Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu 2007/29 Esas 2007/140 Karar
Karar Dilini Çevir:
Danıştay
Dairesi: Vergi Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2007/29
Karar No: 2007/140
Karar Tarihi: 27.04.2007





Vergi Dava Daireleri Kurulu         2007/29 E.  ,  2007/140 K.
"İçtihat Metni"

T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 2007/29
Karar No: 2007/140
Temyiz Eden: ... Vergi Dairesi Müdürlüğü
Karşı Taraf: ... Limited Şirketi
İstemin Özeti: 4811 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesinden önce başlatılan vergi incelemesi ile 1998 yılına ilişkin işlemleri incelenen ve gerçeği yansıtmayan faturaları kayıtlarına alarak haksız katma değer vergisi indiriminden yararlandığının belirlendiği ileri sürülerek davacı şirket adına, 1998 yılının Mayıs dönemi için re'sen kaçakçılık cezalı katma değer vergisi salınmıştır.
... Vergi Mahkemesi ... günlü ve E: ..., K: ... sayılı kararıyla; davacı şirketin 1998 yılı işlemlerinin incelenmesi sonucu düzenlenen 12.3.2003 tarihli vergi inceleme raporunun 7.4.2003 tarihinde vergi dairesi kaydına girdiği, bu arada davacı şirket ortağı ... tarafından verilen 31.3.2003 tarihli dilekçe ile katma değer vergisi yönünden 4811 sayılı Kanundan yararlanarak artırım talebinde bulunulduğu, anılan vergi inceleme raporuna dayanılarak 1998 Mayıs dönemi için düzenlenen ihbarname ile salınan kaçakçılık cezalı katma değer vergisinin davacıya 16.4.2003 tarihinde tebliği üzerine 28.4.2003 tarihli dilekçeyle yine ... tarafından 4811 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin 4 üncü bendinde yer alan düzenleme uyarınca, incelemenin 31.3.2003 tarihine kadar sonuçlandırılmaması nedeniyle ihbarnamenin iptalinin istenildiği ve davalı idarece bu başvuru yerinde görülerek ihbarnamenin iptal edildiği, ancak daha sonra düzenlenen 7.8.2003 tarihli görüş ve öneri raporu ile şirketin kanuni temsilcisinin 1.11.2000 tarihinde beş yıl süreyle şirket müdürü seçilen ... olduğu, oysa 4811 sayılı Kanundan yararlanma talebini içeren dilekçenin şirketi temsil yetkisi bulunmayan ... tarafından verildiği, yetki devrinde bulunulduğuna ilişkin bir belge de bulunmadığından anılan dilekçenin hüküm ifade etmediği ve 12.3.2003 tarihli vergi inceleme raporu ile önerilen vergilerin tarh edilmesi gerektiğinin belirtilmesi üzerine ihbarnamenin yeniden düzenlendiği; dava dilekçesi ekinde yer alan noter onaylı fesih sözleşmesinden davacı şirketin tasfiyeye girdiği ve tasfiye memurunun ... olduğu açık ise de, davacı şirket adına verilen dilekçede katma değer vergisi yönünden artırımda bulunma iradesi taşıyan dilekçenin şirket ortağı tarafından verilmesinden sonra, dava dilekçesinde şirketi temsile yetkili tasfiye memuru tarafından bu irade beyanına muvafakat edildiği anlaşıldığından, artık bu irade beyanının hüküm ifade etmediğinden söz etmenin mümkün olmadığı ve bu nedenle vergi ve cezanın yeniden istenilmesinde yasaya uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle, vergi ve cezayı kaldırmıştır.
Davalı idarenin temyiz istemini inceleyen Danıştay Üçüncü Dairesi 30.3.2006 günlü ve E:2006/766, K:2006/894 sayılı kararıyla; davacının, 1998 vergilendirme dönemine ilişkin işlemlerinin, indirilebilir katma değer vergileri ile sınırlı olarak, 4811 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesinden önceki tarihte incelenmesine başlandığında ihtilaf bulunmadığı, 4811 sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği 27.2.2003 tarihinde davacı hakkında henüz sonuçlanmamış bir vergi incelemesi bulunmaktaysa da bu incelemenin konusunun, katma değer vergisinde matrah artırımına konu oluşturabilecek olan hesaplanan katma değer vergisi değil, yüklenilen katma değer vergisi olduğu, 4811 sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği tarihte veya bu tarihi izleyen ayın başından itibaren bir ay içinde vergi idaresi kayıtlarına intikal etmiş bir inceleme raporu bulunmadığı takdirde devam edilmemesi öngörülen incelemelerin ise matrah artırımına konu oluşturan 8'inci madde kapsamındaki vergi incelemeleri olduğu, 4811 sayılı Yasanın 8'inci maddesinin 1'inci fıkrasında katma değer vergisi yükümlülerinin, her bir vergilendirme dönemi için verilen beyannamelerinde hesaplanan katma değer vergisinin yıllık toplamı üzerinden "hesaplanan katma değer vergisini" artırmalarına olanak tanındığı, hesaplanan katma değer vergisinin; yükümlülerin, bir vergilendirme döneminde yaptıkları teslim ve hizmet bedelleri toplamı üzerinden belirlendiğinden, hasılatla ilgili olduğu, katma değer vergisinde matrah artırımını öngören 8'inci maddenin 1'inci fıkrası, ödenmesi gereken katma değer vergisinin yıllık tutarını artırma yönünde bir düzenleme içermediğinden, 7'nci fıkrada, kendileri hakkında sonraki dönemlere devreden indirilebilir katma değer vergisi ile sınırlı olmak üzere inceleme ve tarhiyat hakkının saklı tutulduğu, 10'uncu maddenin 4'üncü fıkrasında da aynı durumun geçerli kılındığı, bu yüzden 10'uncu maddede başlanan vergi incelemesinin Mart 2003 ayı sonuna kadar tamamlanması koşulunu içeren düzenlemenin; yükümlülerin katma değer vergisine tabi işlemleri nedeniyle hesaplanan katma değer vergisi yönünden 4811 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesinden önce başlanan vergi incelemeleri ile ilgili olduğu, davacı adına bir kısım katma değer vergisi indirimlerinin kabul edilmemesi nedeniyle tarhiyat yapıldığı halde, 4811 sayılı Yasanın 8'inci maddesinin 7'nci fıkrası ve 10'uncu maddesinin 4'üncü fıkrasında saklı tutulan vergi incelemesi ve tarhiyat olanağı gözetilmeden ve hesaplanan katma değer vergisine ilişkin vergi incelemesine dayanılarak yapılmış bir tarhiyatı konu edinmeyen bu davayı, yazılı nedenlerle sonuçlandıran vergi mahkemesi kararında hukuka uygunluk görülmediği gerekçesiyle, mahkeme kararını bozmuştur.
Bozma kararına uymayan ... Vergi Mahkemesi ... günlü ve E: ..., K: ... sayılı kararıyla; ilk kararında yer alan gerekçelere ek olarak, 4811 sayılı Kanun hükümlerine göre, 1998 yılında matrah artırımında bulunan davacı adına katma değer vergisi yönünden inceleme ve tarhiyat yapılamayacağı, Kanunun yürürlük tarihinden önce başlanılan vergi inceleme raporu süresinde vergi dairesine intikal ettirilmediğinden, söz konusu vergi inceleme raporuna göre tarhiyat yapılmasının da mümkün olmadığı, şirketin kanuni temsilcisi olan tasfiye memuru ... tarafından kabullenildiği açık olan matrah artırımı dilekçesinin, şirketi temsil yetkisi bulunmayan şirket ortağı tarafından verildiği gerekçesiyle hükümsüz sayılarak davacı adına salınan kaçakçılık cezalı katma değer vergisinde yasaya uygunluk görülmediği, öte yandan, 4811 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin 7 nci fıkrasında saklı tutulan inceleme ve tarhiyat hakkının, artırımda bulunulan yıllarla ilgili olarak sonraki dönemlere devreden indirilebilir katma değer vergileri ve ihraç kaydıyla teslimlerden veya iade hakkı doğuran işlemlerden doğan tecil-terkin ve nakden veya mahsuben iade işlemleriyle sınırlı olmak üzere vergi idaresine tanınmış bir yetki olduğu; dolayısıyla, Kanun hükümlerinin sona ermesinden sonra yapılacak tecil-terkin, nakden veya mahsuben iade taleplerinin bulunması halinde uygulanabileceği, bu nedenle de dava konusu olaya uygulanamayacağı; aksi halde, davacının indirim konusu yaptığı faturaları düzenleyen ve Vergi Barışı Kanunundan yararlanmış mükellefleri de kapsaması gerektiği, çünkü ancak bu mükelleflerin işlemleri incelenirse davacının haksız indirimde bulunup bulunmadığının anlaşılabileceği, gerekçesiyle vergi ve cezanın kaldırılması yolundaki kararında ısrar etmiştir.
Israr kararı davalı idarece temyiz edilmiş, yapılan işlemlerde yasaya aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenmiştir.
Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği savunulmuştur.
Danıştay Tetkik Hakimi ...'ın Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar ısrar kararının bozulmasını sağlayacak durumda görülmediğinden istemin reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı ...'ın Düşüncesi: Danıştay Üçüncü Dairesinin bozma kararında yer alan esaslar uyarınca temyiz isteminin kabulü ile temyize konu vergi mahkemesi ısrar kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
4811 sayılı Vergi Barışı Kanununun "Matrah Artırımı" başlıklı Üçüncü Bölümünde yer alan "Katma değer vergisinde artırım" başlıklı 8 inci maddesinin 1 inci fıkrasında; katma değer vergisi mükelleflerinin; her bir vergilendirme dönemine ilişkin olarak verdikleri (ihtirazi kayıtla verilenler dahil) beyannamelerindeki hesaplanan katma değer vergisinin yıllık toplamı üzerinden 1998 yılı için %3, 1999 yılı için %2,5, 2000 yılı için %2 ve 2001 yılı için %1,5 oranında hesaplanacak katma değer vergisini, Şubat 2003 ayı sonuna kadar idareye başvurarak artırımda bulunmayı kabul etmeleri halinde, bu mükellefler nezdinde söz konusu vergiyi ödemeyi kabul ettikleri yıllara ait vergilendirme dönemleri ile ilgili olarak katma değer vergisi incelemesi ve tarhiyat yapılmayacağı düzenlemesi yer almış, Kanunun uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirleyen 1 Seri No'lu Genel Tebliğ ile, başvurusu süresi 31 Mart 2003 tarihi mesai saati bitimine kadar uzatılmış, aynı maddenin 7 nci fıkrasında ise, artırımda bulunulan yıllarla ilgili olarak kendileri hakkında sonraki dönemlere devreden indirilebilir katma değer vergileri ve ihraç kaydıyla teslimlerden veya iade hakkı doğuran işlemlerden doğan tecil-terkin ve nakden ya da mahsuben iade işlemleriyle sınırlı olmak üzere, inceleme ve tarhiyat hakkının saklı olduğu belirtilmiştir.
8.3.2003 tarih ve 25042 mükerrer sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 1 seri No.lu Vergi Barışı Kanunu Tebliğinin Matrah/Vergi Artırımına İlişkin Hükümler başlıklı VI ncı bölümünün D-Katma Değer Vergisinde Artırım başlıklı kısmında da vergi artırımında bulunanlar nezdinde inceleme ve tarhiyat yapılmasına ilişkin olarak açıklamalara yer verilmiş; vergi artırımından yararlanmak isteyen mükellefler nezdinde, vergi artırımı talebinde bulundukları yıl veya yılların kapsadığı dönemler itibarıyla katma değer vergisi yönünden vergi incelemesi ve tarhiyatı yapılmayacağı; ancak, artırım talebinde bulunulan yılları izleyen dönemlerde yapılacak vergi incelemelerine ilişkin olarak artırım talebinde bulunulan dönemler için "sonraki dönemlere devreden katma değer vergisi" yönünden vergi incelemesi yapılabileceği, bu incelemelerde artırım talebinde bulunulan dönemler için tarhiyat önerilemeyeceği, ancak elde edilen bulguların artırım talebinde bulunulmayan dönemlerdeki tarhiyatlar için kullanılabileceği belirtilmiştir.
Bu durumda, 1998 yılı için matrah artırımında bulunan davacı şirket hakkında artırımda bulunduğu yıl için haksız katma değer vergisi indiriminde bulunduğu yolunda düzenlenen inceleme raporuna dayanılarak tarhiyat yapılmasında yasaya uygunluk bulunmadığından, vergi mahkemesince verilen ısrar kararında hukuka aykırılık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddine, 27.4.2007 gününde oybirliği ile karar verildi.






























Full & Egal Universal Law Academy