Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi 2. Vergi Dava Dairesi 2020/24 Esas 2020/336 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 2. Vergi Dava Dairesi
Esas No: 2020/24
Karar No: 2020/336
Karar Tarihi: 08.06.2020



(213 S. K .m. 116, 117, 118, 122, 124) (6306 S. K. m. 1, 7)
 
İSTEMİN ÖZETİ: Davacı tarafından, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında Hatay İli, Dörtyol İlçesi, ....... Mah. 112 Ada, 87 Parselde inşa edilen 6 katlı binanın bağımsız bölümlerinin ilk satışı nedeniyle alınan 7.269,18 TL tapu harcı, vergi ziyaı cezası ve gecikme faizinin istisna iddiasıyla iadesi istemiyle Dörtyol Vergi Dairesi Müdürlüğüne yapmış bulunduğu düzeltme talebinin reddi üzerine Gelir İdaresi Başkanlığına yapmış bulunduğu şikayet başvurusunun reddine yönelik işlemin iptali istemiyle açılan davayı, "olayda, Dörtyol Kaymakamlığı Tapu Müdürlüğünün 03.08.2015 tarih ve 4866 sayılı ve "6306 sayılı kanun gereğince riskli yapı belirtmesi tesisi" konulu yazısına ilgi tutulan, Hatay Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün 31.07.2015 tarih ve 6534 sayılı yazısı ile Dörtyol İlçesi, ....... Mahallesi 112 Ada, 87 Parselde üzerinde bulunan taşınmazın riskli yapı tespitinin bulunduğunun anlaşıldığı, satışı yapılan bağımsız bölümlerin söz konusu taşınmaz üzerinde eski yapının yıkılarak 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında yapıldığı, yukarıda yer verilen 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ve 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun Uygulama Yönetmeliği hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, 6306 sayılı Kanun kapsamında yapılan uygulama neticesinde meydana gelen yeni yapıların ilk satış işleminin tapu harcından istisna kapsamında olduğu anlaşılmış olup, davacı tarafından yapılan şikayet başvurusunun reddine yönelik dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı, davacının faiz istemine gelince; bilindiği üzere faizin, paranın sahibinden başkası tarafından kullanılmasının sahibine vermiş olduğu zararın karşılığı, başka bir ifadeyle tazmini olarak tanımlandığı, hukuken öngörülmeyen bir verginin tahsili sonrası doğan zararın tazmini hususunun da bir hukuk devletinde, Anayasanın 125. maddesinin "İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür" hükmünde tanımını bulan “İdarenin Sorumluluğu” ilkesi çerçevesinde değerlendirilmesinin bir zorunluluk olduğu, bu haliyle ihtilafta, yukarıda açıklandığı üzere hukuka aykırı bulunan ve iadesi tarihine kadar geçen süre içinde kullanımından mahrum kalınan tutarın bu husustaki genel hükümleri içeren 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’da öngörülen oranda faiz uygulanmak suretiyle davacıya iadesinin gerektiği" gerekçesiyle kabul eden Hatay 1. Vergi Mahkemesinin 22/10/2019 gün ve E:2019/461, K:2019/1476 sayılı kararının; dönüşümü gerçekleştirilen yapıların üçüncü kişilere devrinin istisna uygulamasına tabi olmadığı, dava konusu olayda vergi hatası bulunmadığı, faize hükmedilmesinin hukuka aykırı bulunduğu ileri sürülerek istinaf yoluyla incelenerek kaldırılması istenilmektedir.
 
SAVUNMANIN ÖZETİ: İstinaf isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Hüküm veren Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi İkinci Vergi Dava Dairesince işin gereği görüşüldü:
 
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "İstinaf" başlıklı 45. maddesinin 4. fıkrasında, bölge idare mahkemesinin, ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulmadığı takdirde istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vereceği, bu halde bölge idare mahkemesinin işin esası hakkında yeniden bir karar vereceği hükme bağlanmıştır.
 
Yapılan inceleme sonucunda, istinaf başvurusuna konu Hatay 1. Vergi Mahkemesinin 22/10/2019 gün ve E:2019/461, K:2019/1476 sayılı kararı aşağıda açıklanan nedenlerle hukuka uygun bulunmadığından, Dairemizce 2577 sayılı Kanunun 45. maddesinin yukarıda yer verilen fıkrası hükmü uyarınca mahkeme kararının kaldırılması ve işin esası hakkında yeniden karar verilmesi gerekmektedir.
 
6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun 1. maddesinde, bu Kanunun amacının, afet riski altındaki alanlar ile bu alanlar dışındaki riskli yapıların bulunduğu arsa ve arazilerde, fen ve sanat norm ve standartlarına uygun, sağlıklı ve güvenli yaşama çevrelerini teşkil etmek üzere iyileştirme, tasfiye ve yenilemelere dair usul ve esasları belirlemek olduğu öngörülmüş; 7. maddesinin 9. fıkrasının olay tarihindeki şeklinde ise, bu Kanun uyarınca yapılacak olan işlem, sözleşme, devir ve tesciller ile uygulamaların, noter harcı, tapu harcı, belediyelerce alınan harçlar, damga vergisi, veraset ve intikal vergisi, döner sermaye ücreti ve diğer ücretlerden, kullandırılan krediler sebebiyle lehe alınacak paraların ise banka ve sigorta muameleleri vergisinden müstesna olduğu hükmüne yer verilmiş; Kanun kapsamındaki diğer uygulamalara ilişkin usûl ve esaslar ise anılan Kanunun Uygulama Yönetmeliğiyle belirlenmiştir.
 
Dosyanın incelenmesinden; 6306 sayılı Kanun kapsamında Hatay İli, Dörtyol İlçesi, ....... Mahalle 112 Ada, 87 Parselde inşa edilen 6 katlı binanın 24 bağımsız bölümünün müteahhit olan davacı tarafından üçüncü kişilere 2017 yılında satışı nedeniyle ödenen tapu harcı, vergi ziyaı cezası ve gecikme faizinin istisna iddiasıyla iadesi istemiyle yapılan düzeltme şikayet başvurusunun reddedilmesine dair işlemin iptali ile ödenen tutarın tahsil tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte iadesine hükmedilmesi istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
 
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 122. maddesinde, mükelleflerin, vergi muamelelerindeki hataların düzeltilmesini vergi dairesinden isteyebilecekleri; 124. maddesinde de, vergi mahkemelerinde dava açma süresi geçtikten sonra yaptıkları düzeltme talepleri ret olunanların şikayet yolu ile Gelir İdaresi Başkanlığına müracaat edebilecekleri açıklanmıştır. Bu maddeler uyarınca düzeltilmesi vergi dairelerinden istenebilecek vergi hatasının tanımı ise, aynı Kanunun 116. maddesinde, vergiye müteallik hesaplarda veya vergilendirmede yapılan hatalar yüzünden haksız yere fazla veya eksik vergi istenmesi veya alınması olarak yapıldıktan sonra, 117. ve 118. maddelerinde de, hesap hataları ile vergilendirme hatalarının neler olduğu gösterilmiş; 118. maddenin 3. fıkrasında da, mevzuda hatanın, açık olarak vergi mevzuuna girmeyen veya vergiden müstesna bulunan gelir, servet, madde, kıymet, evrak ve işlemler üzerinden vergi istenilmesi veya alınması olduğu belirtilmiştir.
 
Buna göre, bir vergi uyuşmazlığının düzeltme ve şikayet yoluyla incelenebilmesi için, ileri sürülen hususların vergi hatası, hesap hataları veya vergilendirme hatalarından birisi kapsamında olması, vergilendirme hatasının varlığından söz edilebilmesi için de, Kanunda sayılan hata türlerinden birinin bulunması, ayrıca bu hataların, Kanun maddelerinin hukuki yorumu gerektirmeyecek şekilde açık olarak belirlenebilmesi gerekmektedir. Mevzuda hata yapıldığından söz edebilmek için hatanın, açık olarak vergi mevzuuna girmeyen veya vergiden müstesna bulunan gelir, servet, madde, kıymet, evrak ve işlemler üzerinden vergi istenmesi veya alınmasının hukuki yorum gerektirmeksizin açıkça anlaşılması gerekmektedir.
 
Olayda, 6306 sayılı Kanun kapsamında elde edilen bağımsız bölümlerin üçüncü kişilere satışının istisna kapsamında olduğu, tapu harcına tabi tutulmasının vergi hatası içerdiği iddia edildiğine göre, uyuşmazlığın çözümü, yapılan satışların, 6306 sayılı Kanunda öngörülen amaç kapsamında yapılan bir satış olup olmadığının belirlenmesine bağlı bulunmaktadır. Bu belirleme ise anılan Kanun ve Yönetmeliğin olay tarihindeki hükümlerinin yorumlanmasını gerekli kıldığından, davada ileri sürülen istisna iddiası, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümlerinin aradığı anlamda açık bir vergi hatası değildir.
 
Bu bakımdan; vergilendirme işlemine karşı süresinde açılacak idari davada incelenebilecek söz konusu iddianın, Vergi Usul Kanununun 122 ve 124. maddelerinde açık vergi hataları için öngörülen idari başvuru yolu izlenerek tesis ettirilen işleme karşı açılan idari davada incelenmesine olanak bulunmadığından, reddedilmesi gereken davayı istemin özeti bölümünde yazılı olan gerekçeyle kabul eden mahkeme kararında isabet görülmemiştir.
 
Açıklanan nedenle, davalı idarenin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddine; aşağıda dökümü yapılan 144,45TL yargılama giderlerinin davacı üzerine bırakılmasına, davalı idarece istinaf aşamasında yapılan aşağıda dökümü gösterilen yargılama gideri ile Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir edilen 1.890,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine, posta giderine karşılık yatırılmış olan avanstan artan tutarın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 333. maddesi uyarınca Mahkemesince ilgilisine re'sen iadesine, 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca belirlenen 54,40 TL tutarındaki maktu karar harcı ile davalı idarenin harçtan muaf olması nedeniyle alınmayan 128,50 TL tutarındaki istinaf başvuru harcının anılan Kanunun 13. maddesinin (j) bendinin parantez içi hükmü uyarınca davacıdan alınması için ilgili vergi dairesine harç tahsil müzekkeresi yazılmasına; 2577 sayılı Kanunun 45. maddesinin 6. fıkrası uyarınca kesin olduğundan, işbu karara karşı temyiz yolu kapalı olmak üzere, 08/06/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy