Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2021/2905 Esas 2022/2126 Karar
Karar Dilini Çevir:
Danıştay
Dairesi: İdare Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2021/2905
Karar No: 2022/2126
Karar Tarihi: 13.06.2022




T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/2905
Karar No : 2022/2126
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … İthalat İhracat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALILAR) : 1- … Bakanlığı
VEKİLİ: Huk. Müş. …
2- … Genel Müdürlüğü
VEKİLİ: Huk. Müş. Av. …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onüçüncü Dairesinin 25/05/2021 tarih ve E:2020/1, K:2021/1850 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Mesleki Hizmetler Genel Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı işlemi ile bu işleme istinaden tesis edilen Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı genel düzenleyici işleminin iptaline karar verilmesi istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onüçüncü Dairesinin 25/05/2021 tarih ve E:2020/1, K:2021/1850 sayılı kararıyla;
Binalarda enerjinin ve enerji kaynaklarının etkin ve verimli kullanılmasına, enerji israfının önlenmesine ve çevrenin korunmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemek amacıyla Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 2008 yılında yayımlanan Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği’nin 25. maddesine, 2010 yılında “Binalar veya bağımsız bölümlere ilişkin alım, satım ve kiraya verme ile ilgili iş ve işlemlerde enerji kimlik belgesi düzenlenmiş olması şartı aranır. Binanın veya bağımsız bölümün satılması veya kiraya verilmesi safhasında, mal sahibi enerji kimlik belgesinin bir suretini alıcıya veya kiracıya verir.” kuralının eklendiği; bahse konu kuralın yürürlük tarihinin 01/01/2020 tarihine kadar ertelendiği;
Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü tarafından, Çevre ve Şehircilik Bakanlığına söz konusu Yönetmelik düzenlemesinin nasıl uygulanacağının sorulduğu, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Mesleki Hizmetler Genel Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı işlemiyle, enerji kimlik belgesine ilişkin olarak taraflardan belgenin var olduğu ya da belge olmaksızın satışın kabul edildiğine ilişkin beyan alınarak işlem yapılmasının mütalaa edildiğinin bildirilmesi sonrasında, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce ülke çapında bütün bölge müdürlüklerine gönderilen … tarih ve … sayılı işlemle, enerji kimlik belgesi bulunmayan binaların ve bağımsız bölümlerin alım/satım/kira şerhine ilişkin tapu işlemleri aşamasında taraflardan beyan alınarak (enerji kimlik belgesinin verildiğine ya da söz konusu belge olmadan satış/kiralama işleminin yapılmasının kabul edildiğine dair) alım/satım/kiralama işlemlerinin gerçekleştirilmesi hususunun bildirilmesi üzerine bakılan davanın açıldığı;
Davalı idarelerin usûle ilişkin itirazlarının geçerli görülmediği;
5627 sayılı Enerji Verimliliği Kanunu'nun "Amaç" başlık 1. maddesi, "Tanımlar" başlıklı 3. maddesinin (i) bendi, "Uygulamalar" başlıklı 7. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendi, (d) bendi, 05/12/2008 tarih ve 27075 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği'nin 25. maddesine 01/04/2010 tarih ve 27539 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Yönetmelik değişikliği ile eklenen 15. fıkraya yer verilerek;
5627 sayılı Kanun'un "Tanımlar" başlıklı 3. maddesinde enerji kimlik belgesinin, asgarî olarak binanın enerji ihtiyacı ve enerji tüketim sınıflandırması, yalıtım özellikleri ve ısıtma ve/veya soğutma sistemlerinin verimi ile ilgili bilgileri içeren belge olarak tanımlandığı, ancak belgede bulundurulması gereken diğer bilgiler ile belgenin yenilenmesine ve mevcut binalar da dâhil olmak üzere uygulamaya ilişkin usûl ve esasların Kanun'un 7. maddesinin (d) bendi uyarınca yönetmelik ile belirleneceğinin kurala bağlandığı;
Davacı tarafından, iptali istenen işlemlerin, Yönetmeliğin 25. maddesinin 15. fıkrasında yer verilen binalar veya bağımsız bölümlere ilişkin alım, satım ve kiraya verme ile ilgili iş ve işlemlerde enerji kimlik belgesi düzenlenmiş olması şartının aranacağı kuralına aykırı olduğunun ileri sürüldüğü;
İptali istenen kuralların konusunun enerji kimlik belgesi bulunmayan binaların ve bağımsız bölümlerin alım/satım/kira şerhine ilişkin tapu işlemleri aşamasında taraflardan beyan alınarak (enerji kimlik belgesinin verildiğine ya da söz konusu belge olmadan satış/kiralama işleminin yapılmasının kabul edildiğine dair) alım/satım/kiralama işlemlerinin gerçekleştirilmesi olduğu, 5627 sayılı Kanun'da enerji kimlik belgesi bulunmayan binaların tapuda gerçekleştirilen işlemlerinin nasıl yapılması gerektiğine ilişkin açık bir kurala yer verilmediği, Yönetmelik maddesine dayanılarak tapuda gerçekleştirilecek işlemlerin engellenmesinin ise mülkiyet hakkına müdahale anlamına geleceği;
Nitekim, Anayasa'nın 35. maddesinde mülkiyet hakkının ancak kamu yararı amacıyla kanunla sınırlanabileceğinin kurala bağlandığı; Anayasa Mahkemesinin yerleşmiş içtihatlarında da temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılmasında kanunilik ölçütünün ilk olarak şeklî bir kanunun varlığını gerekli kıldığı, bir yasama işlemi olarak "kanun"un Türkiye Büyük Millet Meclisinin iradesinin ürünü olduğunun belirtildiği;
5627 sayılı Kanun'un 7. maddesinin 1/d bendinde sadece, belgede bulundurulması gereken diğer bilgiler ile belgenin yenilenmesine ve mevcut binalar da dâhil olmak üzere uygulamaya ilişkin usûl ve esasların, Bakanlık ile müştereken hazırlanarak Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca yürürlüğe konulacak yönetmelikle belirleneceği kuralının öngörüldüğü, uygulama yönetmeliğinde ise binalar veya bağımsız bölümlere ilişkin alım, satım ve kiraya verme ile ilgili iş ve işlemlerde enerji kimlik belgesinin düzenlenmiş olması gerektiği ve binanın veya bağımsız bölümün satılması veya kiraya verilmesi safhasında, mal sahibinin enerji kimlik belgesinin bir suretini alıcıya veya kiracıya vereceği şeklindeki düzenleme ile kanun hükümlerini aşan bir kural getirilerek, kanunda bulunmayan bir koşul olan tapu işlemleri esnasında belgenin düzenlenmiş olması koşulunun arandığı;
Bu itibarla, 5627 sayılı Kanun'a uygun olarak tesis edildiği anlaşılan, enerji kimlik belgesi bulunmayan binaların ve bağımsız bölümlerin alım/satım/kira şerhine ilişkin tapu işlemleri aşamasında taraflardan beyan alınarak alım/satım/kiralama işlemlerinin gerçekleştirilmesine yönelik dava konusu işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı;
Öte yandan, davacı tarafından enerji kimlik belgesi uygulamasının DASK uygulaması niteliğine döndüğü iddia edilse de, 6305 sayılı Afet Sigortaları Kanunu’nun 11. maddesinin 2. fıkrasında yer alan, "Tapu müdürlükleri, maliklerin veya intifa hakkı sahiplerinin taleplerine bağlı olarak tapu kütüğünde bu sigortaya tâbi bağımsız bölümler ve binalarla ilgili tescil işlemlerini veya tapuya kayıtlı taşınmazın kayda tâbi olmayan bir taşınmaza dönüşmesi hâli hariç olmak üzere terkin işlemlerini zorunlu deprem sigortasının yaptırıldığı ve işlem tarihi itibarıyla geçerli olduğu belgelenmedikçe yapamaz." şeklindeki açık kanun maddesinin varlığı karşısında davacının bu iddiasının da geçerli görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, eksik ve hatalı incelemeye dayalı olarak karar verildiği, öngörülebilirlik ilkesinin ihlal edildiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI : Davalı idareler tarafından, Danıştay Onüçüncü Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Onüçüncü Dairesinin temyize konu 25/05/2021 tarih ve E:2020/1, K:2021/1850 sayılı kararının ONANMASINA,
3. 13/06/2022 tarihinde oybirliği ile kesin olarak karar verildi.