Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu 2020/1016 Esas 2022/6 Karar
Karar Dilini Çevir:
Danıştay
Dairesi: Vergi Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2020/1016
Karar No: 2022/6
Karar Tarihi: 19.01.2022





DANIŞTAY VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2020/1016 E.  ,  2022/6 K.
"İçtihat Metni"

T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/1016
Karar No : 2022/6

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı - …
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : Tasfiye Halinde … Kırtasiye Kağıtçılık ve Matbaacılık
Sanayi Ticaret Limited Şirketi
İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, 2005 ilâ 2007 yıllarının Aralık dönemlerine ilişkin katma değer vergisi, vergi ziyaı cezası ve gecikme faizinin tahsili amacıyla düzenlenen … tarih ve … ; … tarih ve … , … numaralı ödeme emirlerinin iptali istemiyle dava açılmıştır.
… Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararı:
Dava konusu ödeme emirlerinin dayanağı olan davacı adına yapılan tarhiyatlara ilişkin tebliğ alındıları, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 102. maddesinin son fıkrasında belirtilen kişilere imzalatılmamıştır. Bunun yerine Kanun'da öngörülen usule aykırı olan ve her zaman düzenlenmesi mümkün olan adres tespit tutanağı tanzim edilmiştir.
Bu durumda, Kanun'da öngörülen usule uygun tebliğ edilmeyen kamu alacağının kesinleştiğinden söz edilemeyeceğinden dava konusu ödeme emirlerinde hukuka uygunluk bulunmamıştır.
Vergi Mahkemesi bu gerekçeyle ödeme emirlerini iptal etmiştir.
Davalının temyiz istemini inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesinin 22/05/2019 tarih ve E:2016/5988, K:2019/3907 sayılı kararı:
Dava konusu ödeme emirlerine konu vergi ve cezalara ilişkin ihbarnameler davacının bilinen adresinde tebliğe çıkarılmış ancak davacının iş yeri adresini terk ettiği muhtar nezdinde düzenlenen 03/10/2011 ve 13/06/2012 tarihli adres tespit tutanağı ile usulüne uygun olarak tespit edilmiştir.
Olayda, 213 sayılı Kanun'da öngörülen ilanen tebliğ için gerekli olan tebliğ imkansızlığı şartının gerçekleştiği sonucuna varılmıştır.
Bu durumda, usulüne uygun tebliğ edilen dava konusu ödeme emirlerinde hukuka aykırılık bulunmadığından, esasa ilişkin bir inceleme yapılması gerekirken aksi gerekçeyle ödeme emirlerini iptal eden Vergi Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Daire, bu gerekçeyle kararı bozmuştur.
… Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı ısrar kararı:
Mahkeme, ilk kararında yer alan aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ısrar etmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı adına düzenlenen ödeme emirlerinde hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek ısrar kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Cevap verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … 'İN DÜŞÜNCESİ: Olayda, 213 sayılı Kanun'un 102. maddesinin 7061 sayılı Kanun'un 17. maddesiyle değiştirilmeden önceki halinde belirtilen usullere uygun olarak davacının bilinen iş yeri adresinde bulunmadığı davalı idarece tespit edilmiştir. Bu durumda, ödeme emirlerinin iptali yolundaki ısrar kararı bu yönüyle hukuka uygun düşmemiştir.
Öte yandan, yeniden verilecek kararda, 213 sayılı Kanun'un 104 ve 106. maddeleri uyarınca ödeme emirleri içeriği vergi ve cezalara ilişkin ihbarnamelerin tebliğ tarihinin belirlenerek 213 sayılı Kanun'un 114. maddesi uyarınca vergi ve cezaların tarh/ceza zamanaşımına uğrayıp uğramadığının tespit edilmesi gerekmektedir. Bununla birlikte davacı şirketin tasfiye halinde olduğu ve tasfiye işlerinin iş yeri adresinden farklı olarak başka bir adreste yürütüldüğü görülmektedir. Bu durumda, tasfiye işlerinin yürütüldüğü adresin, davalı idareye bildirilip bildirilmediğinin araştırılması, araştırma sonucunda yapılacak değerlendirmeler ışığında 213 sayılı Kanun'un 103. maddesinde öngörülen ilanen tebliğ koşullarının oluşup oluşmadığı, yine ulaşılacak sonuca göre ilanen tebliğlerin 213 sayılı Kanun'un 104. maddesinde öngörülen şekil koşullarına uygun olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
Yukarıda yer verilen hususlar incelenmek, değerlendirilmek ve araştırılmak üzere, temyizen incelenen ısrar kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY:
Dava konusu ödeme emirleri içeriği vergi ve cezalara ilişkin 27/09/2011 ve 16/05/2012 tarihli vergi/ceza ihbarnamelerinin tanzim tarihinden sonra davacının bilinen iş yeri adresi olan "… Ada No:… " adresine gidilmiş ancak "Terk" ve "Terk-Bilinmiyor" şerhi düşülerek 03/10/2011 ve 13/06/2012 tarihlerinde memur ve mahalle muhtarının imzasıyla adres tespit tutanakları düzenlenmiştir.
Bunun üzerine vergi ve cezalar ilanen tebliğ edilmiştir. Değinilen kamu alacakların tebliğ edilmesine rağmen vadesi içerisinde ödenmediğinden bahisle dava konusu ödeme emirleri düzenlenmiştir.
İLGİLİ MEVZUAT:
213 sayılı Kanun'un "Tebliğ evrakının teslimi" başlıklı 102. maddesinin 7061 sayılı Kanun'un 17. maddesiyle değiştirilmeden önceki hali şu şekildedir:
"Tebliğ olunacak evrakı muhtevi zarf posta idaresince muhatabına verilir ve keyfiyet muhatap ile posta memuru tarafından taahhüt ilmühaberine tarih ve imza konulmak suretiyle tesbit olunur.
Muhatabın zarf üzerinde yazılı adresini değiştirmesinden dolayı bulunamamış olması halinde posta memuru durumu zarf üzerine yazar ve mektup posta idaresince derhal tebliği yaptıran daireye geri gönderilir.
Muhatabın geçici olarak başka bir yere gittiği, bilinen adresinde bulunanlar veya komşuları tarafından bildirildiği takdirde keyfiyet ve beyanda bulunanın kimliği tebliğ alındısına yazılarak altı beyanı yapana imzalatılır. İmzadan imtina ederse, tebliği yapan bu ciheti şerh ve imza eder ve tebliğ edilemiyen evrak çıkaran mercie iade olunur.
Bunun üzerine tebliği çıkaran merci tarafından tâyin olunacak münasip bir süre sonra yeniden tebliğ çıkarılır. İkinci defa çıkarılan tebliğ evrakı da aynı sebeple tebliğ edilemiyerek iade olunursa tebliğ ilan yolu ile yapılır.
Muhatap imza edecek kadar yazı bilmez veya her hangi bir sebeple imza edemiyecek durumda bulunursa sol elinin baş parmağı bastırılmak suretiyle tebliğ olunur.
Muhatap tebelluğdan imtina ederse tebliğ edilecek evrak önüne bırakılmak suretiyle tebliğ edilir.
Yukarıdaki fıkralarda yazılı işlemler komşularından bir kişi veya muhtar veya ihtiyar heyeti üyelerinden biri veyahut bir zabıta memuru huzurunda icra ve keyfiyet taahhüt ilmühaberine yazılarak tarih ve imza vaz'edilmek ve hazır bulunanlara da imzalatılmak suretiyle tesbit olunur."
Kanun'un 103. maddesinin 7061 sayılı Kanun'un 18. maddesiyle değiştirilmeden önceki halinde ise muhatabın adresinin hiç bilinmemesi, bilinen adresinin yanlış veya değişmiş olması nedeniyle gönderilmiş olan mektubun geri gelmesi ve başkaca sebeplerden dolayı posta ile tebliğ yapılmasına imkan bulunmaması hallerinde tebliğin ilan yoluyla yapılacağı belirtilmiş, 104. maddesinde ise ilanen tebliğin şekil şartlarına yer verilmiştir.
Anılan Kanun'un 106. maddesinde de ilanın neticeleri düzenlenmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dava konusu ödeme emirleri içeriği vergi ve cezalara ilişkin ihbarnamelerin ilanen tebliğinden önce adres tespit tutanaklarıyla davacının bilinen iş yeri adresinde bulunamadığı hususunun 213 sayılı Kanun'un 102. maddesinde öngörülen usullere uygun olarak tespit edildiği sonucuna ulaşılmıştır. Bu nedenle dava konusu ödeme emirlerinin iptali yolunda verilen temyize konu ısrar kararında hukuka uygunluk bulunmadığından kararın bozulması gerekmiştir.
Bozma kararı üzerine dava dosyası yeniden incelenirken aşağıdaki hususlar da araştırılmalı ve ulaşılacak sonuca göre işin esası hakkında karar verilmelidir.
Öncelikle ödeme emri içeriği vergi ve cezaların takdir komisyonu kararlarına dayandığı görülmektedir. Bu nedenle davacının takdir komisyonuna sevk tarihi, takdir komisyonu kararlarının vergi dairesine tevdi tarihi, ihbarnamelerin ilanen tebliğ tarihi dikkate alınarak olayda tarh/ceza zamanaşımının bulunup bulunmadığı hususunda inceleme ve değerlendirme yapılmalıdır. Zamanaşımının bulunmadığının tespiti halinde ise davacı şirketin tasfiye işlemlerinin yürütüldüğü adresin davalı idareye bildirilip bildirilmediği, böyle bir bildirimin yapıldığının tespiti halinde de bu adresin 213 sayılı Kanun'un 101. maddesinin ikinci fıkrasının 7061 sayılı Kanun'un 16. maddesiyle değiştirilmeden önceki halinde sayılan ve davalı idarece nazara alınacak bilinen adres niteliğinde olup olmadığının değerlendirilmesi ve ulaşılacak sonuca göre ilanen tebliğe ilişkin 213 sayılı Kanun'un 103. maddesinde öngörülen koşulların gerçekleşip gerçekleşmediğinin ve ilanen yapılan tebligatın aynı Kanun'un 104. maddesinde düzenlenen şekle uygun olup olmadığının da ayrıca irdelenmesi gerekmektedir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1- Davalının temyiz isteminin KABULÜNE,
2-… Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı ısrar kararının BOZULMASINA,
3-Yeniden verilecek kararda karşılanacağından, yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına,
2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren on beş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/01/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

X - KARŞI OY:
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında ısrar kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından, istemin reddi gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.





























Full & Egal Universal Law Academy