Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/2306 Esas 2023/357 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/2306
Karar No: 2023/357
Karar Tarihi: 12.04.2023

T.C. GAZİANTEP BAM 17. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/2306 - 2023/357
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17.Hukuk Dairesi
DOSYA NO: 2022/2306
KARAR NO: 2023/357
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
BAŞKAN: .......
ÜYE:..........
ÜYE: .....
KATİP: .......
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: GAZİANTEP 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/06/2022
NUMARASI: 2020/649E., 2022/636K.
DAVACI:
VEKİLİ: Av.
DAVALILAR: 1 -
VEKİLİ: Av.
: 2 -
VEKİLLERİ: Av.
Av.
Av.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARARININ
TARİHİ: 12/04/2023
YAZIM TARİHİ : 12/04/2023
Taraf vekilleri tarafından süresinde verilen dilekçeler ile yukarıda tarih ve sayısı gösterilen mahkeme kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılması talep edildiğinden, istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda, gereği düşünüldü;
I. YARGILAMA SÜRECİ :
A.Davacı tarafın istemi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; .......... tarihinde ........... yabancı plakalı araç ile .......... plakalı aracın karıştığı kazada .......... yabancı plakalı araçta yolcu olan müvekkilinin yaralandığını, tedaviye rağmen tam iyileşemeyerek kalıcı maluliyete uğradığını, ............ plakalı aracın sigortası olmadığından davalı ........ hesabının sorumlu olduğunu, .......... plakalı aracın davalı ......... Sigorta Şirketi nezdinde sigortalı olduğunu, davalılara dava açmadan evvel yazılı olarak başvurduklarını ancak ödeme yapılmadığını, arabuluculuk görüşmelerinden de netice alınamadığını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla .......... geçici .......... sürekli iş göremezlik, .......... bakıcı gideri olmak üzere şimdilik ............ davalılara başvuru tarihinden işleyecek faiziyle birlikte davalılardan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiş, yargılama aşamasında talebini HMK'nın 107/2. maddesi gereğince ............TL olarak arttırmıştır.
B.Davalı tarafın Cevabı:
a.Davalı ............. Hesabı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının eksik evrak ile yani usulüne uygun başvuru yapmadığını, müvekkilinin kazaya ilişkin olarak herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, tazminat tutarı konusunda uzman bilirkişilere inceleme yaptırılarak hesaplanma yapılması gerektiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesinin talep etmiştir.
b.Davalı ............ Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının usulüne uygun başvuru yapmadığını, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, tazminat tutarının konusunda uzman bilirkişilere inceleme yaptırılarak hesaplanması gerektiğini, bakıcı gideri talebinin poliçe teminatı kapsamında olmadığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C.Mahkeme Kararı: Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulü ile ........... maddi tazminatın temerrüt tarihi olan ........ tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya dair istemin reddine karar verilmiştir.
II. İSTİNAF SEBEPLERİ:
A.Davacı tarafın istinafı: İstinaf başvurusunda bulunan davacı vekili dilekçesinde özetle; istiap haddinin aşılması ile kazanın oluşumu arasında illiyet bağının bulunmadığını, sürücünün ehliyetinin olmaması nedeniyle ayıca müterafik kusur indirimi yapılmasının hatalı olduğunu, bu nedenle mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
B.Davalı tarafın istinafı:
a.İstinaf başvurusunda bulunan davalı ................ Sigorta A.Ş. vekili dilekçesinde özetle; müvekkili şirket sigortalı aracın kusuru oranında sorumlu olmasına rağmen mahkemece tüm zarardan sorumlu tutulmasının hukuka aykırı olduğunu, maluliyet raporları arasındaki çelişki giderilmeden hüküm kurulduğunu, davacının ............ tarihli rapora itiraz etmemesi sebebiyle mahkeme tarafından usuli kazanılmış haklar gözetilmeden .......... tarihli rapor üzerinden hüküm kurulması hukuka aykırı olduğunu, poliçe başlangıç tarihinin ......... olmasına rağmen hükme esas alınan hesaplama yönteminin hatalı olduğunu, geçici iş görmezlikten doğan zararların ............ tarihli Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası genel şartlarının yürürlüğe girmesi ile poliçe teminatı dışına çıkarıldığını ve sorumluluğun SGK'ya geçtiğini, bu nedenle geçici iş göremezlik zararından sorumlu olmadıklarını, davacı tarafından KTK'nın 6704 sayılı yasa ile değişik 97.maddesine ve ZMSS Genel Şartlarına uygun başvuru yapılmaması nedeniyle davanın dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini, faiz başlangıcının dava tarihi olarak kabul edilmesi gerektiğini, bu nedenlerle mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
b.İstinaf başvurusunda bulunan davalı ............. vekili dilekçesinde özetle; davacı tarafından KTK'nın 6704 sayılı yasa ile değişik 97.maddesine ve ZMSS Genel Şartlarına uygun başvuru yapılmaması nedeniyle davanın dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini, faiz başlangıcının dava tarihi olarak kabul edilmesi gerektiğini, kusur tespitinin ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından yapılması gerektiğini, TRH 2010 yaşam tablosu ve 1,8 teknik faiz yöntemine göre tazminat hesabı yapılması ve davacının dava konusu kaza nedeniyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubunun gerektiğini, iki kez ıslah yapılmasının hatalı olduğunu, koruyucu ekipman takılmaması nedeniyle müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, mahkemece kısmen kabul kararı verilmesine rağmen müvekkili lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, davacının yabancı uyruklu olduğunu ve teminat yatırması gerekmesine rağmen teminat gösterilmeden açılan davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, hasar başvurusu sırasında sunulan ...............ait 2018/1111 D.iş sayılı dosyadaki sağlık kurulu raporunda maluliyetin olmadığının tespit edilmesine rağmen maluliyet oranının ATK 3. İhtisas Dairesi tarafından belirlenmediğini, hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini, kurum aleyhine arabuluculuk başvuru tarihinin temerrüt tarihi olarak belirtilmesinin hatalı olduğunu, bu nedenle mahkemece verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
III. DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Dava, trafik kazası sonucu maruz kalınan bedensel zarar nedeniyle madditazminat talebine ilişkindir.
1.Karayolları Trafik Kanunu'nun 85. maddesinde: “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” düzenlemesine; aynı yasanın 88. maddesinde ise; “Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsilen ................ torlu araçların işletilmesi neticesi üçüncü kişinin zarar görmesi durumunda o aracın işleteni, aracın sürücüsü ve varsa teşebbüs sahibinin müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, ayrıca birden fazla kişinin zararı tazmin ile yükümlü olması durumunda zarar görene karşı müteselsil sorumlu olurlar. Bu haliyle Karayolları Trafik Kanunu, trafik kazaları neticesi doğacak zarar sorumluluğunda müteselsillik esasını benimsemiştir.
Yine TBK'nın 61. maddesinde “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır” denmekle birden çok kişinin zarardan aynı sebeple ya da çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu olabileceği vurgulanmıştır. Bu durum iki veya daha çok kişinin şahsında sorumluluğun ya da herhangi bir tazminat yükümlülüğü şartlarının gerçekleşmesi halinde söz konusu olur. İşte bu tür durumlarda sorumlular hakkında müteselsil sorumluluk hükümleri uygulanacaktır.
Müteselsil sorumluluk, kanundan doğan bir sorumluluk türüdür. Müteselsil sorumluluk ilkesi gereği, araç içinde yolcu olarak bulunan davacı kazada kusursuz ise zararın tamamını isterse sorumluların tamamından isterse bir kısmından isteyebilir. Davacı, açıkça davalıların kusuru oranında sorumlu tutulmasını istemediğine göre, ilk derece mahkemesince verilen kararda bu yönüyle bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak;
2.Somut olayda kaza esnasında araç içerisinde sürücü haricinde beş kişi bulunduğu anlaşılmaktadır. Müterafik kusur indirimi yapılabilmesi için kazanın oluşumunda veya zararın artmasında istiap haddinin aşılmasının etkisi olması gerekir. Kaza tespit tutanağında ve dosya kapsamına göre kaza esnasında davacının emniyet kemerinin takılı olup olmadığına ilişkin bir belirlemenin yapılmadığı görülmüştür. Dosya içerisinde aracın yolcu taşıma kapasitesi ile ilgili ruhsat örneğine rastlanılmamıştır. Mahkemece aracın yolcu taşıma kapasitesi araştırılarak istiap haddinin aşılıp aşılmadığı ve emniyet kemerinin takılı olup olmadığı tespit edilerek, kemerin takılı olmadığının belirlenmesi halinde davacının kazadaki yaralanma şekli ile emniyet kemerinin takılı olmaması arasında uygun illiyet bağı bulunup bulunmadığı konusunda gerekirse maluliyet raporunu düzenleyen................ suretiyle sonucuna göre müterafik kusur indirimi konusunda karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle karar verilmesi hatalı olmuştur.
