Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2020/1953 Esas 2021/309 Karar
Karar Dilini Çevir:
Danıştay
Dairesi: İdare Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2020/1953
Karar No: 2021/309
Karar Tarihi: 17.02.2021





DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2020/1953 E.  ,  2021/309 K.
"İçtihat Metni"

T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/1953
Karar No : 2021/309
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Vakfı
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Altıncı Dairesinin 13/11/2019 tarih ve E:2019/2488 K:2019/10936 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 25/01/2017 tarih ve 29959 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, … tarih ve … sayılı "Doğal Sit Alanlarında Rüzgar Enerjisi Santralleri (RES) İlke Kararı"nın B bölümünün 2. maddesinin (a) ve (b) bentlerinde yer alan, nitelikli doğal koruma alanları ile sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım alanlarında, yeni tesis taleplerinde, rüzgar türbinlerinin kesin korunacak hassas alanlara ve kuş göç yollarına en az 300 metre mesafede olmasını öngören düzenlemelerin iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Altıncı Dairesinin 13/11/2019 tarih ve E:2019/2488 K:2019/10936 sayılı kararıyla;
… tarih ve … sayılı ilke kararının B bölümünün 2. maddesinin dava konusu (a) ve (b) bentlerinde; nitelikli doğal koruma ve sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım alanlarında yapılması planlanan yeni tesis taleplerinin, rüzgar türbinlerinin kesin korunacak hassas alanlara ve kuş göç yollarına en az 300 metre mesafede olması ve türbinlere otomatik durdurucu radar sistemlerinin kurulması koşullarıyla, tescile esas ekolojik temelli bilimsel araştırma raporları, alana ilişkin alınmış komisyon kararları ve ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının görüşleri göz önüne alınarak, Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonlarınca değerlendirilebileceği kuralına yer verildiği,
Korunan Alanların Tespit, Tescil ve Onayına İlişkin Usul ve Esaslara Dair Yönetmelik hükümleri ile dosyanın incelenmesinden; nitelikli doğal koruma alanlarının koruma amaçlarına uygun olarak yörede yaşayanların alanın mevcut kaynaklarını kullanmasını sağlayarak doğal hayata dayalı geleneksel yaşam şekillerinin korunduğu alanlar, sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım alanlarının ise doğal ve kültürel bakımdan uyumlu düşük yoğunlukta faaliyetler ile turizm ve yerleşimlere izin veren alanlar olduğu dikkate alındığında; söz konusu alanlarda, RES projelerinin yapılmasının, bu alanlara ait tanımlarla çelişmediği sonucuna ulaşıldığı,
Öte yandan; kesin korunacak hassas alanların, kaynak değerlerinin korunması için, alan kullanımı ve alana tüm etkilerin sınırlandırıldığı, gerektiğinde insanların bölgeye girişlerinin dahi engellendiği, yapı yasağı getirilen mutlak korunması gereken alanlar olması nedeniyle, nitelikli doğal koruma alanları ile sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım alanlarında yapılacak RES projelerinin, kesin korunacak hassas alanlara mesafesinin önem arz ettiği açık olmakla birlikte, dava konusu İlke Kararında yer alan 300 metre mesafe koşulunun asgari olarak belirlendiği,
Maddede, yeni tesis taleplerinin, tescile esas ekolojik temelli bilimsel araştırma raporları, alana ilişkin alınmış komisyon kararları ve ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının görüşleri göz önüne alınarak Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonlarınca değerlendirilebileceğinin öngörülmüş olmasının ise, yeni doğal sit statülerinin belirlenmesi aşamasında, Korunan Alanların Tespit, Tescil ve Onayına İlişkin Usul ve Esaslara Dair Yönetmelik'in ilgili hükümleri uyarınca yapılan saha çalışmaları sonucunda hazırlanan ekolojik temelli bilimsel araştırma raporlarıyla ortaya konan ve her alanın, biyo-ekolojik, jeolojik, jeomorfolojik, hidrojeolojik ve peyzaj değerlendirmelerine dayanan kendine has özelliklerine ilişkin verilerin değerlendirilmesini de zorunlu kıldığı,
Bunların yanı sıra; İlke Kararında, RES'lerin kuşlar üzerindeki olumsuz etkisini azaltmak amacıyla ek bir önlem olarak, rüzgar türbinlerinde otomatik durdurucu radar sistemleri kullanılmasının da öngörüldüğü; asgari 300 metre mesafe koşulunun, Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca, rüzgar enerjisi santralleri etrafında bırakılması öngörülen sağlık koruma bandı mesafesi ile de uyumlu olduğu dikkate alındığında; söz konusu düzenlemede hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, dava konusu İlke Kararı'nın B bölümünün 2. maddesinde, nitelikli doğal koruma alanları ile sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım alanlarında yeni tesis taleplerinde, türbinlerin kesin korunacak hassas alanlara 300 metre mesafede olması koşuluyla izin verilebileceğinin öngörüldüğü, ancak, bu mesafenin hangi bilimsel esaslara göre tespit edildiğinin belirli olmadığı, Korunan Alanların Tespit, Tescil ve Onayına İlişkin Usul ve Esaslara Dair Yönetmelikte sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım alanlarının, kesin korunacak hassas alanlar ile nitelikli doğal koruma alanlarını etkileyen ve bu alanlarla bütünlük gösteren, korumaya katkı sağlayan alanlar olarak tanımlandığı, bu özellikleri nedeniyle 300 metre mesafenin yetersiz kalacağı, her ne kadar bu mesafe asgari olarak belirlense de korunan alanların coğrafik, topagrafik iklim ve peyzaj özellikleri farklılık gösterdiğinden asgari mesafenin en az 1.000 metre olması gerektiği, bunun dahi yetersiz olacağı, bu mesafenin topoğrafya göz önüne alınarak çok daha fazla belki asgari 5.000 metre olarak belirlenebilmesi gerektiği, öte yandan, yeni tesis taleplerine izin verilebilmesi için getirilen türbinlerin kuş göç yollarına en az 300 metre mesafede olması koşulunun da kuş göç yollarının genişliğinin ölçülmesi ve sabit olmaması nedeniyle bilimsel olmadığı, kuşların güneş ve dünyanın manyetik dalgalarına göre yönlerini tayin ettiği, uçuşlarında hava akımını kullandığı ve büyük oranda süzülerek uçtuğu, uçuş esnasında kullandıkları alanın yüzlerce kilometreyi bulabileceği, bu nedenle, kuşların süzülme yetileri, ana rüzgar akımları ve sulak alanların durumları ile Ülkemizin taraf olduğu Kuşların Himayesine Dair Milletler Sözleşme ve Avrupa Yaban Hayatı ve Yaşama Ortamları Koruma Sözleşmesi hükümleri göz önüne alınarak bu mesafenin kuş bilimci ve ekologlar tarafından belirlenmesinin uygun olacağı, Dairece 300 metrelik mesafe koşulunun neden uygun bulunduğuna dair bir açıklama yapılamadığı, sonuç olarak dava konusu İlke Kararının 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu ve Korunan Alanların Tespit, Tescil ve Onayına İlişkin Usul ve Esaslara Dair Yönetmelik ve uluslararası sözleşmelere ve koruma ilke ve esaslarına aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Altıncı Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Altıncı Dairesinin temyize konu 13/11/2019 tarih ve E:2019/2488 K:2019/10936 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 17/02/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.




























Full & Egal Universal Law Academy