Erzurum Bölge İdare Mahkemesi 3. İdari Dava Dairesi 2020/56 Esas 2020/170 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 3. İdari Dava Dairesi
Esas No: 2020/56
Karar No: 2020/170
Karar Tarihi: 02.06.2020



(2577 S. K. m. 2, 14, 15, 45)

İSTEMİN ÖZETİ: Davacının Van Yüzüncü Yıl Üniversitesinde öğretim üyesi olarak görev yaptığı dönemde yürütücülüğünü yaptığı "Gıda Mühendisliği Eğitiminde Staj Uygulamalarının Etkinliğinin Araştırılması" isimli projenin iptal edilmesi üzerine, projeye ilişkin olarak birim hesabından harcanan tutarın iadesi istemiyle Van İcra Müdürlüğünün 2018/12565 Sayılı dosyasında başlatılan ilamsız icra takibinin kaldırılması ve projenin kapatılması istemiyle yaptığı başvurunun reddine yönelik Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Senatosunun 11/03/2019 tarih ve 2019/5 Sayılı kararı ile Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Yönetim Kurulunun 11/03/2019 tarih ve 2019/8 Sayılı kararının iptali istemiyle açılan davada, "Her ne kadar, dava konusu başvuruda davacı tarafından projenin kapatılması isteminde bulunulmuş ise de, yapılan başvurunun ve dava konusu başvurunun özü itibariyle, davacının yürüttüğü projeye yönelik yapılan 12.358,46.-TL tutarındaki harcama nedeniyle Van İcra Dairesi'nin 17.05.2018 tarih ve 2018/12565 Sayılı dosyasında başlatılan ilamsız icra takibine itiraz mahiyetinde olduğu, dolayısıyla esas icrai sonuç doğurma kabiliyeti olan ve davacı tarafından menfaatini etkileyen işlemin Van İcra Dairesi'nin 2018/12565 Sayılı dosyasında başlatılan ilamsız icra takibi yapılmasına ilişkin işlem olduğu anlaşılmaktadır. Bu anlatımlar ve kabuller ışığında, ilgili yasal düzenlemeler incelendiğinde; incelenen uyuşmazlıkta borçlu konumundaki davacının, 62. maddeye göre itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçeyle veya sözlü olarak icra dairesine bildirmesi gerektiği, itiraz nedeniyle takibin durması üzerine alacaklı idareye, itirazın iptali için Yasada iki yola başvurma olanağı tanınmış olup, bunlardan birincisi, 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak, ikincisi ise 68, ek 68/a ve ek 68/b maddelerine göre tetkik merciinden itirazın kaldırılmasını istemektir. Bu durumda, 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinde, idari dava türleri; idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları ve tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olarak sayılmış olup, proje kapsamında ödendiği öne sürülen meblağın tahsili için İcra ve İflas Kanunu hükümlerine göre başlatılan ilamsız takibin adli yargı düzeni içinde yer alan icra dairesince yapıldığı gibi kamu gücüne dayalı olarak ve idari usul ve esaslara göre re'sen ve tek yanlı biçimde tesis edildiğinden söz etme olanağı da bulunmadığından, icra takibinin kaldırılmasına karar verilmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine yönelik işlemlere karşı açılan davanın görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır." gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar veren Van 1. İdare Mahkemesi'nin 24/10/2019 tarih ve E:2019/800, K:2019/1760 Sayılı kararının; hukuka aykırı olduğu, mahkeme kararında uyuşmazlığın kamu gücüne dayanmadığı belirtilmekte ise de bu durumun gerçeği yansıtmadığı, dava konusu işlemin idari bir işlem olduğu ve idari yargının görev alanına girdiği, yönergeye aykırı olarak bilgilendirme yapılmadan ve cevap için yasal süre verilmeden tesis edilen işlemin iptali için dava açıldığı, yönetmeliğin aksine davacıya hiçbir yasal uyarı yapılmadığı, işlemlerin durdurulmadığı ve hukuksuz olarak projenin tamamen iptal edildiği, davacıya hiçbir uyarı yapılmadan, projenin hangi safhada olduğu dahi sorulmadan ve gerekçe gösterilmeden projenin iptaline karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, icra takibinin dayanağının idari bir işlem olduğu ve söz konusu idari işlemin hukuka aykırı olduğu öne sürülerek 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesi uyarınca incelenerek kaldırılması istenilmektedir.
 
SAVUNMANIN ÖZETİ: Yerel mahkemenin kararının hukuka uygun ve yerinde olduğu, davacı hakkında bir icra takibi başlatıldığı, davacının icra takibi neticesinde itiraz ederek zaten takibi durdurduğu, davacının itirazının kaldırılmasını yani projenin iptali sebebiyle davacının ödemekle karşı karşıya kaldığı meblağın tartışmasını bu aşamadan sonra adli yargı mercilerinin gerçekleştireceği, davacının icraya itiraz ile yetinmediği ve davalı idareye de iptal kararının ve icranın kaldırılması için başvuru yaptığı, başvurusunun dava konusu işlem ile reddedildiği, devam eden bir süreç halihazırda var iken davacının idari yargıda dava açmasında hiçbir hukuki yarar olmadığı, zira her iki davanın sonuçları bakımından davacıyı ilgilendiren kısmının aynı olduğu, bu nedenle davanın görev yönünden reddi gerektiği, usule dair itirazlar kabul görmese bile davanın esastan reddi gerektiği iddialarıyla istinaf başvurusunun reddi gerektiği savunulmaktadır.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Karar veren Erzurum Bölge İdare Mahkemesi 3. İdari Dava Dairesince işin gereği görüşüldü:
 
KARAR: 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 14. maddesinin 3. fıkrasının (a) bendinde; dava dilekçelerinin görev ve yetki yönünden ilk incelemeye tabi tutulacağı, 15. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde ise; adli yargının görevli olduğu konularda açılan davaların reddine karar verileceği kurala bağlanmıştır.
 
Dosyanın incelenmesinden; Van Yüzüncü Yıl Üniversitesinde öğretim üyesi olarak görev yapan davacının kamu görevinden çıkarılmasının akabinde, görev yaptığı dönemde yürütücülüğünü yaptığı "Gıda Mühendisliği Eğitiminde Staj Uygulamalarının Etkinliğinin Araştırılması" isimli projenin idarece iptal edildiği, bu karar üzerine projeye ilişkin olarak birim hesabından harcanan tutarın iadesi istemiyle Van İcra Müdürlüğünün 2018/12565 Sayılı dosyasında davalı idarece davacı aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığı, davacının icra dairesi nezdinde yaptığı itiraz üzerine bu icra takibinin durduğu ve bu icra takibine dair sürecin adli yargı nezdinde devam ettiği, sonrasında davacının yapılan bu ilamsız icra takibinin kaldırılması ve projenin kapatılması istemiyle yaptığı başvurunun davalı idarece reddi üzerine, bu taleplerin reddine dair işlemlerin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
 
Uyuşmazlıkta; dava konusunun iki yönünün olduğu, bunlardan birinin projenin kapatılması isteminin reddi, diğerinin ise yapılan ilamsız icra takibinin kaldırılması isteminin reddi olduğu, bu nedenle iki ayrı yönden ayrı ayrı değerlendirme yapılması gerektiği açıktır.
 
