Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2021/91 Esas 2021/3551 Karar
Karar Dilini Çevir:
Danıştay
Dairesi: İdare Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2021/91
Karar No: 2021/3551
Karar Tarihi: 30.12.2021





DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2021/91 E.  ,  2021/3551 K.
"İçtihat Metni"

T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/91
Karar No : 2021/3551
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...
KARŞI TARAF (DAVALI) : ...Kurulu
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Beşinci Dairesinin 24/06/2020 tarih ve E:2016/58132, K:2020/2655 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacının, 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname'nin 3/1. maddesi uyarınca meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun 24/08/2016 tarih ve 2016/426 sayılı kararı ile yine aynı Kurulun 29/11/2016 tarih ve 2016/434 sayılı yeniden inceleme talebinin reddine ilişkin kararının iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 24/06/2020 tarih ve E:2016/58132, K:2020/2655 sayılı kararıyla;
Davalı idarenin usule ilişkin itirazları yerinde, davacının Anayasa'ya aykırılık iddiası ise ciddi görülmemiş,
"Maddi Olay ve Hukuki Süreç" ile "İlgili Mevzuat"a yer verilmiş; "Yargılamada İzlenen Usul ve Süreç", "FETÖ'ye İlişkin Tespit ve Değerlendirmeler", "Demokratik Anayasal Düzene Sadakat Yükümlülüğü", "Dava Konusu Edilen Kararın Hukuki Niteliği" başlıkları altında genel; "Kişiselleştirme ve Delillerin Değerlendirilmesi" başlığı altında hem genel hem de davacıya özel değerlendirmelerde bulunularak,
Davacı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Davacının, ceza yargılaması sonucunda .... Ağır Ceza Mahkemesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararı ile silahlı terör örgütüne üyelik suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, Dairelerinin karar verdiği tarih itibarıyla UYAP ortamında yapılan inceleme sonucu anılan mahkumiyet kararının kesinleşmediğinin görüldüğü,
Davacı hakkındaki tanık beyanları yönünden, davacının örgütün içinde yer aldığına, örgüt toplantılarına katıldığına, örgüt evlerinde kaldığına, sınavlara örgütün hakim-savcı sınav çalışma evlerinde hazırlandığına ve diğer hususlara yönelik kararda yer verilen ifadeler ile davacının bu ifadelere karşı beyanlarının değerlendirilmesi sonucunda, davacının beyanlarına itibar edilmeyerek FETÖ ile süregelen bir ilişki içerisinde olduğu sonucuna varıldığı,
Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile kararda yer verilen açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının, FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu ve bu nedenle demokratik anayasal düzene sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, dava konusu kararla özel hayatına saygı hakkına yapılan müdahalenin AİHS ve Anayasa anlamında durumun gerektirdiği ölçüde bir tedbir niteliğinde olduğu anlaşıldığından dava konusu kararlarda hukuka aykırılık görülmediği
gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, dava konusu işlemlerin somut hiçbir delil olmadan sebepsiz ve keyfi olarak tesis edildiği, 2802 sayılı Kanun'da hakim ve savcıların meslekten çıkarılmalarının sıkı ve katı şekil kurallarına bağlandığı, 667 sayılı KHK ile soruşturmaların usulüne yönelik bir yenilik getirilmediği, uyarma cezası gibi en basit disiplin cezasında dahi savunma alınması zorunlu iken, meslekten çıkarma gibi sonuçları çok ağır olan ve etkileri ömür boyu devam edecek olan bir cezalandırma işleminde savunma alınmamasının düşünülemeyeceği, masumiyet karinesinin, adil yargılanma hakkının, öngörülebilirlik, belirlilik, eşitlik ve hukuk devleti ilkelerinin ihlal edildiği, herhangi bir yasa dışı grup, oluşum v.b. ile hiçbir bağının bulunmadığı, HSYK Genel Kurulunca görev gasbı yapıldığı, kuvvetler ayrılığı ilkesine aykırı davranıldığı, işlendiği tarihte suç olmayan bir eylemin daha sonra çıkarılan bir kanun hükmüyle suç sayılıp buna bağlı olarak kişinin cezalandırılması yoluna gidilmesinin, tüm evrensel hukuk ilkelerine, suçta ve cezada kanunilik ve suçun geriye yürümezliği başta olmak üzere diğer ceza hukuku ilkelerine ve disiplin hukuku ilkelerine açıkça aykırılık teşkil ettiği, dayanak KHK'nın 3. maddesinin Anayasa'ya aykırı olduğu, aleyhine olan somut herhangi bir tespitin kararda yer almadığı, kişiselleştirme yapılmadığı, tanık beyanlarının, somut hiçbir delile dayanmayan, tamamen uydurma ve yalan beyanlar olduğu, dava konusu işlem tarihinde söz konusu ifadelerin mevcut olmadığı, meslek hayatı boyunca Anayasa'ya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatine göre karar verdiği, hiç kimseden emir veya talimat almadığı, bir hâkim olarak mesleğini namusuyla ve şerefiyle yaptığı, yargının saygınlığını, bağımsızlığını, tarafsızlığını ve güvenilirliğini zedeleyecek hiçbir iş ve eylemde bulunmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, davacının Anayasa'ya aykırılık iddiası ciddi görülmeyerek gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Beşinci Dairesinin 24/06/2020 tarih ve E:2016/58132, K:2020/2655 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Adli yardım kararından dolayı ertelenmiş olan temyiz aşamasına ilişkin yargılama giderinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 339. maddesinin 1. fıkrası uyarınca davacıdan tahsili için Dairesince müzekkere yazılmasına,
4. Kesin olarak, 30/12/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.






























Full & Egal Universal Law Academy