Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2020/3007 Esas 2021/1140 Karar
Karar Dilini Çevir:
Danıştay
Dairesi: İdare Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2020/3007
Karar No: 2021/1140
Karar Tarihi: 02.06.2021





DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2020/3007 E.  ,  2021/1140 K.
"İçtihat Metni"

T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/3007
Karar No : 2021/1140
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVALILAR) : 1-... Bakanlığı
VEKİLİ: ...
2-... Bakanlığı
VEKİLİ: ...
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Altıncı Dairesinin 12/02/2020 tarih ve E:2018/8886, K:2020/1455 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 06/06/2018 tarih ve 30443 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Yapı Kayıt Belgesi Verilmesine İlişkin Usul ve Esaslar'ın 5. maddesinin 1. fıkrasına, 20/09/2018 tarih ve 30541 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Yapı Kayıt Belgesi Verilmesine İlişkin Usul ve Esaslarda Değişiklik Yapılmasına Dair Esaslar'ın 2. maddesiyle eklenen "ç) İbadethaneler ile merkezi yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin ticari maksatla kullanılmayan yapıları için belge bedeli alınmaz." bendinde yer alan "...merkezi yönetim kapsamındaki..." ibaresinin iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Altıncı Dairesinin 12/02/2020 tarih ve E:2018/8886, K:2020/1455 sayılı kararıyla;
Davalı Çevre ve Şehircilik Bakanlığının usule ilişkin iddiası yerinde görülmeyerek işin esası incelenmiş;
7143 sayılı Kanun'un 16. maddesiyle 3194 sayılı İmar Kanunu'na eklenen Geçici 16. maddeye yer verildikten sonra,
Dava dosyasının ve Dairelerinin E:2018/6401, E:2018/4896, E:2018/5259, E:2018/9022 sayılı dosyalarının birlikte değerlendirilmesinden,Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Mevzuat Bilgi Sisteminde yapılan incelemede, dayanak Kanun maddesinin gerekçesi bulunmamakla birlikte, maddenin ilk kabul edildiği taslak gerekçesinin;
"- Afet risklerine hazırlık kapsamında ruhsatsız, ruhsat ve eklerine aykırı veya imar mevzuatına aykırı yapıların kayıt altına alınması ile dönüşüm projelerine finans sağlanarak dönüşümün daha hızlı ve etkin yapılması amacıyla;
- 31/12/2017 tarihinden önce yapılmış yapıların, yapı sahiplerinin müracaatları üzerine ve beyanına göre hazırlanacak Yapı Kayıt Sistemine işlenmesi,
- Bu yapılara su, elektrik ve doğalgaz bağlanabilmesi, yargı ve belediyelerdeki iş yükünün azaltılabilmesi için alınmış yıkım kararlarından ve tahsil edilmeyen para cezalarından vazgeçilmesi,
- Maliklerin yarısının muvafakatinin bulunması halinde yapı kullanma izin belgesi aranmaksızın cins değişikliği ve kat mülkiyeti tesis edilebilmesi,
- Yapı Kayıt Belgesinden elde edilecek gelir, genel bütçeye gelir kaydedilecektir. Bu gelirler, şehirlerin yeniden inşaa ve imarında kullandırılması." şeklinde olduğu,
Tebliğ'in tümüne yönelik yapılan değerlendirmelerde;
Dayanak maddenin taslak gerekçesinin ve metninin birlikte değerlendirilmesinden, aktif deprem kuşağında yer alan Ülkemizde mevzuata aykırı şekilde inşa edilen yapıların tespit edilmesinin afet risklerine hazırlık kapsamında en etkili ve ilk atılması gereken adım olduğu,
Bu yapıların tespitinin hızlı şekilde yapılabilmesini teminen, ilgili kişilerin idarelere başvuruda bulunması yönteminin kabul edildiği ve başvuru esnasında tahsil edilecek bedellerin şehirlerin dönüşümünde ve inşasında kullanılacağı hükme bağlandığından, dava konusu düzenlemede kamu yararı bulunduğu,
Ayrıca, yapı kayıt belgesi ilgililere geçici süreliğine bazı haklar tanımakta olup, yapının yeniden yapılması veya kentsel dönüşüm uygulamasına karar verilmesi halinde, yapı kayıt belgesinin hükmü kalmayacağından, uyuşmazlığa konu düzenlemenin bir imar affı niteliğinde olmadığı,
Diğer yandan, doğal, tarihi ve arkeolojik sit alanları, kültür varlıkları, ormanlar, meralar ve kıyılar gibi korunması gereken alanlar, ilgili özel kanunlar ve düzenlemeler ile korunduklarından, bu alanlarda yapı kayıt belgesi düzenlenmiş olmasının, özel hükümlerin uygulanmasına engel teşkil etmeyeceği, kaldı ki, sadece 31/12/2017 tarihinden önceki yapılar açısından geçerli olan düzenlemelerin, anılan tarihten sonra tespit edilen mevzuata aykırı yapılar açısından uygulanmasına da imkân bulunmadığı,
Uyuşmazlıkta, dava konusu Tebliğ'in 5. maddesinin 1. fıkrasına, 20/09/2018 tarih ve 30541 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Yapı Kayıt Belgesi Verilmesine İlişkin Usul ve Esaslarda Değişiklik Yapılmasına Dair Esaslar'ın 2. maddesiyle eklenen "ç) İbadethaneler ile merkezi yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin ticari maksatla kullanılmayan yapıları için belge bedeli alınmaz." bendinde yer alan "...merkezi yönetim kapsamındaki..." ibaresinin iptali istenilmekte ise de, dava konusu Tebliğ'in dayanağı olan 3914 sayılı Kanun'un Geçici 16. maddesinin 2. fıkrasında yer alan "... kayıt bedeli başvuru sahibi tarafından genel bütçenin (B) işaretli cetveline gelir kaydedilmek üzere merkez muhasebe birimi hesabına yatırılır..." hükmü göz önünde bulundurulduğunda, genel bütçe içerisinde yer alan merkezi yönetim kapsamındaki idarelerden yapı kayıt belgesi bedeli alınmayacağı yönündeki dava konusu düzenlemede hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, dava konusu Tebliğ'in 5. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendinde yer alan; merkezi yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin ticari maksatla kullanılmayan yapıları için düzenlenen yapı kayıt belgesi için belge bedeli alınmayacağına ilişkin düzenlemenin, Anayasa'nın 10. maddesinde düzenlenmiş olan eşitlik ilkesine aykırı olduğu, anılan düzenleme ile merkezi yönetim kapsamındaki idarelere ayrıcalık tanındığı, bununla birlikte mahalli idare olan belediyelerin bu nitelikteki taşınmazları için bedel alınmasının eşitlik ilkesine ve hakkaniyete aykırı olduğu ileri sürülerek davanın reddi yönünde verilen temyize konu Daire kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI : Davalı idarelerden Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından, Danıştay Altıncı Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuş, Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Başkan ... ve Üyeler, ..., ..., ...ve ...'ın dava konusu Tebliğ'in dayanağı olan 3194 sayılı Kanun'un Geçici 16. maddesinin, imar mevzuatına uygun hareket etmiş vatandaşlar karşısında, imar mevzuatına aykırı hareket edenlerin fiil ve eylemlerinin hukuka aykırılığının ortadan kaldırılması yönünde düzenlemeler içermesi nedeniyle Anayasa’da öngörülen eşitlik ilkesine aykırı olduğu ve anılan Kanun maddesinin iptali için Anayasa Mahkemesine başvurulması gerektiği yönündeki oylarına karşılık, anılan Kanun hükmünün Anayasa'ya aykırı görülmediğine oyçokluğu ile karar verilerek işin esası incelendi:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Altıncı Dairesinin temyize konu 12/02/2020 tarih ve E:2018/8886, K:2020/1455 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 02/06/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.






























Full & Egal Universal Law Academy