve projeye uygun olduğu ve geçici kabulün yapılmasına engel olabilecek bir eksiklik, kusur ve arızanın bulunmadığının anlaşıldığını, müvekkil şirket üzerine düşen yükümlülüklerini tamamladığını ve edimini yerine getirdiğini, ancak, davalı şirket hiçbir haklı gerekçe göstermeden müvekkilin kesip gönderdiği son hak ediş bedeli olan 35.400,00 TL'yi ödemediğini, bu bedel müvekkilinin muavin defter kayıtlarında da açıkça yazmakta olduğunu, davalı şirket söz konusu fatura bedelini ödemediği gibi, davalı şirket yetkilileri ile yapılan görüşmelerde, böyle bir borçları olmadığı iddia edilerek ödemeden de imtina ettiklerini, bunun üzerine davalı borçlu aleyhine taraflarınca İstanbul 8. İcra Müdürlüğünün 2014/... dosya numarası ile icra takibi başlatıldığını, davalı borçlu icra takibine itiraz ettiğini, davalı borçlu vekili itiraz dilekçesinde müvekkilinin fatura bedeli kadar borcu olmadığını, faizin de haksız olduğunu ileri sürdüğünü, takibe itiraz edilmesi üzerine haksız ve kötü niyetli itirazın iptali için davalı aleyhine .... Asliye Ticaret Mahkemesi' nin ... Esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açıldığını ve yargılamanın devam ettiğini, akabinde de kesin kabul için süre henüz dolmadan müvekkilin Halk Bankası garantörlüğündeki 26.12.2013 tarihli ve 70.000,00 TL. tutarlı kesin teminat mektubunu mektubun süresinin dolmasına 1 gün kala paraya çevirdiğini, banka teminat mektubunun paraya çevrilebilmesi için müvekkilin sözleşme ile yüklendiği edimi yerine getirmemesi, borca aykırı davranması gerekeceğini, ancak, müvekkil şirket sözleşme gereğince yüklendiği tüm edimlerini yerine getirdiğini, davalı şirket, bu güne kadar işin yapılmaması, gereği gibi yapılmaması veya eksik yapılması gibi herhangi bir ayıp durumuna dair müvekkil şirkete hiçbir bildirimde bulunmadığını, davaya konu teminat mektubunu, müvekkil şirkete hiçbir bildirimde bulunmaksızın sürenin dolmasına bir gün kala 30.12.2014 tarihinde bankaya ibraz ederek paraya çevirdiğini, müvekkilin durumdan 24 saat daha sonra haberi olduğunu, açıklanan tüm bu nedenlerle davalarının kabulü ile haksız olarak paraya çevrilen 70.000,00 TL.teminat bedelinin avans faiziyle geri iadesine, müvekkil lehine 50.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalıya tahmil edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; teminat mektubunun nakde çevrilmesinde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı gibi, davacı tarafın aksi yöndeki iddialarının da hukuki bir dayanağı yoksun olduğunu, husumet itirazlarının bulunduğunu, sözleşmeye taraf olan şirket ile davacı şirketin unvanları birbirinden farklı olup, davacının işbu davayı ikame etmekte hukuki yararının bulunmamakta olduğunu, esasa ilişkin itirazlarının da bulunduğunu, davacı taraf, sözleşme kapsamında verilen iki teminat mektubunun kapsamını karıştırarak sayın mahkemeyi yanıltmaya çalışmakta olduğunu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın verilen ilk teminat mektubundan kaynaklanmadığı son derece net bir biçimde anlaşılacağını, davacı taraf, her ne kadar yapımını üstlendiği tesisat işlerini zamanında teslim etmemişse de müvekkili şirket sözleşmeden doğan hakkını kullanmadığını, 600.000,00 TL tutarındaki Banka teminat mektubunu paraya çevirme hakkı bulunmasına rağmen işbu teminat mektubunu yükleniciye işin bitimi sırasında iade ettiğini, dolayısıyla somut olayda dava konusu uyuşmazlık, davacı tarafça müvekkili şirkete kesin kabule kadar geçecek süre içerisindeki yükümlülüklerin teminatı olarak verilen 70.000,00 tl tutarındaki banka teminat mektubunun nakde çevrilmesinin hukuka aykırı olup olmadığı olduğunu, dolayısıyla ile araştırılacak husus geçici kabul ile kesin kabul arasında bir ayıbın ortaya çıkıp çıkmadığı olduğunu, bu nedenle 70.000,00 TL tutarındaki banka teminat mektubu geçici kabul ile kesin kabul arasında meydana gelebilecek zararları teminat altına almak amacıyla alındığını, davacı şirket tarafından verilen ikinci teminat mektubunun nakde çevrilmesinde herhangi bir hukuk aykırılık bulunmadığından, teminat bedelinin avans faizli birlikte iadesi bedeli talebinin reddi gerekmekte olduğunu, davacı şirketin oteldeki işlerini gecikmeli olarak tamamlamasının akabinde sözleşme uyarınca geçici kabul yapıldığını, ancak otelin aktif olarak kullanıma açılmasından sonra, davacının sorumluluğunda bulunan birçok işi eksik veya hatalı ifa etmiş olduğu, yahut hiç yapmadığının anlaşıldığını, diğer yandan, taraflar arasında akdedilen sözleşme uyarınca gizli ayıplar sebebiyle ortaya çıkan zarardan yüklenici sıfatına haiz davacının sorumlu olduğu ve gizli ayıpların teminat süresi içinde ortaya çıktığı göz önüne alındığında ayıp ihbarı yapılmadığı yönündeki iddiaların da mesnetsiz olduğunu, davacı tarafın manevi tazminat talebi hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, açıklanan tüm bu nedenlerle mahkeme nezdinde ikame edilmiş olan haksız ve hukuka davanın reddi ile, harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava ; davalı tarafından paraya çevrilen teminat mektubu bedelinin iadesi ile manevi tazminat istemine ilişkindir.
