Göltaş Göller Bölgesi Çimento San. ve Tic. A.Ş. ile Batısöke Söke Çimento Sanayii T.A.Ş arasında imzalanan fason üretim anlaşmasına menfi tespit belgesi verilmesi / muafiyet tanınması talebi - Karar Sayı 14-01/6-5
Karar Dilini Çevir:
Rekabet Kurumu
Karar Sayısı: 14-01/6-5
Karar Türü: Menfi Tespit ve Muafiyet
Konu: Göltaş Göller Bölgesi Çimento San. ve Tic. A.Ş. ile Batısöke Söke Çimento Sanayii T.A.Ş arasında imzalanan fason üretim anlaşmasına menfi tespit belgesi verilmesi / muafiyet tanınması talebi
Karar Tarihi: 09.01.2014


Rekabet Kurumu Başkanlığından,
REKABET KURULU KARARI
Dosya Sayısı : 2013-5-43 (Menfi Tespit/Muafiyet)
Karar Sayısı : 14-01/6-5
Karar Tarihi : 09.01.2014
A. TOPLANTIYA KATILAN ÜYELER
Başkan : Prof. Dr. Nurettin KALDIRIMCI
Üyeler : Kenan TÜRK, Dr. Murat ÇETİNKAYA, Reşit GÜRPINAR,
Fevzi ÖZKAN, Dr. Metin ARSLAN, Doç. Dr. Tahir SARAÇ
B. RAPORTÖRLER: Murat AYBER, Mücteba ALTUN, Hasan ADIYAMAN
C. BİLDİRİMDE


Temsilcileri: Bahadır BALKI, Dr. M. Fevzi TOKSOY
Çamlıca Köşkü Francalacı Sok. No:28
Arnavutköy Beşiktaş/İstanbul
(1) D. DOSYA KONUSU: Göltaş Göller Bölgesi Çimento San. ve Tic. A.Ş. ile Batısöke
Söke Çimento Sanayii T.A.Ş arasında imzalanan fason üretim anlaşmasına menfi
tespit belgesi verilmesi / muafiyet tanınması talebi.
(2) E. DOSYA EVRELERİ: Kurum kayıtlarına en son 12.12.2013 tarihinde giren yazıyla
tamamlanan bildirim üzerine düzenlenen 24.12.2014 tarih ve 2013-5-43/MM sayılı Ön
İnceleme Raporu görüşülerek karara bağlanmıştır.
(3) F. RAPORTÖR GÖRÜŞÜ: İlgili raporda, fason üretim anlaşması 4054 sayılı Kanun’un
4. maddesi kapsamında rekabeti kısıtlayıcı bir nitelik arz etmediğinden anlaşmaya 4054
sayılı Kanun’un 8. maddesi kapsamında menfi tespit belgesi verilmesinin yerinde
olacağı ifade edilmiştir.
G. İNCELEME VE DEĞERLENDİRME
(4) Göltaş Göller Bölgesi Çimento San. ve Tic. A.Ş. (GÖLTAŞ) ile Batısöke Söke Çimento
Sanayii T. A.Ş. (BATISÖKE) arasında yapılması planlanan fason üretim anlaşmasına
4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'un 8. maddesi çerçevesinde menfi
tespit veya aynı Kanun'un 5. maddesi uyarınca bireysel muafiyet verilmesi talebiyle ilgili
tespit ve değerlendirmelere aşağıda yer verilmiştir.
G.1. İşlemin Niteliği
(5) Bahse konu sözleşme tarafların çimento üretimine ayrı ayrı devam edeceği, üretimin
genişletilmesine yönelik bir fason üretim anlaşması niteliğindedir. GÖLTAŞ,
BATISÖKE'nin Burdur/Çavdır'da yer alan öğütme tesisine (ÇAVDIR TESİSİ) klinker
temin edecek; BATISÖKE ise bu klinkeri öğütmek suretiyle çimento üretecek ve
sözleşmede belirtilen bedel ve koşullarda bu çimentoyu GÖLTAŞ'a teslim edecektir.
(6) Sözleşme, gerek GÖLTAŞ'ın gerekse BATISÖKE'nin çimento pazarında faaliyet
gösteriyor olması nedeni ile yatay nitelik arz eden bir fason üretim anlaşması
niteliğindedir. GÖLTAŞ, özellikle kendi kapasitesinin yeterli olmadığı ya da kapasitesini
kullanamadığı durumlarda, BATISÖKE'nin Çavdır'daki öğütme tesisinde fason üretim
yaptırmak suretiyle, gerek iç piyasalardan gerekse de dış piyasalardan gelebilecek
talebi kapasite sorunu yaşamaksızın karşılamayı amaçlamaktadır. BATISÖKE ise
BULUNAN : Göltaş Göller Bölgesi Çimento San. ve Tic. A.Ş.
14-01/6-5
2/8
hâlihazırda düşük kapasitelerle çalıştığı belirtilen öğütme tesisini, söz konusu fason
üretim anlaşması ile daha etkin kullanma imkânına sahip olacaktır.
(7) Rekabet Kurumu tarafından yayınlanan Yatay İşbirliği Anlaşmaları Hakkında Kılavuz’da
“Yatay fason üretim anlaşmaları, tek taraflı ve karşılıklı uzmanlaşma anlaşmaları ile
üretimi genişletme amacı taşıyan fason üretim anlaşmalarını kapsar. ‘Tek taraflı
uzmanlık anlaşmaları’, aynı ürün pazarı veya pazarlarında faaliyet gösteren iki taraf
arasında, taraflardan birinin belirli ürünlerin üretimini kısmen veya tamamen durdurmayı
veya bu ürünleri diğer taraftan satın almayı kabul ettiği; diğer tarafın ise söz konusu
ürünleri üretmeyi ve tedarik etmeyi kabul ettiği anlaşmalardır. “Karşılıklı uzmanlaşma
anlaşmaları”, aynı ürün pazarı veya pazarlarında faaliyet gösteren iki veya daha fazla
tarafın, karşılıklı olarak belirli ve fakat farklı ürünlerin üretimini kısmen veya tamamen
durdurmayı veya bu ürünleri diğer taraftan satın almayı kabul ettiği; diğer tarafın ise söz
konusu ürünleri üretmeyi ve tedarik etmeyi kabul ettiği anlaşmalardır. “Üretimi
genişletme amacıyla yapılan fason üretim anlaşmaları” ise, iş sahibinin, yükleniciye bir
malın üretimi görevini verirken, kendisinin söz konusu malın üretimini durdurmadığı
veya kısıtlamadığı anlaşmalardır.” denilmektedir.
(8) Söz konusu sözleşmede hem GÖLTAŞ’ın hem de BATISÖKE'nin kendi üretimlerini
durdurmayacağı öngörülmektedir. Dolayısıyla sözleşme, üretimi genişletme amacıyla
yapılan bir fason üretim anlaşmasıdır.
G.2. İlgili Pazar
(9) Çimento temel olarak beyaz çimento ve gri çimento olmak üzere iki ana ürün grubuna
ayrılmaktadır. Gri çimento, inşaat ve alt yapı sektörünün en büyük girdilerinden birisi
durumundadır. Beyaz çimento ise daha çok yapıştırıcı ve derz dolgu malzemeleri,
mimari ve dekoratif betonlar, prefabrik dış cephe panelleri, prekast elemanları
üretiminde kullanılmaktadır. Bu bakımdan beyaz çimentonun kullanım alanı ve miktarı
gri çimentoya oranla çok azdır.
(10) Beyaz ve gri çimentonun (özellikle bunların girdisi konumundaki klinkerin) üretim
süreçleri birbirinden ayrı yürütülmekte olup, bunların arz ve talep bakımından ikame
olması söz konusu değildir.
(11) Çimento türleri ile ilgili bir diğer ayrım ise “torbalı” ve “dökme” olmak üzere pazarlama
yöntemi açısından yapılmaktadır. Çimento ayrıca, içerisindeki katkı maddesine göre de
çeşitli ürün gruplarına (PKÇ 32,5, PÇ 42,5 gibi) ayrılmaktadır. Ancak, gri çimento üreten
bir tesisin belirtilen tüm ürünleri üretebilmesi, yani söz konusu ürünlerin arz bakımından
birbirine ikame olması nedeniyle, söz konusu iddiaların değerlendirilmesi bakımından
alt pazar tanımı yapılması gerekli görülmemiştir.
(12) İddiaların niteliği ve yukarıda yer verilen bilgiler ışığında, ilgili ürün pazarı “gri çimento
pazarı” olarak tanımlanmıştır.
(13) İlgili coğrafi pazara gelince, nakliye maliyetleri ve bu maliyetlerin ürünün değerine oranı
çimentonun ekonomik olarak pazarlanabileceği coğrafyanın belirlenmesinde önemli
kıstaslardandır. Bu durumda, çimento fabrikaları kuruldukları pazar ve çevresinde
yüksek pazar gücüne sahipken, bu pazarlardan uzaklaştıkça pazar gücünü
kaybetmektedirler. Çimentonun bu niteliği, çimentonun ekonomik olarak satılabildiği
bölgeyi sınırlandırmaktadır. Bu bölgenin dışına çimento satılması, nakliye masraflarını
artırmakta, bu da karlılığı ortadan kaldırabilmektedir.
