Erzurum Bölge İdare Mahkemesi 3. İdari Dava Dairesi 2018/569 Esas 2020/329 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 3. İdari Dava Dairesi
Esas No: 2018/569
Karar No: 2020/329
Karar Tarihi: 17.06.2020



(3194 S. K. m. 5, 32, 42) (2577 S. K. m. 45)
 
İSTEMLERİN ÖZETİ: Ağrı ili, Patnos ilçesi, Atatürk Mahallesi, Nebiler Caddesi No:3 adresinde bulunan baz istasyonunun ruhsatsız olarak yapıldığından bahisle 3194 Sayılı İmar Kanunu'nun 32. maddesi hükümlerinin uygulanmasına ve davacının anılan Kanun'un 42. maddesi uyarınca 17.223,16.-TL idari para cezası ile cezalandırılmasına yönelik Patnos Belediye Encümeni'nin 30.05.2017 tarih ve 108 Sayılı kararı ile dayanağı olan 13.04.2017 tarihli yapı tatil zaptının iptali istemiyle açılan davada, "Davanın 13.04.2017 tarihli yapı tatil tutanağının iptali istemine ilişkin kısmı yönünden incelenmesinden; 3194 Sayılı Kanun'un anılan 32. maddesine göre, ruhsatsız yapıya ilişkin olarak tutulan yapı tatil zaptının yapı yerine asılması ve bir nüshasının da muhtara bırakılmasıyla tebliğ edilmiş sayılacağı ve ilgilinin bu tebligattan itibaren bir aylık süre içinde yapısını ruhsata uygun hale getirecek veya ruhsat alarak mührün kaldırılmasını isteyebileceği, anılan bir aylık süre içinde ruhsat alınmaz veya yapı ruhsata uygun hale getirilmediği takdirde belediye encümenince yapının yıkımı yönünde kararının alınabileceği sonucuna varılmaktadır. Uyuşmazlık konusu olayda, dava konusu baz istasyonunun 3194 Sayılı Kanun'un 5. maddesinde tanımlanan yapı niteliğinde olduğu, dolayısıyla yapı ruhsatı alınmaksızın inşa edilemeyeceği, yapılan denetimler sonucu hazırlanan yapı tatil tutanağında Yasanın aradığı gerekli şekil şartlarına yer verildiği, yapı tatil tutanağının bir örneği yapı yerine asılmak bir örneği de mahalle muhtarına tebliğ edilmek suretiyle usulüne uygun tebligatın yapıldığı görüldüğünden, ruhsatsız olarak inşa edilen yapıya ilişkin olarak düzenlenen yapı tatil tutanağında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Davanın 30.05.2017 tarih ve 108 Sayılı Patnos Belediyesi Encümeni kararının, 3194 Sayılı Kanun'un 42. maddesi uyarınca yapılan değerlendirme sonucu asgari ceza tutarı dikkate alınarak belirlenen 820,63 TL para cezası uygulanmasına ilişkin kısmı yönünden incelenmesinden; Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; dava konusu taşınmaz üzerinde ruhsatsız olarak baz istasyonu kurulduğuna ilişkin davalı idare görevlileri tarafından 13.04.2017 tarihinde yapı tatil tutanağı tanzim edildiği, tutanakta bahse konu adreste 2.30x2.30 ebatlarındaki baz istasyonun kaçak olarak yapıldığı tespitine yer verildiği görülmekte olup, 3194 Sayılı Kanun'un 5. maddesinde tanımlanan yapı niteliğinde olan işbu taşınmazın yapı ruhsatı alınmaksızın inşa edilemeyeceği hususu dikkate alındığında, ruhsatsız yapıldığı ve çevre kirliliğine sebebiyet verdiği açık olup, 2017 yılı için belirlenen yeniden değerleme oranı uyarınca, bahse konu ruhsatsız yapıya ilişkin olarak alt sınırdan idari para cezası uygulanmasına yönelik işlemin bu kısmında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Davanın 30.05.2017 tarih ve 108 Sayılı Patnos Belediyesi Encümeni kararının, çevre ve sağlık şartlarına aykırı olduğundan 6.565,01 TL, can ve mal emniyetini tehdit ettiğinden bahisle 9.847,52 TL para cezası uygulanmasına ilişkin kısmı yönünden incelenmesinden; Dava konusu işlemin incelenmesinden; davalı idare tarafından bahse konu imar para cezalarının 3194 Sayılı Kanun'un 42. maddesinin 4. fıkrası uyarınca tesis edildiği belirtilmiş ise de, işbu para cezalarının aynı Kanunun 42. maddenin 3. fıkrası uyarınca yapılan değerlendirme sonucunda tesis edildiği anlaşıldığından, dava konusu işlemin belirtilen fıkra hükmü uyarınca değerlendirilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. 3194 Sayılı İmar Kanunun 42. maddesinin 3. fıkrasının, bu Kanunun 32. maddesindeki mükellefiyetlerin yerine getirilmemesini, yani bir ay içinde ruhsat alınmaması ya da yapının ruhsata uygun hale getirilmemesi fiilinin cezalandırıldığı, yapı sahibine yükümlülüklerini yerine getirmek üzere bir ayı geçmemek koşulu ile bir süre verilmesi durumunda, bu sürenin; herhangi bir süre verilmemesi halinde ise tesbit tarihinden itibaren bir aylık sürenin sonunda ancak anılan madde uyarınca para cezası verilebileceği düzenlenmektedir.
 
