Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu 2021/542 Esas 2021/818 Karar
Karar Dilini Çevir:
Danıştay
Dairesi: Vergi Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2021/542
Karar No: 2021/818
Karar Tarihi: 26.05.2021





DANIŞTAY VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2021/542 E.  ,  2021/818 K.
"İçtihat Metni"

T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/542
Karar No : 2021/818
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Başkanlığı - …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Sigorta Aracılık Hizmetleri Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin …. tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Sigorta acentesi olarak faaliyet gösteren davacı tarafından 2008 yılı için ödenen banka ve sigorta muameleleri vergisinin yasal faiziyle birlikte iadesi istemiyle yapılan düzeltme-şikâyet başvurusunun zımnen reddine dair işlemin iptali ile ödenen tutarın tecil faiziyle birlikte iadesine hükmedilmesi istemiyle dava açılmıştır.
Danıştay Yedinci Dairesinin bozma kararına uyan … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı:
6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu'nun olay tarihinde yürürlükte olan 28. maddesinin birinci fıkrası ile 30. maddesi uyarınca banka ve sigorta muameleleri vergisinin mükellefi anonim şirket şeklinde örgütlenen sigorta şirketleridir. Sigorta acentelerinin sigorta şirketleriyle yaptıkları acentelik sözleşmeleriyle sigorta sözleşmesi yapma ve prim tahsil etme konularında yetkili kılınmaları da banka ve sigorta muameleleri vergisi mükellefi sayılmalarını gerektirmez.
Sigorta acenteliği faaliyetinde bulunan davacının, düzeltme ve şikâyet başvurularına konu edilen verginin mükellefi olmadığı açık olduğundan mükellefiyette hatanın varlığı nedeniyle dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Bu durumda Anayasa'nın 125. maddesinin son fıkrası uyarınca iadesi gereken bir miktar paranın, idarenin tasarrufunda kalan sürede ilgilisi tarafından tasarruf edilemediğinden tecil faizinin başlangıcının ödeme tarihi olarak belirlenmesi gerekmektedir.
Mahkeme bu gerekçeyle dava konusu işlemin iptaline ve fazladan ödenen tutarın ödeme tarihinden itibaren işleyecek tecil faiziyle birlikte davacıya iadesine karar vermiştir.
Davalının temyiz istemini inceleyen Danıştay Yedinci Dairesinin 07/03/2019 tarih ve E:2017/1926, K:2019/1203 sayılı kararı:
Mahkeme kararının dava konusu işlemin iptaline ve fazladan ödenen vergilerin idareye başvuru tarihinden itibaren yasal faiziyle iadesine ilişkin hüküm fıkrası aynı gerekçe ve nedenlerle uygun görülmüş olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, sözü geçen hüküm fıkrasının bozulmasını sağlayacak durumda görülmemiştir.
Mahkeme kararının, tahsil tarihi ile idareye başvuru tarihi arasında geçen süreye ilişkin olarak tecil faizine hükmedilmesine yönelik hüküm fıkrasına gelince;
İdareyi, eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü tutan Anayasa'nın 125. maddesinin son fıkrası yargı kararı uyarınca iadesi gereken bir miktar paranın idarenin tasarrufunda kalan sürede ilgilisi tarafından tasarruf edilememesinden doğan zararın giderilmesini de kapsamaktadır. İadesi gereken tutar yönünden vergi idaresi ile davacı arasındaki ilişki, iadenin yargı kararıyla hüküm altına alınması nedeniyle yönetilen-idare ilişkisi olmaktan çıkarak, bir borç ilişkisine dönüşmüştür. Dolayısıyla, bu ilişkinin borçlusu tarafından alacaklısına 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun hükümlerine göre faiz ödenmesi gerekmektedir.
Bu durumda, ödenecek tutarın davacıya faiziyle iadesinde faizin başlangıç tarihinin, 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun'da yer alan düzenlemeler uyarınca, idareye başvuru tarihi olarak kabulü ile yasal faiziyle iadesi gerekirken, tahsil tarihi olarak kabulü suretiyle tecil faiziyle iadesinde hukuki isabet görülmemiştir.
Daire bu gerekçeyle kararın davaya konu işlemin iptali ile fazladan ödenen tutarların idareye başvuru tarihinden itibaren yasal faiziyle iadesine ilişkin hüküm fıkrasını onamış, kararın ödenen vergilerin tahsil tarihinden itibaren tecil faizine hükmedilmesine yönelik hüküm fıkrasını bozmuş, tarafların karar düzeltme istemlerini reddetmiştir.
… Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararı:
Mahkeme uyuşmazlığın, iadesine karar verilen vergiler için hesaplanacak yasal faizin hangi tarih itibarıyla hesaplanacağına ilişkin olduğunu tespit etmiştir.
Vergi mahkemesi aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle bozulan kısım yönünden ilk kararında ısrar etmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Temyize konu kararın usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Cevap verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'NIN DÜŞÜNCESİ: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, ısrar kararının dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında, yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından, istemin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçesi yukarıda açıklanan ısrar kararı, aynı hukuksal nedenler ve gerekçe ile Kurulumuzca da uygun bulunmuş olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, kararın bozulmasını gerektirecek durumda görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1- Davalının temyiz isteminin REDDİNE,
2-… Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının ONANMASINA,
2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26/05/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
X - KARŞI OY:
Temyiz isteminin kabulü ile ısrar kararının Danıştay Yedinci Dairesinin kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca bozulması gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.





























Full & Egal Universal Law Academy