Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2022/1228 Esas 2022/2860 Karar
Karar Dilini Çevir:
Danıştay
Dairesi: İdare Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2022/1228
Karar No: 2022/2860
Karar Tarihi: 13.10.2022




T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2022/1228
Karar No : 2022/2860
TEMYİZ EDENLER : I- (DAVACILAR) :
1- …
2- …
3- …
4- …
5- …
6- …
VEKİLLERİ : Av. …
II- (DAVALILAR) :
1- … Bakanlığı
VEKİLİ: I. Hukuk Müşaviri Yrd. V. …
2- … Valiliği
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:…sayılı ısrar kararının taraflarca aleyhe olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 10/10/2015 tarihinde Ankara Tren Garı önünde yaşanan iki büyük patlamada davacıların yakını …'nın hayatını kaybetmesi nedeniyle oluştuğu ileri sürülen maddi ve manevi zararların tazmini istemiyle yapılan 07/12/2015 tarihli başvuruların reddine ilişkin işlemin iptali ile bu olay nedeniyle oluştuğu ileri sürülen maddi ve manevi zararların karşılığında 5.000,00-TL (ıslah sonrası 410.321,13-TL) maddi tazminatın olay tarihinden itibaren ve davacılardan …için 300.000,00-TL, diğer davacıların her biri için ayrı ayrı 250.000,00-TL olmak üzere toplam 1.550.000,00-TL (ıslah sonrası … için 250.000,00-TL, diğer davacıların her biri için ayrı ayrı 150.000,00 TL olmak üzere toplam 1.000.000,00-TL) manevi tazminatın idareye başvuru tarihinden itibaren işletilecek faiziyle birlikte davalı idarelerce ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …İdare Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararıyla;
Mahkemelerince yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunda; …'nın hayatını kaybetmesi ve maddi desteğinden yoksun kalınması nedeniyle davacılardan eşi …'nın 254.674,49-TL, kızı …'nın 17.199,71-TL, kızı …'nın 25.156,80-TL, kızı …'nın 28.999,49-TL, kızı …'nın 37.358,32-TL, Kızı …'nın 46.932,32-TL maddi zararı olduğunun belirtildiği, 15/10/2018 tarihinde kayda giren miktar artırım dilekçesi ile talep edilen toplam 410.321,13-TL maddi tazminatın, 5.000,00-TL'si için idareye başvuru tarihinden itibaren, 405.321,13-TL'si için miktar artırım dilekçesinin davalı idarelere tebliğ edildiği 24/10/2018 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin faiz talebinin reddine,
Dava konusu olay nedeniyle duyulan acı ve üzüntü ile orantılı olarak takdiren, davacılardan … için 30.000,00-TL, diğer davacıların her biri için ayrı ayrı 20.000,00-TL olmak üzere toplam 130.000,00-TL manevi tazminatın davalı idareye başvuru tarihi olan 07/12/2015 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat istemlerinin reddine,
2577 sayılı Kanun'un 13. maddesi uyarınca, idari eylemler nedeniyle uğranılan zararların tazmini istemiyle açılacak davalardan önce idarelere başvurularak alınması zorunlu kılınan, fakat kesin ve yürütülebilir işlem niteliği bulunmayan ön kararların iptal davasına konu edilmelerinin mümkün olmadığı gerekçesiyle, dava konusu işlemin iptali istemi yönünden davanın incelenmeksizin reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti : …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararıyla;
Davacıların istinaf isteminin reddine, davalı idarelerin istinaf istemlerinin kısmen reddine, kısmen kabulüne, Mahkeme kararının;
Davacılardan … için 30.000,00-TL, diğer davacıların her biri için ayrı ayrı 20.000,00-TL olmak üzere toplam 130.000,00-TL manevi tazminatın idareye başvuru tarihi olan 07/12/2015 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı idarelerce davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat istemlerinin reddine, tazminat taleplerinin reddine ilişkin işlemin iptali isteminin incelenmeksizin reddine ilişkin kısmının onanmasına,
Davacılardan … için 254.674,49-TL, …için 17.199,71-TL, …için 25.156,80-TL, …için 28.999,49-TL, …için 37.358,32-TL, …için 46.932,32-TL olmak üzere toplam 410.321,13-TL maddi tazminatın, 5.000,00-TL'si için idareye başvuru tarihi olan 07/12/2015 tarihinden, 405.321,13-TL'si için ıslah dilekçesinin davalı idarelere tebliğ edildiği 24/10/2018 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davacılara ödenmesine ilişkin kısmının kaldırılmasına, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun değişik 45/4.maddesi uyarınca maddi tazminat yönünden yeniden incelenen davanın kısmen kabulü ile eş …için 206.337,50-TL, çocukları …için 6.484,89-TL, …için 12.243,43-TL, …için 15.378,58-TL, …ı için 22.183,33-TL, …için 30.894,47-TL olmak üzere toplam 293.522,63-TL maddi tazminatın, 5.000,00-TL'si için idareye başvuru tarihi olan 07/12/2015 tarihinden itibaren, 288.522,63-TL'si için ıslah dilekçesinin davalı idarelere tebliğ edildiği 24/10/2018 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin maddi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onuncu Dairesinin 15/12/2020 tarih ve E:2020/936, K:2020/6284 sayılı kararıyla;
27/07/2004 tarih ve 25535 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun'un 1., 2., 6., 7., 8., 9., 12. ve Geçici 1. maddelerine atıfta bulunularak;
Dosyanın ve aynı olaya ilişkin temyiz dosyalarının birlikte incelenmesinden; 10/10/2015 tarihinde Ankara Tren Garı’nda meydana gelen patlamalar nedeniyle zarara uğrayan davacılar tarafından, olayın engellenememesi ve sonrasında zararın büyümesi, kayıpların artması sonucunu doğuracak şekilde davalı idarenin/idarelerin hizmet kusuru bulunduğunun ileri sürüldüğü, ancak İdare Mahkemeleri ile Bölge İdare Mahkemesi tarafından olayda davalı idarenin/idarelerin hizmet kusuru bulunmadığı sonucuna varıldığı, davacılar tarafından dosyalarda bulunan olaya ilişkin bilgi ve belgelerin değerlendirilmediği yolundaki hizmet kusuruna ilişkin iddialar temyiz aşamasında da devam ettiğinden Dairelerince öncelikle bu hususa ilişkin ve davacıların temyiz iddiaları doğrultusunda olay öncesi, olay esnası ve olay sonrası olarak sürecin değerlendirildiği,
Dava konusu olayın bir terör olayı olduğu açık olmasına rağmen, bu terör olayında idarenin hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluğunun bulunup bulunmadığının açıklığa kavuşturulması gerektiği, Dairelerinin konuyla ilgili yerleşik içtihadının, terör eylemi sonucu bir zararın ortaya çıkması durumunda, öncelikle söz konusu olayın meydana gelmesinde idarelere atf-ı kabil bir hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk hallerinin bulunup bulunmadığının araştırılması, idarenin gerek hizmet kusuru gerekse kusursuz sorumluluk hallerinin olayda bulunmaması durumunda 5233 sayılı Kanun kapsamında gerekli inceleme ve araştırma yapılarak karar verileceği yönünde olduğu,
Dava dosyası ve aynı olaya ilişkin olarak açılan diğer temyiz dosyalarının birlikte incelenmesinden, dava konusu olay öncesinde, olay esnasında ve olay sonrasında, davalı idare/idarelere atfedilebilecek hizmet kusuru ya da kusursuz sorumluluk halinin bulunmadığının anlaşıldığı,
Temyize konu kararın maddi tazminata ilişkin kısmı yönünden;
5233 sayılı Kanun'un yürürlüğünden sonra meydana gelen ve idarenin kusur ya da kusursuz sorumluluğunun bulunmadığı terör olaylarında maddi zarar talebinin anılan Kanun kapsamında değerlendirilmesi gerektiği,
Bu durumda Bölge İdare Mahkemesince; olayın terör olayı olması ve olayda idarenin kusurlu veya kusursuz sorumluluk sebeplerinin olmadığı gözetilerek maddi tazminatın sosyal risk ilkesinin kanunlaşmış hali olan 5233 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilmesi gerekirken genel hükümlere dayanılarak maddi tazminat ödenmesine karar verilmesinde hukuki isabet görülmediği,
Temyize konu kararın manevi tazminata ilişkin kısmı yönünden;
Manevi tazminatın, kişinin mal varlığında meydana gelen eksilmeyi gidermeye yönelik bir tazmin aracı değil, manevi değerlerinde bir eksilme meydana gelen ve yaşama sevinci ve zevki azalan kişinin manen tatminini sağlamaya yönelik bir tazmin aracı olduğu, başka türlü giderim yollarının bulunmayışı veya yetersiz kalışı manevi tazminatın parasal olarak belirlenmesini zorunlu kıldığı, olay nedeniyle duyulan elem ve ızdırabı kısmen de olsa hafifletmeyi amaçlayan manevi tazminatın, zenginleşmeye yol açmayacak şekilde belirlenmesi ve tam yargı davalarının niteliği gereği takdir edilecek manevi tazminat miktarının, olayın ağırlığını ortaya koyacak, hukuka aykırılığı özendirmeyecek, bir başka ifade ile benzeri olayların bir daha yaşanmaması için caydırıcı ve aynı zamanda cezalandırıcı bir miktarda olması gerektiği,
Bakılan uyuşmazlıkta, Bölge İdare Mahkemesince söz konusu patlamalarda vefat eden kişilerin yakınlarının açmış olduğu manevi tazminat istemli dosyalarda aynı derecede yakınlık bağı bulunan kişiler için farklı miktarlarda manevi tazminata hükmedildiğinin görüldüğü, bu dosyada hükmedilen davacı eş için 30.000,00-TL, davacı çocukların her biri için ayrı ayrı 20.000,00-TL manevi tazminatın Dairelerinin içtihatlarına göre yeterli ve tatmin edici miktarda olmadığı, bu nedenle manevi tazminatın amaç ve niteliği de dikkate alınarak olay karşısında duyulan acıyla da orantılı olacak şekilde yeniden takdir edilmesi gerektiği sonucuna varıldığı,
Aynı olaya ilişkin açılan dava dosyalarında, eş için belirlenen 50.000,00-TL ile çocuk için belirlenen 40.000,00,TL manevi tazminat miktarının onandığı gerekçesiyle,
…Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi ısrar kararının özeti: …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararıyla;
Dairelerinin 10/09/2019 tarih ve E:2019/68, K:2019/1234 sayılı kararının, Danıştay Onuncu Dairesi'nin 15/12/2020 tarih ve E:2020/936, K:2020/6284 sayılı kararı ile maddi ve manevi tazminat yönünden bozulması üzerine, dava dosyası yeniden incelenerek işin gereğinin görüşüldüğü,
Dava dosyasının, Danıştay Onuncu Dairesi kararındaki maddi tazminat yönünden bozma nedenleri bakımından tekrar incelendiği ve Dairelerinin ilk kararında maddi tazminat yönünden ısrar edilmesi gerektiği sonucuna ulaşılarak, Dairelerine ait ilk kararın maddi tazminata ilişkin kısmı yönünden ilk kararda ısrar edilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacılar tarafından, olayda idarelerin ağır hizmet kusurlarının bulunduğu, kararlarda bu hususun değerlendirilmediği, hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının düşük olduğu, hükmedilen tazminat miktarlarına olay tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiği, temyize konu kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
Davalı İçişleri Bakanlığı tarafından, idarenin ancak ağır hizmet kusurunun bulunması halinde sorumluluğunun bulunduğu, dava konusu olayın bir terör olayı olduğu, bu nedenle maddi tazminat taleplerinin 5233 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, manevi tazminat 5233 sayılı Kanun'da düzenlenmediğinden idarelerinin bu hususta sorumluluğunun bulunmadığı, belirlenen manevi tazminatın yüksek belirlendiği, temyize konu kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
Davalı Ankara Valiliği tarafından, dava konusu olayın bir terör olayı olduğu, olayda hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk halinin bulunmadığı, bu nedenle maddi tazminat taleplerinin 5233 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, 5233 sayılı Kanun'da manevi tazminat düzenlenmediğinden idarelerinin bu hususta sorumluluğunun bulunmadığı, hükmedilen manevi tazminat miktarlarının hakkaniyete aykırı ve yüksek olduğu, temyize konu kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı ve davalı Ankara Valiliği tarafından, savunma verilmemiştir.
Davalı İçişleri Bakanlığı tarafından, davacılar tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen sebeplerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı, istemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'NİN DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin kabulü ile …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
10/10/2015 tarihinde Ankara Tren Garı önünde gerçekleşen terör saldırısı sonucunda davacılar yakını …'nın ölümü nedeniyle, davacılar için maddi ve manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle temyizen incelenen dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT :
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar" başlıklı 49. maddesinde; "(Değişik: 18/6/2014-6545/22 md.)
1.Temyiz incelemesi sonunda Danıştay;
a) Kararı hukuka uygun bulursa onar. Kararın sonucu hukuka uygun olmakla birlikte gösterilen gerekçeyi doğru bulmaz veya eksik bulursa, kararı, gerekçesini değiştirerek onar.
b) Kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa kararı düzelterek onar.
2.Temyiz incelemesi sonunda Danıştay;
a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması, sebeplerinden dolayı incelenen kararı bozar.
3.Kararların kısmen onanması ve kısmen bozulması hâllerinde kesinleşen kısım Danıştay kararında belirtilir.
4.Danıştayın ilk derece mahkemesi olarak baktığı davaların temyizen incelenmesinde bu madde ile ısrar hariç 50 nci madde hükümleri kıyasen uygulanır.
5.Temyize konu edilen kararı veren ya da karara katılan hâkim aynı davanın temyiz incelemesinde görev alamaz." hükmü yer almaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dosyanın incelenmesinden; Danıştay Onuncu Dairesinin 15/12/2020 tarih ve E:2020/936, K:2020/6284 sayılı kararı ile, …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin …tarih ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına (maddi ve manevi tazminat istemleri yönünden) karar verilmesine rağmen,
Temyize konu ısrar kararında; … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:…sayılı kararının manevi tazminata ilişkin kısmının bozulmasını gerektiren bir neden bulunmadığı yolunda bir değerlendirmenin yapıldığı, ancak kararın devamında manevi tazminata ilişkin kısım yönünden ısrar edilip edilmediğine ilişkin herhangi bir sonuca varılmadığı ve bu hususta hüküm kurulmadığı,
Bununla birlikte, Dairelerine ait ilk kararın maddi tazminata ilişkin kısmı bakımından bozma nedenleri kapsamında bir değerlendirme yapılarak, ilk kararın sadece maddi tazminata ilişkin kısmı yönünden ısrar edildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda; hatalı bir değerlendirme ile, dava konusu manevi tazminat istemleri hakkında ısrar edilip edilmediği yolunda bir sonuca ulaşılmaksızın "eksik hüküm" kurulduğu anlaşılan ve bu haliyle temyizen incelemesine olanak bulunmayan Bölge İdare Mahkemesi ısrar kararının bozulmasına karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Bu itibarla, temyize konu Bölge Mahkemesi ısrar kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Tarafların temyiz istemlerinin kabulüne;
2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı ısrar kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesine,
4. 13/10/2022 tarihinde kesin olarak oybirliği ile karar verildi.