Uyuşmazlık konusu olayda, dava konusu işleme dayanak teşkil eden 13.04.2017 tarihli yapı tatil tutanağının incelenmesinden; bahse konu yapının çevre ve sağlık şartlarına aykırı olduğu hususu ile can ve mal emniyetini tehdit ettiği hususuna ilişkin olarak somut herhangi bir tespite yer verilmediğinin görülmesi karşısında, dava konusu işlemin bu kısmında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşılmaktadır." gerekçesiyle "davanın, dava konusu imar para cezasının çevre ve sağlık şartlarına aykırı olduğundan bahisle verilen 6.565,01 TL'lik kısmı ile can ve mal emniyetini tehdit ettiğinden bahisle verilen 9.847,52 TL'lik idari para cezası kısmı yönünden iptaline, ruhsatsız yapıldığı ve çevre kirliliğine sebebiyet verdiğinden bahisle verilen 820,63.-TL'lik idari para cezası kısmı ile 13.04.2017 tarihli yapı tatil tutanağının iptaline ilişkin talep yönünden ise reddine" karar veren Erzurum 1. İdare Mahkemesi'nin 30/03/2018 tarih ve E:2017/2155, K:2018/747 Sayılı kararının; davacı tarafından; usul ve yasaya aykırı olduğu, 3 Temmuz 2017 tarih ve 30113 Sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği'nin 62. maddesinde baz istasyonlarına ruhsat alınmayacağının açıkça hükme bağlandığı, lehe kanunların geçmişe yürürlük ilkesi ve güncel içtihatlar gereğince dava konusu idari işlemlerin iptali gerektiği, elektronik haberleşme sistemlerinin İmar Kanunu'nun 5. maddesine göre yapı olmadığı, belediye yazısı ve ilgili yazıya dayanak işlem olan encümen kararının incelenmesinden hangi usul izlenerek hesaplama yapıldığının anlaşılamadığı, soyut hesaplama yolu ile işlem tesis edilerek para cezasının belirlendiği, davalı idare tarafından ise; eksik inceleme ile hüküm tesis edildiği, kaçak yapı yapan kişinin kendisine tanınan bir aylık süre içerisinde ilgili belediye veya valilikten yapı ruhsatı alarak ya da ruhsata aykırılıkları gidererek mührün kaldırılmasını istemesi gerektiği öne sürülerek 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesi uyarınca incelenerek aleyhlerine olan kısımlar yönünden kaldırılması istenilmektedir.
 
SAVUNMALARIN ÖZETİ: Taraflarca istinaf aşamasında savunma verilmemiştir.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Karar veren Erzurum Bölge İdare Mahkemesi 3. İdari Dava Dairesince işin gereği görüşüldü:
 
KARAR: Davacı tarafın Mahkeme kararının redde yönelik kısmına yaptığı istinaf başvurusu yönünden;
 
2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesine göre yapılan inceleme sonucunda, istinaf istemine konu Mahkeme kararının davanın reddine yönelik kısmının usul ve hukuka uygun olup kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığı anlaşıldığından, davacı tarafın bu kısma yönelik istinaf başvurusunun reddi gerektiği sonucuna varılmıştır.
 
