Erzurum Bölge İdare Mahkemesi 1. Vergi Dava Dairesi 2020/843 Esas 2020/599 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 1. Vergi Dava Dairesi
Esas No: 2020/843
Karar No: 2020/599
Karar Tarihi: 30.09.2020



(6183 S. K. m. 55)
 
İSTEMİN ÖZETİ: Davacı şirket adına, 2017/4,5,6,7 dönemlerine ilişkin olarak kesilen özel usulsüzlük cezalarının tahsili amacıyla düzenlenerek tebliğ edilen 16.09.2019 tarih ve 45 ana takip numaralı ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davada; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu gereği düzenlenmesi gereken belge olan faturanın düzenlendiği ancak elektronik ortamda iletilmediği, kâğıt olsa dahi düzenlenmiş bir fatura mevcut olup işlem kayıt altına alındığı ve Maliye Bakanlığı'nca 421 No'lu Tebliğle getirilen e-fatura düzenlenmesi gerektiği halde kağıt fatura düzenlenmesi halinde, bu kağıt faturanın hiç düzenlenmemiş sayılacağı yönündeki düzenlemenin ise, 4.4.2015 tarihinden itibaren yürürlükten kaldırıldığı dikkate alındığında; davacı iddialarının "borcum yoktur" iddiası kapsamında değerlendirilmesi gerekeceğinden, dava konusu ödeme emrinde hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu 16.09.2019 tarih ve 45 ana takip numaralı ödeme emrinin iptaline ilişkin olarak Erzurum 2.Vergi Mahkemesi'nce verilen 04/02/2020 gün ve E:2019/238, K:2020/189 sayılı kararın; hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek kaldırılması istenilmektedir.
 
SAVUNMANIN ÖZETİ: Savunma verilmemiştir.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Karar veren ………..... Bölge İdare Mahkemesi Vergi Dava Dairesi'nce dosya incelenerek işin gereği görüşüldü:
 
……..... 2. Vergi Mahkemesi'nce verilen 04/02/2020 gün ve E:2019/238, K:2020/189 sayılı karar usul ve hukuka uygun olup kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, istinaf başvurusunun reddine, aşağıda dökümü yapılan 57,00 TL istinaf yargılama giderlerinin istinaf yoluna başvuranın üzerinde bırakılmasına, posta gideri avansından artan miktarın mahkemesince istinaf yoluna başvurana iadesine, bu kararın kesin olduğunun taraflara tebliğine 30/09/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
 
 
KARŞI OY GEREKÇESİ
 
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanun'un olay tarihinde yürürlükte olan 55. maddesinde, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere, 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumu bir "ödeme emri" ile tebliğ olunacağı; 58. maddesinde, kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu (tahsil dairesinin bağlı bulunduğu vergi mahkemesi) nezdinde itirazda bulunabileceği, itirazın şekli, incelenmesi ve itiraz incelemelerinin iadesi hususlarında Vergi Usul Kanunu hükümlerinin tatbik olunacağı, borcun bir kısmına itiraz eden borçlunun o kısmın cihet ve miktarını açıkça göstermesi lazım olduğu, aksi halde itiraz edilmemiş sayılacağı hüküm altına alınmıştır.
 
Dosyanın incelenmesinden; dava konusu ödeme emri içeriği özel usulsüzlük cezalarına ilişkin ihbarnamelerin davacının elektronik tebligat adresinde 29.09.2019 tarihinde usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği ve yasal süresinde dava açılmayarak ihtilafsız olarak kesinleştiği anlaşılmaktadır.
 
Bilindiği üzere ödeme emri, kesinleşmiş bir alacağın tahsili açısından kamu borçlusu adına tanzim ve tebliğ olunan, konu edindiği kamu alacağını meydana getiren ceza kesme işleminden ayrı ve bağımsız bir idari işlemdir. Hukuki sonuç doğuran her bir idari işlemde var olan hukuka aykırılıklar da ancak hukuka aykırı olan idari işlem için iptal nedeni olup, yalnızca ilgili işleme karşı açılacak bir davada değerlendirme konusu yapılabilir.
 
Dava konusu olayda, kesinleşen vergi/ceza ihbarnamesine konu özel usulsüzlük cezalarının tahsili amacıyla tanzim olunan ödeme emrine karşı açılan davada, kesinleşmiş hukuki durumların yeniden ele alınarak incelenmesi hukuken mümkün bulunmadığından, temyize konu mahkeme kararıyla ancak vergi/ceza ihbarnamesine karşı açılacak bir davada gösterilmesi mümkün olan "213 sayılı Vergi Usul Kanunu gereği düzenlenmesi gereken belge olan faturanın düzenlendiği ancak elektronik ortamda iletilmediği, kâğıt olsa dahi düzenlenmiş bir fatura mevcut olup işlem kayıt altına alındığı ve Maliye Bakanlığı'nca 421 No'lu Tebliğle getirilen e-fatura düzenlenmesi gerektiği halde kağıt fatura düzenlenmesi halinde, bu kağıt faturanın hiç düzenlenmemiş sayılacağı yönündeki düzenlemenin ise, 4.4.2015 tarihinden itibaren yürürlükten kaldırıldığı dikkate alındığında; davacı iddialarının "borcum yoktur" iddiası kapsamında değerlendirilmesi gerekeceğinden" yolundaki gerekçeyle ödeme emrinin kaldırılması, yukarıda belirtilen duruma uygun düşmemiştir.
 
Bu itibarla, Mahkeme kararında her ne kadar dava konusu ödeme emrinin, içeriği 213 sayılı Kanun’un 353/1. maddesinden kaynaklanan özel usulsüzlük cezasının borcum yoktur kapsamında değerlendirilmesi suretiyle yukarıda alıntısı yapılan gerekçe ile davanın kabulüne hükmedilmiş olsa da dava konusu ödeme emri içeriğinde yer alan özel usulsüzlük cezasına ilişkin ihbarnamelerin usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, dava açılmadan kesinleştiği ve ödeme emrine konu kesinleşmiş bir cezanın bu aşamada yeniden değerlendirilmesinin hukuken mümkün bulunmadığı gerekçeleriyle, dava konusu ödeme emrinin iptali isteminin kabulüne karar verilmesinde hukuki isabet bulunmamakta olup istinaf isteminin kabulü ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken aksi yönde oluşan Dairemiz kararına katılmıyorum. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy