Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi 5. İdari Dava Dairesi 2019/1606 Esas 2020/802 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 5. İdari Dava Dairesi
Esas No: 2019/1606
Karar No: 2020/802
Karar Tarihi: 08.06.2020



(2577 S. K. m. 45) (657 S. K. m. 125) (3201 S. K. m. 83) (5237 S. K. m. 155) (682 S. KHK. m. 37) (7068 S. K. m. 9, 34, Geç. m. 1) (Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü m. 6, 8) (ANY. MAH. 13.01.2016 T. 2015/85 E. 2016/3 K.)

İSTEMİN ÖZETİ: Batman İdare Mahkemesi'nce verilen 09/05/2018 tarih ve E:2017/1965, K:2018/349 Sayılı kararın istinaf yoluyla incelenerek kaldırılması istenilmektedir.
 
SAVUNMANIN ÖZETİ: İstinaf dilekçesinde ileri sürülen hususların istinaf sebeplerinden olmadığı, tesis edilen işlemde mevzuata aykırı bir husus bulunmadığı ileri sürülerek istinaf başvurusunun reddi gerektiği savunulmaktadır.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Karar veren Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi 5.İdari Dava Dairesi'nce, dava dosyası 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45.maddesi uyarınca incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
 
KARAR: Dava, Batman İl Emniyet müdürlüğü bünyesinde polis memuru olarak görev yapan davacının, Nevşehir İl Emniyet Müdürlüğü bünyesinde görevli olduğu dönemde hakkında başlatılan soruşturma neticesinde S. D.'a karşı işlediği fiil sebebiyle lehe olan hüküm uygulanmak suretiyle Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü'nün 8/6. maddesi uyarınca meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Yüksek Disiplin Kurulu'nun 19/07/2017 tarih ve 2017/273 Sayılı kararının iptali ile işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
 
İdare Mahkemesince; davacının, 657 Sayılı Kanun'un 125/E-(g) maddesi kapsamında "Devlet memurluğundan çıkarma" cezasını gerektiren emniyeti suiistimal fiilini işlediği gerek disiplin soruşturması kapsamında, gerekse de ceza yargılaması esnasında alınan ifadelerden sübuta erdiği, kaldı ki anılan fiil nedeniyle yapılan yargılama neticesinde de yukarıda anılan hapis cezasına çarptırıldığı görüldüğünden, davacının eylemine uyan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan 682 Sayılı KHK'nın yollamada bulunduğu 657 Sayılı Kanun'un 125/E-(g) maddesi uyarınca Devlet memurluğundan çıkarılması gerekmekte iken, fiilin işlendiği tarihte yürürlükte olan ve hakkında disiplin soruşturması yürütülen davacı yönünden lehe hüküm ve sonuç doğuracağı anlaşılan Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü'nün 8/6. maddesi gereğince "meslekten çıkarma" cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
 
Davacı vekili tarafından; karar tarihi itibariyle yürürlükte olan 682 Sayılı KHK'da isnat edilen fiilin yaptırımına yer verilmediği, lehe olan norm ilkesi gereğince hiçbir ceza verilmemesi gerektiği, isnat edilen suçu işlediği iddiasının idarece yeterince araştırılmadığı, adli olarak verilen kararın henüz kesinleşmediği ileri sürülmekte ve kararın istinaf yoluyla incelenerek kaldırılması istenilmektedir.
 
Dava konusu işleme esas eylem tarihinde yürürlükte bulunan Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü'nün 8/6. maddesinde; "Hırsızlık, gasp, dolandırıcılık, irtikap, rüşvet, zimmet, ihtilas, ırza geçme, ırza tasaddi, sahtecilik, banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması, kalpazanlık, kasden adam öldürme, veya bu suçları işlemeye teşebbüs etmek, emniyeti suiistimal, yalan yere tanıklık, yalan yere yemin, suç tasnifi, iftira," fiilleri meslekten çıkarma cezasını gerektiren eylem, işlem, tutum ve davranışlar arasında sayılmış, aynı Tüzüğü'nün 9. maddesinde; "Memurluktan çıkarma cezası için Devlet Memurları Kanunu hükümleri uygulanır." düzenlemesine yer verilmiştir.
 
İlerleyen süreçte, Anayasa Mahkemesi'nin 13/01/2016 günlü, E:2015/85, K:2016/3 Sayılı kararı ile; Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü uyarınca verilen dava konusu disiplin cezasının yasal dayanağı olan, 3201 Sayılı Emniyet Teşkilatı Kanunu'nun 83. maddesinin birinci cümlesinin, "yaptırım konusu eylemleri yasal düzeyde belirlememesi ve bireylerin hangi somut olguya hangi hukuksal yaptırımın veya sonucun bağlandığını belirli bir açıklık ve kesinlikte öngörebilmelerine yasal çerçevede imkan tanımaması nedeniyle, Anayasa'nın 38. ve 128. maddelerine aykırı olduğu" gerekçesiyle iptaline karar verilmiş ve anılan madde, 23/01/2017 günlü, 29957 Sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 682 Sayılı Genel Kolluk Disiplin Hükümleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 37. maddesiyle yürürlükten kaldırılmıştır. Söz konusu KHK daha sonra TBMM Genel Kurulunda kabul edilerek, 08/03/2018 günlü, 30354 Sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, 7068 Sayılı "Genel Kolluk Disiplin Hükümleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin Kabul Edilmesine Dair Kanun" ile kanunlaşmıştır.
 
7068 Sayılı Kanun'un geçici 1. maddesinde, "Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce 657 Sayılı Kanun, 6413 Sayılı Kanun ve 3201 Sayılı Kanun ile 23/3/1979 tarihli ve 7/17339 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü hükümlerine göre resen veya yetkili disiplin kurullarınca verilmiş olan disiplin cezaları, bu Kanun hükümleri uyarınca verilmiş addolunur. 2/1/2017 tarihli ve 682 Sayılı Genel Kolluk Disiplin Hükümleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin yürürlüğe girdiği 23/1/2017 tarihinde devam etmekte olan disiplin soruşturmaları ile ilgili olarak; a) Bu Kanunun usule, yetkili disiplin amiri ve yetkili disiplin kurullarına ilişkin hükümleri derhal uygulanır. b) Bu Kanun yürürlüğe girmeden önce personelin tabi olduğu disiplin mevzuatının ceza hükümleri ile bu Kanunun ceza hükümlerinin farklı olması halinde personelin lehine olan hükümler uygulanır.(3) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce disiplin amirleri veya disiplin kurulları tarafından verilmiş ve infaz edilmiş disiplin cezalarına bağlı olarak yapılmış idari işlemler aynen muhafaza olunur.(4) Sahil güvenlik ve jandarma teşkilatlarında görev yapan Milli Savunma Bakanlığı personelinin disiplin işlemleri, görevleri süresince bu Kanun hükümlerine göre yürütülür." kuralına yer verilmiş, aynı Kanunun "Devlet memurluğundan çıkarma" başlıklı 9. maddesinde ise; Devlet memurluğundan çıkarma cezası uygulanacak fiiller ve bu cezayı verme yetkisi ile ilgili olarak 657 Sayılı Kanun hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.
 
657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/E-(g) maddesinde ise; "Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak" fiili Devlet memurluğundan çıkarma cezası gerektiren eylem ve davranışlar arasında sayılmıştır.
 
Dava dosyasının incelenmesinde; davacının Batman İl Emniyet Müdürlüğü emrinde polis memuru olarak görev yaptığı, bir önceki görev yeri olan Nevşehir İl Emniyet Müdürlüğü'nde kendisi ile aynı şubede görev yapmakta olan S. D. tarafından özetle; "S. Karaca isimli şahsın 13/10/2015 günü gece vardiyesinde çalıştığı sırada 2.000,00-TL borç istedi, ancak kendisinde nakit olmadığını söylemesi üzerine kredi kartını istediği, bir hafta sonra ödemek şartıyla vermiş olduğu kredi kartından 10.325,00-TL para çektiği ve ödemediği..." iddialarını içeren 08-10/12/2015 tarihli şikayet dilekçeleri ile Nevşehir Şehit İ. A. Polis Merkezi Amirliği'ne başvurulması üzerine Nevşehir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 01/03/2016 tarih ve 2016/597 numaralı iddianame düzenlenerek "Güveni Kötüye Kullanma" suçundan Nevşehir 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2016/374 Sayılı esasına kayıtlı davanın açıldığı, bu arada Nevşehir İl Emniyet Müdürü'nün 15/12/2015 tarihli oluru ile davacı hakkında söz konusu iddiaların araştırılması ve gerekiyorsa soruşturulması için 4. Sınıf Emniyet Müdürü Dr. B. Akkaya'nın görevlendirildiği, anılan kişi tarafından hazırlanan 02/03/2016 tarih ve 2015/1042-93 Sayılı inceleme raporunda; "Hakkında inceleme yapılan S. Karaca'nın eyleminin Nevşehir Cumhuriyet Başsavcılığı'nca "Banka ve Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması" olarak değerlendirilip bu suçlamadan dolayı 01/03/2016 tarih ve 2016/597 numaralı iddianame düzenlendiği anlaşıldığından söz konusu suçlamanın disiplin yönünden Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü'nün 8/6. maddesi kapsamında meslekten çıkarma cezası gerektiren suçlardan olması sebebiyle soruşturmanın polis başmüfettişleri marifetiyle yapılmasının uygun olacağının," belirtilmesi üzerine Emniyet Genel Müdürlüğü'nün 05/04/2016 tarih ve 7487 Sayılı tahkikat emrine dayalı olarak Teftiş Kurulu Başkanlığı'nın 08/04/2016 tarih ve 1535 Sayılı yazısı ile Polis Başmüfettişleri Z. Ç. ve İ. K.'nın soruşturmacı olarak görevlendirildiği, anılan kişiler tarafından hazırlanan 19/09/2016 tarih ve 61 Sayılı soruşturma raporunun sonuç ve kanaat bölümünde; "Polis memuru S. D.'dan rızasıyla aldığı kredi kartını, S. D.'ın rızasını aşacak biçimde güven duygusunu kötüye kullanmak suretiyle farklı zamanlarda birden çok kez rıza dışında kartın kullanıldığı, eylemine uyan "emniyeti suiistimal" fiilini işlediği anlaşıldığından Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü'nün 8/6. maddesine göre "Meslekten Çıkarma" cezası ile tecziye edilmesi," görüş ve kanaatine yer verilmesi üzerine Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Disiplin Kurulu'nun 19/07/2017 tarih ve 2017/273 Sayılı kararı ile davacının işlemiş olduğu "Emniyeti suiistimal" fiilinin karar tarihinde yürürlükte olan 682 Sayılı KHK'nın yollamada bulunduğu, 657 Sayılı Kanun'un 125/E-(g) maddesinde yer alan ve Devlet memurluğundan çıkarılmayı gerektiren, "Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak" hükmünü ihlal niteliğinde olduğu anlaşılmakla birlikte Anayasa'nın 38. maddesi gereğince, fiilin işlendiği tarihte yürürlükte olan ve hakkında disiplin soruşturması yapılanın lehine olan Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü'nün 8/6. maddesi gereğince "meslekten çıkarma" cezası ile tecziyesine karar verildiği ve ayrıca Nevşehir 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 09/11/2017 tarih ve E:2016/374, K:2017/919 Sayılı kararı ile davacının üzerine atılı olan güveni kötüye kullanma suçunu işlediği sabit görülerek 5237 Sayılı TCK'nın 155/1. maddesi gereğince 1 yıl 6 ay hapis ve 500 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesi üzerine davacı tarafından, S. D.'a karşı işlediği fiil yönünden, meslekten çıkartılmasına ilişkin Yüksek Disiplin Kurulu'nun yukarıda anılan işleminin iptali istemiyle bakılmakta olan işbu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
 
Uyuşmazlık konusu olayda; Nevşehir 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 09/11/2017 tarih ve E:2016/374, K:2017/919 Sayılı kararı ile davacının üzerine atılı olan güveni kötüye kullanma suçunu işlediği sabit görülerek verilen mahkumiyet hükmünün Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11.Ceza Dairesi'nin 03/03/2020 tarih ve E:2018/518, K:2020/263 Sayılı kararı ile kaldırılarak davacının banka ve kredi kartlarını birden fazla kez kötüye kullanma suçunu işlediği sabit görülerek 5 yıl hapis ve 750 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına, ancak istinaf yoluna davacı tarafından başvurulması sebebiyle yeniden verilen hüküm önceki hükümle belirlenmiş cezadan daha ağır olamayacağından neticeden davacının 1 yıl 6 ay hapis ve 10.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği görüldüğünden, hem emniyeti suiistimal hem de banka ve kredi kartlarını kötüye kullanma fiilleri yönünden uyuşmazlığın yeniden değerlendirilmesi gerekmektedir.
 
Yukarıda yapılan açıklama kapsamında uyuşmazlık yeniden ele alındığında, fiil tarihi itibarıyla Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü'nün yürürlükte olduğu ve Tüzüğün 8/6. maddesine göre banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması ve emniyeti suistimal fiillerinin meslekten çıkarma cezasını gerektirdiği, işlem tarihinde ise 7068 Sayılı Kanun'un yürürlükte olduğu ve anılan Kanun'un 37. maddesiyle Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğü'nün yasal dayanağı olan 3201 Sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu'nun 83.maddesinin yürürlükten kaldırıldığı, sözü edilen 7068 Sayılı Kanun'un 8. maddesinin 6. fıkrasında meslekten çıkarma cezasını gerektiren fiiller arasında “emniyeti suiistimal ve banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması” fiillerine yer verilmediği hususunda duraksama bulunmamakta ise de,7068 Sayılı KHK'nın 9. ve 34/1. maddesindeki atıf uyarınca davacının fiilinin, 657 Sayılı Kanun hükümleri uyarınca değerlendirilmesi gerekeceği, davacıya isnat edilen emniyeti suiistimal ve yapılan ceza yargılaması sonucu banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunu oluşturduğu anlaşılan fiillerinin 657 Sayılı Kanun'un 125/E maddesinin (g) bendinde yer alan memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak suçu kapsamında bulunduğu, bu fiillerin Devlet memurluğundan çıkarma cezasını gerektireceği, fakat Devlet memurluğundan çıkarma cezasının, meslekten çıkarma cezasına göre daha ağır sonuçları bulunması hasebiyle davacının daha lehine olan Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü'nün 8/6. maddesi uyarınca meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılmasında, işlemde uygulanan mevzuat yönünden hukuka aykırılık görülmemiştir.
 
Bu durumda, her ne kadar yapılan ceza yargılaması sonunda davacıya isnat edilen fiilin emniyeti suiistimal olmayıp banka ve kredi kartlarının kötüye kullanma fiilini oluşturduğu anlaşılmakta ise de, banka ve kredi kartlarının kötüye kullanma fiilinin de 657 Sayılı Kanun'un 125/E-(g) maddesi kapsamında "Devlet memurluğundan çıkarma" cezasını gerektirdiği sonucuna ulaşıldığından, bu fiili gerek disiplin soruşturması kapsamında, gerekse de ceza yargılaması esnasında alınan ifadelerden sübuta erdiği anlaşılan davacının eylemine uyan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan 7068 Sayılı Kanun'un yollamada bulunduğu 657 Sayılı Kanun'un 125/E-(g) maddesi uyarınca Devlet memurluğundan çıkarılması gerekmekte iken, fiilin işlendiği tarihte yürürlükte olan ve hakkında disiplin soruşturması yürütülen davacı yönünden lehe hüküm ve sonuç doğuracağı anlaşılan Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü'nün 8/6. maddesi gereğince "meslekten çıkarma" cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka ve mevzuata aykırılık, davanın reddine yönelik idare mahkemesi kararında ise sonucu itibariyle hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
 
Sonuç: Açıklanan nedenlerle, Batman İdare Mahkemesi'nce verilen karar sonucu itibariyle hukuka uygun olduğundan, davacının istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen gerekçeyle reddine, istinaf aşamasında yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen 175,60.-TL yargılama giderinin başvuruda bulunan üzerinde bırakılmasına, posta gideri avansından artan miktarın karar kesinleştikten sonra ilgili tarafa re'sen iadesine, kararın tebliğinden itibaren 30 gün içerisinde Danıştay'a temyiz yolu açık olmak üzere, 08/06/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
 


Full & Egal Universal Law Academy