Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2020/2684 Esas 2021/3505 Karar
Karar Dilini Çevir:
Danıştay
Dairesi: İdare Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2020/2684
Karar No: 2021/3505
Karar Tarihi: 30.12.2021





DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2020/2684 E.  ,  2021/3505 K.
"İçtihat Metni"

T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/2684
Karar No : 2021/3505
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Derneği
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurumu
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onüçüncü Dairesinin 02/07/2020 tarih ve E:2015/4756, K:2020/1710 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 01/02/2015 tarih ve 29254 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Petrol Piyasası Lisans Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 1. ve 2. maddelerinin iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onüçüncü Dairesinin 02/07/2020 tarih ve E:2015/4756, K:2020/1710 sayılı kararıyla;
5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu'nun 1, 3/1, 9/2, 7/2, 20/1(a) hükümleri ile Petrol Piyasası Lisans Yönetmeliği'nin 7/5. fıkrasının (b) bendi ve dava konusu Petrol Piyasası Lisans Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 1. maddesi ve 2. maddesi ile değiştirilen Yönetmeliğin 17. maddesinin üçüncü fıkrası ile Geçici 19. madde hükümlerine yer verilmiş,
İdarelerin düzenleme yapma yetkisine sahip olduğu alanlarda, bu alanları düzenleyici işlemler ile objektif bir şekilde düzenlemeleri gerektiği; işlem tesis ederken kendilerine Anayasa ve yasalarla çizilen çerçeve içinde takdir yetkilerini kullanmaları ve bu yetkilerini kullanırken kamu hizmetinin gereklerini ve kamu yararını göz önünde bulundurmaları gerektiği; idarelerin düzenleme yetkisinin, yasalarla getirilen hükümleri aşacak şekilde kullanılamayacağının idare hukukunun en temel ilkelerinden olduğu,
5015 sayılı Kanun ile petrol piyasası faaliyetlerinin güven ve istikrar içerisinde geliştirilerek sürdürülmesi amacıyla, tüketicinin ve piyasa taraflarının çıkar ve beklentileri ile kamu politikalarının ilkelerini ortak paydada buluşturacak, şeffaf, eşitlikçi ve verimli işleyişi sağlayacak, rekabet kurallarına uygun, güvenli ve istikrarlı bir yapının kurulmasının hedeflendiği,
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunu petrolün güvenli ve ekonomik olarak rekabet ortamı içerisinde kullanıcılara sunumuna ilişkin petrol piyasasında yönlendirme, gözetim ve denetim faaliyetlerinin düzenlenmesini sağlamakla görevli ve yetkili olduğu; Kurum'un, anılan Kanun'da tanınan yetkiler dâhilinde, lisans kapsamındaki faaliyetlerin kısıtlanması veya faaliyetin yürütülmesine ilişkin olarak özel şartlar belirlenmesi konularında düzenlemeler yapma yetkisi bulunduğu; nitekim, Kurumun bu işlevini yerine getirmek üzere, lisans kapsamında olsun veya olmasın piyasa ile ilgili faaliyetlerin yönlendirilmesi, gözetimi, denetimi ve benzeri konulara ait usûl ve esasları çıkardığı yönetmeliklerle düzenlediği,
Petrol piyasasının güvenli, istikrarlı ve sağlıklı bir şekilde işlemesi amacıyla yürürlüğe konulan 5015 sayılı Kanun'da, bu amacın gerçekleşmesi için, petrol piyasasında her türlü faaliyette bulunmanın lisans alma koşuluna bağlandığı ve dağıtıcıların serbest kullanıcılara akaryakıt toptan satışı ile bayilere akaryakıt dağıtımı faaliyetlerinde bulunmalarının öngörüldüğü; lisans gerektiren faaliyet ve/veya işlemlerin kapsamlarının, lisans ile kazanılan hak ve üstlenilen yükümlülükler, lisans kapsamındaki faaliyetlerin kısıtlanması, faaliyetin yürütülmesine ilişkin olarak özel şartlar belirlenmesi hususlarında düzenlemeler yapmaya Kurumun yetkili kılındığı,
5015 sayılı Kanun'da, dağıtıcı lisansı sahiplerinin lisans başvurularında asgari yıllık 60.000 ton beyaz ürün (benzin, motorin) dağıtım projeksiyonu ile bayi bilgilerini Kuruma vermek zorunda olduklarının kurala bağlandığı; ayrıca, dağıtıcıların yıllık pazarlama projeksiyonları yapmak ve detayları ile her yıl Kuruma Şubat ayı içinde vermekle yükümlü oldukları, projeksiyonlarında oluşan yüzde ondan fazla artış ve eksilişleri açıklayacaklarının kural altına alındığı; bu durumda, Kanun'da yer verilen dağıtıcı lisansı alabilmek için, asgari yıllık 60.000 ton beyaz ürün (benzin ve motorin) dağıtım projeksiyonu ile bayi bilgilerinin Kuruma verilmek zorunda olunması yönündeki kuralla, dağıtıcı firmaların yıllık 60.000 ton beyaz ürünü satacak kapasite, donanım ile ekonomik güce sahip olmalarının hedeflendiğinin anlaşıldığı,
Lisans kapsamındaki faaliyetlerin kısıtlanması veya faaliyetin yürütülmesine ilişkin olarak özel şartlar belirlenmesi konularında düzenlemeler yapmaya yetkili olan davalı idarece, dağıtıcı lisansı sahiplerine 60.000 ton beyaz ürün satışı yükümlülüğü getirilmesinin 5015 sayılı Kanun'un amacı doğrultusunda Kuruma verilen yetki kapsamında olduğunun kabulü gerektiği; davalı idarece hedeflenen petrol piyasasının güvenli, istikrarlı ve sağlıklı bir şekilde işlemesi amacı ile petrol piyasasının işleyişi, piyasadaki dağıtıcı ve bayi sayısı dikkate alındığında kuralın ölçülü olduğu,
Ayrıca Yönetmeliğin 17. maddesinin önceki hâline ilişkin olarak açılan iptal davalarında verilen yargı kararları dikkate alınarak, söz konusu düzenlemede belirtilen yükümlülüğün yerine getirilmemesi hâlinde lisansın doğrudan iptal edileceğine ilişkin bir ibareye yer verilmediği; onun yerine yükümlülüğü yerine getirmeyenler hakkında "Kanunun ilgili maddeleri gereği idarî yaptırım uygulanır." denilmek suretiyle bu konudaki yetkinin Kurumca yapılacak soruşturma neticesine göre Kurulun takdirine bırakıldığı; Kurulun idarî yaptırım uygulama konusundaki takdir yetkisinin hukuka uygun kullanılıp kullanılmadığına ilişkin olarak değerlendirmenin yargı organlarınca olayın niteliği dikkate alınarak yapılacağının da açık olduğu,
Bu itibarla, hukuken geçerli bir nedene dayanmaksızın, pazarlama projeksiyonunda beyan edilen asgari yıllık 60.000 ton beyaz ürün (benzin, motorin) satışını gerçekleştiremediği tespit edilen dağıtıcılar hakkında Kanun'un ilgili maddeleri gereği idarî yaptırım uygulanacağına ilişkin kuralda hukuka aykırılık bulunmadığı,
Geçici 19. madde ile de, Petrol Piyasası Lisans Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla faaliyette bulunan dağıtıcı lisansı sahiplerinin 60.000 ton beyaz ürün pazarlama projeksiyonunu gerçekleştirmelerinin tespitinde, Yönetmeliğin 17. maddesinin üçüncü fıkrasında yer verilen kuralın uygulanacağı belirtilerek, değişiklik tarihinde halihazırda faaliyette bulunan firmalar açısından uygulamanın nasıl olacağının gösterildiği,
Bu itibarla, iptali istenen Yönetmelik maddelerinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle,davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, dava konusu düzenlemede öngörülen 60.000 ton beyaz ürün satış zorunluluğu getiren düzenlemenin EPDK'nın kuruluş amacına aykırı olduğu ve piyasayı yeni girişlere kapattığı; EPDK'nın rekabeti ortadan kaldıran düzenleme yapma yetkisinin bulunmadığı; 5015 sayılı Kanun'un 9. maddesinde, lisans başvurularında 60.000 ton ile ilgili projeksiyon sunumunun öngörüldüğü fakat uyulmaması halinde bir idari yaptırım öngörülmediği, sadece bu ilgililere lisans verilmeyeceği; 60.000 ton satış yapmayanlara da yaptırım uygulanamayacağı; dava konusu düzenlemenin, Anayasa'da yer alan çalışma ve sözleşme hürriyetini ihlal ettiği; dava konusu düzenlemeler nedeniyle orta düzeyde kurumsal hiçbir firmanın piyasaya giremeyeceği; kaçakçılığın önlenmesi için de düzenlemelerin iptali gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Onüçüncü Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : 5015 sayılı Kanun'da yer almayan bir yükümlülüğün yönetmelik hükmü ile getirilmesi mümkün olmadığından ve getirilen satış yükümlülüğünün ihlali durumunda da hangi şartlarda, hangi idari yaptırımın uygulanacağının belirsiz olması nedeniyle dava konusu düzenlemenin hukuka aykırı olduğu düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Onüçüncü Dairesinin temyize konu 02/07/2020 tarih ve E:2015/4756, K:2020/1710 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 30/12/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.




























Full & Egal Universal Law Academy