Erzurum Bölge İdare Mahkemesi 3. İdari Dava Dairesi 2018/1655 Esas 2020/243 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 3. İdari Dava Dairesi
Esas No: 2018/1655
Karar No: 2020/243
Karar Tarihi: 09.06.2020



(2577 S. K. m. 2, 14, 15, 45) (5018 S. K. m. 71) (Kamu Zararlarının Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik m. 7, 10, 12)

İSTEMİN ÖZETİ: Van Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü tarafından düzenlenen Toplum Yararına Program(TYP) kapsamında Ahlat İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünde 6 ay 18 gün (15.10.2015 - 03.05.2016 tarihleri arasında) çalışan davacının, çalıştığı dönemde emekli aylığı aldığı için Toplum Yararına Program(TYP) katılım şartlarını sağlamadığı halde programdan faydalandığından bahisle TYP kapsamında çalışılan dönemde yapılan ücret ödemesi ve yasal faizinin toplamı olan 12.486,66 TL tutarın davacı tarafından iade edilmesi talebine ilişkin Türkiye İş Kurumu Van Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü'nün 08.06.2016 tarih ve 44336168-300-1196 Sayılı işleminin iptali istemiyle açılan davada, "Uyuşmazlık söz konusu Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu kararı muvacehesinde değerlendirildiğinde, davacıya yapılan ödemelerin açık hata kapsamında değerlendirilmesine hukuken olanak bulunmadığı gibi ödemenin yapılmasında davacının gerçek dışı beyanı ya da hilesinin de bulunmadığı görülmektedir. Bu durumda, 15.10.2015 - 03.05.2016 tarihleri arasındaki çalışmaları karşılığında davacıya yapılan ödemelerin, anılan Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu kararı uyarınca ödendiği tarihten itibaren 2577 Sayılı Kanunda öngörülen dava açma süresi içerisinde geri istenilmesi mümkün iken bu süre geçirildikten sonra ödenen ücretlerin geri iadesi için tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir. Öte yandan, davacının 2015 yılında TYP programına başvuru yaptığı ve şartları sağladığı kabul edilerek program kapsamına alındığı, 15.10.2015 - 03.05.2016 tarihleri arasında program kapsamında çalıştığı ve davacıya çalışması karşılığı ödenmesi gereken ücretlerin ödendiği görülmekle birlikte, yukarıda yer verilen TYP genelgesi hükümlerinde emekli aylığı almış olmanın programdan faydalanmaya engel bir durum olduğu belirtilmiş ise de, söz konusu düzenlemeye rağmen davacının başvurusu kabul edilerek program kapsamında davacının fiilen 6 ay 18 gün çalıştırıldığı; her ne kadar davacının şartları sağlamamasına rağmen program kapsamında çalıştığı kabul edilse bile, ortada davacının fiili bir çalışmasının olduğu ve dava konusu işlemle iadesi istenen tutarın emek karşılığında ödenen bir ücret olduğu hususlarında tereddüt olmadığından, ücretin fiili çalışmanın karşılığı olduğu hususunu düzenleyen Anayasal hüküm dikkate alındığında, emeğin karşılığı olarak ödenen ücretin iade edilmesinin hukuka ve hakkaniyete uygun olmayacağı açıktır." gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar veren Van 1. İdare Mahkemesi'nin 10/10/2017 tarih ve E:2016/1063, K:2017/1952 Sayılı kararının; usul açısından, idari yargının görevinde olmayan davanın görev yönünden reddi gerektiği; esas yönünden, 2013/1 Sayılı Toplum Yararına Program(TYP) Genelgesi'nde programa katılım şartları arasında emekli aylığı almamak şartının olduğu, davacının programdan faydalandığı sürede Sosyal Güvenlik Kurumu'ndan emekli aylığı aldığının tespit edildiği, söz konusu programa katılım şartlarına aykırı şekilde alınan maaşların iade edilmesine yönelik tesis edilen dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu öne sürülerek 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesi uyarınca incelenerek kaldırılması istenilmektedir.
 
SAVUNMANIN ÖZETİ: İstinaf isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Karar veren Erzurum Bölge İdare Mahkemesi 3. İdari Dava Dairesince işin gereği görüşüldü:
 
KARAR: 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinde; idari dava türleri "İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar." olarak sayılmış, Kanun'un 14. maddesi uyarınca yapılacak ilk inceleme sonucu idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem bulunmadığının tespiti halinde 15. maddenin 1-b bendi uyarınca davanın reddine karar verileceği hükme bağlanmıştır.
 
Bu hükümlerden anlaşılacağı üzere, ilgililerin iptal davası açabilmeleri için ortada idari davaya konu olabilecek kesin ve yürütülebilir nitelikte bir işlemin bulunması gerekir. İdari davaya konu olabilecek kesin ve yürütülmesi gereken işlemler ise, idare tarafından bir kamu hizmetinin yürütülmesi amacıyla kamu gücü kullanılarak tek yanlı iradeyle tesis edilen işlemlerdir. Bir idari işlemin kesin ve yürütülebilir sayılabilmesi için ise, idari işlemin gerekli tüm idari prosedürü tamamlamış olması ve başkaca bir idari makamın onay ve iznine tabi olmaksızın hukuk düzeninde değişiklik yapabilmesi yani idare edilenlerin hukukunu etkileyebilmesi gerekir.
 
5018 Sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun 71. maddesinde; "Kamu zararı; kamu görevlilerinin kasıt, kusur veya ihmallerinden kaynaklanan mevzuata aykırı karar, işlem veya eylemleri sonucunda kamu kaynağında artışa engel veya eksilmeye neden olunmasıdır. ...
 
Kamu zararının, bu zarara neden olan kamu görevlisinden veya diğer gerçek ve tüzel kişilerden tahsiline ilişkin usûl ve esaslar, Maliye Bakanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir." hükmü yer almaktadır.
 
5018 Sayılı Kanun'un 71. maddesine istianeden çıkarılan Kamu Zararlarının Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin "Kamu Zararının Tespiti ve Bildirilmesi" başlıklı 7. maddesinde; "(1) Kamu zararları 6. maddede belirtilen hususlar göz önünde bulundurulmak suretiyle; a) Kontrol, denetim veya inceleme, b) Sayıştayca kesin hükme bağlama, c) Adlî, idarî veya askerî yargılama, sonucunda tespit edilir. (2) Tespit edilen kamu zararına ilişkin yazı, tutanak, rapor, ilâm ve benzeri belgeler ilgili kamu idarelerine gönderilir. Kontrol, denetim ve inceleme sonucunda tespit edilerek kamu idarelerine bildirilen kamu zararlarına ilişkin belgelerde yer alan hususlar, ilgili harcama yetkilisinin de görüşleri alınmak suretiyle merkezde üst yönetici, taşrada ise idarenin en üst yöneticisi tarafından değerlendirilir. Taşrada idarenin en üst yöneticisi ile harcama yetkilisi görevinin aynı kişide birleşmesi halinde değerlendirme üst yönetici tarafından yapılır. Yapılan değerlendirme sonuçları dosyasına konulur. (3) Kontrol, denetim veya inceleme sonucunda tespit edilen kamu zararına ilişkin belgelerde, sorumlularla birlikte tahsil sürecine dahil edilecek ilgililer de belirtilir. Bu belirlemenin yapılmadığı durumlarda, zararın tahsil sürecine dahil edilecek ilgililer merkezde üst yönetici, taşrada ise idarenin en üst yöneticisi tarafından yaptırılacak inceleme ile belirlenir. (4) Yargı kararları ve Sayıştay ilâmlarıyla tespit edilen kamu zararı alacakları ile değerlendirme sonucunda takip ve tahsiline karar verilen alacaklar, merkezde strateji geliştirme birimlerince, taşrada ise takibe yetkili idare birimince takip edilir. (5) Sayıştay denetçileri tarafından inceleme sırasında mevzuata uygun bulunmayan veya noksan görülen işler hakkında kendilerine gönderilen kamu zararına ilişkin sorguların bir örneği, ilgili kamu görevlisince ilgisine göre üst yönetici veya en üst yöneticiye bildirilir. Bu sorgular, kamu idaresince ihbar kabul edilerek gerekli kontrol, denetim ve inceleme başlatılabilir." kuralı, "Kamu Zararından Doğan Alacağın Tebliği ve Takibi" başlıklı 10. maddesinde; "... (6) Kamu zararı alacaklarının yapılan tebligata rağmen sorumlular ve/veya ilgililerce süresinde rızaen ödenmemesi halinde ilgili alacak takip dosyası, sürenin bitiminden itibaren beş iş günü içerisinde, alacağın hükmen tahsili için, strateji geliştirme birimi veya taşradaki ilgili takip birimince kamu idaresini temsile yetkili hukuk birimine gönderilir. ..." kuralı, "Kamu Zararından Doğan Alacakların Tahsil Şekilleri" başlıklı 12. maddesinde; "(1) Kamu zararından doğan alacaklar, sorumlulardan ve/veya ilgililerden, zararın oluştuğu tarihten itibaren ilgili mevzuatına göre hesaplanacak faiziyle birlikte tahsil edilir. (2) Tespit edilen kamu zararları; a) Rızaen ve sulh yolu ile ödenmek, b) 22/4/1926 tarihli ve 818 Sayılı Borçlar Kanunu hükümlerine göre takas yapılmak, c) 2004 Sayılı Kanun hükümleri uygulanmak, suretiyle tahsil edilir." kuralı yer almıştır.
 
Dava dosyasının incelenmesinden; Van Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü tarafından düzenlenen Toplum Yararına Program(TYP) kapsamında Ahlat İlçe Millli Eğitim Müdürlüğünde 6 ay 18 gün (15.10.2015 - 03.05.2016 tarihleri arasında) çalışan davacının, çalıştığı dönemde emekli aylığı aldığı için Toplum Yararına Program(TYP) katılım şartlarını sağlamadığı halde programdan faydalandığından bahisle çalıştığı dönemde ödenmiş olan ücretin geri ödenmesi istemli borç bildirim belgesinin düzenlenerek tebliğ edilmesi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
 
Bu durumda; 5018 Sayılı Kanun'un 71. maddesiyle bu maddeye dayanılarak yürürlüğe konulan Kamu Zararlarının Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelikte yer alan hükümler gereği, davalı idarenin davacıya fazladan ödendiği ileri sürülen tutarı re'sen kamu gücü kullanarak tahsil etme yetkisinin bulunmadığı, dava konusu işlemde borç rızaen ödenmediği takdirde yasal yollardan tahsil edilmek üzere işlem başlatılacağının açıkça belirtildiği, Yönetmeliğin 10. maddesinin 6. fıkrasında kamu zararı alacaklarının rızaen ödenmemesi halinde hükmen tahsili yoluna gidileceğinin açıkça ifade edildiği dikkate alındığında, 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanununa göre takip yoluna başvurulmadan önce geçirilmesi gereken bir aşama olarak davacıya ödenen ücret tutarına tekabül eden alacağın geri ödenmesi istemine ilişkin dava konusu işlemin bu haliyle rızaen ödemeye çağrı niteliğinde olduğu ve icrai niteliği bulunmadığı, dava konusu işlemin kamu gücü ve kudretinin üçüncü kişiler üzerinde ayrıca başka bir işlemin varlığına gerek olmaksızın doğrudan doğruya çeşitli hukuki sonuçlar doğurmak suretiyle etkisini gösterdiği işlemlerden olmadığı anlaşıldığından, davanın esasının incelenmesine hukuken imkan olmadığı sonucuna varılmıştır.
 
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, istinaf başvurusunun kabulüyle Van 1. İdare Mahkemesi'nin 10/10/2017 tarih ve E:2016/1063, K:2017/1952 Sayılı kararının kaldırılmasına, 2577 Sayılı Kanun'un 15. maddesinin 1/b bendi uyarınca davanın incelenmeksizin reddine, aşağıda dökümü yapılan ilk derece aşamasına ait toplam 190,40.-TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, istinaf aşamasına ait posta giderinden ibaret olan 83,50.-TL yargılama gideri ile kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 1.700,00.-TL vekalet ücretinin davacı tarafından davalı idareye ödenmesine, harçtan muaf olan davalı idarece istinaf aşamasında ödenmeyen 98,10.-TL harcın 492 Sayılı Harçlar Kanunu'nun 13. maddesi uyarınca davacıdan tahsili için Mahkemesince ilgili merciye müzekkere yazılmasına, artan posta avansının Mahkemesince re'sen yatıranlara iadesine, 2577 Sayılı Kanun'un 45/6. maddesi uyarınca kesin olarak, 09/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)
 


Full & Egal Universal Law Academy