Birinci husus olan dava konusu işlemlerin projenin kapatılması isteminin reddine dair kısımları yönünden değerlendirme yapıldığında;
 
Her ne kadar Mahkemenin istinaf istemine konu kararında; "dava konusu başvuruda davacı tarafından projenin kapatılması isteminde bulunulmuş ise de, yapılan başvurunun ve dava konusu başvurunun özü itibariyle, davacının yürüttüğü projeye yönelik yapılan 12.358,46.-TL tutarındaki harcama nedeniyle Van İcra Dairesi'nin 17.05.2018 tarih ve 2018/12565 Sayılı dosyasında başlatılan ilamsız icra takibine itiraz mahiyetinde olduğu, dolayısıyla esas icrai sonuç doğurma kabiliyeti olan ve davacı tarafından menfaatini etkileyen işlemin Van İcra Dairesi'nin 2018/12565 Sayılı dosyasında başlatılan ilamsız icra takibi yapılmasına ilişkin işlem olduğu" şeklinde bir değerlendirmede bulunulduğu ve bu gerekçeyle dava konusu işlemlerin projenin kapatılması isteminin reddine dair kısımlarının görmezden gelinmesi suretiyle karar verildiği görülmekte ise de, Mahkemece yapılan bu değerlendirmenin hukuki isabet taşımadığı, çünkü Mahkemenin yaptığı bu değerlendirmenin aksine bakılan davanın asıl unsurunun projenin kapatılması isteminin reddedilmesi olduğu, davacının bakılan davada projenin kapatılması talebinin reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu ispatlamak suretiyle aleyhinde yürütülen icra takibini dayanaksız bırakmayı amaçladığı, dolayısıyla Mahkemenin yaptığı gibi uyuşmazlığın bu yönünün ikincil vasıfta değerlendirilerek görmezden gelinmesinin hukuka aykırı olacağı, uyuşmazlığın bu yönünün idari bir talep olan projenin kapatılması isteminin reddine dair işlemlerin iptali istemi olduğu ve bu nedenle idari yargının görevinde bulunduğu sonucuna varılmaktadır.
 
İkinci husus olan dava konusu işlemlerin yapılan ilamsız icra takibinin kaldırılması isteminin reddine dair kısımları yönünden değerlendirme yapıldığında ise;
 
Her ne kadar Mahkemenin istinaf istemine konu kararında davanın bu kısmı icra takibine itiraz mahiyetinde değerlendirilerek icra mevzuatı kapsamında adli yargının görevli olduğuna hükmedilmiş ise de, davanın bu kısmının tipik anlamda icra takibine itiraz mahiyeti taşımadığı, çünkü talebin icra dairesine değil takibi yapan sıfatını taşıyan davalı idareye yöneltildiği ve davalı idarenin cevabı üzerine bu cevabi işlemin iptali istemiyle dava açıldığı, davacının zaten ayrıca icra dairesi nezdinde takibe itiraz ettiği, bu nedenle Mahkemenin davanın bu kısmının görev yönünden reddine dair değerlendirmelerinde de hukuki isabet bulunmadığı, fakat; uyuşmazlığın bu kısmının idari yargı yerinde yine de incelenemeyeceği, çünkü davalı idareye yöneltilen ilamsız icra takibinin kaldırılması isteminin idare hukukuna yönelik bir istem olmadığı, bu yüzden dava konusu işlemlerin yapılan ilamsız icra takibinin kaldırılması isteminin reddine dair kısımlarının idari davaya konu olabilecek bir işlem niteliğinde olmadığı sonucuna varılmaktadır.
 
Bu durumda; Mahkemece dava konusu işlemlerin projenin kapatılması isteminin reddine dair kısımları yönünden uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi ve dava konusu işlemlerin yapılan ilamsız icra takibinin kaldırılması isteminin reddine dair kısımları yönünden ise idari davaya konu olabilecek bir işlem niteliğinde olmaması sebebiyle davanın incelenmeksizin reddine karar verilmesi gerekirken, davanın görev yönünden reddine karar verilmesinde hukuki isabet bulunmamaktadır.
 
Sonuç: Açıklanan nedenlerle; istinaf başvurusunun kabulüyle Van 1. İdare Mahkemesi'nin 24/10/2019 tarih ve E:2019/800, K:2019/1760 Sayılı kararının kaldırılmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, yargılama giderleri hakkında Mahkemece yapılacak yargılama neticesinde bir karar verileceğinden bu aşamada hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına, 2577 Sayılı Kanun'un 45/5. maddesi uyarınca kesin olarak, 02/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy