Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu 2019/969 Esas 2021/97 Karar
Karar Dilini Çevir:
Danıştay
Dairesi: Vergi Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2019/969
Karar No: 2021/97
Karar Tarihi: 10.02.2021





DANIŞTAY VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2019/969 E.  ,  2021/97 K.
"İçtihat Metni"

T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2019/969
Karar No : 2021/97
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : ...
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : ... Vergi Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile edindiği taşınmazların satışından elde ettiği hasılatını kayıt ve beyan dışı bıraktığından bahisle re'sen salınan 2007 yılına ait gelir vergisi ve aynı yılın Ocak-Mart, Nisan-Haziran ve Temmuz-Eylül dönemlerine ait geçici vergiler ile vergilerin bir katı tutarında kesilen vergi ziyaı cezalarının kaldırılması istemiyle dava açılmıştır.
... Vergi Mahkemesinin ... tarih ve E:…, K:… sayılı kararı:
İstanbul ili, … ilçesi, … mevkiinde bulunan tapunun … pafta, … ve … parsel numaralarında kayıtlı arsa davacı ..., ... ve ... tarafından 08/11/2005 tarihinde satın alınmıştır.
Söz konusu arsanın 21/06/2006 tarihinde kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile müteahhit firmaya verilmesi üzerine toplamda 32 daire inşa edilmiş ve bu dairelerin 19'u ..., ... ile ... ortaklığı adına tescil edilmiştir.
Dairelerin 2007 yılında satıldığının tespit edilmesi üzerine, satışı yapılan gayrimenkullerden elde edilen ticari kazancın beyan edilmediğinden bahisle re'sen belirlenen matrah üzerinden davacı adına uyuşmazlık konusu tarhiyat yapılmıştır.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 37. maddesine göre ticari kazançtan söz edilebilmesi için gayrimenkul alım-satımı işinin belirli bir organizasyon içerisinde, emek-sermaye ilişkisi çerçevesinde ve devamlı olarak yapılması gerekmektedir. Olayda ise, davacının uyuşmazlık konusu takvim yılında yapmış olduğu gayrimenkul satışları, davacının diğer hissedarlarla birlikte sahip olduğu arsanın kat karşılığı inşaat sözleşmesiyle müteahhide verilmesi sonucu elde ettiği bağımsız bölümler ve arsa sahibi olması nedeniyle yaptığı devirler olup davacının gayrimenkul alım-satımından elde ettiği kazancın, bu haliyle ancak değer artış kazancı olarak vergilendirmeye tabi tutulabileceği sonucuna varılmaktadır.
Nitekim söz konusu gayrimenkul satışları için davacı tarafından değer artış kazancı kapsamında beyanname verilerek tahakkuk ettirilen vergilerin de ödenmiş olduğu anlaşılmaktadır.
Buna göre, davacının devamlılık ve organizasyon içeren şekilde 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 37. maddesi kapsamında ticari kazanç elde ettiğini gösteren bir faaliyeti bulunmadığından ticari kazanç elde ettiğinden bahisle davacı adına tarh edilen cezalı gelir vergisi ile cezalı gelir geçici vergisinde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Vergi mahkemesi bu gerekçeyle vergi ve cezaları kaldırmıştır.
Davalının temyiz istemi istemini inceleyen Danıştay Üçüncü Dairesinin 23/05/2018 tarih ve E:2017/2352, K:2018/2863 sayılı kararı:
Arsa üzerinde birden çok bağımsız bölümden oluşan yapı yapılması, arsanın vasfını değiştirmekte ve üzerindeki mülkiyet hakkının paylara bölünerek, birbirinden bağımsız hale gelen bu payların ayrı ayrı elden çıkarılmasına olanak sağlamaktadır. Tapuda ayrı bağımsız bölümler olarak tescil edilmiş her taşınmaz satışı, ayrı ve bağımsız işlemler olup, aynı takvim yılında birden fazla bağımsız bölüm satılması ise sürekliliğin göstergesidir.
Bu nedenle, kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca edinilen dairelerin adi ortaklık şeklinde 2007 yılında satışından elde edilen gelir yönünden devamlılık koşulunun gerçekleştiği dolayısıyla kazancın ticari nitelik taşıdığı sonucuna varıldığı olayda, tarhiyatın kaldırılması yolundaki Vergi Mahkemesi kararının, tarh matrahının hukuka uygunluğu yönünden yapılacak inceleme sonucuna göre yeniden bir karar verilmek üzere bozulması gerekmiştir.
Daire bu gerekçeyle kararı bozmuştur.
... Vergi Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararı:
Vergi mahkemesi, aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ısrar etmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı adına yapılan cezalı tarhiyatta hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek aksi yönde verilen ısrar kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ: Temyizen incelenen ısrar kararının, Danıştay Üçüncü Dairesinin kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Danıştay Üçüncü Dairesinin yukarıda yer verilen kararının dayandığı aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ısrar kararının bozulması gerekmektedir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1- Davalının temyiz isteminin KABULÜNE,
2- ... Vergi Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı ısrar kararının BOZULMASINA,
3- Yeniden verilecek kararda karşılanacağından, yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına,
2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren on beş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10/02/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
X - KARŞI OY:
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında ısrar kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından, istemin reddi gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.





























Full & Egal Universal Law Academy