Yargılama sırasında .... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ... esas sayılı dosyasından 15/02/2020 günü saat 16:58 itibariyle davacının iflasının açılmasına karar verilmiş, ikinci alacaklılar toplantısı yapılmış ve yargılamaya iflas masası tarafından devam edilmiştir.
Somut olayda; taraflar arasında " ... Binası Mekanik Tesisat " işlerinin davacı tarafından yapılması hususunda, davalının iş sahibi , davacının ise yüklenicisi olduğu 05/10/2012 tarihli eser sözleşmesinin imzalandığı, davacı tarafından işlerin yapıldığı, davalı tarafından 31/03/2014 tarihli geçici kabul tutanağı ile işin geçici kabulünün yapıldığı, sözleşmenin " ödemeler" başlıklı 6. maddesinde "... kesin kabule kadar geçecek süre boyunca ki yükümlülüklerin teminatı olarak YÜKLENİCİ toplam iş bedelinin %10'u oranında 31/12/2013 tarihine kadar geçerli kesin ayrı bir Banka Teminat mektubu verecektir..." kararlaştırıldığı, davacı tarafından davalı yana bu kapsamda Halk Bankası'nca düzenlenen 70.000 TL bedelli teminat mektubunun verildiği, davalı tarafından yapılan işlerin eksik ve ayıplı olduğu gerekçesi ile mektubun nakde çevrildiği anlaşılmıştır.
Eser sözleşmesi, iş sahibinin ödemeyi taahhüt ettiği ücret karşılığında yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi ve teslim etmeyi üstlendiği iki taraf için hak doğuran ve borç yükleyen bir sözleşmedir. Eser sözleşmesinde iş sahibinin asli borcu TBK 470. maddesi çerçevesinde meydana getirilen eser karşılığında bir miktar pararın ödenmesi, yüklenicinin borcu ise eseri zamanında ve ayıpsız olarak imal ve teslim etmektir.
Eser sözleşmesinde yüklenicinin ayıptan sorumluluğu TBK'nın 474. ile 478. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Yüklenicinin ayıptan sorumlu olabilmesi için eserin iş sahibine teslim edilmesi, eserin ayıplı olması, eserin iş sahibi tarafından kabul edilmemiş veya kabul edilmek zorunda olunmaması, eserin iş sahibi tarafından muayene ve ihbar külfetinin yerine getirilmiş olması, eserdeki ayıbın iş sahibinin tutumundan kaynaklanmamış olması ve son olarak ayıplı teslimden doğan hakların süresi içinde kullanılması gerekmektedir.
Kural olarak, eser sözleşmelerinde işin yapıldığını ve teslim edildiğini kanıtlamak yükleniciye, eserin ayıplı olduğunu kanıtlama külfeti ise iş sahibine aittir. Eğer eser, iş sahibinin beklediği amacı karşılamıyorsa kural olarak ayıplı yapıldığı kabul edilir. Ayıp ihbarının yazılı olarak yapılması zorunlu olmayıp süresinde ayıp ihbarının yapıldığı her türlü delille ve tanık beyanıyla dahi kanıtlanabilir. (Yargıtay HGK'nın 02.02.1979 gün 1977/11-393 Esas, 1979/80 Karar sayılı ve Yargıtay 15.Hukuk Dairesi'nin 16.01.2013 tarih ve 2012/5835 Esas, 2013/129 Karar sayılı ilamında bu ilke ve esaslar ayrıntıları ile açıklanmıştır.)
Taraflar arasında davacı tarafından verilen teminat mektubunun nakde çevrilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı ve davacının kişilik haklarının bu nedenle saldırıya uğrayıp uğramadığı ihtilaf konusudur.
Davacı tarafından, davalının 31/03/2014 tarihli tutanak ile işin geçici kabulünün yapıldığı ve teminat mektubunun paraya çevrilemeyeceği savunulmuş ise de, davalı tarafından geçici kabul yapılmasından sonra geçici kabul tutanağında belirtilen ve daha sonra tamamlananlar dışında eksik imalâtların tespit edilmesi ya da gizli ayıpların ortaya çıkması mümkün olup gizli ayıplarla ilgili derhal ihbar koşulu ile sonradan ortaya çıkan eksik ve ayıpların giderim bedeli mahalli piyasa rayiçleri ile yükleniciden talep edilebilir. Ödenmemesi halinde de bunların miktarınca teminat mektupları paraya çevrilebilir.
Yukarıda yapılan açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, davalı tarafından işin geçici kabulü yapıldıktan sonra 07/04/2015 tarihinde ... Mühendislik Danışmanlık İnşaat Taahhüt ve Ticaret Ltd.Şti şirketi tarafından yerinde yapılan inceleme neticesinde düzenlenen 09/04/2015 tarihli rapor ile eksikliklerin belirlendiği, davalı tarafından yine 03/04/2015 talep tarihli İstanbul 12. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2015/45 d.iş sayılı dosyası ile düzenlenen 05/05/2015 tarihli rapor ile yapılan işin keşif tarihi itibariyle durumunun tespit edildiği, yine mahkememizce 19/01/2018 tarihinde yapılan keşif neticesinde düzenlenen 01/06/2018 tarihli raporda "... davalı şirketin rögar bağlantısına ES takılması, süzgeçlerin yenilenmesi, pis su havalandırmasının çatıya çıkartılması, drenaj bağlantısı eğiminin düzeltilmesi, tesisat borularının sabitleme ve izolasyonu ile 30 tonluk su deposunun kaynak işlemini eksik yapmasından sorumlu olduğunu ve masraflarını belgelendiği takdirde ödemese gerektiği...", 15/01/2020 tarihli ek rapor ile de yapılacak bu işlerin toplam maliyetinin 10.500,00 TL olduğunun rapor edildiği anlaşılmıştır. 01/06/2018 tarihli rapor ile tespit edilen eksikliklerin kullanmakla ortaya çıkacak gizli ayıp niteliğinde olduğunun sabit olduğu, davalının İstanbul 12. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2015/45 d.iş sayılı dosyasında yapılan delil tespiti ile davacı yana süresi içeresinde ayıp ihbarında bulunduğunun kabulü gerektiği, davalının bilirkişi raporu ile tespit edilen ayıpların giderilmesi için teminat mektubunu paraya çevirmekte ayıpların giderim bedeli olan 10.500,00 TL yönünden haklı olduğu ancak bakiye 59.500,00 TL'yi davacıya iade etmesinin gerektiği anlaşıldığından
Davacının manevi tazminat istemine gelince; 6098 sayılı TBK'nun 114/2 maddesi " Haksız fiil sorumluluğuna ilişkin hükümler , kıyas yoluyla sözleşmeye aykırılık hallerine de uygulanır." hükmüne, 58/1 maddesi ise " Kişilik haklarının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir." hükmünü içermektedir. Anılan düzenlemeler dikkate alındığında davacının teminat mektubunun bozdurulması nedeni ile manevi tazminat isteminde bulunabilmesi için, bunun kişilik haklarına saldırı niteliğinde olması gerekir. Somut olayda teminat mektubunun paraya çevrilmesinin davacının kişilik haklarının saldırı niteliğinde olmadığı ve manevi tazminat istenebilmesi için aranan şartların gerçekleşmediği anlaşıldığından davacının manevi tazminat isteminin reddine karar verilerek uyuşmazlığın bütünü hakkında aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda yazılı kararda açıklandığı üzere;
1-Davacının manevi tazminat davasının REDDİNE,
2-Davacının alacak davasının KISMEN KABULÜ ile, 59.500.00 TL ' nin 11/02/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya dair istemin REDDİNE,
3-Manevi tazminat istemi yönünden
a-Alınması gereken 179.90 TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin ödenen 2.049,30 TL harçtan mahsubuna, bakiye 1.869,90 harcın alacak talebi yönünden alınması gereken harçtan mahsup edilmesine
b-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği hesap olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı yana ödenmesine
4-Alacak istemi yönünden
a-Alınması gereken 4.064,44 TL karar ve ilam harcının kalan 1.869,90 TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.194,54 TL harcın davalıdan alınarak Hazine'ye ödenmesine
b-Davacı tarafından ödenen 1.869,90 TL harcın davalıdan alınarak davacı yana ödenmesine
c-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği hesap olunan 9.520,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine
d-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği hesap olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı yana ödenmesine
5-Davacı tarafından bu yargılama nedeni ile ödenen 27,70 TL başvuru harcı ile 3.024,50 TL posta tebligat ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.052,2 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesaplanan 1.513,38 TL'nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına
6-Davalı tarafından bu yargılama nedeni ile ödenen 300,00 TL yargılama giderinden davanın red oranına göre hesaplanan 151,25 TL'nin davacıdan alınarak davalı yana ödenmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına
7-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/04/2023

Katip ...
¸e-imzalıdır


Hakim ...
¸e-imzalıdır



Full & Egal Universal Law Academy