Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2022/611 Esas 2022/1913 Karar
Karar Dilini Çevir:
Danıştay
Dairesi: İdare Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2022/611
Karar No: 2022/1913
Karar Tarihi: 30.05.2022





DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2022/611 E.  ,  2022/1913 K.
"İçtihat Metni"

T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2022/611
Karar No : 2022/1913

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurulu
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU :Danıştay Beşinci Dairesinin 02/06/2021 tarih ve E:2017/1589, K:2021/1707 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacının, 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname'nin 3/1. maddesi uyarınca FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu gerekçesiyle meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun …tarih ve …sayılı kararı ile bu karara karşı yapılan yeniden inceleme talebinin reddine ilişkin …tarih ve …sayılı kararının iptali ile yoksun kaldığı özlük ve parasal haklarının yasal faiziyle birlikte iadesine karar verilmesi istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 02/06/2021 tarih ve E:2017/1589, K:2021/1707 sayılı kararıyla;
Davacı ve davalı idarenin usule ilişkin iddiaları ve davacının birleştirme talebi yerinde görülmediğinden işin esasına geçildiği,
"Maddi Olay ve Hukuki Süreç" ile "İlgili Mevzuat"a yer verilmiş; "Yargılamada İzlenen Usul ve Süreç", "FETÖ'ye İlişkin Tespit ve Değerlendirmeler", "Demokratik Anayasal Düzene Sadakat Yükümlülüğü", "Dava Konusu Edilen Kararın Hukuki Niteliği" başlıkları altında genel; "Kişiselleştirme ve Delillerin Değerlendirilmesi" başlığı altında hem genel hem de davacıya özel değerlendirmelerde bulunularak,
Davacı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Davacının, ceza yargılaması sonucunda …Ağır Ceza Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararı ile silahlı terör örgütüne üyelik suçundan 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, anılan karara karşı yapılan istinaf başvurusunun ise …Bölge Adliye Mahkemesi …Ceza Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararıyla esastan reddedildiği, anılan karara karşı yapılan temyiz başvurusunun ise …Cumhuriyet Başsavcılığının …esasına kaydedildiği ve Dairelerinin karar verdiği tarih itibarıyla UYAP ortamında yapılan inceleme sonucu anılan mahkumiyet kararının kesinleşmediğinin görüldüğü,
ByLock delili yönünden, davacı hakkında düzenlenen "ByLock Tespit ve Değerlendirme Tutanağı"ndan, davacının "..." ID numarasıyla ve bir kullanıcı adı ve şifre almak suretiyle bu ağa dâhil olduğunun anlaşıldığı,
Davacı hakkındaki tanık beyanları yönünden, davacının örgütün içinde yer aldığına, örgüt toplantılarına katıldığına, 2014 yılı HSK seçimlerinde örgütün sözde ''bağımsız'' adaylarını desteklediğine ve diğer hususlara yönelik kararda yer verilen ifadelerin değerlendirilmesi sonucunda, davacının FETÖ ile süregelen bir ilişki içerisinde olduğu sonucuna varıldığı,
YARSAV üyeliği yönünden, davacının YARSAV üyelik şeklinin FETÖ ile iltisak ve irtibatına yönelik destekleyici bir unsur olduğunun değerlendirildiği,
Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile kararda yer verilen açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının, FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu ve bu nedenle demokratik anayasal düzene sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, dava konusu kararlarla özel hayatına saygı hakkına yapılan müdahalenin AİHS ve Anayasa anlamında durumun gerektirdiği ölçüde bir tedbir niteliğinde olduğu anlaşıldığından dava konusu kararlarda hukuka aykırılık görülmediği,
Dava konusu kararlarda hukuka aykırılık görülmediğinden davacının bu kararlar nedeniyle yoksun kaldığı özlük ve parasal haklarının yasal faiziyle birlikte iadesi isteminin de reddi gerektiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, parasal haklara ilişkin talebi nedeniyle Danıştay Başkanlığının hasım mevkiine alınması gerektiği, dava konusu işleme bağlı olarak ağustos, eylül, ekim ve kasım aylarında maaş ödemesinin yapılmaması konusunda davalı idarenin takdir hakkının bulunmadığı, disiplin sürecinin işletilmediği, somut delil, tespit, gerekçe bulunmadan işlemin tesis edildiği, tarafına herhangi bir bilgi ve belgenin tebliğ edilmediği, hak arama özgürlüğünün ihlal edildiği, savunmasının alınmadığı, kararın tedbir ve kısıtlama değil, yaptırım ve hakları kaldırma niteliğinde olduğu, Anayasa, uluslararası sözleşmeler ve ölçülülük ilkasine aykırı uygulama yapıldığı, kurumların somut delil göstermeden birbirine atıf yaparak haklarını gasp ettiği, hakimlik teminatının hiçe sayıldığı, hiçbir usule uyulmadığı, suç ve cezaların şahsiliğine aykırı uygulama yapıldığı, kişiselleştirme yapılmadığı, cezaların ve disiplin işlemlerinin geriye dönük olarak uygulanmasının hukuka aykırı olduğu, sosyal çevre bilgisi, irtibat, itisak gibi kavramların hukuki değil, istihbari kavramlar olduğu, hukuka aykırı olduğu, 667 sayılı KHK'nın fonksiyon gaspı ve yargıya talimat verilmesi niteliğinde olduğu, OHAL KHKları ile kanunlarda değişiklik yapılamayacağı, hakimlerin disiplin işlemlerinin KHK ile düzenlenemeyeceği, dava konusu kararın çelişkilerle dolu olduğu, uluslararası kurumların raporlarının da hukuka aykırılıkları gösterdiği, dava konusu kararın bir disiplin işlemi olduğu, binlerce hakime milyarlarca ödenecek tazminatın sorumluluğunun hukuksuzlukları görmeyenlerin üzerinde kalacağı, kanunilik ilkesine aykırı uygulamalar yapıldığı, tanıklar ve Bylock denilen delillerin usule aykırı soruşturmalarda elde edildiği, tanıkların hiçbiriyle yüzleştirilmediği, söylediklerinin hiçbir
dayanağı, gerçekliğinin bulunmadığı, iki tanığın sonraki ifadelerinde bu belirttiklerinin doğru olmadığını ifade ettiği, savunmada belirtilen birinin adli soruşturmada dahi karşılaşmadığı bir
ifade olduğu, hiçbirinin tarafına tebliğ edilmediği, tamamen soruşturmalardan kurtulmak için verilen ifadeler olduğu, delilerin suça ve disiplinsizliğe dair hiçbir şey içermediği, Bylock denilen delilin AİHM Benedict & Slovenya kararı uyarınca AİHS'in 8. maddesine aykırı olduğu, ayrıca adil yargılanma hakkının ihlal edilmesi anlamında 6. maddeye de aykırı olduğu, kimlik üzerinden yargılama ve cezalandırmalar yapılarak ayrımcılık yapıldığı, MİT raporlarının delil olamayacağı, farklı bir uygulamanın eşitlik ilkesine aykırı olduğu, 2802 sayılı Kanun uyarınca ihraç kararı kesinleşinceye kadar maaşın ödenmeye devam edileceği, kararın kasım ayında kesinleştiği, bu arada bu konuda Danıştay Başkanlık Kurulunda karar alan kişilerin bu davaya bakmaması gerektiği, YARSAV üyeliğinin bu şekilde yorumlanmasının AİHS, Anayasa ve diğer uluslararası sözleşmelere aykırı olduğu, masumiyet karinesinin ihlal edildiği, yargılamanın makul sürede tamamlanmadığı, savunma alınmadığı, kanunilik ilkesine aykırı şekilde karar alındığı, dernek kurma ve üye olma özgürlüğüne aykırı şekilde gerekçeler üretildiği, ayrımcılık yapıldığı, düşünce özgürlüğüne aykırı şekilde oluşturulan listelere istinaden karar alındığı, aile ve özel yaşama saygı hakkı ihlal edilerek yasadışı delil üretildiği, yargı kararlarının uygulanmadığı, mülkiyet hakkının, eğitim hakkının, suç ve cezaların şahsiliği ilkesinin, gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği, tedbirin ölçülü olmadığı, sadakat yükümlülüğüne aykırı hareket ettiğine dair herhangi somut bir delil bulunmadığı, milletlerarası hukuktan doğan yükümlülüklere uyulmadığı, çekirdek haklara müdahalede bulunulduğu, insan haklarının ihlal edildiği, Danıştay'ın tarafsızlığını kaybettiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'ÜN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Beşinci Dairesinin temyize konu 02/06/2021 tarih ve E:2017/1589, K:2021/1707 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 30/05/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.





























Full & Egal Universal Law Academy