Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2022/1760 Esas 2022/2146 Karar
Karar Dilini Çevir:
Danıştay
Dairesi: İdare Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2022/1760
Karar No: 2022/2146
Karar Tarihi: 15.06.2022





DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2022/1760 E.  ,  2022/2146 K.
"İçtihat Metni"

T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2022/1760
Karar No : 2022/2146
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:… K:… sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Afganistan uyruklu davacı tarafından, uluslararası koruma talebinin reddine ilişkin Göç İdaresi Genel Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı işleminin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla;
Davacının, Afganistan genelindeki silahlı çatışma nedeniyle, ayrım gözetmeyen şiddet hareketlerine maruz kalıp kalmayacağı konusunda yeterli düzeyde bir değerlendirme yapılması, başka bir ifade ile davacının uluslararası koruma talebinin 6458 sayılı Kanun'un 63. maddesinde düzenlenen ikincil koruma statüsü açından menşe ülke hakkında ulusal, uluslararası kuruluşlar (Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği vs.) ve sivil toplum örgütleri ile ülkemizin Afganistan'da bulunan Büyükelçiliği veya konsolosluklarınca hazırlanan varsa raporlar dikkate alınarak değerlendirilmesi ve diğer taraftan, davacının ülkesinde güvenli bölgelerin var olup olmadığı hususunun da 6458 sayılı Kanun'un 78. maddesinin 4. fıkrası gereğince araştırılması gerekirken, uluslararası koruma talebinin reddedilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle işlemin iptaline karar verilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onuncu Dairesinin 04/02/2020 tarih ve E:2016/2461, K:2020/212 sayılı kararıyla;
Davacının, geçmişteki hangi fiili veya durumları nedeniyle ülkesine iadesi halinde zulme maruz kalacağı konusunu maddi gerekçelere dayandırmadığı gibi, davalı idare tarafından dosyaya sunulan menşe ülke raporunda, Afganistan'ın doğu bölgesinde yer alan başkent Kabil'in ülke içi yer değiştirmeye uygun olduğu, Afganistan'daki çatışmaların uluslararası korumanın varlığı için gerçek bir risk oluşturmadığı, İngiltere Göç İdaresinin, İngiltere'den Kabil'e gönderilenlerin ülke içinde yer değiştirenlerden daha iyi durumda oldukları, Kabil'in ülkenin en az çatışmanın meydana geldiği ve uluslararası güçlerin en iyi birliklerinin bulunduğu yerlerden ve ülke içinde yer değiştirmenin genel anlamda uygulanabilir bir seçenek olduğu belirtildiğinden, davacının ülkesi içinde dahili kaçış ve yer değiştirme alternatifinin bulunduğu; ayrıca İran'dan kişisel ve ekonomik sebeplerden dolayı ayrılarak İran üzerinden ülkemize gelen davacının İran'da zulme uğradığına ilişkin somut bir bilgi ve belge de sunamadığı;
Bu durumda, uluslararası korumanın amacının, başvuru sahibi kişilerin ülkede yukarıda yer verilen ulusal ve uluslararası mevzuat hükümleri uyarınca belirlenen sebepler dışında kalmalarına izin verilmesi şeklinde değerlendirilemeyeceği ve anılan statünün amacının zulme uğrama korkusu içinde bulunan ve gerçekten bu riski taşıyan şahısların ülkede belirlenen statü içerisinde kalmalarına izin vermek olduğu hususları göz önünde bulundurulduğunda; davacının uluslararası koruma başvurusunun kabulüne olanak sağlayacak şartların mevcut olmadığı dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşıldığından davalı idare tarafından davacı hakkında, talebinin bireysel olarak değerlendirilerek uluslararası koruma için gereken kriterleri taşımadığı gerekçesiyle ulusal mevzuata ve Türkiye'nin taraf olduğu temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalara uygun olarak verilen uluslararası koruma başvurusunun reddine ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılarak, … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi ısrar kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:… K:… sayılı kararıyla; dava konusu işlemin iptali yolundaki ilk kararda ısrar edilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin emsal kararlarına bakıldığında, kişinin kendi ülkesinde güvenli bölgede yaşama ihtimali varsa başka ülkeden sığınma talebinde bulunmasının makul kabul edilmediği, BMMYK Türkiye Bürosunun Türkiye'de çalışmasına esas olan … tarih ve … sayılı Kararname uyarınca, BMMYK'nın kendi başına mülteci ve/veya sığınmacı statüsü verme gibi bir misyonunun bulunmadığı, davacının mülakat raporlarındaki ifadeleri ile ülke içinde sergilediği davranışlarındaki çelişkiye dikkat edilmeden hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'ÜN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile ısrar kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Mahkemece verilen 18/11/2021 tarihli ısrar kararında, üye hâkimlerden bir tanesinin dosyada mevcut fiziki görüşme tutanağı ile fiziki gerekçeli kararda ıslak, UYAP ortamındaki elektronik görüşme tutanağı ile elektronik gerekçeli kararda elektronik imzası bulunmamaktadır. Dosyada mevcut fiziki görüşme tutanağı ile fiziki gerekçeli kararda bu üyenin imzası yerine "imzada bulunamadı" kaşesi basılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT :
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Tutanaklar" başlıklı 23. maddesinde, her dava dosyası için görüşmelere katılan başkan ve üyelerin ad ve soyadlarını, çoğunlukta ve azınlıkta bulunanları da gösteren bir tutanak düzenleneceği; bu tutanakların görüşmelere katılanlar tarafından aynı toplantıda imzalanacağı ve dosyalarında saklanacağı; "Kararlarda bulunacak hususlar" başlıklı 24. maddesinde, kararlarda, kararı veren mahkeme başkan ve üyelerinin ad ve soyadları ile imzaları ve varsa karşı oylarının belirtileceği; 31. maddesinde, elektronik işlemler hususunda, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun uygulanacağı kurala bağlanmıştır.
Yürürlükten kaldırılan Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu yerine uygulanan Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun "Elektronik işlemler" başlıklı 445. maddesinin ilk fıkrasında, "Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP), adalet hizmetlerinin elektronik ortamda yürütülmesi amacıyla oluşturulan bilişim sistemidir. Dava ve diğer yargı işlemlerinin elektronik ortamda gerçekleştirildiği hallerde UYAP kullanılarak veriler kaydedilir ve saklanır." kuralına yer verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin İdari İşler ile Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesi Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmelik'in "Karar kartonu" başlıklı 56. maddesinin 2. fıkrasında "Elektronik ortamda hazırlanan hüküm, hükme katılan başkan ve üyeler tarafından güvenli elektronik imza ile imzalanarak UYAP veri tabanında saklanır. Ayrıca hükmün çıktısı hükme katılan başkan ve üyeler tarafından imzalanıp mahkeme mührüyle mühürlenerek karar kartonunda muhafaza edilir." hükmü; "Tutanaklar" başlıklı 69. maddesinin 1. fıkrasında ise "Tutanaklar, her dava dosyası için görüşmelere katılan başkan ve üyeler ile tarafların ad ve soyadları, incelenen dosyanın numarası, dava konusu, verilen kararların sonucu ile çoğunlukta ve azınlıkta bulunanları gösterir şekilde düzenlenir. Bu tutanaklar görüşmelere katılanlar tarafından aynı toplantıda imzalanır ve dosyasında saklanır." hükmü bulunmaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda aktarılan mevzuatın değerlendirilmesinden, mahkemelerce görüşülen dosyalarda verilen kararların bir tutanağa bağlanacağı, bu tutanağın görüşmelere katılanlar tarafından aynı toplantıda imzalanacağı; gerekçeli kararda da kararı veren hâkimlerin ad ve soyadları ile imzalarının bulunacağı anlaşılmaktadır.
Herhangi bir sebeple görüşme tutanağının üye hâkimlerden biri tarafından imzalanmamasında Kanun'un açık lafzına uygunluk bulunmadığı, böyle bir durumun kararı şekil yönünden sakatlayarak hukuka aykırı hale getirdiği tartışmasızdır. Hatta belirtilen şekilde tutanak düzenlenmiş olması durumunda ortada şekil bakımından hukuken geçerli bir kararın bulunduğundan söz edilmesi dahi mümkün değildir.
Yukarıda açıklandığı üzere, somut olayda, kararda ismi bulunan bir üyenin temyize konu Mahkeme kararında ve karara ilişkin görüşme tutanağında ıslak imzası bulunmadığı gibi elektronik imzası da mevcut değildir.
Açıklanan sebeplerle ortada hukuken geçerli, Kanun'da belirtilen şekle uygun ve temyiz incelemesine elverişli bir mahkeme kararı bulunmamaktadır.
Bu itibarla, dava konusu işlemin iptali yolundaki temyize konu ... İdare Mahkemesinin ısrar kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne;
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin ... İdare Mahkemesinin temyize konu … tarih ve E:… K:… sayılı ısrar kararının BOZULMASINA,
3.Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … İdare Mahkemesine gönderilmesine,
4. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15/06/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.




























Full & Egal Universal Law Academy