Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2021/1244 Esas 2022/509 Karar
Karar Dilini Çevir:
Danıştay
Dairesi: İdare Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2021/1244
Karar No: 2022/509
Karar Tarihi: 17.02.2022





DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2021/1244 E.  ,  2022/509 K.
"İçtihat Metni"

T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/1244
Karar No : 2022/509

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurulu
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Beşinci Dairesinin 25/06/2020 tarih ve E:2016/58552, K:2020/2742 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname'nin 3/1. maddesi uyarınca FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu gerekçesiyle meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun …tarih ve …sayılı kararı ile bu karara karşı yapılan yeniden inceleme talebinin reddine ilişkin …tarih ve …sayılı kararının iptali ve yoksun kalınan mali ve özlük haklarının iadesine karar verilmesi istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 25/06/2020 tarih ve E:2016/58552, K:2020/2742 sayılı kararıyla;
Davacının, 6749 sayılı Kanun'un 3. maddesi ile ilgili Anayasa'ya aykırılık iddiası ciddi görülmediğinden işin esasına geçilerek; "Maddi Olay ve Hukuki Süreç" ile "İlgili Mevzuat"a yer verilmiş; "Yargılamada İzlenen Usul ve Süreç", "FETÖ'ye İlişkin Tespit ve Değerlendirmeler", "Demokratik Anayasal Düzene Sadakat Yükümlülüğü", "Dava Konusu Edilen Kararların Hukuki Niteliği" başlıkları altında genel; "Kişiselleştirme ve Delillerin Değerlendirilmesi" başlığı altında hem genel hem de davacıya özel değerlendirmelerde bulunularak,
Davacı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Davacının, ceza yargılaması sonucunda …Ağır Ceza Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararı ile silahlı terör örgütüne üyelik suçundan 9 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, Dairelerinin karar verdiği tarih itibarıyla UYAP ortamında yapılan inceleme sonucu anılan mahkumiyet kararının kesinleşmediğinin görüldüğü,
ByLock delili yönünden, davacının yargılandığı …Ağır Ceza Mahkemesinin E:…sayılı dosyasında davacının …nolu GSM hattı ile 11/09/2014-30/03/2015 tarihleri arasında ByLock uygulamasına 119 kez bağlantı kurduğunun tespit edildiği; davacı hakkında düzenlenen "ByLock Tespit Tutanağı"nın incelenmesinden, davacı tarafından …GSM numarasından, …IMEI numaralı cihazla ByLock uygulamasının yüklendiğinin anlaşıldığı,
Davacı hakkındaki tanık beyanları yönünden, davacının örgüt içerisinde etkin olduğuna, örgütün toplantılarına katıldığına, Bylock isimli programı yüklediğine ve diğer hususlara yönelik ifadeler ile davacının bu ifadelere karşı beyanlarının değerlendirilmesi sonucunda, davacının beyanlarına itibar edilmeyerek FETÖ ile süregelen bir ilişki içerisinde olduğu sonucuna varıldığı,
YARSAV üyeliği yönünden, davacının beyanlarına itibar edilmeyerek, davacının YARSAV üyeliğinin FETÖ ile iltisak ve irtibatına yönelik destekleyici bir unsur olduğunun değerlendirildiği belirtilerek,
Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile kararda yer verilen açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının, FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu ve bu nedenle demokratik anayasal düzene sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, dava konusu kararlarla özel hayatına saygı hakkına yapılan müdahalenin AİHS ve Anayasa anlamında durumun gerektirdiği ölçüde bir tedbir niteliğinde olduğu anlaşıldığından dava konusu kararlarda hukuka aykırılık görülmediği,
Dava konusu kararlarda hukuka aykırılık görülmediğinden davacının bu kararlar nedeniyle yoksun kaldığı mali ve özlük haklarının iadesi isteminin de reddi gerektiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, temyiz konusu kararda ileri sürdüğü hukuka aykırılıkların dikkate alınmadığı, davanın makul sürede sonuçlandırılmadığı; olayda, 2802 ve 6087 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması gerektiği; işleme gerekçe gösterilen ve Daire kararında dayanak alınan tüm hususların meslekten çıkarma kararının verildiği tarihten sonraya ait olduğu; 667 sayılı KHK'nın 3/1. maddesinin, Anayasa'nın 129/3, 2, 70, 36, 38 ve 139. maddelerine aykırı olduğu, Anayasa Mahkemesine başvurulması talebinin Daire tarafından yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden reddedildiği, mahkumiyetine ilişkin …Ağır Ceza Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının …Ceza Dairesince bozulduğu, bozulan hükmün aleyhine delilmiş gibi yorumlanıp davanın reddine gerekçe yapıldığı; ret gerekçeleri arasında sayılan hususlar CMK'daki usul hükümlerine aykırı olarak elde edilen deliller olmalarına rağmen hiçbir hukuki irdelemeye tabi tutulmadan olduğu gibi doğru kabul edilip hükme esas alındığı; tanık Ö.Ö.'nün beyanlarının kendi içinde çelişkili ve hayatın olağan akışın aykırı olduğu, bu kişinin, nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik, ruhsatsız silah taşıyıp bulundurma suçlarından yargılanan ve kendisinin (davacının) içinde yer aldığı heyet tarafından …Ağır Ceza Mahkemesinin E:…, K:…sayılı dosyasında mahkum olan bir kişi olduğu, bu davada görevli diğer hâkim ve savcıların halen görevde oldukları, verilen kararın 08/06/2020 tarihinde onanarak kesinleştiği, dolayısıyla bu kişinin mağdur edildiğine ilişkin iddialarının kendisini suçlamadan kurtarmaya dönük iftiralar olduğu ortaya çıkmasına rağmen Daire tarafından ifadesinin hükme esas alındığı, ceza yargılamasında beyanına itibar edilemez olduğunun anlaşılması üzerine hükme esas alınması mümkün olmadığı gerekçesiyle yeniden dinlenmesine dahi gerek görülmediği, bu husustaki lehe tanıkların beyanlarının dikkate alınmadığı; tanık Ş.Ş.nin itirafçı olmak için verdiği ikinci ifadesinde kendisinden bahsetmediği hâlde usule aykırı bir şekilde alınan üçüncü ifadesinde serbest kalmak için husumeti nedeniyle ismini iftirasına dahil ettiği, beyanlarının aleyhine değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, beyanlarının hükme esas alınan başka kayıtlarla çeliştiği, hiçbir maddi delil ve bulgu ile doğulanmayan yalanlarına hürmet gösterildiği; temyiz konusu kararda Ş.Ş.'yi tanımadığına ilişkin ifadenin doğru olmadığı, hiçbir aşamada bu tür bir beyanının olmadığı hâlde karar gerekçesinde aleyhine kullanılmış olduğu; YARSAV'a 2008 yılında …Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı iken üye olduğu, üyelik konusunda kimseden telkin ve talimat almadığı, o tarihte yasa dışı bir faaliyeti bilinmeyen bir derneğe üye olmanın suç olmadığı; davalı idarenin isim benzerliği olan başkasına ait delillerin CD ile dosyaya sunması ve tarafına tebliğ edilmesine rağmen buna dair sunduğu cevaplardan kararda bahsedilmediği, bunun dava konusu işlemin özensiz ve hukuksuz olduğunun bariz bir delili olduğu, bu hususta Dairenin suskun kaldığı; davalı idarenin ilk cevap dilekçesinde ihraç gerekçeleri arasında saydığı "sosyal çevre bilgileri" tabiriyle ilgili, yasa dışı fişlemenin itirafı olarak kayıtlara geçen bu hususa Daire kararında değinilmediği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'ÜN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra davacının Anayasa'ya aykırılık iddiası ciddi görülmeyerek işin esası incelendi, gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Öte yandan, Daire kararının "Maddi Olay ve Hukuki Süreç" kısmının "Davacıya İlişkin Süreç" bölümünde, davacının, ceza yargılaması sonucunda …Ağır Ceza Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararı ile silahlı terör örgütüne üyelik suçundan 9 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve bu mahkumiyet kararının kesinleşmediği belirtilmişse de; temyiz aşamasında UYAP kayıtlarının incelenmesi sonucunda, davacının mahkumiyetine ilişkin …Ağır Ceza Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun …Bölge Adliye Mahkemesi …Ceza Dairesinin …tarih ve E:…, K: …sayılı kararıyla reddedildiği, Bölge Adliye Mahkemesince verilen bu hükmün ise usul yönünden …Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararı ile bozulduğu anlaşılmaktadır.
Bilahare …Bölge Adliye Mahkemesi …Ceza Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararı ile davacının silahlı terör örgütüne üyelik suçundan 9 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş, bu karar da …Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararı ile bozulmuştur.
667 sayılı KHK'nın 3/1. maddesi uyarınca meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına karar verilen davacı hakkında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu uyarınca ''silahlı terör örgütüne üye olmak'' suçundan açılan kamu davasının, işbu karar tarihinde …Bölge Adliye Mahkemesi …Ceza Dairesinin E:…sayılı dosyasında devam ettiği görülmektedir.
667 sayılı KHK uyarınca, hâkimlerin ve savcıların terör örgütüne üyelik ve mensubiyeti bulunmasa da terör örgütü ile iltisaklı veya irtibatlı olmaları nedeniyle meslekte kalmalarının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmalarına yönelik işlem tesis edilebilmesi mümkündür. Nitekim dava konusu işlem de davacının FETÖ/PDY terör örgütü ile iltisak ve irtibatının bulunduğu gerekçesiyle tesis edilmiştir.
Anayasa Mahkemesi, 14/11/2019 tarih ve E:2018/89, K:2019/84 sayılı kararında iltisaklı kavramını ''kavuşan, bitişen, birleşen'', irtibatlı kavramını ise ''bağlantılı'' olarak tanımlamış, bu kavramların hukuki niteliği ve objektif anlamının yargı içtihatlarıyla belirlenebileceğini belirtmiştir. Bu kavramlar ile, kişilerin cezai sorumluluğunu gerektiren örgüte üyelik ve mensubiyet kavramlarına nazaran terör örgütleri ile daha az yoğun ve atipik bir bağlantının vurgulandığı açıktır. Bu kapsamda kişilerin terör örgütleri ile irtibat ve iltisaklarının ortaya konulabilmesi için, örgütün amaçlarının gerçekleştirilmesi ya da örgütten yarar sağlamak maksadıyla gerek örgütten gelen talimatlar doğrultusunda gerekse inisiyatif alarak bulundukları hâl ve hareketler neticesinde örgüte veya kendilerine yarar sağladıkları ya da örgüt ile amaç birliği veya sosyal birliktelik görünümü içinde oldukları yönünde kanaat oluşması yeterlidir.
Bu itibarla, ceza muhakemesinde terör örgütüne üye olma suçunun ispatını sağlayacak delil niteliğinde bulunmayan fiil ve davranışlar, üstün bir kamu gücü niteliğindeki yargı yetkisini kullanan hâkim ve savcılar hakkında tesis edilen idari tedbir niteliğindeki işlemde terör örgütüne irtibat veya iltisakın sübut bulup bulmadığı yönünden farklı değerlendirilebileceğinden, davacının terör örgütü ile iltisak veya irtibatının bulunup bulunmadığına yönelik yapılan yargısal denetime ilişkin bu davada, davacının ''silahlı terör örgütüne üye olmak'' isnadıyla devam eden ceza yargılamasında verilecek kararın beklenilmesi gerekmemektedir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Beşinci Dairesinin temyize konu 25/06/2020 tarih ve E:2016/58552, K:2020/2742 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Adli yardım kararından dolayı ertelenmiş olan temyiz aşamasına ilişkin yargılama giderlerinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 339. maddesinin 1. fıkrası uyarınca davacıdan tahsili için Dairesince müzekkere yazılmasına,
4. Kesin olarak, 17/02/2022 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY
X- Dosyanın incelenmesinden, dosyada mevcut bilgi ve belgelerin, dava konusu işlemin sebebini oluşturan, davacının terör örgütü ile iltisakının veya irtibatının bulunduğuna ya da bulunmadığına yönelik bir karar verilebilmesi için yeterli olmadığı değerlendirilmiştir.
Bu durumda, 667 sayılı KHK'nın 3/1. maddesi uyarınca meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına karar verilen davacı hakkında, bu işlemin sebebini oluşturan ve Dairece karara alınan eylem ve davranışların aynı zamanda ''Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak'' suçundan yargılamasının sürdüğü …Bölge Adliye Mahkemesi …Ceza Dairesinin E:…sayılı dosyasının delilleri olduğu görüldüğünden, ceza yargılamasında davacı hakkındaki delillere yönelik yapılacak tahlil ve değerlendirmelerin işbu davada karar verilmeden önce dikkate alınmasını gerektirdiğinden, davacı hakkındaki ceza yargılamasında verilecek karardan sonra yeniden karar verilmek üzere Daire kararının bozulması gerektiği oyuyla, karara katılmıyorum.





























Full & Egal Universal Law Academy