Dairesi: İdare Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2021/1070
Karar No: 2021/3438
Karar Tarihi: 29.12.2021
DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2021/1070 E. , 2021/3438 K.
"İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/1070
Karar No : 2021/3438
TEMYİZ EDEN (DAVACI) :...
KARŞI TARAF (DAVALI) : ...Kurulu
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Beşinci Dairesinin 25/11/2020 tarih ve E:2017/4517, K:2020/5389 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname'nin 3/1. maddesi uyarınca FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu gerekçesiyle davacının meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun ...tarih ve ...sayılı kararının iptaline karar verilmesi istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 25/11/2020 tarih ve E:2017/4517, K:2020/5389 sayılı kararıyla;
Davalı idarenin usule ilişkin itirazları yerinde görülmemiş,
"Maddi Olay ve Hukuki Süreç" ile "İlgili Mevzuat"a yer verilmiş; "Yargılamada İzlenen Usul ve Süreç", "FETÖ'ye İlişkin Tespit ve Değerlendirmeler", "Demokratik Anayasal Düzene Sadakat Yükümlülüğü", "Dava Konusu Edilen Kararın Hukuki Niteliği" başlıkları altında genel; "Kişiselleştirme ve Delillerin Değerlendirilmesi" başlığı altında hem genel hem de davacıya özel değerlendirmelerde bulunularak,
Davacı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Davacının, ceza yargılaması sonucunda .... Ağır Ceza Mahkemesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararı ile silahlı terör örgütüne üyelik suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, anılan karara karşı yapılan istinaf başvurusunun ise Samsun Bölge Adliye Mahkemesi .... Ceza Dairesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararıyla esastan reddedildiği, anılan karara karşı yapılan temyiz başvurusunun ise Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının ...esasına kaydedildiği ve Daireleri kararının verildiği tarih itibarıyla UYAP ortamında yapılan inceleme sonucu anılan mahkumiyet kararının kesinleşmediğinin görüldüğü,
ByLock delili yönünden, davacı tarafından ...marka ...model ...seri numaralı tablete ByLock uygulamasının yüklendiği ve kullanıldığının anlaşıldığı,
Ayrıca, örgüt içerisinde hakim savcılardan sorumlu sivil imam olduğu değerlendirilen ...ID numaralı ve E.E. isimli ByLock kullanıcısının, örgüt mensubu olan M.U. isimli şahsa, örgüte ait radyo kanalı ve haber ajanslarının takibi konusunda tavsiye ve telkinlerde bulunduğu, bu sırada M.U. isimli şahısla aynı yerde birlikte görev yapan davacıya, M.U. aracılığıyla selam gönderdiği, davacıyla irtibatını devam ettirme gayesinde olduğu görüldüğünden FETÖ/PDY mensubu şahıslar arasındaki yazışma içeriklerinde davacının adının geçmesi hususu davacının, FETÖ ile iltisak ve irtibatını ortaya koyan (örgüt mensubu kişilerle ilişkisine karine teşkile eden) bir unsur olarak değerlendirildiği,
Tanık beyanları yönünden, davacının örgüt içinde yer aldığına, örgütün sohbet olarak adlandırdığı toplantılara katıldığına, 2014 HSK seçimleri döneminde örgüt mensubu kişilerle birlikte hareket ettiğine ve diğer hususlara yönelik tanık beyanları ile davacının savcılık huzurunda verdiği ifadenin değerlendirilmesi sonucunda, davacının beyanlarına itibar edilmeyerek FETÖ ile süregelen bir ilişki içerisinde olduğu belirtilerek,
Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile yukarıda yer verilen açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının, FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu ve bu nedenle demokratik anayasal düzene sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, dava konusu kararla özel hayatına saygı hakkına yapılan müdahalenin AİHS ve Anayasa anlamında durumun gerektirdiği ölçüde bir tedbir niteliğinde olduğu anlaşıldığından dava konusu kararda hukuka aykırılık görülmediği,
Öte yandan, davacı tarafından dava açma süresi geçtikten sonra verilen ve 09/07/2018 tarihinde ...Nöbetçi İdare Mahkemesinde kayda giren aynı tarihli 1. savunmaya cevap dilekçesinde; dava dilekçesindeki istemin yanında meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin karar nedeniyle yoksun kaldığı tüm hak edişlerinin meslekten çıkarılmasına karar verildiği tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle ödenmesine karar verilmesi talep edilmiş ise de, dosyanın tekemmül aşaması dikkate alındığında ayrı bir davanın konusunu oluşturabilecek nitelikte olan ve davanın genişletilmesi yasağı kapsamında kalan istemin incelenme olanağının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, Daire kararında da yer verilen 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin (6749 sayılı Kanun) 3. ve 4.maddelerinin öngörüldüğü şekli ile muğlak bir yazım tekniği ile (iltisak, irtibat, mensubiyet üyelik.vs) öngörülebilirlik ilkesinin açık bir şekilde ihlal edildiği; hakkında devam eden ceza yargılamasının henüz kesinleşmediği dolayısıyla esas alınmaması gerekirken Daire tarafından gerekçe olarak gösterilmesinin masumiyet karinesinin ihlali anlamına geldiği; ByLock kullanıcısı olmadığı halde Daire tarafından bu husus gerçekmiş gibi karara esas alındığı, ceza mahkemesinde yargılamada dahi bu yönde bir tespit bulunmadığı, yine iki ByLock kullanıcısı arasındaki konuşmada adı geçen kişinin kendisi olmadığı tamamen isim benzerliğinden kaynaklanan bir yanlış tespitin delil olarak ele alındığı; yine kararda yer verilen itirafçı sanık/tanık ifadelerinin de yasal olarak kullanılamayacağı, yasa dışı delil olduğu, bu ifadelerin şahısların özgür irade beyanlarına dayanmayan soyut ve çelişkili beyanlar olduğu; Dairenin FETÖ/PDY hakkında yaptığı tespitlerin ve değerlendirmelerin kendisi adına geçerli olmadığı, anılan kararla masumiyet karinesinin, adil yargılanma hakkının, ölçülülük ilkesinin, özel hayata saygı hakkının ihlal edildiği belirtilerek Daire kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Beşinci Dairesinin temyize konu 25/11/2020 tarih ve E:2017/4517, K:2020/5389 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 29/12/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Full & Egal Universal Law Academy