(14) İlgili coğrafi pazar tanımlamasında fiyat serilerinin ve taşıma (nakliye) verilerinin
kullanıldığı çeşitli yöntemler bulunmaktadır. Fiyatların pazarlık usulü ile belirlendiği,
uzun bir fiyat serisine sahip olunmadıkça yıllık olarak belirlenen fiyatların pazarın
14-01/6-5
3/8
gerçek arz ve talebini göstermemesi, farklı müşterilere farklı fiyatların sunulduğu
durumlarda gerçek fiyatlara ulaşılmasında zorluklar yaşanması Elzinga-Hogarty (E-H)
testi gibi nakliye verilerine dayanılarak yapılan analizlerin itici gücünü oluşturmaktadır.
E-H testi gibi miktar verilerine dayanan yöntemlerde fiyatları etkileyen arz ve talep
koşullarının ürün akışlarına yansıdığı varsayılmaktadır.
(15) Teoride E-H testinin pazarı olduğundan daha geniş tanımlandığına yönelik eleştirilerin
hali hazırdaki başvuruya konu işlem bakımından da geçerli olabileceğine yönelik
kaygılar nedeniyle, ilgili coğrafi pazarın belirlenmesinde alternatif olarak, daha homojen
bir coğrafi pazar ve daha simetrik giriş-çıkışların elde edilebileceği “% 10 Kriteri
yöntemi” de kullanılmıştır. Bu yöntemde ilgili coğrafi pazarın belirlenmesinde tesis
odaklı bir yaklaşım kullanılarak, tarafların sahip olduğu her bir tesis için farklı bir ilgili
coğrafi pazar tanımlanması yoluna gidilmektedir. % 10 kriter yöntemi çimento tesisinin
bir bölgeye (ile) olan satışlarının o ilin toplam tüketimi içindeki oranını dikkate
almaktadır. Bu yöntemde bir çimento tesisi tarafından yapılan satışlar il bazında
ayrıştırılarak, çimento tesisi tarafından bir ile yapılan satışların o ilin toplam çimento
tüketiminin en az %10’unu oluşturması durumunda, satış yapılan il ilgili coğrafi pazara
dâhil edilmektedir. Buradaki temel ölçüt, o tesisin o bölge (il) için ne kadar önemli
olduğunun, bir başka deyişle, tesisin o bölgede (ilde) rekabetçi bir baskı oluşturabilme
yeteneğine sahip olup olmadığının tespitidir.
(16) Dolayısıyla ilgili coğrafi pazarın belirlenmesi için E-H ve %10 testleri ile coğrafi
uzaklıklar birarada değerlendirilmiş ve ilgili coğrafi pazarın “Burdur, Antalya, Isparta,
Denizli, Muğla, Aydın illeri” veya “Burdur, Antalya, Isparta, Denizli, Muğla, Aydın,
Afyonkarahisar ve Uşak illeri” olarak belirlenebileceği kanaatine varılmıştır. Anılan iki
seçenekten hangisinin benimseneceğini tartışmak yerine olası endişeleri tartışabilmek
amacıyla, her iki ilgili coğrafi pazar tanımı çerçevesinde de değerlendirme yapılmıştır.
G.3. Değerlendirme
(17) Fiilî ya da potansiyel rakip olarak nitelendirilebilecek teşebbüsler arasında oluşturulan
yatay işbirliği anlaşmaları, genel olarak, diğer rakiplerle etkin bir şekilde rekabet
edebilmek, eksik yönlerini tamamlamak veya tek başlarına gerçekleştirmelerinin zor
olduğu faaliyetleri gerçekleştirmek amacıyla teşebbüslerin başvurduğu refahı artıran
anlaşmalardır. Ancak, önemli ekonomik faydalar ortaya çıkarabilen işbirliği anlaşmaları,
aynı zamanda çeşitli rekabet sorunlarına da yol açabilmektedir.
(18) Yapılan incelemede, öncelikle anlaşmanın mahiyetinin ve anlaşma taraflarının fiili ya da
potansiyel rakip olup olmadıklarının tespit edilmesi gerekmiştir.
(19) Bu bağlamda, daha önce yer verildiği üzere, dosya konusu anlaşma üretimi genişletme
amacıyla yapılan bir fason üretim anlaşması niteliğindedir. Her iki tarafın da çimento
üretimi alanında faaliyet gösterdiği ele alındığında tarafların fiili rakip oldukları aşikardır.
Dolayısıyla, söz konusu anlaşma Yatay İşbirliği Anlaşmaları Hakkında Kılavuz’un
üretim anlaşmalarına ilişkin dördüncü bölümünde yer verilen çerçevede
değerlendirilmiştir.
(20) Bir yatay işbirliği anlaşmasının rekabeti kısıtlayıp kısıtlamadığının değerlendirilmesi için
öncelikle anlaşmanın, rekabeti kısıtlayıcı bir amacı olup olmadığının tespit edilmesi,
böyle bir amacın varlığından söz edilmediği durumda rekabeti kısıtlamaya dönük fiili ya
da potansiyel bir etkisinin bulunup bulunmadığının belirlenmesi gerekmektedir.
Rekabeti kısıtlayıcı etki söz konusuysa da anlaşma sonucunda ortaya çıkacak
rekabetçi faydaların ve bu faydaların anlaşmanın rekabeti kısıtlayıcı etkilerinden daha
fazla olup olmadığının belirlenmesi gerekir. Bir başka deyişle, rakipler arasında yapılan
yatay işbirliği anlaşmaları 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun
14-01/6-5
4/8
kapsamında değerlendirilirken öncelikle anlaşmanın Kanun’un 4. maddesi kapsamında
rekabeti kısıtlayıcı bir amacı ya da etkisi olup olmadığının değerlendirilmesi,
anlaşmanın 4. madde kapsamında rekabeti kısıtlayıcı olduğu tespitinin yapıldığı
durumda ise 4054 sayılı Kanun’un 5. maddesi çerçevesinde muafiyetten yararlanıp
yararlanamayacağının tespit edilmesi gerekmektedir.
(21) Bilindiği üzere, 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesi “Belirli bir mal veya hizmet
piyasasında doğrudan veya dolaylı olarak rekabeti engelleme, bozma ya da kısıtlama
amacı taşıyan veya bu etkiyi doğuran yahut doğurabilecek nitelikte olan teşebbüsler
arası anlaşmalar, uyumlu eylemler ve teşebbüs birliklerinin bu tür karar ve eylemleri”
yasaklamaktadır.
(22) Rekabetin amaç bakımından kısıtlanması söz konusu olduğunda anlaşmanın etkilerine
dair hiçbir inceleme yapılmaksızın rekabetin kısıtlandığı sonucuna ulaşıldığı için
öncelikle rekabetin amaç bakımından kısıtlanıp kısıtlanmadığı değerlendirilmiştir.
(23) Fiyat tespiti, arz kısıtlaması, pazar veya müşteri paylaşımı gibi açık kısıtlamaların söz
konusu olduğu yatay anlaşmalarının rekabeti kısıtlamasının kuvvetle muhtemel olduğu
kabul edildiği için, bu tür anlaşmalar, pazardaki mevcut veya potansiyel etkilerinin
incelenmesine gerek görülmeksizin yasaklanmaktadır.
(24) Ortak üretim anlaşmaları özelinde ise, Kılavuz’da;
“Genel olarak, fiyat tespiti, miktar sınırlaması veya pazar ya da müşteri paylaşımı içeren
anlaşmalar rekabeti kısıtlama amacı taşırlar. Bununla birlikte, üretim anlaşmaları
bağlamında aşağıdaki durumlarda rekabeti kısıtlama amacı söz konusu değildir:
Diğer rekabet parametrelerinin ortadan kaldırılmaması kaydıyla, tarafların üretim
anlaşmasının doğrudan ilgilendirdiği (bir ortak girişimin kapasite ve üretim hacmi ya da
üçüncü kişilere ürettirilecek ürünlerin miktarı gibi) unsurlar üzerinde anlaşması,
Tarafların ortaklaşa üretim yapmak üzere anlaşması için mutlaka gerekli olması
kaydıyla, işbirliği sonucunda üretilen ürünlerin ortaklaşa dağıtımını da öngören bir
üretim anlaşmasında, söz konusu ürünlerin satış fiyatlarının ortaklaşa belirlenmesi.”
denilmektedir.
(25) Söz konusu anlaşma bağlamında, fiyat tespiti, miktar sınırlaması veya pazar ya da
müşteri paylaşımı yapıldığına ilişkin bir bilgi ya da bulgu mevcut değildir. Dolayısıyla
işbirliği anlaşmasının rekabeti amaç bakımından kısıtlamadığı anlaşılmıştır.
(26) Bir sonraki aşamada, anlaşmanın rekabeti sınırlama etkisine ilişkin bir değerlendirme
yapılmıştır. Bahse konu sözleşme, GÖLTAŞ ile BATISÖKE arasında yapılan bir fason
üretim anlaşması olup, sözleşmenin rekabeti etki bakımından kısıtlayıp kısıtlamadığının
tespit edilebilmesi için anlaşmanın etkilediği ilgili pazar bağlamında değerlendirme
yapılması gerekmiştir.
(27) Bir anlaşmanın etki bakımından rekabeti kısıtlama olasılığının söz konusu olabilmesi
için, öncelikle tarafların pazar gücünün bulunması gerekir. Pazar gücünün varlığı
değerlendirilirken pazar payları, tarafların yakın rakipler olup olmadığı, tüketicilerin
tedarikçi değiştirme imkânlarının bulunup bulunmadığı, pazarda önemli rekabetçi baskı
yaratabilecek başka teşebbüslerin bulunup bulanmadığı, fiyatlar arttığı takdirde
rakiplerin arzı artırma imkânının bulunup bulunmadığı gibi unsurlar dikkate
alınmaktadır. Bunun yanı sıra, bir yatay üretim anlaşmasının rekabeti kısıtlama etkisi
değerlendirilirken, sektörün yapısı ışığında, maliyet benzerliği ve bilgi paylaşımı
hususları da irdelenmektedir.
14-01/6-5
5/8
(28) Bu açıklamalardan yola çıkarak, pazar gücü, müşterilerin tedarikçi değiştirme
imkânlarının bulunup bulunmadığı, bilgi paylaşımı, maliyet benzerliği gibi hususlar
değerlendirilmiştir.
Pazar Gücü
(29) Pazar gücü, fiyatları belirli bir süre boyunca kârlı bir şekilde rekabetçi fiyat düzeyinin
üzerinde tutma ya da ürün miktarı, kalitesi ve çeşitliği ya da inovasyon gibi unsurları
belirli bir süre boyunca kârlı bir şekilde rekabetçi düzeylerin altında tutabilme
becerisidir.
(30) Bilindiği üzere ilgili pazarda tarafların pazar gücüne sahip olmadığı durumda bir üretim
anlaşmasının rekabeti kısıtlaması beklenmez. Yatay İşbirliği Anlaşmaları Hakkında
Kılavuz’un 149. paragrafında, “...üretimi genişletme amacı taşıyan yatay fason üretim
anlaşmaları bakımından, çoğu durumda, anlaşma taraflarının toplam pazar payları
%20’yi geçmediği takdirde, pazar gücünden söz edilmesi güçtür.” denilmektedir.
Bununla birlikte, tarafların pazar payının %20’nin üzerinde olduğu durumlarda pazar
gücünün bulunup bulunmadığının ilgili pazarın yapısı ışığında ayrıca tespit edilmesi
gerekmektedir.
(31) Tarafların pazar gücü olup olmadığının değerlendirilmesinde, tarafların pazar payları
başta olmak üzere, yoğunlaşma oranı, pazardaki oyuncuların sayısı, pazara potansiyel
giriş imkânları ve pazar paylarının değişkenliği gibi faktörler dikkate alınır. Bu
bağlamda, ilgili coğrafi pazar “Burdur, Antalya, Isparta, Denizli, Muğla, Aydın illeri”
olarak alınarak, teşebbüslerin ilgili pazardaki paylarına bakılmış ve sözleşme
taraflarının olası ilgili pazardaki toplam paylarının 2011 yılında %(…..), 2012 yılında ise
%(…..) olduğu görülmüştür.
Yine veriler incelendiğinde sözleşmeye taraf olmayan teşebbüslerin 2011 ve 2012
yıllarındaki pazar payları sırasıyla; As Çimento San. ve Tic. A.Ş. (AS ÇİMENTO)
(%(…..)-%(…..)), Denizli Çimento Sanayii T. A.Ş. (DENİZLİ ÇİMENTO) (%(…..)-
%(…..)), Konya Çimento San. A.Ş. (KONYA ÇİMENTO) (%(…..)-%(…..)), Çimentaş
İzmir Çimento Fabrikası Türk A.Ş. (ÇİMENTAŞ) (%(…..)-%(…..)), Adoçim Çimento
Beton Sanayi ve Ticaret A.Ş. (ADOÇİM) (%(…..)-%(…..)) olduğu görülmüştür.
(32) Diğer olası coğrafi pazar tanımı çerçevesinde, teşebbüslerin ilgili pazarlardaki pazar
paylarına bakıldığında ise tarafların ilgili pazardaki toplam paylarının 2011 yılında
%(…..), 2012 yılında ise %(…..) olduğu görülmüştür. Diğer yandan, sözleşme tarafı
olmayan teşebbüslerin 2011 ve 2012 yıllarındaki pazar paylarının sırasıyla; AS
ÇİMENTO (%(…..)-%(…..)), DENİZLİ ÇİMENTO (%(…..)-%(…..)), Afyon Çimento San.
T.A.Ş. (AFYON ÇİMENTO) (%(…..)-%(…..)), KONYA ÇİMENTO (%(…..)-%(…..)),
ÇİMENTAŞ (%(…..)-%(…..)), ADOÇİM (%(…..)-%(…..)) olduğu tespit edilmiştir.
(33) Dolayısıyla anlaşma taraflarının olası ilgili pazarlardaki payları toplamı %(…..)-%(…..)
bandında seyretmektedir. Bu bağlamda, tarafların pazar gücünün bulunup
bulunmadığının tespit edilebilmesi için, ilgili pazardaki diğer koşulların da
değerlendirilmesi gerekmiştir.
(34) Genel olarak çimentonun homojen bir ürün olması, müşterilerin herhangi bir üreticinin
ürününü bir diğerininkine kolaylıkla tercih edebilmesi, ürün standartlarının ülke
genelinde oluşturulmuş standartlar olduğundan çoğunlukla üreticilerin ürünleri arasında
bir farklılığın olmaması, özellikle de ürün özelliklerini fazla değiştirme imkânı
olmadığından dolayı pazarda rekabet aracı olarak sadece fiyatın kullanılabileceği,
dolayısıyla taraflardan herhangi birinin fiyat yükseltmesi durumunda müşterilerin diğer
tedarikçileri tercih edebileceği, ayrıca üreticilerin daha uzakta bulunan üreticilerin dışsal
rekabet baskısıyla karşı karşıya kalabileceği kanısı uyanmıştır.
14-01/6-5
6/8
(35) Bu çerçevede, tarafların pazar gücünün değerlendirilebilmesi amacıyla, pazarda önemli
rekabetçi baskı yaratabilecek başka teşebbüsler olup olmadığı irdelenmiştir. Bahsi
geçen olası her iki coğrafi pazar tanımı çerçevesinde, AS ÇİMENTO’nun ilgili pazardaki
payı %(…..)-%(…..), DENİZLİ ÇİMENTO’nun pazar payı %(…..)-%(…..) civarındadır.
Özellikle burada AS ÇİMENTO’nun pazar payının, sözleşme tarafları olan GÖLTAŞ ve
BATISÖKE’den daha fazla olduğu, DENİZLİ ÇİMENTO’nun pazar payının da tarafların
pazar payı toplamlarına yakın olduğu düşünüldüğünde, AS ÇİMENTO ve DENİZLİ
ÇİMENTO’nun olası ilgili pazarlarda anlaşma tarafları üzerinde önemli rekabetçi baskı
yaratabileceği kanaatine varılmıştır.
(36) Öte yandan pazardaki oyuncuların sayısı ve pazara giriş imkânları da pazar gücünün
belirlenmesinde değerlendirilmesi gereken unsurlardır. Çimento sektörü az sayıda
firmanın bulunduğu bir oligopol piyasası niteliğindedir. Ayrıca çimento sektörü, önemli
ölçüde pahalı yatırımlar gerektirdiğinden ve yatırımların faaliyete geçirilmesi zaman
aldığından arz esnekliğinin düşük olduğu bir sektör olarak kabul edilebilir. Önemli
yatırım maliyetleri gerektiren bir sektör olması sebebiyle piyasaya giriş ve piyasadan
çıkış çok kolay değildir.
(37) Dosya mevcutlarından, olası ilgili pazarlarda oyuncu sayısının 7-8 olduğu, işlem
tarafları birlikte ele alınırsa oyuncu sayısının 6-7’ye düştüğü görülmüştür. Bu noktada,
birleşme ve devralmaların yoğunlaşma doğurucu olup olmadığının tespitinde kullanılan
Herfindahl-Hirschman Indeks (HHI) analizi yapılmış ve satış miktarları üzerinden
hesaplanan pazar payları açısından işlem öncesi ve işlem sonrasındaki durum tespit
edilmiştir. HHI ve değişim oranları bakımından, pazarın ve işlemin riskli olarak
değerlendirilebileceği yukarıdaki tablolardan açıkça anlaşılmıştır.
(38) Yukarıda yer verildiği üzere, çimento sektöründe pazara giriş-çıkışların da sınırlı olduğu
bilgisinden hareketle, pazar gücü değerlendirmesinde göz önüne alınmak üzere,
belirlenen olası ilgili pazarlarda faaliyet gösteren teşebbüslerin çimento ve klinker
üretim kapasitelerine bakılmıştır. Belirlenen birinci olası ilgili pazarda toplam tüketimin
2011 ve 2012 yıllarında sırasıyla 4.912.443 ton ve 5.179.959 ton, ikinci olası ilgili
pazarda ise 5.804.401 ton ve 6.074.944 ton olduğu da göz önüne alındığında kapasite
bağlamında AS ÇİMENTO’nun bölgenin tüm tüketimini karşılayabilecek büyüklükte
olduğu görülmüştür. Ayrıca DENİZLİ ÇİMENTO ve GÖLTAŞ da kapasite bakımından
eşdeğer sayılabilecektir.
(39) Yukarıda yer verilen pazara ve koşullara ilişkin tüm tespit ve değerlendirmeler ışığında,
DENİZLİ ÇİMENTO ve özellikle AS ÇİMENTO’nun pazardaki varlığı göz önüne
alındığında, tarafların pazar gücünün sınırlı olduğu, anılan teşebbüslerin ilgili
pazarlarda anlaşma tarafları üzerinde önemli rekabetçi baskı uyguladığı/uygulayacağı
anlaşılmıştır.
Bilgi Paylaşımı
(40) Rekabet açısından endişe doğurabilecek bir diğer husus da bilgi paylaşımına ilişkindir.
Bilgi değişimi, pazarı şeffaf hale getirerek oluşturulan bir izleme mekanizması ile
teşebbüslerin, rakiplerin, aralarındaki rekabeti kısıtlayıcı anlaşmaya aykırı
davranışlarını tespit etmesini ve buna karşılık vermesini kolaylaştırmak suretiyle
pazarda işbirlikçi sonucu mümkün kılabilir ya da bu davranışların sürdürülebilirliğini
(içsel istikrar) artırabilir. Güncel veya geçmiş verilerin değişimi böyle bir izleme
mekanizmasının oluşturulmasını sağlayabilir.
(41) Bilgi değişiminin, 4. madde kapsamında rekabeti kısıtlama etkisinin bulunması için,
fiyat, üretim miktarı, ürün kalitesi, ürün çeşitliliği ya da inovasyon gibi rekabet
parametrelerinden en az biri üzerinde olumsuz etki doğurabilecek nitelikte olması
14-01/6-5
7/8
gerekir. Bilgi değişiminin rekabeti kısıtlayıcı etkisinin değerlendirilmesinde, ilgili pazarın
özellikleri ile bilgi değişiminin nitelikleri dikkate alınır.
(42) Söz konusu anlaşma tarafları, işlem kapsamında gerçekleşecek bilgi aktarımının,
sözleşmenin uygulanması için gerekli olan bilgilerin paylaşımı ile sınırlı olacağını
aşağıda sözleşmenin 3. maddesinde hüküm altına almışlardır:
(43) “Taraflar faaliyet gösterdikleri pazara yönelik olarak pazarlama, stratejiler, müşteri,
fiyatlandırma, kar marjları, arz miktarı vs. konularında bilgi paylaşmayacaklardır.
Taraflar arasındaki bilgi aktarımı, Sözleşme'nin uygulanması için gerekli olan bilgilerin
paylaşımı ile kısıtlıdır”
(44) Öncelikle, söz konusu sözleşmenin üretimi genişletme amacıyla yapılan bir fason
üretim anlaşmasına ilişkin olduğu, dolayısıyla uygulanması için satış miktarları, ciroları,
pazarlama planları, yatırımları gibi stratejik bilgilerin paylaşılmasının gerekmediği
belirtilmelidir. Sözleşmenin yukarıda anılan 3. maddesi de göz önüne alındığında,
anlaşmanın bilgi paylaşımına ilişkin rekabetçi endişe oluşturmayacağı kanaati hasıl
olmuştur.
Maliyet Benzerliği
(45) Sözleşme konusu tarafların ilgili pazardaki rekabetçi davranışlarını etkileyecek ve
işbirlikçi sonuçların oluşmasına neden olabilecek bir diğer husus da, tarafların
maliyetlerinin benzer hale gelmesine ilişkindir. Taraflar arasındaki bir üretim anlaşması,
tarafların, işbirlikçi sonuç içine girmelerine imkân verecek şekilde ürünün değişken
maliyetlerinin benzerliğini artırıyor ise, rekabeti kısıtlayıcı etkilere sebep olabilmektedir.
(46) Kılavuzda, “…iş sahibinin yükleniciden satın aldığı girdinin, tarafların rekabet ettiği nihai
ürünün değişken maliyetlerinin büyük bir bölümünü oluşturduğu bir yatay fason üretim
anlaşması bakımından da, maliyetlerin ortaklığı, rekabetin kısıtlanması riskini artırır.”
denilmektedir. Bu doğrultuda öncelikle ilgili pazardaki maliyet yapısı incelenmiştir.
(47) Yapılan incelemelerin sonuçlarına göre, en büyük maliyet kalemini yakıt
oluşturmaktadır. Nakliye maliyetleri ve bu maliyetlerin ürünün değerine oranı
çimentonun ekonomik olarak pazarlanabileceği coğrafyanın belirlenmesinde kıstas
olarak alınacak kadar önemlidir. Dolayısıyla, hem teşebbüslerin hammadde temini hem
de satış için katlandığı maliyetler göz önüne alınmalıdır.
(48) Taraflardan GÖLTAŞ fabrika sahasının yakınlarından temin ettiği hammaddeyle klinkeri
kendisi üretmekte ve entegre tesisinde öğütmektedir. Ancak ÇAVDIR TESİSİ öğütmek
üzere temin ettiği klinkeri 281 km. uzaklıktaki BATISÖKE’nin Aydın’da bulunan
tesisinden sağlamaktadır. Dolayısıyla çimento üretimi için gerekli olan hammadde temin
maliyetleri bakımından GÖLTAŞ ve ÇAVDIR TESİSİ’nin hâlihazırdaki maliyetlerinin
farklılaştığı görülmüştür. ÇAVDIR TESİSİ’nin klinkeri GÖLTAŞ’tan temin etmesi
durumunda maliyetlerin bir ölçüde benzer hale gelmesi söz konusu olabilecektir. Ancak
ÇAVDIR TESİSİ’nin dosya konusu anlaşma olmaksızın GÖLTAŞ’tan klinker temin
etmesinin mümkün ve rasyonel olabileceği de göz ardı edilmemelidir. Bunun yanı sıra,
GÖLTAŞ’ın kendi üretim kapasitesinin yetersiz kaldığı durumları bertaraf etmek üzere
fason üretim yaptıracağı kapasite oranları çerçevesinde ÇAVDIR TESİSİ’nin öğütme
kapasitesinin GÖLTAŞ’ın öğütme kapasitesinin %(…..)’ü olduğu göz önüne
alındığında, GÖLTAŞ’ın fason üretim yaptıracağı miktarın toplam satışlarının önemli bir
kısmını teşkil etmeyeceği sonucuna varılmıştır.
(49) Yukarıda yer verilen tespit ve değerlendirmelerin yanı sıra üretim ölçeğinin
büyüklüğünün de maliyetleri etkileyeceği ve tarafların üretim maliyetlerinin dışında,
satış yapılacak bölgenin coğrafi uzaklığının da esaslı bir maliyet kalemi oluşturacağı
14-01/6-5
8/8
hususları da göz önüne alınarak, anlaşma nedeniyle maliyetlerin büyük ölçüde benzer
hale geleceğini öne sürmek mümkün olmamıştır.
(50) Özetlemek gerekirse, anlaşma neticesinde GÖLTAŞ’a fason üretim yapılacak olan
ÇAVDIR TESİSİ’nin yıllık çimento öğütme kapasitesi bakımından olası ilgili coğrafi
pazarlarda kurulu olan tüm çimento üretim tesisleri içindeki payı %2-3 civarındadır.
Ayrıca, kapasite kullanım oranları değerlendirildiğinde ÇAVDIR TESİSİ hâlihazırda atıl
durumdadır. (2011 ve 2012 yılları kapasite kullanım oranları sırasıyla, %(…..) ve
%(…..) dir).
(51) Yapılan inceleme, tespit ve değerlendirmeler sonucunda, belirlenen olası ilgili
pazarlarda tarafların pazar gücünün sınırlı olduğu ve işlemin mahiyeti ve kapsamı,
tarafların pazardaki durumu, ayrıca özellikle bilgi paylaşımı ve maliyet benzerliği gibi
hususlar açısından herhangi bir rekabetçi endişenin oluşmaması göz önüne alınarak,
söz konusu anlaşmanın rekabetin kısıtlanmasına yol açmayacağı kanaatine varılmıştır.
H. SONUÇ
(52) Düzenlenen rapora ve incelenen dosya kapsamına göre,

1. Göltaş Göller Bölgesi Çimento San. ve Tic. A.Ş. ile Batısöke Söke Çimento
Sanayii T.A.Ş. arasında imzalanan fason üretim anlaşmasının, 4054 sayılı Kanun’un 4.
maddesi kapsamında rekabeti kısıtlayıcı nitelik arz etmediğine,

2. Bu çerçevede bahse konu anlaşmaya 4054 sayılı Kanun’un 8. maddesi
kapsamında menfi tespit belgesi verilmesine

OYBİRLİĞİ ile karar verilmiştir.




Full & Egal Universal Law Academy