Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi 5. İdari Dava Dairesi 2019/3768 Esas 2020/732 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 5. İdari Dava Dairesi
Esas No: 2019/3768
Karar No: 2020/732
Karar Tarihi: 18.03.2020



(2577 S. K. m. 45) (657 S. K. m. 124, 125) (Milli Eğitim Bakanlığı Disiplin Amirleri Yönetmeliği m. 4) (Disiplin Kurulları ve Disiplin Amirleri Hakkında Yönetmeliği m. 16)

İSTEMİN ÖZETİ: Hatay 1.İdare Mahkemesi'nce verilen 28/11/2018 tarih ve E:2018/611, K:2018/1395 Sayılı kararın istinaf yoluyla incelenerek kaldırılması istenilmektedir.
 
SAVUNMANIN ÖZETİ: Savunma dilekçesi verilmemiştir.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Karar veren Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi 5.İdari Dava Dairesi'nce 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45.maddesi uyarınca dava dosyası incelenerek işin gereği görüşüldü:
 
KARAR: Dava, Hatay İli, Antakya İçesi, Narlıca Atatürk Ortaokulu'nda İngilizce öğretmeni olarak görev yapan davacının, üyesi bulunduğu sendikanın almış olduğu karar doğrultusunda 22.02.2016 tarihinde ders defterine müfredat dışında kazanım yazdığı gerekçesiyle 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/C-a maddesi uyarınca 1/30 oranında aylıktan kesme cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin Antakya Kaymakamlığı İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'nün 07.02.2018 tarih ve 2620111 Sayılı işlemine yaptığı itirazın reddine ilişkin Hatay Valiliği İl Milli Eğitim Disiplin Kurulu'nun 08.03.2018 tarih ve 2018/54 Sayılı işleminin iptali ile işlem nedeniyle yoksun kalınan parasal hakların yasal faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
 
İdare Mahkemesince; uyarma, kınama, aylıktan kesme cezalarını vermeye yetkili olduğu belirlenen disiplin amirleri tanımından, birinci sırada yer alan disiplin amirinin anlaşılmasının gerektiği, Milli Eğitim Bakanlığı Disiplin Amirleri Yönetmeliğinin 4/3.maddesinin üst hukuk normları ile disiplin hukukunun genel ilkelerine aykırı olması nedeniyle somut olayda uygulanmasına olanak bulunmadığı, bunun dışında, sayılan bu cezaların verilmesinde üst disiplin amirlerinin de yetkili olduğu konusunda mevzuatta açık bir düzenleme olmadığından üst disiplin amirlerinin sözü edilen cezaları vermeye yetkili olamayacağının kabul edilmesi gerektiği, bu kabulün, disiplin cezası verilirken, disiplin soruşturmasına konu eyleme ilişkin unsurların ve ilgilinin daha önceki kişisel performansının da değerlendirmeye tabi tutulacağını öngören mevzuat hükümlerinin de doğal bir sonucu olduğu, mevzuatta, bu değerlendirmelerin, ilgiliyi en yakın tanıyan disiplin amirince yapılmasının amaçlandığı, öte yandan, disiplin cezasına ilişkin yetkinin doğru kullanılmamasının, itiraz edilecek mercii konusunda Yönetmelikte öngörülen sıralamanın da bozulmasına neden olacağı, bu nedenle disiplin cezasının öncelikle personelin 1.disiplin amiri veya bu amir yerine karar alma yetkisi bulunan disiplin amirlerince verilmesi, bunların bulunmaması halinde ise üst disiplin amirince cezalandırma yetkisinin kullanılması gerektiği, bu durumda, öğretmen olan davacı hakkındaki disiplin cezasının birinci disiplin amiri olan okul müdürü tarafından verilmesi gerekirken, söz konusu cezanın davacının üst disiplin amiri olan ilçe milli eğitim müdürü tarafından verilmesine ilişkin dava konusu işlemde yetki yönünden hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçeleriyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
 
Davalı vekili tarafından; davacının disiplin amirinin okul müdürü, üst disiplin amirinin ise ilçe milli eğitim müdürü olduğu, üst disiplin amirlerinin kendilerinden önce gelen amire bağlanmış bulunan tüm personelin aynı zamanda ilk disiplin amiri sıfatını taşıdığından davacının sübuta eren eylemi sebebiyle ilçe milli eğitim müdürü tarafından cezalandırılmasına ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek İdare Mahkemesi kararının kaldırılması istenilmektedir.
 
657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 124. maddesinde, disiplin amirlerinin, kurumların kuruluş ve görev özellikleri dikkate alınarak Devlet Personel Başkanlığı'nın görüşüne dayanılarak özel yönetmeliklerinde tayin ve tesbit edilecek amirler olduğu, ''Disiplin Cezası Vermeye Yetkili Amir ve Kurullar'' başlıklı 126/1. maddesinde; Uyarma, kınama ve aylıktan kesme cezalarının disiplin amirleri tarafından verileceği hükme bağlanmıştır.
 
24.10.1982 tarihli ve 17848 Sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Disiplin Kurulları ve Disiplin Amirleri Hakkındaki Yönetmeliği'nin 16. maddesinde, "Başbakanlık ve bakanlıklarda, bunların bağlı kuruluşlarında ilgisine göre Başbakanlık Müsteşarı, Bakanlık Müsteşarı, bağlı kuruluşların başında bulunan müsteşar, başkan, genel müdür, genel sekreter ve müdürler, illerde valiler, ilçelerde kaymakamlar, belediyelerde belediye başkanları, yurtdışı teşkilatında misyon şefleri buralarda görevli bütün memurların en üst disiplin amirleridirler. Daha alt seviyedeki disiplin amirlerinin astlık üstlük sıralaması bu esasa göre tespit edilir. En üst disiplin amirleri haiz oldukları yetkileri her derecedeki memur hakkında doğrudan kullanabilir." hükmü yer almıştır.
 
03.06.1991 tarih ve 20890 Sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Milli Eğitim Bakanlığı Disiplin Amirleri Yönetmeliği'nin 3. maddesinde, bu yönetmeliğin Bakanlar Kurulu'nun 17/09/1982 tarih ve 8/5336 Sayılı Kararıyla yürürlüğe giren “Disiplin Kurulları ve Disiplin Amirleri Hakkında Genel Yönetmelik”in değişik 16. maddesine dayanılarak hazırlandığı ifade edilmiş, 4. maddesinde ise "Bakanlık kurum ve kuruluşlarındaki disiplin amirleri ve bunların astlık-üstlük sırası Ek listede gösterildiği gibi belirlenmiştir.
 
....
 
Ek listede gösterilen üst disiplin amirleri, sıralamada kendinden önce gelen amire bağlanmış olan bütün personelin aynı zamanda ilk disiplin amiri sıfatına haizdir." hükümlerine yer verilerek eki listenin ''Taşra Teşkilatı'' başlıklı bölümünün 3.kısmında, okullarda görev yapan öğretmenlerin, disiplin amirinin okul müdürü, üst disiplin amirinin ise ilçe milli eğitim müdürü olduğu belirtilmiştir.
 
Dosyasının incelenmesinden; Hatay İli, Antakya İçesi, Narlıca Atatürk Ortaokulu'nda İngilizce öğretmeni olarak görev yapan davacı hakkında, üyesi bulunduğu Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası Diyarbakır 2 numaralı Şubesi'nin 19.02.2016 tarih ve 22 Sayılı karar doğrultusunda 22.02.2016 sınıf/ders defterine müfredat dışı kazanım yazdığı iddiasıyla disiplin soruşturması başlatıldığı, yapılan soruşturma sonucunda düzenlenen 18.01.2018 tarih ve 79086284-663.07-03 Sayılı soruşturma raporunda; davacının 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/C-a maddesi uyarınca ''1/30 oranında aylıktan kesme'' cezasıyla tecziyesi gerektiği, bu teklif doğrultusunda Antakya Kaymakamlığı İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'nün 07.02.2018 tarih ve 2620111 Sayılı işlemi ile davacının, 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/C-a maddesi uyarınca ''1/30 oranında aylıktan kesme'' cezasıyla tecziyesine karar verdiği, davacı tarafından bu işleme yapılan itirazın Hatay Valiliği İl Milli Eğitim Disiplin Kurulu'nun 08.03.2018 tarih ve 2018/54 Sayılı kararıyla reddedilmesi üzerine üzerine, anılan işlemin iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
 
Dava konusu olayda; ihtilaf konusu aylıktan kesme cezasının davacıya ilçe milli eğitim müdürü tarafından verildiği görülmektedir.
 
Milli Eğitim Bakanlığı Disiplin Amirleri Yönetmeliğinin 4/3. maddesi hükmü ve eki listenin ''Taşra Teşkilatı'' başlıklı bölümünün 3. kısmında yer alan düzenlemeler ile öğretmene ilk disiplin amiri olarak okul müdürü, üst disiplin amiri olarak ilçe milli eğitim müdürünün ceza vermeye yetkili olduğu görüldüğünden, okul müdürü yerine ilçe milli eğitim müdürünün davacı hakkında ceza tayin etmesinde yetki yönünden hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
 
Bu durumda, davacının işlediği fiillerden dolayı yetkili disiplin amiri olduğu tartışmasız olan ilçe milli eğitim müdürü tarafından aylıktan kesme cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işlemde yetki yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı açık olup, idare mahkemesince, uyuşmazlığın esasının incelenerek bir karar verilmesi gerekirken dava konusu işlemin yetki yönünden iptali yolunda verilen kararda hukuki isabet görülmemiştir.
 
Öte yandan, İdare Mahkemesince işin esasına dair olay irdelenip tarafların haklılığı bakımından bir değerlendirme yapılmadığından bu hususa ilişkin hükmün tesisi bakımından dosyanın mahkemesine iadesi gerekmektedir.
 
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, istinaf başvurusunun kabulüyle istinafa konu mahkeme kararının kaldırılmasına, dava dosyasının 2577 Sayılı Kanun'un 45. maddesinin 5. fıkrası uyarınca yeniden bir karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesine, mahkemesince yeniden bir karar verileceğinden bu aşamada yargılama giderleri yönünden hüküm kurulmasına yer olmadığına, 18/03/2020 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy