Erzurum Bölge İdare Mahkemesi 2. İdari Dava Dairesi 2020/343 Esas 2020/538 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 2. İdari Dava Dairesi
Esas No: 2020/343
Karar No: 2020/538
Karar Tarihi: 18.03.2020



(AİHS m. 6) (2709 S. K. m. 36) (2577 S. K. m. 31, 45) (1136 S. K. m. 164, 169) (6100 S. K. m. 323) (MESUTOĞLU TÜRKİYE DAVASI)

İSTEMİN ÖZETİ: Davacı tarafından; Muş ili, Merkez Sunay Mahallesi, 26 ada, 13 parsel üzerinde başlattığı inşaatın sınırdaş olan 26 parseldeki taşınmaza vermiş olduğu zarardan dolayı açılan dava neticesinde ödemiş olduğu 100.000,00-TL'nin, yıkılan eklentinin yapı ruhsatı olmadığı, idarenin denetim görevini yerine getirmediği, olayda hizmet kusuru olduğundan bahisle davalı idarece ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan davada; davanın reddine dair Van 1. İdare Mahkemesi'nin 08/12/2017 tarih ve E:2017/207, K:2017/2566 Sayılı kararının; davacı tarafından hukuka aykırı olduğu öne sürülerek, 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesi uyarınca incelenerek kaldırılması istenilmektedir.
 
SAVUNMANIN ÖZETİ: İstinaf aşamasında savunma verilmemiştir.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Karar veren Erzurum Bölge İdare Mahkemesi 2. İdari Dava Dairesi'nce işin gereği görüşüldü:
 
KARAR : Davacılar vekili tarafından istinafa konu kararın usule ve hukuka aykırı olduğu iddia edilerek kaldırılması istenilmektedir.
 
İdare Mahkemesi kararının esasa yönelik olarak kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, bu yönden istinaf başvurusunun reddedilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
 
Kararın, reddedilen tazminat nedeniyle davalı idare lehine hükmedilen 10.750,00.-TL nispi vekalet ücretine ilişkin kısmına gelince:
 
Anayasa'nın "Hak arama hürriyeti" başlıklı 36. maddesinde "Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir." hükmü bulunmaktadır.
 
Öte yandan, bir tam yargı davasında davacı aleyhine hükmedilen vekalet ücretinin, hak arama hürriyeti ve mahkemeye erişim hakkını ihlal ettiği iddiasıyla yapılan bireysel başvuru sonucunda Anayasa Mahkemesince verilen 7/11/2013 tarih ve B. No:2012/791 numaralı kararda, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin 36533/04 başvuru numaralı Mesutoğlu-Türkiye kararına atıfla; mahkemeye erişim hakkının mutlak olmadığı, bazı sınırlamalara tabi tutulabileceği, bununla birlikte getirilen kısıtlamaların, hakkın özünü ortadan kaldıracak ölçüde kişinin mahkemeye erişimini engellememesi gerektiği, mahkemeye erişim hakkına getirilen bu tür sınırlamaların ancak meşru bir amaç güdüldüğü takdirde ve hedeflenen amaç ile başvurulan araçlar arasında makul bir orantı olması halinde Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6/1. maddesiyle bağdaşabileceği, bu ilkelerden hareketle, dava açma hakkının doğal olarak yasayla belirlenen şartları olmakla birlikte, mahkemelerin yargılama usullerini uygularken bir yandan davanın hakkaniyetine halel getirecek kadar abartılı şekilcilikten, öte yandan kanunla öngörülmüş olan usul şartlarının ortadan kalkmasına neden olacak kadar aşırı bir gevşeklikten kaçınılmaları gerektiği belirtilmiştir.
 
1136 Sayılı Avukatlık Kanunu'nun 164. maddesinde de, avukatlık ücretinin, avukatın hukuki yardımının karşılığı olan meblağı veya değeri ifade ettiği; 168. maddesinde; yargı yerlerindeki işlemler ile diğer işlemlerden alınacak avukatlık ücretinin asgari hadlerini gösteren bir tarifenin hazırlanacağı, 169. maddesinde; yargı mercilerince karşı tarafa yükletilecek avukatlık ücretini, avukatlık ücret tarifesinde yazılı miktardan az ve üç katından fazla olamayacağı belirtilmiştir.
 
Alıntısı yapılan düzenlemelerden açıkça anlaşıldığı üzere, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin amacı, avukatların mesleklerini icra ederken hak edecekleri ücret için belli bir asgari sınır getirmektir. Bir başka ifadeyle yapılan hukuki yardımın niteliği veya niceliği ne olursa olsun avukatın verdiği hukuki hizmetin maddi karşılığının belli bir miktarın altına düşmesini engellemektir.
 
Öte yandan, yargının kurucu unsurlarından olan savunmayı temsil eden avukatın, Avukatlık Kanunu'nun 164. maddesinde öngörüldüğü üzere, emek ve mesaisinin dikkate alınmasının yanısıra, kişilerin hak arama özgürlüğünü kısıtlayıcı nitelikte düzenlemelere Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde yer verilmemesi gerekmektedir.
 
