Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi 4. İdari Dava Dairesi 2021/1474 Esas 2022/665 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 4. İdari Dava Dairesi
Esas No: 2021/1474
Karar No: 2022/665
Karar Tarihi: 10.03.2022



İSTEMİN ÖZETİ: Davacının, Şırnak İli, İdil İlçesi, Alakamış Köyü'nde güvenlik korucusu olarak görev yapmakta iken Güvenlik Korucuları Yönetmeliği'nin 17/Ç/11, 18. maddeleri uyarınca Valilik Makamı'nın 21.02.2020 tarih ve 985217/Gk.Ks. sayılı Olur'u ile görevine son verilmesine ilişkin işlemin iptali ile yoksun kaldığı özlük ve parasal haklarının 21/02/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan davada; Mardin 1. İdare Mahkemesi'nce verilen 22/01/2021 tarih ve E:2020/799, K:2021/108 sayılı "davanın reddine" ilişkin kararın; usul ve yasaya aykırı olduğu, dava konusu işlemin normlar hiyerarşisine aykırı olduğu, davacının görevine son verilmesine neden olan yurtdışı görevlendirmenin Yönetmeliğin 11. maddesinin 7. fıkrası uyarınca yapılmış olduğu, ancak kanun maddesinde yurtdışı görevlendirme yapılabileceğine ilişkin herhangi bir düzenleme bulunmadığı, sadece belirtilen usuller takip edilerek yurtiçinde görevlendirme yapılabileceği, davacının kanuna aykırı bir düzenleme ile yapılmış olan yurtdışı görevine katılmadığı, dolayısıyla hukuka uygun olarak yapılmış bir göreve katılmamazlık bulunmadığı, emre itaatsizlik ve çağrılmasına rağmen katılmama hali olmadığı, işlemde hukuka ve mevzuata uyarlık bulunmadığı, davacının fizikken böyle bir operasyona katılabilmesinin mümkün olmadığı ileri sürülerek istinaf yoluyla incelenip kaldırılması istenilmektedir.
 
SAVUNMANIN ÖZETİ: Görevlendirmenin hukuki normlara aykırı olmadığı, istinaf yoluyla incelenen kararın hukuka uygun olduğu belirtilerek, istemin reddine karar verilmesi gerektiği savunulmaktadır.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Karar veren Gaziantep Dördüncü İdari Dava Dairesi'nce, dosyadaki tüm bilgi ve belgeler 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesi uyarınca incelenerek işin gereği görüşüldü:
 
KARAR: 11 Ekim 2018 tarih ve 182 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı ile yürürlüğe giren Güvenlik Korucuları Yönetmeliği'nin 1. maddesinde; "Bu Yönetmeliğin amacı, geçici köy korucularının görevlendirme esasları, görev, yetki ve sorumlulukları, görevlerine son verilmesi, disiplin ve sicil esasları, izinleri, eğitim ve denetim esasları ve diğer özlük hakları ile ilgili usul ve esasları düzenlemektir." hükmüne, göreve alınmada aranacak şartlar bölümünün 6. maddesinin (f) fıkrasında ''...Taksirli suçlar ve aşağıda sayılan suçlar dışında tecil edilmiş hükümler hariç olmak üzere, bir yıldan fazla hapis veyahut affa uğramış olsa bile devletin şahsiyetine karşı işlenen suçlarla, zimmet, ihtilas, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı veya istimal ve istihlak kaçakçılığı hariç kaçakçılık, uyuşturucu almak ve satmak, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama, resmi ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarını açığa vurmak suçlarından dolayı hükümlü bulunmamak....'' hükmüne yer verilerek, "Disiplin cezaları" başlıklı 17. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendinde, görevden çıkarma disiplin cezası, bir daha geçici köy korucusu olarak görevlendirilmemek üzere; tazminat ödenmeksizin, görevlendirilmelerindeki esas ve usullere uyularak görevle olan ilişiğin kesilmesidir şeklinde tanımlanmış, yer almakta olup; aynı bendin 16. alt bendinde ise; göreve alınmada aranacak şartları kaybeden geçici köy korucuları için görevden çıkarma kararı verileceğini düzenlemiştir.
 
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 129. maddesinde, ''Yüksek disiplin kurulları kendilerine intikal eden dosyaların incelenmesinde, gerekli gördükleri takdirde, ilgilinin sicil dosyasını ve her nevi evrakı incelemeye, ilgili kurumlardan bilgi almaya, yeminli tanık ve bilirkişi dinlemeye veya niyabeten dinletmeye, mahallen keşif yapmaya veya yaptırmaya yetkilidirler. Hakkında memurluktan çıkarma cezası istenen memur, sicil dosyası hariç, soruşturma evrakını incelemeye, tanık dinletmeye, disiplin kurulunda sözlü veya yazılı olarak kendisi veya vekili vasıtasıyla savunma yapma hakkına sahiptir." hükmüne, 130. maddesinde, "Devlet memuru hakkında savunması alınmadan disiplin cezası verilemez. Soruşturmayı yapanın veya yetkili disiplin kurulunun 7 günden az olmamak üzere verdiği süre içinde veya belirtilen bir tarihte savunmasını yapmayan memur, savunma hakkından vazgeçmiş sayılır." hükmüne yer verilmiştir
 
657 sayılı Kanun'un 130. maddesinde, memuriyetten çıkarma cezası dışındaki cezalar bakımından memura, sadece 7 günden az olmamak üzere savunma hakkı tanınmışken, 129. maddesinde ise, memuriyetten çıkarma cezasının söz konusu olduğu hallerde, soruşturma ile ilgili evrakın incelenmesinden veya vekili vasıtasıyla sözlü savunma yapılmasına kadar, 130. maddeden farklı olarak geniş bir savunma hakkı tanınmış bulunmaktadır. Yasa koyucu disiplin cezası bakımından ilgili açısından en ağır sonuçları doğuran Devlet memurluğundan çıkarma cezasının verilmesinde, bu şekilde bir savunma hakkının tanınmasını memur statüsü açısından önemli bir güvence olarak öngörmüştür.
 
Anayasa ve 657 sayılı Kanun'un yukarıda alıntısı yapılan maddelerinin birlikte değerlendirilmesinden; Devlet memurunun veya diğer kamu görevlilerinin görevine son verilmesi sonucunu doğuran cezaların verilebilmesi için, söz konusu cezaları vermeye yetkili merciiler tarafından, ilgili kamu görevlisinin hakkındaki iddiaları, bu iddiaların dayandığı delilleri, üzerine atılı fillerin hukuki nitelendirmesini ve önerilen cezayı öğrenmesi sağlanarak, savunma yapmasına imkan tanınmasının hukuken zorunlu olduğu anlaşılmaktadır.
 
Dava dosyasının incelenmesinden; davacının, Şırnak İli, İdil İlçesi, Alakamış Köyü'nde güvenlik korucusu olarak görev yapmaktayken görevlendirildiği Pençe-3 harekatı operasyonuna katılmaması nedeniyle Güvenlik Korucuları Yönetmeliği'nin 17/ç-11 ve 17/ç-18 maddeleri uyarınca Şırnak Valiliği'nin 21.02.2020 tarih ve 985217/Gk.Ks. Olur'u ile görevine son verilmesine ilişkin işlemin iptali ile yoksun kaldığı özlük ve parasal haklarının 21/02/2020 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
 
Olayda, dava konusu işlemin tesisinden önce davacının sadece ifadesinin alındığı ancak son savunmasının alınmadığı ve soruşturma raporu düzenlenmediği anlaşıldığından, kamu görevlisi olan davacı hakkında görevden çıkarma işlemi tesis edilmeden önce son savunmasının alınması, usulüne uygun olarak soruşturma yapılıp soruşturma raporu hazırlanması gerekmekte iken, bu işlemler yapılmadan tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
 
Ayrıca, bu karar üzerine usulüne uygun olarak soruşturma yapılıp soruşturma raporu hazırlanmasının ardından işlem tesis edilebileceği de tabiidir.
 
Öte yandan, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğunu düzenleyen Anayasanın 125. maddesi hükmü uyarınca, dava konusu işlemin hukuka aykırılığı sabit görüldüğünden davacının bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının ödenmesi gerekmektedir.
 
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, istinaf başvurusunun kabulüne, Mardin 1. İdare Mahkemesi'nce verilen 22/01/2021 tarih ve E:2020/799, K:2021/108 sayılı "davanın reddine" ilişkin kararın kaldırılmasına, dava konusu işlemin iptaline, yoksun kaldığı özlük ve parasal haklarının 21/02/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı idare tarafından davacıya ödenmesine, davacının adli yardım talebinin kabul edilmiş olması nedeniyle alınmayan 304,20 TL ilk derece yargılama gideri ile 237,10 TL istinaf yargılama giderinin davalı idare üzerinde bırakılmasına ve bu tutarların davalı idareden tahsili için mahkemesince ilgili birime müzekkere yazılmasına, kararın verildiği tarihte yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca duruşmalı işler için belirlenen 3.890,00 TL vekalet ücretinin davalı idare tarafından davacıya ödenmesine, posta giderine karşılık yatırılmış olan avanstan artanın talep edilmemesi halinde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 333. maddesi uyarınca mahkemesince ilgili tarafa re'sen iadesine, 2577 sayılı Kanunun 46. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren otuz (30) gün içinde Danıştay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere, 10.03.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)
 


Full & Egal Universal Law Academy