Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2022/2488 Esas 2022/3894 Karar
Karar Dilini Çevir:
Danıştay
Dairesi: İdare Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2022/2488
Karar No: 2022/3894
Karar Tarihi: 21.12.2022




T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2022/2488
Karar No : 2022/3894
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onuncu ve Sekizinci Daireleri Müşterek Kurulunun 09/11/2021 tarih ve E:2017/1492, K:2021/5382 sayılı kararının iptale ilişkin kısmının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 26/10/2016 tarih ve 29869 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yetkili Teknik Sorumluların Görev, Yükümlülük ve Sertifikalandırılmasına Dair Tebliğ'in (SGM-2016/22) 2. maddesinin 2. fıkrasının (a) ve (b) bentlerinin; 5. maddesinin; 11. maddesinin 1. ve 2. fıkralarının; 12. maddesinin ve Geçici 1. maddesinin iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onuncu ve Sekizinci Daireleri Müşterek Kurulunun 09/11/2021 tarih ve E:2017/1492, K:2021/5382 sayılı kararıyla;
Dava konusu Tebliğ'in 12. maddesi yönünden:
635 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin, dava konusu Tebliğ'in yayımlandığı tarihte yürürlükte olan 7. maddesinin 1. fıkrasının (g) bendi belirtilerek;
Anılan maddede davalı idareye otomotiv mevzuatı kapsamında yetkilendirilmiş mühendislerin/teknik sorumluların yetki sertifikaları ile imza yetkilerinin askıya alınmasına, iptal edilmesine veya bu konuda düzenleme yapılabilmesine ilişkin bir görev verilmediği;
Bu hususun, araçların teknik düzenlemelere uygunluğunu belgelendirmek veya belgelendirilmesini sağlamak görevi kapsamında olduğunun söylenemeyeceği;
Bu durumda; dava konusu düzenleme ile dayanağı 635 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile davalı idareye verilmeyen bir yetkinin ilk elden düzenlendiği, yetkili teknik sorumlu olarak görev yapan kişilerin bir daha bu görevi yapamamaları sonucunu doğuracak yaptırımların daha üst bir normda düzenlenmeden doğrudan Tebliğ'de düzenlenmesinin mümkün olmadığı anlaşıldığından, düzenlemede hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu 12. maddenin iptaline;
Tebliğ'in dava konusu diğer kısımları yönünden ise; söz konusu Tebliğ maddelerinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından,yetkili teknik sorumluların işlerini layıkıyla yapmamaları halinde telafisi mümkün olmayan kazalara yol açıldığı, bu nedenle gerekliliklere aykırı hareket edenler açısından düzenleme yapıldığı ve sorumlulukların özenle yerine getirilmesinin amaçlandığı, Bakanlığın düzenleme yetkisi kapsamında kural tesis edildiği, anılan düzenlemelerde hukuka aykırılık bulunmadığı ve Müşterek Kurul kararının iptale ilişkin kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Müşterek Kurul kararının temyize konu kısmının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı (Mülga Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı) tarafından yürütülen otomotiv mevzuatı kapsamında faaliyette bulunan veya görev yapan teknik elemanların sınav sonucu sertifikalandırılarak yetkili teknik sorumlu olmalarını, bunların görev ve yükümlülüklerini, çalışma usul ve esaslarını, yetkili teknik sorumlu adaylarının eğitilmesi, sınava tabi tutulması ve başarılı olanların sertifikalandırılması konusunda görevlendirilecek kurum/kuruluşlar ve firmalar ile ilgili diğer hususları düzenlemek amacıyla, 635 sayılı Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 7. maddesine dayanılarak hazırlanan "Yetkili Teknik Sorumluların Görev, Yükümlülük ve Sertifikalandırılmasına Dair Tebliğ (SGM-2016/22)", 26/10/2016 tarih ve 29869 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Bunun üzerine Tebliğ'in muhtelif maddelerinin iptali istemiyle temyizen incelenen dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT :
Dava konusu Yetkili Teknik Sorumluların Görev, Yükümlülük ve Sertifikalandırılmasına Dair Tebliğ'in dayanağı olan 635 sayılı Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 7. maddesinin 1. fıkrasında;
" f) Sanayi ürünlerine ilişkin teknik düzenlemeleri uyumlaştırmak, teknik mevzuatı ve ilgili standart listelerini hazırlamak ve uygulamaya koymak, teknik düzenlemesi ve standardı bulunmayan sanayi ürünlerinin denetimine esas olacak özelliklerini tespit etmek veya ettirmek,
(g) Sanayi ürünlerine ilişkin teknik düzenlemeler kapsamında yetkilendirilecek onaylanmış ve uygunluk değerlendirme kuruluşları ile teknik hizmet kuruluşlarının taşıması gereken nitelikleri belirlemek, bu kuruluşları görevlendirmek, gerektiğinde görevlendirmeyi geçici olarak durdurmak veya iptal etmek,
(ğ) Araçların karayolu yapısına ve trafik güvenliğine uygun üretilmesi için gerekli teknik düzenlemeleri hazırlamak ve uygulamaya koymak, araçların teknik düzenlemelere uygunluğunu belgelendirmek veya belgelendirilmesini sağlamak,"
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı (Mülga Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı) Sanayi Genel Müdürlüğünün görevleri arasında sayılmıştır.
Öte yandan, Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulmasının, 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkün olduğu düzenlenmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
635 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin yukarıda metnine yer verilen 7. maddesinde; davalı idareye, araçların karayolu yapısına ve trafik güvenliğine uygun üretilmesi için gerekli teknik düzenlemeleri hazırlayıp, uygulamaya koymak ve araçların teknik düzenlemelere uygunluğunu belgelendirmek veya belgelendirilmesini sağlamak ve sanayi ürünlerine ilişkin teknik düzenlemeler kapsamında yetkilendirilecek onaylanmış ve uygunluk değerlendirme kuruluşları ile teknik hizmet kuruluşlarının taşıması gereken nitelikleri belirlemek, bu kuruluşları görevlendirmek, gerektiğinde görevlendirmeyi geçici olarak durdurmak veya iptal etmek ve araçların teknik düzenlemelere uygunluğunu belgelendirmek veya belgelendirilmesini sağlamak görevleri verilmiştir.
Dava konusu Tebliğ'in "Sertifikanın ve imza yetkisinin askıya alınması veya iptali" başlıklı 12. maddesinde ise;
"Bu Tebliğ ve ilgili otomotiv mevzuatı hükümlerine ve gerektirdiği hususlara aykırı hareket ettiği veya usulsüz işlem yaptığı şikâyet üzerine veya piyasa gözetim ve denetim esnasında da dâhil olmak üzere, Bakanlık veya kurum/kuruluş tarafından tespit edilen yetkili teknik sorumlunun yetki sertifikası ve uygunluk belgesini imzalamaya yetkili kişilerin imza yetkisi otuz günlüğüne askıya alınır. Askı süresinde uygunsuzluğunu düzeltmeyenlerin sertifikaları iptal edilir. Yetki sertifikası iki kez iptal edilenler yetkili teknik sorumlu olmak için başvuru yapamazlar.
(2) Yetkili teknik sorumlunun bu Tebliğ kapsamındaki görev ve yükümlülükleri ile ilgili 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 204 ila 208 inci maddeleri kapsamında hüküm giymesi durumunda, yetki sertifikası doğrudan iptal edilir ve yetkili teknik sorumlu olmak için tekrar başvuru yapamaz. Yetki sertifikası iptal edilenlerin görevlendirildikleri/çalıştıkları imalatçı/ithalatçı/tadilatçı firmalar yapılan usulsüzlüğün veya aykırılığın giderilmesini sağlamak zorundadır. " kuralına yer verilmiştir.
Uyuşmazlığın çözümü için, genel olarak, idarenin düzenleme yetkisinin kapsamı ve bu bağlamda idarenin özerk ve türev düzenleme yetkisi üzerinde durulmalıdır.
Anayasa'nın 124. maddesinde, kamu tüzel kişilerinin, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla, yönetmelikler çıkarabileceği düzenlenmiştir. Bu düzenleme, idarenin özerk ve türev düzenleme yetkisinin anayasal dayanağını oluşturmaktadır.
İdarenin düzenleme yetkisinin aslında ikincil, türev nitelikte olduğu hususunda bir duraksama bulunmamaktadır. Anayasa'ya göre, idarenin, düzenleme yetkisini kanunlar çerçevesinde ve kanunlara uygun olarak kullanması gereklidir.
Ayrıca, normlar hiyerarşisi olarak bilinen temel hukuk ilkesine göre, normlar arasında altlık ve üstlük ilişkisi söz konusu olmakta ve her norm geçerliliğini bir üst hukuk normundan almaktadır. Başka bir anlatımla normlar hiyerarşisi, her türlü normun hiyerarşik olarak bir sıra dahilinde sıralanması ve birbirine bağlı olması anlamına gelmekte olup; bunun doğal sonucu olarak, hiyerarşik sıralamada daha altta yer alan normun, kendisinden üstte bulunan norma aykırı hükümler içeremeyeceği, bir başka deyişle alt norm niteliğindeki düzenleyici işlemlerin, bir hakkın kullanımını üst normda öngörülmeyen bir şekilde daraltamayacağı veya kısıtlayamayacağı; dolayısıyla, düzenleyici bir işlemin kendinden önce gelen kanun ve yönetmelik hükümlerine aykırı düzenlemeler getiremeyeceği kabul edilmektedir.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlığa bakıldığında, davalı idarenin dava konusu alandaki düzenleme yetkisinin ve bu yetkinin hukuka uygun olarak kullanılıp kullanılmadığının irdelenmesi gerekmektedir.
Yukarıda belirtilen mevzuat hükümleri bir bütün olarak değerlendirildiğinde; 635 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'de araçların karayoluna ve trafiğe çıkmasından önce, karayolu yapısı ve trafik güvenliğine uygun üretilmelerini sağlamak amacıyla davalı idare tarafından teknik düzenlemeler yapıldığı, idarece teknik düzenlemeler kapsamında yetkilendirilecek onaylanmış ve uygunluk değerlendirme kuruluşları ile teknik hizmet kuruluşlarının taşıması gereken niteliklerin belirlenebileceği ve idarenin görevlendirdiği bu kuruluşların görevlendirmesini gerektiğinde geçici olarak durdurabileceği gibi iptal de edebileceği, söz konusu teknik düzenlemelere uygunluğun belgelendirilmesinin ise yetkili kurum/kuruluşlar tarafından verilen eğitim, sertifika ve mevzuattaki diğer koşulları sağlayan yetkili teknik sorumlular tarafından sağlandığı görülmektedir.
Bu haliyle, kişilerin can ve mal güvenliği açısından önem taşıyan araçların teknik özelliklere uygunluğunun belgelendirilmesi amacıyla öngörülen süreçte, davalı idarenin yetkili teknik sorumlulara eğitim ve sertifika vermekle görevlendireceği kuruluşların niteliklerini belirleyebileceğinin ve görevlendirmelerini sonlandırabileceğinin açıkça 635 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'de düzenlenmiş olması karşısında, yine aynı görev ve yetkisi kapsamında söz konusu uygunluğunu değerlendirerek bu hususu belgelendirecek olan yetkili teknik sorumlular açısından da mevzuata aykırı hareket ettiklerinin veya usulsüz işlem yaptıklarının tespiti halinde sertifika ve imza yetkisinin askıya alınması ve devamında uygunsuzluğun düzeltilmemesi halinde sertifikanın iptaline ilişkin düzenleme yapabileceği tabii olduğundan, dava konusu Tebliğ'in 12. maddesinde üst hukuk normuna aykırılık bulunmamaktadır.
Diğer yandan, yetkili teknik sorumlular tarafından yerine getirilen görevin önemi, teknik mevzuata uygun olmayan araçların trafiğe çıkmasının, karayolunda can ve mal güvenliği açısından telafisi imkansız zararlara yol açabileceği de dikkate alındığında, davalı idarece düzenleme yapma yetkisinin, kamu yararı doğrultusunda ve hukuka uygun olarak kullanıldığı sonucuna varılmaktadır.
Bu durumda, dava konusu Tebliğ'in 12. maddesinde hukuka aykırılık, dava konusu düzenlemenin iptali yolundaki Müşterek Kurul kararının temyize konu bu kısmında ise hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne;
2. Dava konusu Tebliğ'in 12. maddesinin iptali, diğer kısımları yönünden davanın reddi yolundaki Danıştay Onuncu ve Sekizinci Daireleri Müşterek Kurulunun 09/11/2021 tarih ve E:2017/1492, K:2021/5382 sayılı kararının temyize konu iptale ilişkin kısmının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Danıştay Onuncu Dairesine gönderilmesine,
4. Kesin olarak, 21/12/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.