Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu 2020/394 Esas 2021/1300 Karar
Karar Dilini Çevir:
Danıştay
Dairesi: Vergi Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2020/394
Karar No: 2021/1300
Karar Tarihi: 13.10.2021





DANIŞTAY VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2020/394 E.  ,  2021/1300 K.
"İçtihat Metni"

T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/394
Karar No : 2021/1300
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
İSTEMİN KONUSU : ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:…. sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, bir dönem yönetim kurulu üyesi ve yönetim kurulu başkan vekili olduğu ... İnşaat Taahhüt ve Ticaret Anonim Şirketi'nin 2008 yılının Ocak ilâ Aralık dönemlerine ilişkin gelir (stopaj) vergisi ile damga vergisinin tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen … tarih ve …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … sayılı ödeme emirlerinin iptali istemiyle dava açılmıştır.
... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı:
Davacı, … tarih ve … sayılı yönetim kurulu kararı ile … İnşaat Taahhüt ve Ticaret Anonim Şirketi'ndeki hiselerini devretmiş ve bu durum ortaklar pay defterine işlenmiştir. Söz konusu devir işlemi her ne kadar noter huzurunda yapılmamış ise de 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nda anonim şirketlerin pay devrinin şekline ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Buna göre çıplak pay, yazılı olarak yapılan ve tasarrufi niteliği olan alacağın temliki işlemi ile devredilebilir, işlemin yazılı olarak yapılması zorunlu ve yeterlidir. Yargıtay da bu şekilde çıplak pay devrinin mümkün olduğunu muhtelif kararlarında belirtmiştir (Yargıtay ... Hukuk Dairesinin … tarih ve … sayılı kararı).
Uyuşmazlıkta, davacı tarafından paylarının aranan şekil şartlarına uygun olarak 25/01/2007 tarihinde devredildiği ve anılan tarihte davacının şirketle ilişiğinin kesildiği görülmüştür. Belirtilen tarih itibarıyla yönetim kurulundan ayrılan davacının, söz konusu kararın ticaret sicil memurluğuna tescili ve ilânı yolunda bir bildirim yükümlülüğü ve yetkisi de bulunmamaktadır.
Bu durumda, şirket hisselerini devrettikten sonra şirketle ilgisinin kalmadığı dönemler için davacı adına ödeme emri düzenlenmesinde hukuka uygunluk görülmemiştir.
Vergi Mahkemesi bu gerekçeyle ödeme emirlerini iptal etmiştir.
Davalının temyiz istemini inceleyen Danıştay Üçüncü Dairesinin 22/02/2018 tarih ve E:2016/3924, K:2018/868 sayılı kararı:
Uyuşmazlıkta, … İnşaat Taahhüt ve Ticaret Anonim Şirketi'nin yönetim kurulu başkan vekili olan davacı, başka bir yönetim kurulu üyesi ile birlikte atacağı müşterek imza ile şirketi temsil ve ilzama yetkili kılınmış, bu husus 27/01/2006 tarih ve 6480 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilân edilmiştir. 26/01/2007 tarihli yönetim kurulu kararıyla ise 25/01/2007 tarihinde hisselerini devreden davacının ortaklık kaydının silinmesi yolunda karar alınmıştır. Ancak, bu kararın ticaret sicilinde tescil edilip ilân edildiğine dair dosyaya bir bilgi ve belge sunulmadığı görülmektedir.
Davacının, şirketi temsil ve ilzam yetkisinin sona erdiğine ilişkin herhangi bir tescil ve ilân işlemi olmadığı dikkate alındığında, kamu alacağının ilgili olduğu dönemde kanuni temsilcilik sıfatının hukuken devam ettiğinin kabulü gerekmektedir.
Bu durumda, kamu alacağının, borçlu şirkete usulüne uygun biçimde duyurularak kesinleştirilip kesinleştirilmediği ve şirketin malvarlığından tahsil olanağı bulunup bulunmadığı hususları araştırılarak, tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması halinde ise 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 10. maddesine göre davacının kanuni temsilci olduğu dönemde vergi borcunun doğmasına vergilendirme ile ilgili hangi ödevleri yerine getirmemesinin sebep olduğu değerlendirilerek ulaşılacak sonuca göre yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.
Daire bu gerekçeyle kararı bozmuş; davacının karar düzeltme istemini reddetmiştir.
... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararı:
Vergi mahkemesi, ilk kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçeyle ısrar etmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Dava konusu ödeme emirlerinin hukuka uygun olduğu belirtilerek ısrar kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'NİN DÜŞÜNCESİ: Israr kararının dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, kararın bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından, istemin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçesi yukarıda açıklanan ısrar kararı, aynı hukuksal nedenler ve gerekçe ile Kurulumuzca da uygun bulunmuş olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, kararın bozulmasını gerektirecek durumda görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1- Davalının temyiz isteminin REDDİNE,
2- ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının ONANMASINA,
2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13/10/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
X - KARŞI OY:
Temyiz isteminin kabulü ile ısrar kararının Danıştay Üçüncü Dairesinin kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca bozulması gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.




























Full & Egal Universal Law Academy