Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2022/715 Esas 2022/2160 Karar
Karar Dilini Çevir:
Danıştay
Dairesi: İdare Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2022/715
Karar No: 2022/2160
Karar Tarihi: 15.06.2022




T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2022/715
Karar No : 2022/2160
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurulu
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU: Danıştay Beşinci Dairesinin 12/10/2021 tarih ve E:2016/57994, K:2021/3022 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacının, 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname'nin 3/1. maddesi uyarınca FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu gerekçesiyle meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun … tarih ve … sayılı kararı ile bu karara karşı yapılan yeniden inceleme talebinin reddine ilişkin aynı Kurulun … tarih ve … sayılı kararının iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 12/10/2021 tarih ve E:2016/57994, K:2021/3022 sayılı kararıyla;
Davalı idarenin usule ilişkin itirazlarının yerinde görülmediği,
"Maddi Olay ve Hukuki Süreç" ile "İlgili Mevzuat"a yer verilmiş; "Yargılamada İzlenen Usul ve Süreç", "FETÖ'ye İlişkin Tespit ve Değerlendirmeler", "Demokratik Anayasal Düzene Sadakat Yükümlülüğü", "Dava Konusu Edilen Kararın Hukuki Niteliği" başlıkları altında genel; "Kişiselleştirme ve Delillerin Değerlendirilmesi" başlığı altında hem genel hem de davacıya özel değerlendirmelerde bulunularak,
Davacı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Davacının, ceza yargılaması sonucunda ... Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile silahlı terör örgütüne üyelik suçundan 6 yıl 13 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, Dairelerinin karar verdiği tarih itibarıyla UYAP ortamında yapılan inceleme sonucu anılan mahkumiyet kararının kesinleşmediğinin görüldüğü,
ByLock delili yönünden, davacı hakkında düzenlenen "ByLock Tespit ve Değerlendirme Tutanağı"ndan, davacının "…" ID numarasıyla ve bir kullanıcı adı ve şifre almak suretiyle bu ağa dâhil olduğunun anlaşıldığı,
Davacının kendi beyanları ve hakkındaki tanık beyanları yönünden, davacının örgütün içinde yer aldığına, örgüt toplantılarına katıldığına, örgüte himmet verdiğine, 2014 yılı HSK seçimlerinde örgütün sözde ''bağımsız'' adaylarını desteklediğine, lise döneminde örgüte müzahir dershaneye gittiğine ve diğer hususlara yönelik kararda yer verilen ifadeler ile davacının bu ifadelere karşı beyanlarının değerlendirilmesi sonucunda, davacının beyanlarına itibar edilmeyerek FETÖ ile süregelen bir ilişki içerisinde olduğu sonucuna varıldığı,
Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile kararda yer verilen açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının, FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu ve bu nedenle demokratik anayasal düzene sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, dava konusu kararla özel hayatına saygı hakkına yapılan müdahalenin AİHS ve Anayasa anlamında durumun gerektirdiği ölçüde bir tedbir niteliğinde olduğu anlaşıldığından dava konusu kararlarda hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, disiplin kararlarını verecek mercinin bağımsız ve tarafsız olması, masumiyet karinesinin ihlal edilmemesi, çelişmeli yargılama ilkesine riayet edilmesi, soruşturmaya konu fiillerin somut olarak düzenlenmesi, yargısal faaliyete ilişkin konuların soruşturmaya konu edilmemesi, disiplin cezasının demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun ve ölçülü olması, karara karşı başvuru imkanının sağlanması gerektiği, hakkında uygulanan idari işlemin hâkimlik teminatı ilkelerine aykırı olduğu, idari işlemin tesisinden önce savunma alınmadığı, adil yargılanma ilkesinin ihlal edildiği, dava konusu işlemin tesis edilmesinden sonraki tarihli delillerin hükme esas alınmasının hukuka aykırı olduğu, tanık ifadelerinin somut olay ve olguya dayanmayan, kişisel değerlendirme ve birkaç kişinin yaptığı dedikodu ile üretilen, varsayımlara dayalı, gerçeklikle ilgisi olmayan, hukuken delil niteliği taşımayan beyanlar olduğu, gerekçeli kararda tanıkların ... Ağır Ceza Mahkemesince yapılan yargılama sırasında vermiş oldukları beyanlar gözardı edilerek ısrarla HSK müfettişlerine vermiş oldukları aleyhe beyanlar tamamıyla doğru kabul edilerek bunların esas alındığı, itirazlarının tartışılmadığı, değerlendirilmediği, gizli tanık beyanlarının hükme esas alınmasının hukuka aykırı olduğu, henüz kendi kararlarını tek başına alamayacağı, öğrenci olduğu ve üniversite sınav stresinin olduğu bir dönemde, yaklaşık 24 sene önce, velisinin tasarrufu ile herhangi bir dershaneye gönderilmesinin Dairece meslekten ihraç kararına dayanak gösterildiği, sadece iki tane dershane tercihinin bulunduğu, bunlar içerisinde de maliyeti diğerine göre uygun olduğu için bahsedilen dershaneyi tercih ettiği, dershanede de lise son sınıf öğrencisi olarak üniversite sınavına hazırlanmak amacı dışında etrafında bulunan öğretmen ya da öğrencilerin herhangi bir ideolojik söylemine ya da davranışına muhatap olmadığı, Bylock verilerinin, Milli İstihbarat Teşkilatı tarafından tespit edilmiş olması ve hukuken geçerli başkaca kanıtlarla desteklenmemesi nedenleriyle ihraç işlemlerinde veri olarak kullanılamayacağı, Daire kararının Danıştayın yerleşik içtihatlarına ters olduğu, ByLock kullanmadığı, cezai yaptırımı hafif olan suçlarda bile bilgisayar çıktısı veya onaysız fotokopi ile mahkumiyet kararı verilemediği, ancak
silahlı terör örgütü üyeliği gibi vahim bir suçta kim tarafından düzenlendiği belli olmayan bilgisayar çıktısı 3-4 sayfadan ibaret bir belgenin mahkumiyet kararlarına, meslekten ihraç kararına karşı itirazlarının reddine dayanak yapıldığı, HTS kayıtları ile CGNAT kayıtlarının birbirini tutmadığı, Bylock tespit ve değerlendirme tutanağındaki tespitlerin bilimsel ve teknik bir incelemeye dayanmadığı, tamamen tahmin
ve varsayıma dayandığı, dava konusu kararın hukuk devleti ilkesine de aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'ÜN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;

"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
B) Hukuka aykırı karar verilmesi,
C) Usul hükümlerini uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Öte yandan, UYAP kayıtlarının incelenmesinden, Daire kararının "Maddi Olay ve Hukuki Süreç" kısmının "Davacıya İlişkin Süreç" bölümünde sözü edilen ve hükme esas alınmayan, davacının “silahlı terör örgütüne üyelik” suçundan 6 yıl 13 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin ... Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki … Bölge Adliye Mahkemesi ... Ceza Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyiz edildiği ancak Yargıtayca henüz bir karar verilmediği görülmüştür.
667 sayılı KHK uyarınca, hâkimlerin ve savcıların terör örgütüne üyelik ve mensubiyeti bulunmasa da terör örgütü ile iltisaklı veya irtibatlı olmaları nedeniyle meslekte kalmalarının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmalarına yönelik işlem tesis edilebilmesi mümkündür. Nitekim dava konusu işlem de davacının FETÖ/PDY terör örgütü ile iltisak ve irtibatının bulunduğu gerekçesiyle tesis edilmiştir.
Anayasa Mahkemesi, 14/11/2019 tarih ve E:2018/89, K:2019/84 sayılı kararında iltisaklı kavramını ''kavuşan, bitişen, birleşen'', irtibatlı kavramını ise ''bağlantılı'' olarak tanımlamış, bu kavramların hukuki niteliği ve objektif anlamının yargı içtihatlarıyla belirlenebileceğini belirtmiştir. Bu kavramlar ile, kişilerin cezai sorumluluğunu gerektiren örgüte üyelik ve mensubiyet kavramlarına nazaran terör örgütleri ile daha az yoğun ve atipik bir bağlantının vurgulandığı açıktır. Bu kapsamda kişilerin terör örgütleri ile irtibat ve iltisaklarının ortaya konulabilmesi için, örgütün amaçlarının gerçekleştirilmesi ya da örgütten yarar sağlamak maksadıyla gerek örgütten gelen talimatlar doğrultusunda gerekse inisiyatif alarak bulundukları hâl ve hareketler neticesinde örgüte veya kendilerine yarar sağladıkları ya da örgüt ile amaç birliği veya sosyal birliktelik görünümü içinde oldukları yönünde kanaat oluşması yeterlidir.
Bu itibarla, ceza muhakemesinde terör örgütüne üye olma suçunun tespitinde delil olarak değerlendirilecek bir kısım fiil ve davranışlar, üstün bir kamu gücü olan yargı yetkisini kullanan hâkim ve savcılar hakkında tesis edilen idari tedbir niteliğindeki işlemlerde terör örgütüne irtibat veya iltisakın sübut bulup bulmadığı yönünden örgüt üyeliğine göre farklı değerlendirilebilecek nitelikte olduğundan, davacının terör örgütü ile iltisak veya irtibatının bulunup bulunmadığına yönelik yargısal denetime ilişkin bu davada, ''silahlı terör örgütüne üye olmak'' isnadıyla açılan ve temyizen Yargıtayca incelenmekte olan ceza yargılamasında nihayeten verilecek kararın beklenilmesi gerekmemektedir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Beşinci Dairesinin temyize konu 12/10/2021 tarih ve E:2016/57994, K:2021/3022 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 15/06/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.