Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2020/1873 Esas 2021/1587 Karar
Karar Dilini Çevir:
Danıştay
Dairesi: İdare Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2020/1873
Karar No: 2021/1587
Karar Tarihi: 27.09.2021





DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2020/1873 E.  ,  2021/1587 K.
"İçtihat Metni"

T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/1873
Karar No : 2021/1587
TEMYİZ EDEN (DAVALILAR) : 1- … Bakanlığı
VEKİLİ: Hukuk Müşaviri Serpil Güçlü
2- … Birliği
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Birliği
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onuncu Dairesinin 11/11/2019 tarih ve E:2014/993, K:2019/7684 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Sigorta Eksperleri İcra Komitesince 18/09/2013 tarihinde belirlenen Taban Ekspertiz Ücret Tarifesi'nin iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onuncu Dairesinin 11/11/2019 tarih ve E:2014/993, K:2019/7684 sayılı kararıyla; davalı idarelerin dava konusu işlemin icrai nitelikte olmadığına ilişkin usule yönelik itirazı yerinde görülmeyerek işin esasına geçilmiş,
5684 sayılı Sigortacılık Kanunu'nun 26. maddesinin 2. fıkrasının (b) bendi ile 3. fıkrası, 22. maddesinin 20. fıkrasının ilk hali ile 18/04/2013 tarih ve 28622 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 6456 sayılı Kanun'un 43. maddesiyle değişik halinde yer alan kurallar aktarılarak,
Anayasa'nın 123. maddesinde, idarenin, kuruluş ve görevleriyle bir bütün olup, kanun ile düzenleneceği; 124. maddesinde ise, Cumhurbaşkanı, bakanlıklar ve kamu tüzel kişilerinin, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla, yönetmelikler çıkarabileceği hükümlerine yer verildiği,
Düzenli hale koymak, düzen vermek olarak tanımlanabilecek olan düzenleme yetkisinin, kamu hukukunda kural koyma ile eş anlamlı olduğu, kuralın ise, hukukta sürekli, soyut ve objektif, genel durumları belirleyen, bireysel olmayan, tükenmez norm olarak tanımlandığı, idarenin, Anayasa ve kanuni düzenlemelerden aldığı yetki ile kural koyma, düzenleme yapma yetkisine sahip olduğu, düzenleme yetkisini kullanarak tüzük, yönetmelik, yönerge, genelge gibi düzenleyici işlemleri yapan idarenin, soyut, objektif, bireysel olmayan, genel durumları belirleyen ve dayanağı üst hukuk normalarına aykırı ve bu normları aşar nitelikte olmayan düzenlemeler yapması gerektiği,
Uyuşmazlıkta, Sigorta Eksperleri İcra Komitesince sigorta eksperleri için taban ücret tarifesi belirlenmesi yoluna gidildiği, Komite kararının Yönetim Kurulunca onaylandığı ve Tarife'nin 01/01/2014 tarihinden itibaren uygulanacağının sigorta şirketlerine bildirildiği,
Dava konusu işlem tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümleri incelendiğinde, sigorta eksperlerinin ücretlerinin belirlenmesi konusunu taraf iradelerine bırakan Kanun hükmünün yürürlükten kaldırıldığı ve Kanun'da bu hususta davalı idarelere yetki verilmesine ilişkin düzenlemenin bulunmadığının anlaşıldığı,
Bu durumda, Kanun ile kendisine verilmiş bir yetki olmaksızın sigorta eksperi ile kendisini tayin eden taraf arasındaki ücretin belirlenmesine yönelik dava konusu Taban Ekspertiz Ücret Tarifesi'nde yetki unsuru yönünden hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle, dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davalı idareler tarafından, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu'nun 26. maddesinin 2. fıkrasının (b) bendi ile 22. maddesinin 20. fıkrasında yapılan değişikliğin dava konusu Tarife'yi hazırlama yetkisi verdiği, söz konusu Tarife'nin hiç uygulanmadığı, bu nedenle, davanın hukuki yarar yokluğundan reddi gerekirken, iptal kararı verilmesinde hukuka uygunluk bulunmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, Danıştay Onuncu Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçelerinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz istemlerinin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'NIN DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
İLGİLİ MEVZUAT :
Anayasa'nın "Yönetmelikler" başlıklı 124. maddesinin 1. fıkrasının işlem tarihinde yürürlükte bulunan halinde, "Başbakanlık, bakanlıklar ve kamu tüzelkişileri, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla, yönetmelikler çıkarabilirler."; "Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları" başlıklı 135. maddesinin 1. fıkrasında, "Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşları; belli bir mesleğe mensup olanların müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleri ile ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hakim kılmak üzere meslek disiplini ve ahlakını korumak maksadı ile kanunla kurulan ve organları kendi üyeleri tarafından kanunda gösterilen usullere göre yargı gözetimi altında, gizli oyla seçilen kamu tüzelkişilikleridir." hükümlerine yer verilmiştir.
5684 sayılı Sigortacılık Kanunu'nun "Sigorta Eksperleri İcra Komitesi" başlıklı 26. maddesinin 2. fıkrasında, "Sigorta Eksperleri İcra Komitesi, aşağıda belirtilen görevleri yerine getirir:
a) Sigorta eksperliği faaliyetlerinin adil ve dürüst olması, iş ahlakının sağlanması, meslek mensuplarının mesleğin gerektirdiği özen, disiplin ve dayanışma içinde çalışması amacıyla meslek kurallarını oluşturmak.
b) Meslek mensupları arasında haksız rekabeti önlemek için gerekli bütün tedbirleri almak ve uygulamak.
c) Yurt içinde ve yurt dışındaki meslekî gelişmeler ile idarî ve yasal düzenlemeleri izleyerek, bu konuda üyelerini aydınlatmak.
ç) Sigorta eksperliği faaliyetine ilişkin olarak, ulusal veya uluslararası malî, iktisadî ve meslekî kurum ve kuruluşlar ile ilişkiler kurmak.
d) Sigorta eksperliği mesleğinin geliştirilmesi amacıyla kurslar tertip etmek, seminer ve konferans gibi eğitim faaliyetlerinde bulunmak.
e) Sigortacılık ve sigorta eksperliği mesleğine ilişkin gelişmeleri izlemek, bu konudaki yayın ve içtihatları derleyerek meslek mensuplarının yararına sunmak.
f) Meslekî konularda mütalaa vermek ve yetkili mercilere görüş bildirmek.
g) Sigortacılık mevzuatı uyarınca sigorta eksperliği yapabilmek için gerekli olan Levhaya kayıt işlemleri ile kayıttan silinme işlemlerini yürütmek.
ğ) Sigorta eksperleri hakkında sigortacılık faaliyeti ile ilgili konularda disiplin cezası vermek.
h) Müsteşarlıkça verilecek diğer görevleri yerine getirmek." hükmü yer almıştır.
5684 sayılı Kanun'un "Sigorta eksperleri" başlıklı 22. maddesinin 20. fıkrasında yer alan, "Ekspertiz ücretinin miktarı, sigorta eksperi ile kendisini tayin eden taraf arasında serbestçe kararlaştırılır." hükmü, 18/04/2013 tarih ve 28622 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 6456 sayılı Kanun'un 43. maddesiyle "Sigorta eksperliği yapacakların niteliklerine; sigorta eksperlerinin sınıflandırılmasına, branşlar itibarıyla görev ve yetki alanlarının belirlenmesine; ruhsat, Levhaya kayıt ve faaliyete ilişkin usul ve esaslar ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer hususlar yönetmelikle belirlenir." şeklinde yeniden düzenlenmiştir.
