Erzurum Bölge İdare Mahkemesi 3. İdari Dava Dairesi 2018/703 Esas 2020/188 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 3. İdari Dava Dairesi
Esas No: 2018/703
Karar No: 2020/188
Karar Tarihi: 02.06.2020



(2709 S. K. m. 35) (3194 S. K. m. 18) (2981 S. K. Ek m. 1) (2577 S. K. m. 45)
 
İSTEMİN ÖZETİ: Davacı tarafından, maliki olduğu Iğdır ili, Merkez, ..... Mahallesi, 2137 ada, 7 parsel sayılı taşınmazı kapsayan alanda 3194 Sayılı İmar Kanunu'nun 18. maddesine ve 2981 Sayılı Kanun'un Ek 1. maddesine dayanılarak imar uygulaması (parselasyon) yapılmasına yönelik 02/06/2016 tarih ve 197 Sayılı Iğdır Belediye Encümeni kararının iptali istemiyle açılan davada, "Bu durumda, dava dosyasında yer alan bilgi ve belgeler ile bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesinden; dava konusu Iğdır ili, Merkez, ..... Mahallesi, 2137 ada, 7 parsel sayılı taşınmazın tapu kayıtlarına göre mevcut halinin 430,76 m2 ve iptal edilen 2005 tarihli uygulamada davacının taşınmazından yapılan DOP kesintisinin oranının %27 olduğu, söz konusu %27 oranının iadesi halinde taşınmazın 590,08 m2 olacağı, dolayısıyla %25 DOP ve %12 KOP kesintisi halinde 439,86 m2'nin davacı adına tahsis edilmesi gerektiği, buna karşın davacının taşınmazından 129,40 m2 mükerrer kesinti yapıldığı, diğer yandan, uygulama öncesinde davacı söz konusu taşınmazda tek başına malik iken, bahse konu uygulama işlemi ile üzerinde 3 katlı yapı bulunan taşınmazda başka bir şahıs ile hisseli hale geldiği, teknik olarak davacı adına tek başına taşınmaz verilmesi mümkün iken hisseli hale getirildiği, dolayısıyla dava konusu parselasyon işleminin; 3194 Sayılı İmar Kanunu'nun 18. maddesi ve bu Kanuna dayalı olarak çıkarılan Yönetmelikte öngörülen ilke ve kurallara aykırı olduğu sonucuna varıldığından, 02/06/2016 tarih ve 197 Sayılı Iğdır Belediyesi Encümen işleminde mevzuata ve hukuka uyarlık bulunmamaktadır." gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar veren Erzurum 2. İdare Mahkemesi'nin 26/10/2017 tarih ve E:2016/2433, K:2017/3214 Sayılı kararının; idarenin kadastral/kök parsele dönerek mahkeme kararına istinaden yeni bir imar uygulaması (parselasyon) yaptığı, kapanan kadastral yollardan ihdasen oluşan taşınmazdan 2137 ada 7 parsele DOP kesintisi sonrası 129,41 m² hisse verildiği, yoldan ihdasen belediye adına tescil edilen parsellerin idari yargı kararı gereği yol olarak geri terk edildiği, yeni uygulamada DOP:0,2507808 ve KOP:0,0012322 şeklinde olduğu, uygulamaya giren bütün parsellerin hisseleri oranında kesintiler yapıldığı, buna göre DOP ve KOP kesintileri yapıldıktan sonra davacının 309.94 m²'lik hissesinin kaldığı, yeni oluşan 2559 ada 7 numaralı parselin 416,55 m² olarak oluşturulduğu ve eski 2137 ada 7 numaralı parselin olduğu alandan verildiği, parsel içerisinde ev bulunduğundan evin korunması için dışarıdan 154 ada 84 numaralı parselden 106.61 m² hissedar edildiği, bilirkişi raporunda yoldan ihdasen daha evvel edinilen hissenin yeni yapılan imar uygulaması ile tekrar yola verilmesinin kesinti olarak görüldüğü ve mükerrer DOP kesildiği sonucuna varıldığı, ancak böyle bir hususun söz konusu olmadığı, geri dönüşüm cetveli incelendiğinde kesintinin kaynağının yoldan ihdasen elde edilen kısım olduğunun açıkça görüleceği, bu nedenle mükerrer DOP kesildiği konusunda yapılan tespitin yanlış olduğu, geri dönüşüm cetveli incelenmeden değerlendirme yapıldığı, hissesiz olarak tek parsel verildiğinde parselin içindeki yapının yan cepheleri ile pencerelerinin kapanacağı ve binanın kullanımının kısıtlanacağı, bilirkişi heyetinin bu hususu göz ardı ettiği öne sürülerek 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesi uyarınca incelenerek kaldırılması istenilmektedir.
 
SAVUNMANIN ÖZETİ: İstinaf aşamasında savunma dilekçesi verilmemiştir.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Karar veren Erzurum Bölge İdare Mahkemesi 3. İdari Dava Dairesince işin gereği görüşüldü:
 
KARAR: Anayasamızın 'Mülkiyet hakkı' başlıklı 35. maddesinin 1. fıkrasında herkesin mülkiyet ve miras haklarına sahip olduğu düzenerek mülkiyet hakkı Anayasal haklar arasında sayılmıştır.
 
Dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan haliyle 3194 Sayılı İmar Kanunu'nun 18. maddesinde; "İmar hududu içinde bulunan binalı veya binasız arsa ve arazileri malikleri veya diğer hak sahiplerinin muvafakatı aranmaksızın, birbirleri ile, yol fazlaları ile, kamu kurumlarına veya belediyelere ait bulunan yerlerle birleştirmeye, bunları yeniden imar planına uygun ada veya parsellere ayırmaya, müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya ve re'sen tescil işlemlerini yaptırmaya belediyeler yetkilidir. Sözü edilen yerler belediye ve mücavir alan dışında ise yukarıda belirtilen yetkiler valilikçe kullanılır. Belediyeler veya valiliklerce düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların dağıtımı sırasında bunların yüzölçümlerinden yeteri kadar saha, düzenleme dolayısıyla meydana gelen değer artışları karşılığında 'düzenleme ortaklık payı' olarak düşülebilir. Ancak, bu maddeye göre alınacak düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların düzenlemeden önceki yüzölçümlerinin yüzde kırkını geçemez. Düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tâbi tutulan yerlerin ihtiyacı olan Milli Eğitim Bakanlığına bağlı ilk ve ortaöğretim kurumları, yol, meydan, park, otopark, çocuk bahçesi, yeşil saha, ibadet yeri ve karakol gibi umumî hizmetlerden ve bu hizmetlerle ilgili tesislerden başka maksatlarla kullanılamaz. Düzenleme ortaklık paylarının toplamı, yukarıdaki fıkrada sözü geçen umumi hizmetler için, yeniden ayrılması gereken yerlerin alanları toplamından az olduğu takdirde, eksik kalan miktar belediye veya valilikçe kamulaştırma yolu ile tamamlanır. Herhangi bir parselden bir miktar sahanın kamulaştırılmasının gerekmesi halinde düzenleme ortaklık payı, kamulaştırmadan arta kalan saha üzerinden ayrılır. Bu fıkra hükümlerine göre, herhangi bir parselden bir defadan fazla düzenleme ortaklık payı alınmaz. Ancak, bu hüküm o parselde imar planı ile yeniden bir düzenleme yapılmasına mani teşkil etmez. ..." hükmü, 2981 Sayılı Kanun'a 3290 Sayılı Kanun ile eklenen Ek-1. maddede; "İmar planı olan yerlerde, 9/5/1985 tarih ve 3194 Sayılı İmar Kanununun 18. maddesi gereğince arsa ve arazi düzenlemelerinde, binalı veya binasız arsa ve arazilere bu Kanundan önce özel parselasyona dayalı veya hisse karşılığı satın alınan yerler dikkate alınarak müstakil, hisseli parselleri veya üzerinde yapılacak binaların daire miktarları gözönünde bulundurularak kat mülkiyeti esasına göre arsa paylarını sahipleri adlarına re'sen tecsil ettirmeye valilik veya belediyeler yetkilidir." hükmü yer almaktadır.
 
Dava dosyasının incelenmesinden; davacının maliki olduğu Iğdır ili, Merkez, ..... Mahallesi, 2137 ada, 7 parsel sayılı taşınmazı kapsayan alanda evvelce yapılan imar uygulamasının Mahkeme kararı ile iptali üzerine, 3194 Sayılı İmar Kanunu'nun 18. maddesine ve 2981 Sayılı Kanun'un Ek 1. maddesine dayanılarak aynı alanda geri dönüşüm ve yeniden uygulama yapılmasına yönelik dava konusu 02/06/2016 tarih ve 197 Sayılı Iğdır Belediye Encümeni kararının alındığı, bu kararın iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
 
Uyuşmazlıkta; evvelce yapılan imar uygulaması neticesinde oluşan Iğdır ili, Merkez, ..... Mahallesi, 2137 ada, 7 parselin 1679/2400 hissesinin davacının ve 721/2400 hissesinin Iğdır Belediyesinin mülkiyetinde olduğu, bilahare dava konusu uygulama yapılmadan önce taşınmazdaki belediye hissesinin 12/11/2007 tarihinde davacı tarafından satın alındığı ve parsele davacının tam hisseyle malik olduğu, yapılan imar uygulamasının Mahkeme kararı ile iptali üzerine dava konusu encümen kararıyla yapılan geri dönüşüm ve yeniden uygulama neticesinde taşınmazın ilk halinde mevcut olan belediye hissesinin yoldan ihdasen oluştuğu ve bunun Mahkemece hukuka uygun bulunmadığı gerekçe gösterilerek tekrar yola terk edildiği, bu suretle yeniden yapılan dava konusu imar uygulamasında davacının belediyeden satın aldığı ve mülkiyetine kattığı hisse gözetilmeden sadece satın alma işleminden önceki payının başka bir şahısla hisselendirilmesi suretiyle yer verildiği, bu durumun davacının belediyeden satın aldığı mülkiyet payı kadar mülkiyet hakkının ihlaline neden olduğu, kısacası davacının belediyeden satın aldığı kısmın geri dönüşümle beraber elinden alındığı görülmektedir.
 
Bu durumda; davacı tarafından belediyeden satın alınması sonrasında davacıya ait hale gelen bu payın da yeni uygulamada göz önüne alınarak davacının mülkiyetinde bulunan taşınmazın tamamı karşılığında davacıya müstakil parsel verilmesi mümkün iken bunun yapılmamasının dağıtım ilkelerine aykırı olduğu, davalı belediyenin imar parsellerini oluştururken düzenlemeyle oluşacak imar parsellerinin mümkün mertebe aynı yerdeki veya yakınındaki eski parsellere tahsisini sağlamakla, plan ve mevzuata göre korunması mümkün olan yapıları tam ve hissesiz bir imar parseline intibak ettirmekle ve Anayasal bir hak olan mülkiyet hakkına saygı duymakla yükümlü olduğu halde, evvelce satışı yapılan ve özel mülkiyette bulunan mülkiyet payı göz önüne alınmayarak davacı adına tapulu olan taşınmazın direkt olarak yola terk edilmesi ve söz konusu alan göz önüne alınarak tam ve hissesiz bir parsel verilebilecek iken davacının başkası ile hisselendirilmesi suretiyle yapılan dava konusu imar uygulaması işleminde hukuka uygunluk, istinaf istemine konu Mahkeme kararında ise sonucu itibariyle hukuki isabetsizlik bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
 
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle; 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesine göre yapılan inceleme sonucunda, mezkur kararın sonucu itibariyle usul ve hukuka uygun olduğu ve kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığı anlaşıldığından, istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen gerekçeyle reddine, aşağıda dökümü yapılan 145,35.-TL yargılama giderinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, istinaf aşamasında davacının yatırdığı posta avansından harcanan 14,00.-TL'nin davalı idare tarafından davacıya ödenmesine, davalı idare tarafından fazladan yatırılan 35,90.-TL karar harcının istemi halinde davalı idareye iadesine, posta gideri avansından artan miktarın talep edilmesi halinde derhal, talep edilmemesi halinde ise kararın kesinleşmesinden sonra re'sen Mahkemesi'nce yatıranlara iadesine, 2577 Sayılı Kanun'un 46. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 30 gün içinde Danıştaya temyiz yolu açık olmak üzere, 02/06/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy