Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi 3. İdari Dava Dairesi 2020/134 Esas 2020/307 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 3. İdari Dava Dairesi
Esas No: 2020/134
Karar No: 2020/307
Karar Tarihi: 19.03.2020



(2577 S. K. m. 3, 14, 15, 16, 45, 48) (2576 S. K. m. 4, 5, 7)

İSTEMİN ÖZETİ: Davacının maliki olduğu Batman ili, Merkez, .... Köyü, 2496 parsel sayılı taşınmazda yer alan 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21 numaralı ve zeminde bulunan daire olmak üzere 22 adet dairenin; Batman Siirt çevre yolu üzerinde davalı idarece yapılan Şevket Başak köprülü kavşak inşaatı nedeniyle değer ve kira kaybına uğradığı ileri sürülerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik kira kaybı için 500,00-TL, değer kaybı için 1.000,00 TL olmak üzere toplam 1.500,00-TL tazminatın, proje tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi iptali istemiyle açılan davada; ''...7 numaralı daireyle ilgili tazminat istemi yönünden inceleme; ...idari faaliyetlerden ötürü malvarlığına ilişkin bir zarar gördüğünü öne süren ve bu nedenle tazminat davası açan kişi uyuşmazlık konusu eşya veya parasal hakla meşru bir ilişkisinin olduğunu kanıtlamak zorundadır. Anılan davalarda subjektif dava ehliyetinin varlığı bu yolla ortaya konulabilir. Bu alanda zararın niteliği, zarar gören mal veya hakkın türü ve hak sahipliği önem arzetmektedir. İdari yargıda maddi tazminat, idarenin bir eylem veya işleminden dolayı kişilerin malvarlığında meydana gelen eksilmeyi önlemeye veya karşılamaya yönelik olduğu, dava dosyasının incelenmesinden; davacının maliki olduğu Batman ili, Merkez, .... köyü, 2496 parsel sayılı taşınmazda yer alan 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21 numaralı ve zeminde bulunan daire olmak üzere 22 adet dairenin; Batman Siirt çevre yolu üzerinde davalı idarece yapılan Şevket Başak köprülü kavşak inşaatı nedeniyle değer ve kira kaybına uğradığı ileri sürülerek şimdilik kira kaybı için 500,00-TL, değer kaybı için 1.000,00 TL olmak üzere toplamda 1.500,00-TL zararın ödenmesi istemiyle 16/03/2018 tarihli dilekçeyle davalı idareye başvurulduğu, idarece talebin zımnen reddedilmesi üzerine anılan zararın proje tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle görülmekte olan davanın açıldığı anlaşıldığı, mahkememizin 20/12/2018 tarihli ara kararı ile dava konusu taşınmazların mülkiyet durumunun tespit edilmesi amacıyla Batman Tapu Müdürlüğü'nden tapu kayıtlarının istenilmesine karar verildiği, Batman Tapu Müdürlüğü'nün 05/02/2019 tarih ve E.561424 Sayılı cevabi yazısı ve ekleri incelendiğinde 7 numaralı daire yönünden davacının anılan taşınmazda herhangi bir tapu kaydının bulunmadığı, tapuda dairenin Ferhan Sevim isimli kişi adına kayıtlı olduğunun anlaşıldığı, bu durumda, davacının Batman ili, Merkez, .... köyü, 2496 parsel sayılı taşınmazda yer alan 7 numaralı dairenin kat maliki olduğuna ilişkin mülkiyet durumunu ispatlayan tapu senedi veya tapu kayıt bilgilerinin yer almadığı dikkate alındığında, davacının zarara uğradığını iddia ettiği anılan taşınmaz üzerinde "hukuken korunabilir meşru bir menfaati bulunmadığı" anlaşılmakla, davanın 7 numaralı daire ile olan kısmıyla ilgili olarak ehliyet yönünden reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. 7 numaralı daire haricinde yer alan diğer dairelerle ilgili tazminat istemi kısmına yönelik inceleme; ...Olayda, davacının zeminde bulunduğunu iddia ettiği dairenin mimari proje ve yapı ruhsatında yer almadığı, zemin katta 4 adet dükkan bulunduğu, bu dükkanlar için de değer kaybından doğan tazminat talebiyle Mahkememizde E:2018/616 Sayılı davanın görülmekte olduğu, bu haliyle zemin katta proje ve ruhsatına uygun bir dairenin bulunmadığı anlaşılmıştır. Davacının maliki olduğu ve Batman şehir merkezinde yer alan taşınmazın önündeki yolun iller arası yollar ile şehir içi trafiğinin kesişim noktasına yakın bir konumda yer aldığı gözetildiğinde, bu alanda idarece yol ve köprülü kavşak çalışması yapılmak suretiyle trafiğin rahatlatılması ve farklı seviyede yol çalışması yapılarak her iki yönden gelen trafiğin güvenli bir şekilde akışı sağlanarak can ve mal emniyeti açısından tedbir alınmasının kamu yararına ve hizmet gereklerine aykırı bir yönü bulunmadığı, 1. katta yer alan meskenlerin yoldan yaklaşık 6 m yukarıda olduğu diğer bir ifade ile 1.katta yer alan meskenlerin, yan yoldan 6 m, üst yoldan 1 m daha yukarıda yer aldıkları dolayısı ile binadaki dava konusu dairelerin yapılan köprü nedeniyle önlerinin manzaralarının kapanmasının söz konusu olmadığı, ayrıca yapılan köprülü kavşak inşaatının kamulaştırma sınırı içinde tamamlanmış olduğu, dava konusu parsele her hangi bir taşma olmadığı ve davaya konu taşınmazların kullanımını etkileyecek ve kira kaybına sebebiyet verecek bir hususun bulunmadığı görüldüğünden dava konusu taşınmazlarda bir değer ve kira kaybının bulunmadığı sonuç ve kanaatine ulaşıldığı...'' gerekçesiyle davanın kısmen ehliyet yönünden, kısmen esastan reddi yolunda Batman İdare Mahkemesi Hakimliğince verilen 10/10/2019 gün ve E:2018/615, K:2019/713 Sayılı kararın; hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek, istinaf yoluyla incelenerek kaldırılmasına karar verilmesi istenilmektedir.
 
SAVUNMANIN ÖZETİ : (Savunma dilekçesi verilmemiştir.)
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Hüküm veren Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi Üçüncü İdari Dava Dairesi'nce, davacının istinaf başvurusunu 2577 Sayılı Kanun'un 45.maddesi gereğince istinafa konu kararın kesin olduğu gerekçesiyle aynı Kanunun 48/6.maddesine istinaden reddeden 09.12.2019 tarih ve E:2018/615 Sayılı Batman İdare Mahkemesi Hakimliği kararı aşağıda yazılı gerekçe ile kaldırılarak, istinaf talebi hakkında işin gereği görüşüldü:
 
KARAR: 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun "istinaf" başlıklı 45. maddesinde, "1.İdare ve vergi mahkemelerinin kararlarına karşı, başka kanunlarda farklı bir kanun yolu öngörülmüş olsa dahi, mahkemenin bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde istinaf yoluna başvurulabilir. Ancak, konusu beş bin Türk lirasını geçmeyen vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemlere karşı açılan iptal davaları hakkında idare ve vergi mahkemelerince verilen kararlar kesin olup, bunlara karşı istinaf yoluna başvurulamaz.", (...) "5. Bölge idare mahkemesi, ilk inceleme üzerine verilen kararlara karşı yapılan istinaf başvurusunu haklı bulduğu, davaya görevsiz veya yetkisiz mahkeme yahut reddedilmiş veya yasaklanmış hâkim tarafından bakılmış olması hâllerinde, istinaf başvurusunun kabulüyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vererek dosyayı ilgili mahkemeye gönderir. Bölge idare mahkemesinin bu fıkra uyarınca verilen kararları kesindir" hükümlerine yer verilmiştir.
 
Anılan kanun hükmü ile istinaf incelemesi sırasında davaya görevsiz ve/veya yetkisiz hakim tarafından bakılmış olması, kararın kaldırılmasını gerektiren nedenler arasında sayılmıştır.
 
Öte yandan; 2577 Sayılı Kanun'un 3. maddesinin 2. fıkrasının (d) bendinde, "tam yargı davalarında uyuşmazlık konusu miktarın" gösterilmesi gerektiği düzenlemiş; 14 ve 15. maddeleri bu yönde eksikliği "dilekçe ret" nedenleri arasında saymış; 13.04.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6459 Sayılı Kanun'un 4. maddesiyle anılan kanunun 16. maddesinin 4. fıkrasına eklenen ikincisi cümlesi ile "Ancak, tam yargı davalarında dava dilekçesinde belirtilen miktar, süre veya diğer usul kuralları gözetilmeksizin nihai karar verilinceye kadar, harcı ödenmek suretiyle bir defaya mahsus olmak üzere artırılabilir ve miktarın artırılmasına ilişkin dilekçe otuz gün içinde cevap verilmek üzere karşı tarafa tebliğ edilir." kuralı getirilmiştir.
 
Anılan kanun hükümlerinin birlikte incelenmesinden; tam yargı davalarında tazminat istemine konu uyuşmazlık konusu tutarların dava dilekçelerinde gösterilmesi zorunluluğu getirilmiş ancak ilgililere yargılama süreci içinde nihai karar verilinceye kadar bir defaya mahsus olmak üzere dilekçede gösterilen tutarın arttırılması imkanı tanınmıştır. Sözkonusu düzenleme ile ilgililere başlangıçta, "tutarı belli olmayan tam yargı davası" açma imkanı getirildiğinin kabulü gerekmektedir.
 
Bu durumda; özellikle oluşan zararın dava açma tarihinde ilgililerce kesin olarak belirlenebilmesi imkanı bulunmayan, bu nedenle fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak başlangıçta harca esas alınabilecek bir tazminat tutarı gösterilerek açılan davalarda; uyuşmazlığın "heyetle mi, tek hakimle mi" çözümlenmesi gerektiği açıklığa kavuşturulmalıdır.
 
Bu çerçevede; 2576 Sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanunun "İdare ve Vergi Mahkemelerinin oluşumu" başlıklı 4. maddesinde, "İdare ve vergi mahkemelerinde birer başkan ile yeteri kadar üye bulunur. Mahkeme kurulları, başkan ile iki üyeden oluşur. Başkanın yokluğunda kıdemli üye başkana vekillik eder." hükmü; "İdare Mahkemelerinin görevleri" başlıklı 5. maddesinde, "İdare mahkemeleri, vergi mahkemelerinin görevine giren davalarla ilk derecede Danıştayda çözümlenecek olanlar dışındaki:
 
a-) İptal davalarını,
 
b-) Tam yargı davalarını,
 
c-)Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklardan hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan idarî sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davaları,
 
d-) Diğer kanunlarla verilen işleri, çözümler.
 
2. Özel Kanunlarda Danıştayın görevli olduğu belirtilen ve İdari Yargılama Usulü Kanunu ile idare mahkemelerinin görevli kılınmış bulunduğu davaları çözümler." hükümlerine; "Tek hakimle çözümlenecek davalar" başlıklı 7. maddesinde, "1. Uyuşmazlık miktarı yirmibeşbin Türk Lirasını aşmayan; a) Konusu belli parayı içeren idari işlemlere karşı açılan iptal davaları, b) Tam yargı davaları, idare mahkemesi hâkimlerinden biri tarafından çözümlenir..." hükümlerine yer verilmiş, ek 1. maddesinde de, "Bu Kanunun tek hakimle çözümlenecek davalara ilişkin 7. maddesindeki parasal sınırlar; her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların, o yıl için 213 Sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298. maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanır. Bu şekilde belirlenen sınırların bin Türk lirasını aşmayan kısımları dikkate alınmaz." hükmüne yer verilmiştir.
 
Anılan kanun hükümleri birlikte değerlendirildiğinde; kural olarak idari mahkemelerinin bir başkan, iki üyeden oluşan heyet halinde çalışacak mahkemeler olduğu, ancak bu kurala bir istisna olmak üzere kanunla sınırları belirlenmiş mahdut bir alanda "tek hakim" olarak karar verilebileceği, 2576 Sayılı Kanun'un 7. maddesinin davaların görüleceği mahkemenin oluşumu bakımından getirdiği istisnai kuralın "görevli ve yetkili hakimi" belirleyen kamu düzenine yönelik "bir usul kuralı" olduğu ve bu kural ile getirilen temel ölçütün ise konusu para ile ifade edilen uyuşmazlıkların miktarının ''yasada belirtilen ve her yıl yeniden değerleme oranında güncellenen parasal tutarı aşmaması" olduğu ve anılan kuralda bu ölçüt bakımından getirilmiş istisnai bir durumun da bulunmadığı anlaşılmaktadır.
 
Sonuç olarak; konusu belli parayı içeren idari işlemlere karşı iptal davası açılabileceği gibi iptal davası ile birlikte veya ayrı olarak belli bir miktar paranın ödenmesini veya iadesini içeren tam yargı davası açılabileceği; bu gibi uyuşmazlıkların tutarının tek hakim tarafından çözümlenecek uyuşmazlıklara ilişkin parasal sınırın üzerinde olduğunun dosya kapsamından anlaşılması halinde, uyuşmazlığın heyet tarafından çözümlenmesi gerekmektedir.
 
Olayda; davacı tarafından davalı idareye yapılan başvuruda 2.300.000,00- TL maddi zararı olduğu belirtilerek, tazminat talebinde bulunulduğu, bu başvurunun reddi üzerine fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak şimdilik 1.500,00-TL maddi zararın tazminine karar verilmesi istemiyle işbu davanın açıldığı, bu haliyle uyuşmazlık konusu parasal tutar, tek hakim tarafından çözüme kavuşturulacak uyuşmazlıklara ilişkin kanunda belirlenen parasal sınırın üstünde olmasına rağmen, davanın tek hakim tarafından karara bağlandığı görülmüştür.
 
Bu durumda; uyuşmazlık konusu parasal tutarın, tek hakim tarafından çözüme kavuşturulacak uyuşmazlıklara ilişkin kanunda belirlenen parasal sınırın üstünde olması sebebiyle yargılamanın mahkeme "heyeti" tarafından yapılması gerekirken, "tek hakim" tarafından verilen istinafa konu idare mahkemesi kararında usul hükümlerine uyarlık bulunmamıştır.
 
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, istinaf başvurusunun kabulüyle Batman İdare Mahkemesi Hakimliğince verilen 10/10/2019 gün ve E:2018/615, K:2019/713 Sayılı kararın kaldırılmasına, 2577 Sayılı Kanun'un 45/5. maddesi uyarınca uyuşmazlık hakkında mahkeme heyetince yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın ait olduğu mahkemeye gönderilmesine, Mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 19/03/2020 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy