Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu 2020/1610 Esas 2022/551 Karar
Karar Dilini Çevir:
Danıştay
Dairesi: Vergi Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2020/1610
Karar No: 2022/551
Karar Tarihi: 13.04.2022





DANIŞTAY VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2020/1610 E.  ,  2022/551 K.
"İçtihat Metni"

T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/1610
Karar No : 2022/551

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : …. Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, … Gemicilik Gıda Tekstil Temizlik ve Tekel Maddeleri Alım Satım Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin ödenmeyen vergi borçlarının tahsili amacıyla şirket ortağı sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … takip numaralı ödeme emrinin iptali istemiyle dava açılmıştır.
…. Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı:
213 sayılı Vergi usul Kanunu'nun 94, 102 ve 103. madde hükümlerine göre kendisine tebligat yapılmak istenen kişilerin adreslerinde bulunmamaları halinde bu durumun Kanun'da sayılan kişiler huzurunda tarih ve imza konmak ve ilgili kişilere imzalatılmak suretiyle saptanması gerekmektedir.
Uyuşmazlık konusu ödeme emrinin posta yoluyla tebliğine ilişkin tebliğ alındısında yukarıda yer verilen şekilde herhangi bir ibarenin bulunmadığı ve bu durumun davalı idarece dosyaya ibraz edilen dilekçede ''posta idaresi tarafından tebliğ zarfının üzerine herhangi bir açıklama yapılmadan tebliğ zarfının iade edildiği'' nin kabul edildiği görülmüştür.
Bu nedenle davacının dava dilekçesinde belirttiği öğrenme tarihi esas alınarak açılan davada süre aşımı bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Vergi Mahkemesi bu gerekçeyle işin esasını inceleyerek ödeme emrini iptal etmiştir.
Davalının temyiz istemini inceleyen Danıştay Üçüncü Dairesinin 18/03/2020 tarih ve E:2016/9038, K:2020/1540 sayılı kararı:
Banka hesabına uygulanan e-haciz ile haberdar olunduğu iddia edilen ve davacı adına … Gemicilik Gıda Tekstil Temizlik ve Tekel Maddeleri Alım Satım Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinden tahsil edilemeyen 2001 yılına ait vergi ziyaı cezası ve gecikme faizinden oluşan kamu alacağının tahsili amacıyla şirket ortağı sıfatıyla düzenlenen ödeme emrinin, muhtelif tarihlerde vergi dairesi ve emniyet güçlerince yapılan yoklamalarda davacının bilinen adresinde bulunamaması nedeniyle ilanen tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Davacının bilinen adreslerinde tebliğ imkansızlığının emniyet güçleri ve vergi dairesince tutulan tutanaklar ile saptandığı olayda 21/04/2004 tarihinde yapılan ilanen tebliğin usulüne uygun olduğu sonucuna ulaşıldığından, 02/07/2015 tarihinde açılan davanın süre aşımı nedeniyle reddi gerekirken, işin esası incelenerek ödeme emrinin iptali yolunda verilen kararda hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Daire bu gerekçeyle kararı bozmuştur.
... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararı:
Mahkeme, ilk kararında yer alan aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ısrar etmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Uyuşmazlık konusu ödeme emrinin usulüne uygun olarak ilanen tebliğ edildiği ve 02/07/2015 tarihinde açılan davanın süre aşımı nedeniyle reddi gerektiği belirtilerek işin esası incelenerek ödeme emrinin iptali yolunda verilen kararda hukuka uygunluk bulunmadığından ısrar kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Cevap verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ: Uyuşmazlık konusu ödeme emrinin ilanen tebliğine ilişkin ilan yazısının bir suretinin mükellefin bilinen son adresinin bağlı olduğu muhtarlığa gönderilip gönderilmediği hususu da dahil olmak üzere ilanen tebliğin 213 sayılı Kanun'un Kanun'un 104. maddesinde düzenlenen şekil şartlarına uygun olup olmadığı araştırılarak ulaşılacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinden, belirtilen şekilde bir araştırma yapılmadan işin esası hakkında verilen temyize konu ısrar kararında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Bu nedenle ısrar kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY:
Kaçakçılık ve Organize Suçlar Şube Müdürlüğü Mali Büro Amirliği tarafından yürütülen soruşturma kapsamında davacının ikametgah adresinde yapılan yoklamada "şahsın bu binada oturmadığı ve tanınmadığı" hususu 09/05/2001 tarihli tutanakla tespit edilmiştir.
Dava konusu ödeme emri davacının bilinen adresine posta yoluyla tebliğe çıkarılmış, posta idaresi tarafından tebliğ zarfının üzerinde herhangi bir açıklama şerhi düşülmeden iade edilmiştir.
Bunun üzerine ödeme emri memur eliyle tebliğe çıkarılmış, davacının bilinen adresinde tanınmadığı hususu mahalle muhtarı ve tebliğ memurunun imzasıyla 16/02/2004 tarihli adres tespit tutanağı ile tutanak altına alınmıştır.
Davacının bilinen adresinde tebliğ imkansızlığının usulüne uygun olarak tespit edildiğinden bahisle ödeme emri ilanen tebliğ edilmiştir.
Davacı tarafından, dava konusu ödeme emrinden 02/07/2015 tarihinde haberdar olunduğu belirtilmiştir.
İLGİLİ MEVZUAT:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 103. maddesinin 7061 sayılı Kanun'un 18. maddesiyle değiştirilmeden önceki halinde, muhatabın adresi hiç bilinmezse, bilinen adresi yanlış veya değişmiş olur ve bu yüzden gönderilmiş olan mektup geri gelirse, başkaca sebeplerden dolayı posta ile tebliğ yapılmasına imkan bulunmazsa tebliğin ilanen yapılacağı hükme bağlanmıştır. Kanun'un 104. maddesinde ise ilanen tebliğin şekil şartlarına yer verilerek maddenin (2) numaralı fıkrasında ilan yazısının bir suretinin mükellefin bilinen son adresinin bağlı olduğu muhtarlığa gönderileceği belirtilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dava konusu ödeme emrinin ilanen tebliğinden önce usulüne uygun olarak düzenlenen adres tespit tutanağıyla davacının bilinen adresinde bulunamadığının tespit edilmesi nedeniyle ödeme emrinin ilanen tebliğine ilişkin 213 sayılı Kanun'un 103. maddesinde öngörülen koşulların gerçekleştiği sonucuna varılmıştır.
Bu durumda, ilanen tebliğin, ilan yazısının bir suretinin mükellefin bilinen son adresinin bağlı olduğu muhtarlığa gönderilip gönderilmediği hususu da dahil olmak üzere 213 sayılı Kanun'un 104. maddesinde düzenlenen şekil şartlarına uygun olup olmadığı araştırılarak ulaşılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken belirtilen şekilde bir araştırma yapılmadan işin esası hakkında verilen temyize konu ısrar kararında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1- Davalının temyiz isteminin KABULÜNE,
2- ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının BOZULMASINA,
3- Yeniden verilecek kararda karşılanacağından, yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına,
2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren on beş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13/04/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
X - KARŞI OY:
Temyiz isteminin ısrar hükmü yönünden reddi ile dava konusu ödeme emrinin iptaline ilişkin hüküm fıkrasının temyizen incelenmesi için dosyanın Danıştay Üçüncü Dairesine gönderilmesi gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.





























Full & Egal Universal Law Academy