3..................D. İş sayılı dosyasında davacının kaza nedeniyle maluliyetinin oluşmadığı belirtilmesine rağmen, eldeki dosyada hükme esas alınan maluliyet raporunda kaza nedeniyle davacının %5.1 oranında maluliyeti bulunduğu belirtilmiş olup, her iki rapor arasındaki çelişki giderilmeksizin hüküm kurulması yerinde görülmemiştir.
4. Hukuk Muhakemeleri Kanununun 176. maddesinin ikinci fıkrasında “Aynı davada, taraflar ancak bir kez ıslah yoluna başvurabilir.” düzenlemesi yer almaktadır.
Davacı vekili dava dilekçesinde açıkça HMK 107. maddesine göre belirsiz alacak istemli dava açtığını belirtmeyerek, fazlaya ilişkin hakları saklı tutmak suretiyle kısmi dava açmış olup, .................. tarihli dilekçeler ile davasını iki defa ıslah etmiş, Mahkemece ikinci ıslah dilekçesi doğrultusunda hüküm kurulmuştur.
Şu halde Mahkemece, yukarıda belirtilen yasal düzenleme dikkate alınarak davacı vekilinin ............. tarihli ıslah dilekçesi dikkate alınarak hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde ikinci ıslah dilekçesi doğrultusunda hüküm kurulması doğru olmamıştır.
5.HMK’nın “Bilirkişi raporuna itiraz” başlıklı 281. maddesinin birinci fıkrasında “Taraflar, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilirler.” hükmü mevcuttur.
Bilirkişi raporunda itiraz edilmeyen husus, diğer taraf bakımından usuli kazanılmış hak oluşturur. Yani, bir taraf bilirkişi raporuna itiraz etmez, diğerinin itirazı (veya mahkemenin kendiliğinden gerekli görmesi) üzerine yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılır (veya aynı bilirkişiden ek rapor alınır) ve ikinci bilirkişi raporu (veya ek rapor) birinci rapora itiraz edenin daha aleyhine olursa, ilk rapora itiraz etmeyen taraf bakımından ilk bilirkişi raporu kesinleştiğinden ve bununla diğer (itiraz eden) taraf lehine usulî kazanılmış hak doğduğundan, mahkemenin ilk bilirkişi raporuna göre karar vermesi gerekir (Kuru, B., Hukuk Muhakemeleri Usulü, Ankara 2017, Cilt:3, s. 2814 vd.)
Somut olayda: dosyaya ibraz edilen 03.11.2021 havale tarihli bilirkişi raporu davacı tarafa tebliğ edilmiş, davacı taraf bu rapora itiraz etmemiş, 01.12.2021 tarihinde bu rapor doğrultusunda bedel artırım dilekçesi sunmuş ve 28.06.2022 tarihli celsede güncel asgari ücret nazara alınarak dosyanın yeniden bilirkişi heyetine tevdiini talep etmiştir. Buna göre mahkemece (kabule göre) ilk bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması gerekirken, bu hususa riayet edilmemiş olması hatalı olmuştur.
6.Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Dolayısıyla, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir. Ancak, trafik kazaları esas itibariyle haksız eylem sayılan hallerden olmakla birlikte trafik sigortasını yapan sigortacı bakımından temerrüdün bu tarihte oluştuğunun kabulü mümkün değildir. 2918 sayılı KTK'nın 99/I. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel şartları uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir.
Somut olayda, davacının dava açmadan davalı sigorta şirketine başvurmuş olup, mahkemece hükmedilen bedele arabuluculuk sürecinin başladığı tarih olan 21.10.2019 tarihinden itibaren faiz uygulanmıştır. Davalı tarafın arabuluculuk son tutanağının düzenlendiği 15.11.2019 tarihi itibari ile temerrüde düşürmüş sayılması gerekirken, mahkemece 21.10.2019 tarihi itibariyle faize hükmedilmesi de usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.
Bu nedenlerle, HMK'nın 353/1-a,6 maddesi uyarınca taraf vekillerinin istinaf başvurusunun kabulü ilemahkeme kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
IV. KARAR:
Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1.Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun kabulü ile Gaziantep 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 28/06/2022 tarih ve 2020/649E., 2022/636K. sayılı kararının HMK'nın 353/1-a,6 maddeleri gereğince KALDIRILMASINA,
2. Davanın yeniden görülmesi için dosyanın MAHALLİNE İADESİNE,
3. Taraflardan tahsil edilen istinaf karar harcının istek halinde iadesine,
4.İstinaf yargılama giderinin mahkemece yeniden verilecek kararda değerlendirilmesine,
5. Duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK'nın 353/1-a maddesi gereğince KESİN olarak oybirliğiyle karar verildi. 12/04/2023
Başkan

Üye

Üye

Katip
M.E.



Full & Egal Universal Law Academy