Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2021/2078 Esas 2021/1594 Karar
Karar Dilini Çevir:
Danıştay
Dairesi: İdare Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2021/2078
Karar No: 2021/1594
Karar Tarihi: 27.09.2021





DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2021/2078 E.  ,  2021/1594 K.
"İçtihat Metni"

T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/2078
Karar No : 2021/1594
TEMYİZ EDEN (DAVALILAR): 1- … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …
2- … Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Limited
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU:Danıştay Sekizinci Dairesinin 27/01/2021 tarih ve E:2019/8088, K:2021/364 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 6326 sayılı Petrol Kanunu'nun 120. maddesi uyarınca davacı şirketin 2010 yılı eğitim mükellefiyeti süresinin tespitine ilişkin … tarih ve … sayılı Petrol İşleri Genel Müdürlüğü işlemi ile bu işleme Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı nezdinde yapılan itirazın zımnen reddine ilişkin işlemin iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Sekizinci Dairesinin 27/01/2021 tarih ve E:2019/8088, K:2021/364 sayılı kararıyla, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 14/03/2018 tarih ve E:2015/4028, K:2018/904 sayılı bozma kararına uyularak;
16/03/1954 tarih ve 8659 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 6326 sayılı Petrol Kanunu'nun 119. ve 120. maddelerinin ilk hali, 6326 sayılı Kanun'un 120. maddesinin 1. fıkrasının, 21/05/1955 tarih ve 9011 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 6558 sayılı Kanun'un 1. maddesiyle ve 18/04/1973 tarih ve 14511 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 1702 sayılı Kanun'un 49. maddesiyle değişik halleri ile Petrol Tüzüğü'nün 66. maddesinde yer alan kurallar aktarılarak,
Dosyanın incelenmesinden, … tarih ve … sayılı raporda; davacı şirketin 31/12/2009 tarihi itibarıyla eğitim mükellefiyetinin 13.712 gün olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı, bunun üzerine davacı şirkete tebliğ edilen … tarih ve … sayılı yazıda; 31/12/2009 tarihi itibarıyla 38 yıl 1 ay 2 gün eğitim mükellefiyeti süresi tespit edildiği belirtilerek Petrol Kanunu uyarınca hareket edilmesi gerektiğinin bildirildiği, davacı şirket tarafından 12/10/2010 tarihli dilekçe ile bu yazıya itiraz edildiği, itirazın reddedilmesi üzerine söz konusu işlemin iptali istemiyle Danıştay Sekizinci Dairesinin 2011/193 esas sayılı dosyasında dava açıldığı,
Öte yandan, davacı şirketin 01/01/2010-31/12/2010 dönemine ait eğitim mükellefiyeti getirebilecek işlemlerinin tespiti hususunda Genel Müdürlük Müfettişlerince yapılan inceleme sonucu düzenlenen … tarih ve … sayılı incelenme raporunda; şirketin 31/12/2009 tarihi itibarıyla 13.712 gün eğitim mükellefiyetinin bulunduğu, 2010 yılında yabancı personel istihdamı nedeniyle 122 gün artı eğitim mükellefiyetinin doğduğu, 2010 yılı içerisinde 629 gün eğitim mükellefiyetinin yerine getirildiği, 31/12/2010 tarihi itibarıyla 13.205 gün eğitim mükellefiyetinin bulunduğunun belirtildiği, bu hususun 10/03/2011 tarihli yazı ile davacı şirkete tebliğ edildiği,
Davacı şirketin … tarih ve …sayılı yazısında; 01/01/2010-31/12/2010 tarihleri arasında doğmuş olan 1 yıl 8 ay 29 gün olarak belirlenen eğitim mükellefiyeti süresi konusunda mutabık oldukları, ancak 2009 yılından devreden mükellefiyet konusunda yargı süreci devam ettiğinden, mahkeme sonucuna göre değerlendirmenin yapılacağının belirtildiği ve Genel Müdürlüğünün bu işlemine karşı itiraz edilmediği,
Diğer taraftan, anılan döneme ilişkin olarak Teftiş Kurulu Başkanlığı Müfettişlerince düzenlenen 22/04/2011 tarihli rapor ile tespit edilen 652 günlük eğitim ve staj yükümlülüğünün bulunduğuna ilişkin Genel Müdürlük yazısının şirkete tebliği üzerine bu işleme Bakan nezdinde itiraz edildiği, itirazın yanıtsız kalması üzerine bakılmakta olan davanın açıldığının anlaşıldığı,
Mülga 6326 sayılı Petrol Kanunu'nun 120. maddesinin yürürlükte olduğu dönem içerisinde uğradığı değişiklikler ve bunların gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde; Kanun'un ilk halinde, eğitim mükellefiyetinin petrol hakkı sahipleri için öngörüldüğünün anlaşıldığı,
Petrol hakkının tanımının ise, anılan Kanun'un 3. maddesinin 18. fıkrasında, bir müsaadeden veya arama ruhsatnamesinden veya işletme ruhsatnamesinden veya belgeden doğan haklardan herhangi biri olarak yapıldığı,
Bununla birlikte, 21/05/1955 tarih ve 9011 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 6558 sayılı Kanun'un 1. maddesiyle 120. maddenin 1. fıkrasının değiştirildiği ve petrol hakkı sahipleri yerine işletmeciler ve belge sahipleri ifadesine yer verildiği,
Bu değişikliğin gerekçesinin, petrol hakkı sahibinin ancak petrolü bulduktan ve işletme safhasına geçtikten veya petrolü tasfiye etme teşebbüsüne başladıktan sonra bir sanayi kurma durumuna vâsıl olması, bundan önceki aşamaların geçici olup, sonu belli olmayan bu aşamalarda personel yetiştirme teşebbüsünün yarım kalması ihtimalinin bulunması, bu nedenle, fıkranın işletmeci ve belge sahiplerine personel yetiştirme mükellefiyeti yükleyecek şekilde değiştirilmesi gerekliliği olarak açıklandığı,
Bu maddede, 18/04/1973 tarih ve 14511 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 1702 sayılı Kanun'un 49. maddesiyle yapılan değişiklikle de işletmeci ve belge sahibi ifadesinin korunduğu,
Diğer taraftan, arama, arama ruhsatnamesi, işletme ruhsatnamesi, belge, arayıcı, işletmeci, belge sahibi gibi kavramların mülga Kanun'un 3. maddesinde açıklandığı, söz konusu maddede, "Bu kanunda kullanılan terimlerin delalet ettiği manalar aşağıda gösterilmiştir:
...
5. a) Petrol araştırılması ile ilgili olmak üzere arazinin yerden ve havadan topografik, jeolojik, jeofizik, jeoşimik ve benzeri usullerle mesaha ve tetkik edilmesine ve-arama sondajları hariç-lüzumlu ameliye, tecrübe ve jeolojik malümat almak maksadiyle sondajlar yapılmasına "jeolojik istikşaf";
b) Petrol bulmak veya petrollü arazinin vüsatini tesbit etmek maksadiyle tecrübe kuyuları açılmasına "arama sondajı";
c) (a) ve (b) fıkralarındaki ameliyelerin hepsine birden "arama";
...
10. a) Bu kanuna göre verilen petrol arama ruhsatnamesine "arama ruhsatnamesi";
...
11. a) Bu kanuna göre verilen petrol işletme ruhsatnamesine "işletme ruhsatnamesi";
...
13. Arama, keşif, inkişaf ve istihsalden başka bir petrol ameliyatı yapmak üzere bu kanuna göre verilen müsaadeye "belge";
...
16. Arama ruhsatnamesi sahibine "arayıcı";
17. İşletme ruhsatnamesi sahibine "işletmeci";
18.Bir müsaadeden veya arama ruhsatnamesinden veya işletme ruhsatnamesinden veya belgeden doğan haklardan her hangi birine "petrol hakkı";
... denilir." hükmüne yer verildiği,
Yukarıdaki açıklamalar karşısında, Petrol Kanunu'nun 120. maddesi ile getirilen eğitim mükellefiyetinin, yalnızca aynı Kanun'da tanımı yapılan işletmeci ve belge sahipleri için öngörüldüğü, arama faaliyetleri için Kanun'un ilk halinde yükümlülük getirilmekte ise de, bunun 1955 yılında yukarıda açıklanan gerekçe ile kaldırıldığı ve uyuşmazlık tarihinde de arama faaliyetleri için böyle bir yükümlülükten bahsetmeye olanak bulunmadığı,
Bu durumda, davacının arama ruhsatı kapsamındaki faaliyetleri dolayısıyla kendisine eğitim yükümlülüğü çıkarılmasına ilişkin dava konusu 17/06/2011 tarih ve 4105 sayılı işlemde ve bu işleme Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı nezdinde yapılan itirazın zımnen reddine ilişkin işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle,
dava konusu işlemlerin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davalı idareler tarafından, 6326 sayılı Petrol Kanunu'nda ve Petrol Tüzüğü'nde, işletmeci ve belge sahipleri denildiği ve ruhsatname ayrımı yapılmadığı, dolayısıyla eğitim mükellefiyetinin ruhsat bazında düzenlenen bir husus olmadığı, dava konusu Tamim'de, işletmeler ve belge sahiplerinin arama veya üretimde çalıştırılmalarına bakılmaksızın çalıştırdıkları yabancı personel için eğitim mükellefiyeti ile yükümlü olduklarının belirtildiği ve bu konudaki tereddütlerin giderildiği, sonuç olarak dava konusu işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, Danıştay Sekizinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçelerinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz istemlerinin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'NIN DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinin 2. fıkrasında, Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulmasının;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkün olduğu belirtilmiş; 4. fıkrasında, "Danıştayın ilk derece mahkemesi olarak baktığı davaların temyizen incelenmesinde bu madde ile ısrar hariç 50. madde hükümleri kıyasen uygulanır." denilmiş; 50. maddesinin 4. fıkrasında ise, Danıştayın bozma kararına uyulduğu takdirde, bu kararın temyiz incelemesinin bozma kararına uygunlukla sınırlı olarak yapılacağı hükme bağlanmıştır.
Danıştay Sekizinci Dairesinin temyize konu kararı; Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 14/03/2018 tarih ve E:2015/4028, K:2018/904 sayılı bozma kararında belirtilen gerekçeler göz önüne alınarak verilmiş bir karar olduğundan, usul ve hukuka uygun bulunmakta ve bozulmasını gerektirecek bir hukuka aykırılık taşımamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarelerin temyiz istemlerinin reddine,
2. Dava konusu işlemlerin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin Danıştay Sekizinci Dairesinin temyize konu 27/01/2021 tarih ve E:2019/8088, K:2021/364 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27/09/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.




























Full & Egal Universal Law Academy