Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2021/2380 Esas 2022/331 Karar
Karar Dilini Çevir:
Danıştay
Dairesi: İdare Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2021/2380
Karar No: 2022/331
Karar Tarihi: 07.02.2022





DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2021/2380 E.  ,  2022/331 K.
"İçtihat Metni"

T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/2380
Karar No : 2022/331
TEMYİZ EDENLER : I- (DAVACI):
...Elektrik Dağıtım A.Ş.
VEKİLİ : Av. ...
II- (DAVALILAR) :

1- ...Bakanlığı
VEKİLİ: Huk. Müş. Av. ...
2- ...Dağıtım A.Ş. (...) Genel Müdürlüğü
VEKİLİ: Av. ...
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onüçüncü Dairesinin 27/04/2021 tarih ve E:2019/4109, K:2021/1577 sayılı kararının redde ilişkin kısmının davacı tarafından, iptale ilişkin kısmının taraflarca temyizen incelenerek bozulması taraflarca karşılıklı olarak istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirkete ait genel aydınlatma abonelerine yönelik düzenlenen faturalar kapsamında 1.608.281,43 Kwh tüketim için fazla ödeme yapıldığından bahisle hesaplanan 938.472,77-TL tutarın ödenmesi gerektiğine ilişkin TEDAŞ Genel Müdürlüğünün ...tarih ve ...sayılı işlemi ile 21/09/2019 tarihli Genel Aydınlatma Denetimi Vangölü EDAŞ Revize Nihaî Raporu'nun ve söz konusu işlemlerin dayanağı olduğu ileri sürülen 20/04/2018 tarih ve 30397 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Genel Aydınlatma Yönetmeliği'nin 14. maddesinin 3., 4. ve 5. fıkralarının iptaline karar verilmesi istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onüçüncü Dairesinin 27/04/2021 tarih ve E:2019/4109, K:2021/1577 sayılı kararıyla;
Davacının, dağıtım lisansı sahibi olarak elektrik piyasasında faaliyet gösterdiği, TEDAŞ Genel Müdürlüğünün ...tarih ve E....yazısına istinaden, davacı şirket nezdinde denetim yapmak amacıyla genel aydınlatma komisyonu oluşturulduğu, anılan komisyonun davacı şirketin görev sahasında bulunan genel aydınlatma ve trafik sinyalizasyon sayacından 1385 abonenin saha denetimini gerçekleştirmesi üzerine hazırlanan taslak raporun davacı şirket ile Bakanlığa gönderildiği, taslak raporda yer alan hususlara ilişkin davacı şirketin itirazları nedeniyle ikinci kez saha denetimi yapıldığı, saha denetim verilerinin incelenmesi üzerine 21/09/2019 tarihli Vangölü EDAŞ Genel Aydınlatma Komisyon Nihaî Raporu'nun tanzim edildiği, Rapor'da, Temmuz 2013-Mayıs 2017 dönemleri arasındaki tahakkuklarda Hazine Müsteşarlığı ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından şirkete ait genel aydınlatma abonelerinden 1382 abone için 1.608.281,43 Kwh fazla ödemeye karşılık 938.472,77-TL'nin Bakanlıkça tahsil edilmesi gerektiğinin kararlaştırıldığı;
Bakılan davanın, 1.608.281,43 Kwh tüketim için fazla ödeme yapıldığından bahisle hesaplanan 938.472,77-TL'nin ödenmesinin istenilmesine ilişkin TEDAŞ Genel Müdürlüğünün ...tarih ve ...sayılı işlemi ile 21/09/2019 tarihli Genel Aydınlatma Denetimi Vangölü EDAŞ Revize Nihaî Raporu'nun ve söz konusu işlemlerin dayanağı olduğu ileri sürülen Genel Aydınlatma Yönetmeliği'nin 14. maddesinin 3., 4. ve 5. fıkralarının iptali istemiyle açıldığı;
Davalı idarelerin usûle ilişkin itirazlarının geçerli görülmediği;
6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'nun 3. maddesinin 1. fıkrasının (ı) bendinde yer alan "Genel aydınlatma" tanımı, 9. maddesinin 11. fıkrası, Geçici 6. maddesinin 1., 4., 5. ve 6. fıkraları, anılan Kanun'un verdiği yetkiye dayanılarak çıkarılan Genel Aydınlatma Yönetmeliği'nin 4. maddesinin 1. fıkrasının (h) ve (p) bentleri, 13. ve 19. maddeleri, 20/04/2018 tarihinde Resmî Gazete'de yayımlanan Genel Aydınlatma Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 7. maddesiyle değiştirilen Genel Aydınlatma Yönetmeliği'nin 14. maddesi, mülga Elektrik Dağıtım Şirketlerinin Faaliyetlerinin İncelenmesine ve Denetlenmesine Dair Yönetmeliğin 6. maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi ile 15. ve 16. maddeleri, 05/09/2012 tarihli Aydınlatma Bedellerinin Dağıtım Şirketlerine Ödenmesine İlişkin Usul ve Esaslar Genelgesi'nin Geçici 1. maddesine yer verilerek;
Dava konusu Genel Aydınlatma Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 7. maddesiyle Değiştirilen Genel Aydınlatma Yönetmeliği'nin 14. maddesinin 3., 4. ve 5. fıkraları yönünden;
Genel aydınlatmanın, otoyollar ve özelleştirilmiş erişme kontrollü karayolları hariç, kamunun genel kullanımına yönelik bulvar, cadde, sokak, alt-üst geçit, köprü, meydan ve yaya geçidi gibi yerler ile halkın ücretsiz kullanımına açık ve kamuya ait park, bahçe, tarihî ve ören yerlerinin aydınlatılması ile trafik sinyalizasyonu toplamı olduğu;
6446 sayılı Kanun uyarınca, her bir dağıtım bölgesinde, genel aydınlatmadan ve bunlara ait gerekli ölçüm sistemlerinin tesis edilmesi ve işletilmesinden, ilgili bölgedeki dağıtım şirketinin sorumlu olduğu, genel aydınlatma kapsamında kullanılan elektriğin tutarının ise yine, dağıtım şirketleri tarafından fatura edildiği; dağıtım şirketleri tarafından fatura edilen tutarın, genel aydınlatma sisteminin dağıtım şebekesinin bir parçası olması ve genel aydınlatmanın işletilmesi ve ölçümlerin yapılması tek taraflı olarak dağıtım firmasının sorumluluğunda ve kontrolünde olması sebebiyle her zaman gerçek kullanımı göstermeyebileceği; nitekim, 6446 sayılı Kanun'un Geçici 6. maddesinde, belirli dönemler itibarıyla dağıtım şirketleri tarafından gönderilen faturalardaki tüketim miktarı ve bedellerinin gerçek durumu gösterip göstermediğine ilişkin olarak dağıtım şirketleri nezdinde gerekli denetimlerin yapılacağı, denetime ilişkin usul ve esasların Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığı tarafından yürürlüğe konulan yönetmelikle düzenleneceğinin kurala bağlandığı;
Dava konusu Yönetmelik değişikliğinin Resmî Gazete'de yayımlandığı tarihte yürürlükte bulunan hâliyle Anayasa'nın 124. maddesine yer verilerek;
Davalı idarenin 6446 sayılı Kanun'la verilen bu yetkiyi dava konusu maddelerin yer aldığı 20/04/2018 tarih ve 30397 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Genel Aydınlatma Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile kullandığı;
Dava konusu Yönetmelik maddesine göre, dağıtım şirketleri tarafından gönderilen faturalardaki tüketim miktarı ve bedellerinin gerçek tüketim miktarını gösterip göstermediğinin tespit edilebilmesi için yapılacak denetimlerde, öncelikle belirli süre ölçülüp tutanak altına alınan tüketim miktarlarının, dağıtım şirketlerinin yük profili bilgileri ile hesaplanan çalışma saatine bölünmek suretiyle ilgili abone için güç değerinin bulunacağı; daha sonra günlük çalışma saatleri kullanılarak fatura dönemindeki genel aydınlatmanın ilgili aya ait toplam devrede bulunma saatinin hesaplanacağı; günlük çalışma süresi ile %4 tolerans ilave edilen güç değerleri kullanılarak ilgili abonelere ilişkin fatura dönemlerindeki toplam mümkün olabilecek en yüksek tüketim miktarlarının hesaplanacağı;
Güç bilgisini bulmak için OSOS verilerinin kullanılmasının esas olduğu; ancak, OSOS tesis edilmiş sistemlerde ölçümüne ilişkin tereddüt duyulan sayaç var ise, anlık ve/veya çevrimiçi izlenebilen sayaçlarda OSOS verisinin; anlık ve/veya çevrimiçi izlenemeyen sayaçlarda ise yukarıda belirtildiği şekliyle hesaplanan güç değerinin kullanılmasının gerektiği; en yüksek tüketim miktarlarının hesaplanmasının ardından ise, ilgili yıla ait talep edilen toplam tüketim miktarı ile karşılaştırılmak suretiyle talep edilen toplam tüketim miktarının en yüksek tüketim miktarından yüksek olması durumunda, bu miktarı aşan kısım için iadesi talep edilecek bedellerin bulunacağı;
Dairelerinin E:2018/2222 sayılı dosyasında yapılan 30/10/2018 tarihli ara kararıyla, davalı idareden, Genel Aydınlatma Yönetmeliği'nin 14. maddesinde düzenlenen genel aydınlatma tüketimlerinin ölçümüne ilişkin bir önceki metodolojiden vazgeçilmesinin gerekçeleri ile yeni bir metodolojiye ihtiyaç duyulmasının nedenlerinin açıklanarak, varsa Yönetmelik değişikliğine ilişkin görüşlerin, inceleme raporu, bilimsel çalışma ve benzeri belgelerin gönderilmesinin istenildiği;
Ara kararına cevaben alınan yazıda, genel aydınlatma denetimlerini gerçekleştiren TEDAŞ'ın görüşü doğrultusunda, Yönetmeliğin 14. maddesindeki EYT, SEYT ve TDS kısaltmalarının kaldırıldığı, "SEYT" yerine "güç değeri", "EYT" yerine "en yüksek tüketim" ve "TDS" yerine "toplam devrede kalma süresi" ifadelerinin kullanıldığı, "SEYT" ile "güç değeri" ifadeleri arasında herhangi bir farklılığın olmadığı, söz konusu değişiklikle birlikte, genel aydınlatma tüketimlerinin kamu kaynaklarından karşılanması nedeniyle mevzuata aykırı tüketimlerden kaynaklanan ilave tüketimlerin ve olması muhtemel yanlış ölçümlerin önüne geçilmesinin sağlanacağı, ölçüm metodolojisinde değişiklik yapılmadığının belirtildiği;
Yönetmeliğin 14. maddesinin ilk hâli ile yürürlükteki hâli karşılaştırıldığında da, her bir genel aydınlatma abonesi için ayrı ayrı hesaplanan 1 saatte mümkün olabilecek en yüksek elektrik tüketim değerini ifade eden "SEYT" yerine "güç değeri"nin hesaplandığı, güç değeri hesaplanırken salt tüketim değerinin değil, dağıtım şirketlerinin bölgelerinden alınan yük profili bilgileri ile hesaplanan çalışma saatinin de dikkate alındığı, fatura dönemindeki genel aydınlatma tesisinin toplam devrede bulunma saati olarak tanımlanan "TDS" yerine "toplam devrede bulunma saati" ifadesinin kullanılmaya devam edildiği, genel aydınlatma abonelerine ait SEYT değerleri üzerinden her fatura için ayrı ayrı hesaplanan, fatura döneminde mümkün olabilecek en yüksek tüketim değerini belirten "EYT" yerine de "toplam mümkün olabilecek en yüksek tüketim miktarları" ifadesinin kullanıldığı, dolayısıyla hesaplama metodolojisinde herhangi bir değişiklik yapılmadığının anlaşıldığı;
Nitekim 27/07/2013 tarih ve 28720 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Genel Aydınlatma Yönetmeliği'nin 14. maddesinin 3. ve 4. fıkralarının iptali istemiyle açılan davada ise, Dairelerinin 30/04/2019 tarih ve E:2015/2776, K:2019/1425 sayılı kararıyla davanın reddine karar verildiği ve anılan kararın, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 02/07/2020 tarih ve E:2019/2346, K:2020/1316 sayılı kararıyla onandığı;
Öte yandan, aydınlatma tesislerinin dağıtım tesisi niteliği ile dağıtım şirketlerinin genel aydınlatmadan ve bunlara ait gerekli ölçüm sistemlerinin tesis edilmesi ve işletilmesinden doğan sorumluluğu nedeniyle fatura edilen tutar her zaman gerçek kullanımı göstermeyebileceğinden OSOS verileri üzerinden bir hesaplama yapılmasının amaçlandığının da açık olduğu;
Bu itibarla, Genel Aydınlatma Yönetmeliği'nin 14. maddesinin 3., 4. ve 5. fıkralarında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşıldığı;
TEDAŞ Genel Müdürlüğünün ...tarih ve ...sayılı işlemi ile TEDAŞ Genel Müdürlüğünün 11/04/2019 tarihli Genel Aydınlatma Denetimi Vangölü EDAŞ Nihaî Raporu yönünden;
Davalı idarenin ...tarih ve ...sayılı işlemiyle davacıya bildirilen TEDAŞ Genel Müdürlüğünün 11/04/2019 tarihli Genel Aydınlatma Denetimi Vangölü EDAŞ Nihaî Raporu sonrasında davacının yaptığı itiraz üzerine davalı idarenin ...tarih ve ...sayılı yazısıyla dava konusu işlemi iptal ettiği ve 21/09/2019 tarihli yeni Genel Aydınlatma Denetimi Vangölü EDAŞ Revize Nihaî Raporu'nun hazırlandığı;
Bu durumda, TEDAŞ Genel Müdürlüğünün ...tarih ve ...sayılı işlemi ile TEDAŞ Genel Müdürlüğünün 11/04/2019 tarihli Genel Aydınlatma Denetimi Vangölü EDAŞ Nihaî Raporu yönünden davanın konusuz kaldığı görüldüğünden, bu kısım yönünden davanın esasının incelenmesine gerek bulunmadığı gerekçesiyle,
Genel Aydınlatma Yönetmeliği'nin 14. maddesinin 3., 4. ve 5. fıkraları yönünden davanın reddine, TEDAŞ Genel Müdürlüğünün ...tarih ve ...sayılı işlemi ile TEDAŞ Genel Müdürlüğünün 11/04/2019 tarihli Genel Aydınlatma Denetimi Vangölü EDAŞ Nihaî Raporu'nun iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI :
Davacı tarafından, Daire kararında, taleple bağlılık ilkesine aykırı olarak dava konusu edilmeyen işlemler hakkında hukuki değerlendirme yapılarak karar verildiği, dava konusu işlemlerin yetki unsuru yönünden ve idari işlemlerin geriye yürümezliği ilkesinin ihlali nedeniyle iptaline karar verilmesi gerektiği, dava konusu Yönetmelik düzenlemelerinin üst hukuk normlarına aykırı olduğu belirtilerek, Daire kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
Davalı idareler tarafından, dava konusu edilmeyen işlemler hakkında iptal hükmü kurulduğu, dağıtım şirketlerinin diğer faaliyetlerinin aksine, genel aydınlatma denetimlerine ilişkin olarak TEDAŞ'ın doğrudan Kanun ile yetkilendirildiği belirtilerek, Daire kararının iptale ilişkin kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI :
Davalı idareler tarafından; Danıştay Onüçüncü Dairesince verilen kararın davanın reddine ilişkin kısmının usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın davanın reddine ilişkin kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.
Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...DÜŞÜNCESİ : Daire kararının davanın reddine ilişkin kısmının onanması, iptale ilişkin kısmının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 17. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacının duruşma istemi yerinde görülmeyerek ve dosya tekemmül ettiğinden davalı idarelerden TEDAŞ Genel Müdürlüğünün yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
İLGİLİ MEVZUAT :
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Kararlarda bulunacak hususlar" başlıklı 24. maddesinin (e) bendinde, kararlarda, kararın dayandığı hukuki sebepler ile gerekçesi ve hükmün belirtileceği kuralı yer almaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyize konu Daire kararında, Genel Aydınlatma Yönetmeliği'nin 14. maddesinin 3., 4. ve 5. fıkraları yönünden davanın reddine, TEDAŞ Genel Müdürlüğünün ...tarih ve ...sayılı işlemi ile 11/04/2019 tarihli Genel Aydınlatma Denetimi Vangölü EDAŞ Nihaî Raporu'nun iptaline karar verilmiştir.
Dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçesi yukarıda açıklanan Danıştay Onüçüncü Dairesi kararının davanın reddine ilişkin kısmı, aynı gerekçe ile Kurulumuzca da uygun bulunmuş olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, kararın anılan kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Daire kararının, TEDAŞ Genel Müdürlüğünün ...tarih ve ...sayılı işlemi ile 11/04/2019 tarihli Genel Aydınlatma Denetimi Vangölü EDAŞ Nihaî Raporu'nun iptaline ilişkin kısmına gelince;
Dava dilekçesinde TEDAŞ Genel Müdürlüğünün ...tarih ve ...sayılı işlemi ile 21/09/2019 tarihli Genel Aydınlatma Denetimi Vangölü EDAŞ Revize Nihaî Raporu'nun iptaline karar verilmesi talep edilmiş olup, temyize konu Daire kararının birinci sayfasında bahse konu işlemlerin "dava konusu" olarak belirtildiği görülmektedir.
Bununla birlikte, Daire kararının onbirinci sayfasında TEDAŞ Genel Müdürlüğünün 15/04/2019 tarih ve ...sayılı işlemi ile 11/04/2019 tarihli Genel Aydınlatma Denetimi Vangölü EDAŞ Nihaî Raporu yönünden, "davalı idarenin 15/04/2019 tarih ve ...sayılı işlemiyle davacıya bildirilen TEDAŞ Genel Müdürlüğünün 11/04/2019 tarihli Genel Aydınlatma Denetimi Vangölü EDAŞ Nihaî Raporu sonrasında davacının yaptığı itiraz üzerine davalı idarenin 02/10/2019 tarih ve ...sayılı yazısıyla dava konusu işlemi iptal ettiği ve 21/09/2019 tarihli yeni Genel Aydınlatma Denetimi Vangölü EDAŞ Revize Nihaî Raporu'nun hazırlandığı; bu durumda, TEDAŞ Genel Müdürlüğünün 15/04/2019 tarih ve ...sayılı işlemi ile TEDAŞ Genel Müdürlüğünün 11/04/2019 tarihli Genel Aydınlatma Denetimi Vangölü EDAŞ Nihaî Raporu yönünden davanın konusuz kaldığı" değerlendirmesi yapılarak, bu kısım yönünden davanın esasının incelenmesine gerek bulunmadığı belirtildikten sonra TEDAŞ Genel Müdürlüğünün söz konusu 15/04/2019 tarih ve ...sayılı işlemi ile 11/04/2019 tarihli Genel Aydınlatma Denetimi Vangölü EDAŞ Nihaî Raporu'nun iptaline karar verilmiştir.
Dairece iptaline karar verilen işlemlerin, anılan Genel Müdürlüğün dava konusu 02/10/2019 tarih ve ...sayılı işlemi ile 21/09/2019 tarihli Genel Aydınlatma Denetimi Vangölü EDAŞ Revize Nihaî Raporu'ndan önce tesis edildiği ve Dairenin E:2019/2218 sayılı dosyasında dava konusu edildiği anlaşılmakta olup, 27/04/2021 tarih ve E:2019/2218, K:2021/1578 sayılı Daire kararı ile bahse konu işlemler yönünden karar verilmesine yer olmadığına hükmedildiği görülmektedir.
Bu bakımdan; temyize konu Daire kararında, dava konusu edilen TEDAŞ Genel Müdürlüğünün 02/10/2019 tarih ve ...sayılı işlemi ile 21/09/2019 tarihli Genel Aydınlatma Denetimi Vangölü EDAŞ Revize Nihaî Raporu yerine anılan Genel Müdürlüğün başka bir davada dava konusu edilen 15/04/2019 tarih ve ...sayılı işlemi ile 11/04/2019 tarihli Genel Aydınlatma Denetimi Vangölü EDAŞ Nihaî Raporu hakkında hukuki değerlendirme yapılarak karar verildiği anlaşılmaktadır.
Öte yandan, Dairece yapılan hukuki değerlendirme neticisinde kararın gerekçe kısmında belirtilen Daire görüşü "karar verilmesine yer olmadığı" yönünde iken, hüküm fıkrasında "iptal" yönünde hüküm kurulduğu görülmektedir.
Bu itibarla, dava konusu edilen işlemlere ilişkin hukuki değerlendirme ve hüküm içermeyen temyize konu Daire kararının iptale ilişkin kısmında hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne; davacının temyiz isteminin kısmen kabulüne, kısmen reddine,
2. Davanın kısmen reddine, kısmen iptale yönelik Danıştay Onüçüncü Dairesinin temyize konu 27/04/2021 tarih ve E:2019/4109, K:2021/1577 sayılı kararının davanın reddine ilişkin kısmının ONANMASINA,
3. Anılan kararın iptale ilişkin kısmının BOZULMASINA,
4. Kullanılmayan ...TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davalı idarelerden TEDAŞ Genel Müdürlüğüne iadesine,
5. Bozulan kısım yönünden yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Daireye gönderilmesine,
6. 07/02/2022 tarihinde oybirliği ile kesin olarak karar verildi.






























Full & Egal Universal Law Academy