4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'un "Amaç" başlıklı 1. maddesinde, "Bu Kanunun amacı, mal ve hizmet piyasalarındaki rekabeti engelleyici, bozucu veya kısıtlayıcı anlaşma, karar ve uygulamaları ve piyasaya hakim olan teşebbüslerin bu hakimiyetlerini kötüye kullanmalarını önlemek, bunun için gerekli düzenleme ve denetlemeleri yaparak rekabetin korunmasını sağlamaktır." hükmüne yer verilmiş, 3. maddesinde, teşebbüsün "Piyasada mal veya hizmet üreten, pazarlayan, satan gerçek ve tüzelkişilerle, bağımsız karar verebilen ve ekonomik bakımdan bir bütün teşkil eden birimleri"; teşebbüs birliğinin "Teşebbüslerin belirli amaçlara ulaşmak için oluşturduğu tüzelkişiliği haiz ya da tüzelkişiliği olmayan her türlü birlikleri" ifade edeceği belirtilmiştir.
4054 sayılı Kanun'un "Rekabeti Sınırlayıcı Anlaşma, Uyumlu Eylem ve Kararlar" başlıklı 4. maddesinde, "Belirli bir mal veya hizmet piyasasında doğrudan veya dolaylı olarak rekabeti engelleme, bozma ya da kısıtlama amacını taşıyan veya bu etkiyi doğuran yahut doğurabilecek nitelikte olan teşebbüsler arası anlaşmalar, uyumlu eylemler ve teşebbüs birliklerinin bu tür karar ve eylemleri hukuka aykırı ve yasaktır.
Bu haller, özellikle şunlardır:
a) Mal veya hizmetlerin alım ya da satım fiyatının, fiyatı oluşturan maliyet, kar gibi unsurlar ile her türlü alım yahut satım şartlarının tesbit edilmesi,
b) Mal veya hizmet piyasalarının bölüşülmesi ile her türlü piyasa kaynaklarının veya unsurlarının paylaşılması ya da kontrolü,
c) Mal veya hizmetin arz ya da talep miktarının kontrolü veya bunların piyasa dışında belirlenmesi,
d) Rakip teşebbüslerin faaliyetlerinin zorlaştırılması, kısıtlanması veya piyasada faaliyet gösteren teşebbüslerin boykot ya da diğer davranışlarla piyasa dışına çıkartılması yahut piyasaya yeni gireceklerin engellenmesi,
e) Münhasır bayilik hariç olmak üzere, eşit hak, yükümlülük ve edimler için eşit durumdaki kişilere farklı şartların uygulanması,
f) Anlaşmanın niteliği veya ticari teamüllere aykırı olarak, bir mal veya hizmet ile birlikte diğer mal veya hizmetin satın alınmasının zorunlu kılınması veya aracı teşebbüs durumundaki alıcıların talep ettiği bir malın ya da hizmetin diğer bir mal veya hizmetin de alıcı tarafından teşhiri şartına bağlanması ya da arz edilen bir mal veya hizmetin tekrar arzına ilişkin şartların ileri sürülmesi,
..." hükmü yer almıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Sigorta Eksperleri İcra Komitesinin 18/09/2013 tarihli kararıyla, dava konusu Taban Ekspertiz Ücret Tarifesi kabul edilerek, sigorta eksperliği hizmetlerinin karşılığı olan asgari ücretler belirlenmiş ve sigorta eksperlerinin bu Tarife ile belirlenen ücretlerin altında iş kabul edemeyeceği, aksi takdirde ilgili mevzuatta öngörülen cezai müeyyidelerin uygulanacağı kurala bağlanmıştır.
Mesleki hizmetlerin karşılığı olan asgari ücretlerin belirlenmesi konusunda, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun ve Anayasa'nın 48. maddesinde düzenlenen sözleşme özgürlüğü çerçevesinde bir değerlendirme yapılması gerekmektedir.
1 - 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu yönünden;
Mesleki hizmetlerin karşılığı olan asgari ücretleri belirleme konusunda davalı idarenin yasal dayanağının bulunup bulunmadığının öncelikle değerlendirilmesi gerekmektedir.
Uyuşmazlığın çözümü için, genel olarak, idarenin düzenleme yetkisinin kapsamı ve bu bağlamda idarenin özerk ve türev düzenleme yetkisi üzerinde durulmalıdır.