Öte yandan; istinaf istemine konu Mahkeme kararının davanın özeti kısmında dava konusu encümen kararının yapı hakkında 3194 Sayılı İmar Kanunu'nun 32. maddesi hükümlerinin uygulanmasına dair kısmının da açıkça yazıldığı ve dava konusu istemin doğru şekilde kurgulandığı görülmekte olup, her ne kadar Mahkeme kararının gerekçe ve sonuç kısımlarında istemin bu kısmı açıkça yazılmamış ise de, Mahkeme kararının davanın reddine yönelik kısmının bu istemi de kapsadığının açık olduğu ve kararda eksik hüküm bulunmadığı sonucuna varılarak, bu açıklamanın yazılması suretiyle söz konusu husus kaldırma sebebi olarak değerlendirilmemiştir.
 
Davalı idarenin Mahkeme kararının iptale yönelik kısmına yaptığı istinaf başvurusu yönünden ise;
 
3194 Sayılı İmar Kanunu'nun 42. maddesinin üçüncü fıkrasında; "18, 28, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 40 ve 41. maddelerde belirtilen mükellefiyetleri yerine getirmeyen veya bu maddelere aykırı davranan yapı veya parsel sahibine, harita, plan, etüt ve proje müelliflerine, fenni mesullere, yapı müteahhidine ve şantiye şefine, ilgisine göre ayrı ayrı olmak üzere ikibin Türk Lirası, bu fiillerin çevre ve sağlık şartlarına aykırı olması halinde dörtbin Türk Lirası, can ve mal emniyetini tehdit etmesi halinde altıbin Türk Lirası idari para cezası verilir." hükmüne yer verilmiştir.
 
Bakılan uyuşmazlıkta; her ne kadar dava konusu encümen kararında 3194 Sayılı Kanun'un 42. maddesinin 4. fıkrası uyarınca işlem tesis edildiği belirtilmiş ise de, işlemin 3194 Sayılı Kanun'un 42. maddenin 3. fıkrası uyarınca yapılan değerlendirme sonucunda tesis edildiği anlaşıldığından hukuki irdelemenin bu hükme göre yapılması gerektiği açık olup, bu hüküm uyarınca verilen idari para cezalarının davacının Kanunun 32. maddesindeki mükellefiyetlerini yerine getirmemesi, yani bir ay içinde ruhsat almaması ya da yapıyı ruhsata uygun hale getirmemesi fiilinden ötürü verildiği görülmektedir.
 
Yukarıda aktarılan 3194 Sayılı Kanun'un 42. maddesinin 3. fıkrası uyarınca yapı sahibine Kanunun 32. maddesindeki mükellefiyetlerini yerine getirmemesi, yani bir ay içinde ruhsat almaması ya da yapıyı ruhsata uygun hale getirmemesi fiilinden ötürü ikinci bir ceza verilebilmesi için bu yönde yapılmış ikinci bir tespitin olması gerektiği, başka bir deyişle ilk yapı tatil tutanağı ile tespit edilen imara aykırı hususların giderilmesi için verilen sürenin sonunda idarece yeniden yerinde bir inceleme yapılması ve yapılan bu ikinci incelemede imara aykırılığın devam ettiğinin tespit edilmesi halinde 3194 Sayılı Kanun'un 42. maddesinin 3. fıkrası uyarınca yapı sahibine Kanunun 32. maddesindeki mükellefiyetlerini yerine getirmemesi, yani bir ay içinde ruhsat almaması ya da yapıyı ruhsata uygun hale getirmemesi fiilinden ötürü ceza verilmesi gerekmektedir.
 
Olayda; ilk yapı tatil tutanağı ile tespit edilen imara aykırı hususların giderilmesi için verilen sürenin sonunda idarece yeniden yerinde bir tespit yapılmadan doğrudan aykırılıkların giderilmediği kabulünden hareketle ikinci bir cezalandırma yapıldığı görülmekte olup, dava konusu işlemin bu kısmında bu yönden hukuka uygunluk, Mahkemenin istinaf istemine konu kararının iptale yönelik kısmında ise sonucu itibariyle hukuki isabetsizlik bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
 
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, davacının istinaf başvurusunun reddine, davalı idarenin istinaf başvurusunun ise yukarıda belirtilen gerekçeyle reddine, aşağıda ayrı ayrı dökümü yapılan istinaf yargılama giderlerinin istemde bulunanlar üzerinde bırakılmasına, posta gideri avansından artan miktarın Mahkemesince re'sen yatıranlara iadesine, 2577 Sayılı Kanun'un 45/6. maddesi uyarınca kesin olarak, 17/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy