Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2021/1561 Esas 2021/3455 Karar
Karar Dilini Çevir:
Danıştay
Dairesi: İdare Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2021/1561
Karar No: 2021/3455
Karar Tarihi: 29.12.2021





DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2021/1561 E.  ,  2021/3455 K.
"İçtihat Metni"

T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/1561
Karar No : 2021/3455
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurulu
VEKİLİ : Av….
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Beşinci Dairesinin 22/10/2020 tarih ve E:2017/5218, K:2020/4601 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname'nin 3/1. maddesi uyarınca FETÖ ile irtibat ve iltisakının olduğu gerekçesiyle davacının meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun … tarih ve … sayılı kararı ile yine aynı Kurulun … tarih ve … sayılı yeniden inceleme talebinin reddine ilişkin kararının iptali ve bu kararlar nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi ve 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin (6749 sayılı Kanun'un) 3. maddesi ile ilgili Anayasa'ya aykırı olduğundan bahisle iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine başvurulması istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 22/10/2020 tarih ve E:2017/5218, K:2020/4601 sayılı kararıyla;
Davalı idarenin usule ilişkin itirazları ile davacının Anayasa'ya aykırılık iddiası ve dairelerinin E:2016/43068 sayılı dosyası ile işbu dosyanın birleştirilmesi istemi yerinde görülmemiş,
"Maddi Olay ve Hukuki Süreç" ile "İlgili Mevzuat"a yer verilmiş; "Yargılamada İzlenen Usul ve Süreç", "FETÖ'ye İlişkin Tespit ve Değerlendirmeler", "Demokratik Anayasal Düzene Sadakat Yükümlülüğü", "Dava Konusu Edilen Kararların Hukuki Niteliği" başlıkları altında genel; "Kişiselleştirme ve Delillerin Değerlendirilmesi" başlığı altında hem genel hem de davacıya özel değerlendirmelerde bulunularak,
Davacı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Davacının, ceza yargılaması sonucunda … Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile silahlı terör örgütüne üyelik suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar karar verildiği, Daireleri kararının verildiği tarih itibarıyla UYAP ortamında yapılan inceleme sonucu anılan mahkumiyet kararının kesinleşmediği,
Davacı hakkındaki tanık beyanları yönünden, davacının örgütün içinde yer aldığına, örgüt toplantılarına katıldığına, örgüte himmet verdiğine, 2014 yılı HSK seçimlerinde örgütün sözde ''bağımsız'' adaylarını desteklediğine ve diğer hususlara yönelik ifadeler ile davacının bu ifadelere karşı beyanlarının değerlendirilmesi sonucunda, davacının beyanlarına itibar edilmeyerek FETÖ ile süregelen bir ilişki içerisinde olduğu,
Diğer deliller yönünden, davacı hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan mahkumiyet kararı verilen … Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:…sayılı kararının gerekçesinde; davacının kullandığı … nolu telefon hattına ilişkin HTS analizine göre davacının emniyet müdürlüğü veri havuzunda bulunan ve FETÖ/PDY şüphelisi birçok kişi ile çok sayıda telefon irtibatının bulunduğu tespitine yer verildiği,
Bu durumda, FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olma suçu kapsamında işlem yapılan çok sayıda kişi ile görüşme yaptığına ilişkin tespitin, davacı hakkında yukarıda yer verilen diğer tespitlerle birlikte değerlendirildiğinde, davacının FETÖ/PDY terör örgütü ile iltisak ve irtibatına yönelik destekleyici bir unsur olduğu belirtilerek,
Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile yukarıda yer verilen açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının, FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu ve bu nedenle demokratik anayasal düzene sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği anlaşıldığından dava konusu kararlarda hukuka aykırılık görülmediği,
Dava konusu kararlarda hukuka aykırılık görülmediğinden davacının bu kararlar nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi isteminin de reddi gerektiği,
Öte yandan, davacı tarafından dava açma süresi geçtikten sonra verilen 14/02/2019 tarihli birinci savunmaya cevap dilekçesi ile dava konusu karar nedeniyle ayrıca yoksun kaldığı özlük haklarının iadesine karar verilmesi talep edilmiş ise de, dosyanın tekemmül aşaması dikkate alındığında ayrı bir davanın konusunu oluşturabilecek nitelikte olan ve davanın genişletilmesi yasağı kapsamında kalan istemin incelenme olanağının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, dava konusu işlemin Anayasa'ya ve 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu'na aykırı olarak usule ilişkin kurallara riayet edilmeden, kişiselleştirme ve somutlaştırma yapılmadan ve savunma hakkı tanınmadan tesis edildiği, işlem tarihinde bulunmayan bilgi ve belgelere göre karar verildiği; temyize konu Daire kararında yüksek mahkemenin içtihatlarına aykırı bir şekilde sebep ikamesi yapıldığı; aleyhindeki FETÖ şüphelisi itirafçı/sanık ifadelerinin doğru olmadığı, soyut ve gerekçesiz olan bu ifadeleri kabul etmediği, söz konusu ifadelerin kamuya açık bir duruşmada tekrarlanmadığı, bu ifadelerin başka delillerle desteklenmesinin zorunlu olduğu, dolayısıyla bunların yasa dışı delil niteliğinde olduğu; tüm deliller meslekten çıkarma kararından sonra elde edildiğinden, hiçbir somut suç deliline dayanmayan cezanın hukuka aykırı olduğu; temyize konu Daire kararında yer verilen HTS analiz raporlarının irtibat ve iltisaka yönelik destekleyici bir unsur olarak gösterilmiş ise de hangi görüşmelerin örgütsel faaliyet kapsamında olduğu, içeriğinin ne olduğunun somut olarak ortaya konulmadığı, telefon görüşmelerinin tamamen hayatın olağan akışı içinde aile ve sosyal çevre ile yapılan görüşmelerden ibaret olduğu, içeriği belli olmayan HTS kayıtlarının delil olamayacağına dair AİHM ve Yargıtay kararlarının bulunduğu; FETÖ/PDY ile bir bağının bulunmadığı, ByLock kullanmadığı, örgüte ait evlerde ve yurtlarda kalmadığı, Bank Asya'da hesabının bulunmadığı, örgüte maddi manevi destek vermediği, örgüte ait gazete ve dergilere aboneliğinin olmadığı, öncesinde üç defa hakimlik mülakatında elendiği, herhangi unvanlı bir görevde bulunmadığı, idari görevlerde bulunmadığı; ayrıca yargılama giderlerini ve vekalet ücretini ödeyecek maddi gücünün bulunmadığı, 6100 sayılı HMK'nun 339/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinden ve aynı Kanun'un 323/ğ bendi uyarınca da vekalet ücretinden muaf tutulması gerektiği, nitekim adli yardım talepli olarak Anayasa Mahkemesine yapılan bireysel başvuruda yüksek mahkemece yargılama giderlerinden muaf tutulmasına karar verildiği, Daire kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin esası incelendi, gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Beşinci Dairesinin 22/10/2020 tarih ve E:2017/5218, K:2020/4601 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Adli yardım kararından dolayı ertelenmiş olan temyiz aşamasına ilişkin yargılama giderlerinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 339. maddesinin 1. fıkrası uyarınca davacıdan tahsili için Dairesince müzekkere yazılmasına,




























Full & Egal Universal Law Academy