Anayasa'nın 124. maddesinde, kamu tüzel kişilerinin, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla, yönetmelikler çıkarabileceği düzenlenmiştir. Bu düzenleme, idarenin özerk ve türev düzenleme yetkisinin anayasal dayanağını oluşturmaktadır.
İdarenin düzenleme yetkisinin aslında ikincil, türev nitelikte olduğu hususunda bugün için bir duraksama bulunmamaktadır. Anayasa'ya göre, idarenin, düzenleme yetkisini kanunlar çerçevesinde ve kanunlara uygun olarak kullanması gereklidir. Kanunun öngördüğü düzenleme yetkisinin yine kanunda belirtildiği gibi kullanılması, kanun hükmü, bir konunun yönetmelikle düzenlenmesini öngörüyorsa, düzenlemenin yönetmelikle yapılması zorunludur.
Ayrıca, normlar hiyerarşisi olarak bilinen temel hukuk ilkesine göre, normlar arasında altlık ve üstlük ilişkisi söz konusu olmakta ve her norm geçerliliğini bir üst hukuk normundan almaktadır. Başka bir anlatımla normlar hiyerarşisi, her türlü normun hiyerarşik olarak bir sıra dahilinde sıralanması ve birbirine bağlı olması anlamına gelmekte olup; bunun doğal sonucu olarak, hiyerarşik sıralamada daha altta yer alan normun, kendisinden üstte bulunan norma aykırı hükümler içeremeyeceği, bir başka deyişle alt norm niteliğindeki düzenleyici işlemlerin, bir hakkın kullanımını üst normda öngörülmeyen bir şekilde daraltamayacağı veya kısıtlayamayacağı; dolayısıyla, düzenleyici bir işlemin kendinden önce gelen kanun ve yönetmelik hükümlerine aykırı düzenlemeler getiremeyeceği kabul edilmektedir.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlığa bakıldığında, davalı idarenin dava konusu alandaki düzenleme yetkisinin ve bu yetkinin hukuka uygun olarak kullanılıp kullanılmadığının irdelenmesi gerekmektedir.
5684 sayılı Kanun'un işlem tarihinde yürürlükte bulunan 22. maddesinin 20. fıkrasında, sigorta eksperliği yapacakların niteliklerine; sigorta eksperlerinin sınıflandırılmasına, branşlar itibarıyla görev ve yetki alanlarının belirlenmesine; ruhsat, levhaya kayıt ve faaliyete ilişkin usul ve esaslar ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer hususların yönetmelikle belirleneceği hükme bağlanmıştır.
5684 sayılı Kanun'un 26. maddesinin 2. fıkrasında ise, sigorta eksperliği faaliyetlerinin adil ve dürüst olması, iş ahlakının sağlanması, meslek mensuplarının mesleğin gerektirdiği özen, disiplin ve dayanışma içinde çalışması amacıyla meslek kurallarını oluşturmak; meslek mensupları arasında haksız rekabeti önlemek için gerekli bütün tedbirleri almak ve uygulamak, Sigorta Eksperleri İcra Komitesinin görevleri arasında sayılmıştır.
Görüldüğü üzere, dava konusu Tarife'nin dayanağı olan 5684 sayılı Kanun'da, sigorta eksperliği hizmetlerinin karşılığı olan asgari ücretlerin belirlenmesine ilişkin bir düzenlemeye yer verilmemiştir.
2 - 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun yönünden;
Serbest çalışan sigorta eksperlerinin esas itibarıyla serbest meslek sahibi olduğu, serbest meslek faaliyetinin, sermayeden ziyade şahsî mesaiye, ilmî veya meslekî bilgiye veya ihtisasa dayanan işlerin bir işverene bağlı olmaksızın bağımsız olarak, şahsî sorumluluk altında ve bir ücret karşılığı yapıldığı göz önüne alındığında, hizmetini ücret karşılığı sunan serbest meslek mensubu sigorta eksperlerinin 4054 sayılı Kanun kapsamında birer teşebbüs oldukları açıktır.
