Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2020/480 Esas 2021/37 Karar
Karar Dilini Çevir:
Danıştay
Dairesi: İdare Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2020/480
Karar No: 2021/37
Karar Tarihi: 14.01.2021





DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2020/480 E.  ,  2021/37 K.
"İçtihat Metni"

T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/480
Karar No : 2021/37
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Sendikası
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Altıncı Dairesinin 06/11/2019 tarih ve E:2019/15691, K:2019/10349 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 27/04/2016 tarih ve 29696 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 07/04/2016 tarih ve 562 sayılı Kültür Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu İlke Kararının iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Altıncı Dairesinin 06/11/2019 tarih ve E:2019/15691, K:2019/10349 sayılı kararıyla;
Danıştay Ondördüncü Dairesinin davanın ehliyet yönünden reddine ilişkin 15/12/2016 tarih ve E:2016/6390, K:2016/7591 sayılı kararının, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 28/12/2017 tarih ve E:2017/411, K:2017/4817 sayılı kararıyla bozulması üzerine, bozma kararına uyularak işin esasının incelendiği,
Dava konusu Kültür Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulunun, 27/04/2016 tarih ve 29696 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 07/04/2016 tarih ve 562 sayılı İlke Kararıyla, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulunun 05/11/1999 tarih ve 658 sayılı Arkeolojik Sitler, Koruma ve Kullanma Koşulları İlke Kararının uygulanmasında yaşanan sorunların değerlendirilmesi sonucunda, anılan İlke Kararının I. derece arkeolojik site ilişkin 1. maddesinin (f) bendinden sonra gelmek üzere;
“g) Kamu düzeni veya güvenliğinin olağan hayatı durduracak veya kesintiye uğratacak şekilde bozulduğu ya da doğal afet yaşanan yerlerde, yapılmasında zorunluluk bulunan geçici uygulamalara ilişkin, zemine en az müdahale edilecek şekilde hazırlanan ve süresi belirlenen projelerin ilgili koruma bölge kurulunda değerlendirilebileceğine, projesi koruma bölge kurulunca uygun görülen geçici uygulamaların Kültür ve Turizm Bakanlığınca oluşturulacak bilim kurulu denetiminde yapılabileceğine,” ifadesinin,
Aynı İlke Kararının II. derece arkeolojik site ilişkin 2. maddesinin (b) bendindeki “I. derece arkeolojik sit koruma ve kullanma koşullarının a, b, c, ç, d, e, f ” ifadesinden sonra gelmek üzere“,"g” ifadesinin, eklenmesine karar verildiği,
Bu durumda, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'nun ilgili hükümleri, Arkeolojik Sitler, Koruma ve Kullanma Koşulları başlıklı 658 sayılı İlke Kararı ile dava konusu İlke Kararındaki düzenlemeler birlikte incelenip değerlendirildiğinde, 658 sayılı İlke Kararında arkeolojik sitlerin taşıdıkları önem ve özelliklerinin yanı sıra, alanda uygulanacak koruma ve kullanma koşullarının düzenlenerek güvence altına alınmış olduğu, dava konusu 562 sayılı İlke Kararının, kamu düzeni veya güvenliğinin olağan hayatı durduracak veya kesintiye uğratacak şekilde bozulduğu ya da doğal afet yaşanan yerlerde, yapılmasında zorunluluk bulunan geçici uygulamalara ilişkin olduğu, söz konusu uygulamalarda, zemine en az müdahale edilecek şekilde hazırlanan ve süresi belirlenen projelerin ilgili koruma bölge kurulunda değerlendirilebileceği, projesi koruma bölge kurulunca uygun görülen geçici uygulamaların Kültür ve Turizm Bakanlığınca oluşturulacak bilim kurulu denetiminde yapılabileceğinin öngörüldüğü dikkate alındığında, dava konusu 562 sayılı İlke Kararında hukuka ve kamu yararına aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı Sendika tarafından, 658 sayılı İlke Kararına eklenen "g" bendinin, anılan İlke Kararının 1 ve 2. maddelerine, koruma ilkelerine, uluslararası sözleşmelere aykırı olduğu, 2863 sayılı Kanun'un 51. maddesinin (a) bendi ile çeliştiği, 1. ve 2. derece arkeolojik sitler hassas alanlar olduğundan "zemine en az müdahale edilecek şekilde" ile "geçici uygulama" ifadelerinin ucu açık ifadeler olduğu, bu düzenleme nedeniyle sit alanlarında yapılması mümkün hale gelen uygulamaların bu alanlarda telafisi mümkün olmayan zararlara neden olacağı, söz konusu alanlarda kamu yararının gerçekleştirilmesi amacının aşılmasının sit alanı ilanı kararını da hukuka aykırı hale getireceği, dava konusu İlke Kararının iptali gerekirken aksi yönde verilen Daire kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Altıncı Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Altıncı Dairesinin temyize konu 06/11/2019 tarih ve E:2019/15691, K:2019/10349 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 14/01/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.




























Full & Egal Universal Law Academy