2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 31. maddesinde, bu Yasada hüküm bulunmayan hususlarda; hakimin davaya bakmaktan memnuiyeti ve reddi, ehliyet, üçüncü şahısların davaya katılması, davanın ihbarı, tarafların vekilleri, feragat ve kabul, teminat, mukabil dava, bilirkişi, keşif, delillerin tespiti, yargılama giderleri, adli yardım hallerinde ve duruşma sırasında tarafların mahkemenin sukünunu ve inzibatını bozacak hareketlerine karşı yapılacak işlemler ile elektronik işlemlerde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı kurala bağlanmış; 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun "Yargılama Giderleri" başlıklı 323. maddesinde, vekille takip edilen davalarda yasa gereğince takdir olunacak vekâlet ücreti yargılama giderleri arasında sayılmış, 332. maddesinde, yargılama giderlerine, mahkemece kendiliğinden hükmedileceği yönünde düzenleme yapılmıştır.
 
Kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin "Manevi tazminat davalarında ücret" başlıklı 10. maddesinde;
 
"(1) Manevi tazminat davalarında avukatlık ücreti, hüküm altına alınan miktar üzerinden Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.
 
(2) Davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez.
 
(3) Bu davaların tamamının reddi durumunda avukatlık ücreti, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunur.
 
(4) Manevi tazminat davasının, maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda; manevi tazminat açısından vekalet ücreti ayrı bir kalem olarak hükmedilir. "
 
Anılan "Tarifenin "Tarifelerin üçüncü kısmına göre ücret" başlıklı 13. maddesinde ise;
 
"(1) Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin üçüncü fıkrası ile 12. maddenin birinci fıkrası, 16. maddenin ikinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla,) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.
 
(2) Ancak, hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez." düzenlemelerine yer verilmiştir.
 
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10. maddesinde; manevi tazminat istemlerinde hükmolunacak avukatlık ücretine ilişkin özel düzenleme yapılmış olup, manevi tazminat isteminin kısmen reddi durumunda, reddedilen manevi tazminat miktarı üzerinden karşı taraf vekili yararına Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemeyecek ve manevi tazminat isteminin tamamının reddi durumunda avukatlık ücreti, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunacaktır.
 
Söz konusu Tarifede, maddi tazminat davalarında hükmolunacak avukatlık ücretine ilişkin manevi tazminat davalarında olduğu gibi özel ve ayrık bir düzenlemeye yer verilmediği görülmektedir.
 
Ancak, maddi ve manevi tazminat davaları için Tarifede öngörülen vekalet ücreti sistematiğinin, avukatın harcadığı çaba, gayret ve emeği ile hak arama özgürlüğünün kısıtlanması açısından değerlendirilmesi ve bu kavramların adil ve orantılı olarak dengelendirilmesi amacıyla irdelenmesi gerekmektedir.
 
Tarifede manevi tazminat isteminin tümüyle reddedilmesi durumunda, maktu vekalet ücretine hükmedileceği belirtilirken, maddi tazminat isteminin tümüyle reddi halinde bu yönde bir özel düzenlemeye yer verilmemiştir.
 
Yine, manevi tazminat isteminin kısmen reddedilmesi durumunda, karşı taraf vekili yararına hükmedilecek nispi vekalet ücretinin, davacı vekili lehine belirlenen nispi vekalet ücretini geçemeyeceği belirtilirken, maddi tazminat isteminin kısmen reddi halinde bu şekilde ayrık bir düzenlemeye de yer verilmemiştir.
 
Tazminat isteminin tamamının veya bir kısmının reddedildiği hallerde düzenleme açısından durum bu şekilde ikili bir ayrıma tabi tutulmakta ise de; aynı maddi olaydan kaynaklanan ve tek bir dava dosyası kapsamında ele alınan maddi ve manevi tazminat istemlerinden birinin diğerine göre daha farklı ve daha fazla çaba, gayret ve emek sarf edilmesine gerek göstermemesine karşın, maddi ve manevi tazminat istemleri açısından vekalet ücretlerinin farklı şekilde belirlenmesi, avukatın harcadığı çaba, gayret ve emeği ile alınacak vekalet ücreti arasında orantısızlık yaratacağı sonucuna varıldığından, 1136 Sayılı Avukatlık Kanunu'nun 164. maddesinde tanımlanan avukatlık ücreti kavramı ile bağdaşmamaktadır.
 
Dolayısıyla idare mahkemesince davalı idare lehine, maddi tazminat isteminin tamamı için ret hükmü kurulduğundan Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre maktu avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekirken, Tarifenin üçüncü kısmına göre nispi vekalet ücretine hükmedilmesinde hukuki isabet bulunmamaktadır.
 
Nitekim Danıştay Onuncu Dairesinin 20/06/2016 tarih ve E:2013/6018, K:2016/3405 Sayılı kararı da benzer yöndedir.
 
Açıklanan nedenlerle:
 
1-) Davacının kararın esasına yönelik istinaf isteminin reddine,
 
2-) Kararın, davalı idare lehine reddedilen maddi tazminat için hükmedilen 10.750,00.-TL vekalet ücretine ilişkin kısmı yönünden davacının istinaf başvurusunun kabulüne, kararın anılan kısmının kaldırılmasına, reddedilen tazminat nedeniyle kararın verildiği tarihte geçerli olan maktu 990,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
 
3-) İş bu karar İlk Derece Mahkemesi yargılaması sonucunda yargılama giderlerine ilişkin Kurulan hükümde değişiklik yaratmadığından, bu kısma yönelik olarak yeniden bir hüküm kurulmasına gerek olmadığına, yargılama giderinin istemde bulunan davacı üzerinde bırakılmasına, posta gideri avansından artan miktarın Mahkemesi'nce karar kesinleştikten sonra müstenife iadesine, 2577 Sayılı Kanun'un 45/6. maddesi uyarınca kesin olarak, 18/03/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)
 


Full & Egal Universal Law Academy