4054 sayılı Kanun'un 3. maddesinde, teşebbüslerin belirli amaçlara ulaşmak için oluşturduğu tüzel kişiliği haiz ya da tüzel kişiliği olmayan her türlü birlik teşebbüs birliği olarak tanımlanmıştır. Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına ilişkin olarak herhangi bir istisnaya yer verilmediğinden ve teşebbüs birliklerinin 4054 sayılı Kanun'a tâbi olabilmesi için özel hukuk veya kamu hukuku tüzel kişisi olmaları ya da kanunla veya iradî olarak kurulmuş olmaları önem taşımadığından, Sigorta Eksperleri İcra Komitesinin 4054 sayılı Kanun uygulamasında "teşebbüs birliği" sayılması gerekmektedir.
Bu çerçevede; Sigorta Eksperleri İcra Komitesi tarafından sigorta eksperliği hizmetlerine ilişkin piyasa düzenleyiciliği kapsamında yürürlüğe konulan dava konusu Tarife teşebbüs birliği kararı niteliğinde olduğundan, 4054 sayılı Kanun'a aykırı olmaması gerekmektedir.
4054 sayılı Kanun'un 4. maddesinde, belirli bir mal veya hizmet piyasasında doğrudan veya dolaylı olarak rekabeti engelleme, bozma ya da kısıtlama amacını taşıyan veya bu etkiyi doğuran yahut doğurabilecek nitelikte olan teşebbüsler arası anlaşmalar, uyumlu eylemler ve teşebbüs birliklerinin bu tür karar ve eylemlerinin hukuka aykırı ve yasak olduğu belirtildikten sonra, aynı maddenin 1. fıkrasının (a) bendinde, mal veya hizmetlerin alım ya da satım fiyatının, fiyatı oluşturan maliyet, kâr gibi unsurlar ile her türlü alım yahut satım şartlarının tespit edilmesinin rekabeti engelleyici ve yasak olduğu kurala bağlanmıştır.
Dava konusu Tarife ile sigorta eksperlerinin, hizmetin fiyatını belirleme serbestisi hizmet alanlar aleyhine engellenmekte, bu suretle satım fiyatı Sigorta Eksperleri İcra Komitesi tarafından tespit edilmektedir.
Bu itibarla, dava konusu Tarife hükümlerinin, sigorta eksperliği hizmeti piyasasında doğrudan rekabeti engelleme, bozma ve kısıtlama amacını taşıdığı anlaşıldığından, 4054 sayılı Kanun'un 4. maddesinin (a) bendine açıkça aykırı olduğu sonucuna varılmıştır.
Diğer taraftan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun “Haksız Rekabet” bölüm başlığı altında düzenlenen 54. maddesinde, haksız rekabete ilişkin hükümlerin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanması olarak belirtilmiş, rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına aykırı davranışlar ile ticarî uygulamalar yasaklanmıştır. 4054 sayılı Kanun'da düzenlenen rekabetin korunmasına ilişkin düzenlemelerle ise, kamusal fayda da gözetilerek fiyat ve kâr gibi göstergelerin müdahalelerden uzak olarak serbest piyasa şartlarında belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu itibarla, anılan kuralların yer yer iç içe ve birlikte uygulanma imkânı bulunmakla birlikte, birbirinden farklı amaçları hedeflediği anlaşılmaktadır.
Bununla birlikte; Rekabet Hukuku kuralları kamusal ve soyut bir koruma sağladığından ve haksız rekabet hükümlerine nazaran daha kapsayıcı olduğundan, asgarî ücret belirlenmesinin haksız rekabeti engelleyeceği ihtimalinden hareketle; 4054 sayılı Kanun'da hedeflenen tüketicinin ve kamunun korunması esasının ortadan kalkmayacağı ve dava konusu Tarife'nin denetiminde anılan Kanun'un uygulanmasına engel bir durumun bulunmadığı açıktır.
3 - Anayasa'nın 48. maddesinde düzenlenen sözleşme özgürlüğü yönünden;
Anayasa'nın 48. maddesinde, çalışma ve sözleşme hürriyeti düzenlenmiştir. Buna göre, herkesin dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetine sahip olduğu, özel teşebbüsler kurmanın serbest olduğu, Devletin, özel teşebbüslerin millî ekonominin gereklerine ve sosyal amaçlara uygun yürümesini, güvenlik ve kararlılık içinde çalışmasını sağlayacak tedbirleri alacağı belirtilmiş; Anayasa'nın 13. maddesinde de, temel hak ve hürriyetlerin, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasa'nın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabileceği, bu sınırlamaların, Anayasa'nın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve laik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamayacağı kurala bağlanmıştır.
5684 sayılı Kanun'a göre, sigortacı, sigorta ettiren ya da sigorta sözleşmesinden menfaat sağlayan kişilerin levhaya kayıtlı bir sigorta eksperini serbestçe tayin ederek aralarında bir sözleşme yapmaları gerekmektedir.
Yapılacak sözleşmenin unsurlarından biri de sözleşmenin bedelidir. Sözleşmedeki bedelin taraflarca serbest olarak belirlenmesi asıldır. Nitekim, bedeli kararlaştırma konusundaki anlaşma serbestisi de sözleşme özgürlüğü kapsamında olup, anayasal koruma altındadır. Sözleşme serbestisini sınırlayacak nitelikteki bir kuralın ise, yine Anayasa'da tanımlanan sınırlama sebeplerine uygun olarak kanunla konulması gerekmektedir.
Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşu olan Sigorta Eksperleri İcra Komitesine 5684 sayılı Kanun'da sigorta eksperleri için asgarî ücret belirleme yetkisi veren bir kural bulunmamaktadır.
Anayasal koruma altındaki sözleşme özgürlüğünün ancak kanunla sınırlanabilmesi mümkün olduğundan, taraflar arasında serbestçe belirlenmesi gereken sözleşmenin bedel unsuruna, kanuni dayanağı bulunmaksızın, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşu olan Sigorta Eksperleri İcra Komitesi tarafından asgarî ücret tarifesi ve alınacak ücret esaslarının belirlenmesi suretiyle müdahale edilemeyeceği açıktır.
Bu durumda; Sigorta Eksperleri İcra Komitesinin 18/09/2013 tarihli kararıyla kabul edilen ve sigorta eksperliği hizmetlerinin karşılığı olan asgari ücretleri belirleyen dava konusu Taban Ekspertiz Ücret Tarifesi'nde hukuka uygunluk ve iptale yönelik Daire kararında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarelerin temyiz istemlerinin reddine,
2. Dava konusu düzenlemenin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin Danıştay Onuncu Dairesinin temyize konu 11/11/2019 tarih ve E:2014/993, K:2019/7684 sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 27/09/2021 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY
X- Kamu kurumu niteliğindeki meslekî kuruluşları, kanunla düzenlenen mesleklerce sunulan kamu hizmetlerinin standartlarını korumak ve mesleğe mensup olanların ortak çıkarlarını kollamak ve aralarındaki dayanışmayı güçlendirmek için kurulurlar. Bu tür mesleki kuruluşların çok partili demokratik düzen içerisinde giderek etkili bir baskı grubu haline gelmeleri ve bu şekilde örgütlenen menfaat grupları arasındaki dayanışmanın toplum çıkarları aleyhine gelişmesi tehlikesi, bunların kamu hukuku kural ve usulleriyle yönlendirilmesini zorunlu kılmış ve sosyal bir olgu olarak öteden beri varlıklarını koruyabilmiş bu kuruluşları Anayasal bir bir kurum haline dönüştürmüştür.
Bu nedenle Anayasa'nın "Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları" başlıklı 135. maddesinde; kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşlarının, belli bir mesleğe mensup olanların müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleri ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hakim kılmak üzere meslek disiplini ve ahlakını korumak maksadı ile kanunla kurulan ve organları kendi üyeleri tarafından kanunda gösterilen usullere göre yargı gözetimi altında, gizli oyla seçilen kamu tüzelkişilikleri olduğu hükmüne yer verilmiştir.
Öte yandan, Anayasa'nın işlem tarihinde yürürlükte bulunan "Yönetmelikler" başlıklı 124. maddesinde; başbakanlık, bakanlıklar ve kamu tüzel kişilerinin, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla yönetmelikler çıkarabileceği öngörülmüştür.
Bu bağlamda, kamu kurumu niteliğindeki meslek odalarının ve bunların üst kuruluşlarının; gerek üyelerinin gerekse de soyut olarak mesleğin onurunu ve meslekî disiplini korumak, mesleğin gelişimini sağlamak, mesleğin icrasında uyulacak ilke ve kuralları saptamak hususlarında görev ve yetki sahibi olduğu tartışmasızdır.
Nitekim, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu'nun 26. maddesinin 2. fıkrasında da Anayasa'nın 135. maddesinin birinci fıkrasına paralel bir şekilde, sigorta eksperliği faaliyetlerinin adil ve dürüst olması, iş ahlakının sağlanması, meslek mensuplarının mesleğin gerektirdiği özen, disiplin ve dayanışma içinde çalışması amacıyla meslek kurallarını oluşturmak; meslek mensupları arasında haksız rekabeti önlemek için gerekli bütün tedbirleri almak ve uygulamak, Sigorta Eksperleri İcra Komitesinin görevleri arasında sayılmıştır.
Ayrıca, 5684 sayılı Kanun'un "Sigorta eksperleri" başlıklı 22. maddesinin 20. fıkrasında yer alan, "Ekspertiz ücretinin miktarı, sigorta eksperi ile kendisini tayin eden taraf arasında serbestçe kararlaştırılır." hükmü, 18/04/2013 tarih ve 28622 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 6456 sayılı Kanun'un 43. maddesiyle "Sigorta eksperliği yapacakların niteliklerine; sigorta eksperlerinin sınıflandırılmasına, branşlar itibarıyla görev ve yetki alanlarının belirlenmesine; ruhsat, levhaya kayıt ve faaliyete ilişkin usul ve esaslar ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer hususlar yönetmelikle belirlenir." şeklinde yeniden düzenlenmiştir.
Yukarıda aktarılan mevzuat hükümleri ve açıklamalar uyarınca, Sigorta Eksperleri İcra Komitesinin, sigorta eksperlerinin hak ve menfaatlerini korumak, sigorta eksperleri arasında rekabet yaratılarak eksperlik hizmeti sunumunda niteliğin düşmesinin önüne geçilmesini sağlamak amacıyla levhaya kayıtlı eksperlerin sunduğu hizmetin karşılığı olan ücretin asgari sınırlarını tespit edebileceği hususunda kuşku bulunmamaktadır. Meslek örgütünün asgari ücreti düzenleme ve denetleme yetkisi, hizmetin gereği gibi yürütülmesi ve kamu yararının sağlanması açısından da bir zorunluluktur. Meslekî disiplini ve ahlakı sağlayabilmek için mesleki faaliyetlerde asgari bir standardın olması gereklidir. Söz konusu standardı sağlamak ise, sunulan hizmetin ücretinin belli bir sınırın altına düşürülmemesini gerekli kılmaktadır. Bununla birlikte; asgari ücret belirlenmesi, sigorta eksperleri ile hizmet sunduğu kişiler arasında, asgari ücretin altında olmamak şartıyla, serbestçe ücret belirlenmesine engel oluşturmamaktadır.
Öte yandan, Sigorta Eksperleri İcra Komitesi tarafından belirlenen asgari ücretin hukuka, kamu yararına ve hizmet gereklerine aykırı olduğu ve/veya, belirlenen asgari ücret tutarının rekabet ihlaline neden olacak nitelikte düşük ve/veya yüksek olduğu ileri sürülerek dava konusu edilebileceği ve yargı organlarınca bunun denetiminin yapılabileceği de kuşkusuzdur.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu Tarife'nin iptali yolunda verilen temyize konu Daire kararının bozulması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.





























Full & Egal Universal Law Academy