Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2020/1859 Esas 2021/147 Karar
Karar Dilini Çevir:
Danıştay
Dairesi: İdare Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2020/1859
Karar No: 2021/147
Karar Tarihi: 28.01.2021





DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2020/1859 E.  ,  2021/147 K.
"İçtihat Metni"

T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/1859
Karar No : 2021/147
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Valiliği
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
İSTEMİN KONUSU : ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Polis memuru olarak görev yapan davacının, Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü’nün 7/D-3. maddesi uyarınca yirmi dört ay ay uzun süreli durdurma, aynı Tüzüğün 15. maddesi uyarınca bir alt ceza uygulanarak on ay kısa süreli durdurma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla;
Olayda, davacının, … Şube Müdürlüğünden … Şube Müdürlüğüne atanması işleminin iptali istemiyle ... İdare Mahkemesine sunulan dava dilekçesinde soruşturma raporunda belirtilen ifadeleri kullandığı hususunda bir tartışma bulunmadığı, söz konusu ifadelerin kendisi hakkında tesis edilen bir idari işlemin iptaline yönelik olarak açtığı davaya ilişkin dava dilekçesinde kullanıldığı, davacının konu ile ilgili olarak hakkında açılan soruşturma kapsamında verdiği ifadesinde de amacının il emniyet müdürünün işlerini eleştirmek ve itham etmek olmadığı, anayasal hakkı olan hak arama özgürlüğü kapsamında mahkemeler nezdinde kendini savunmak amacıyla bu konuları belirttiğini beyan ettiği, kullanılan ifadelerin içeriğine ve ifade edildiği yere bakıldığında bu durumun Anayasa'nın "Hak Arama Hürriyeti" başlıklı 36. maddesinde yer verilen dava hakkı kapsamında değerlendirilebilecek bir husus olduğu,
Nitekim, Saday-Türkiye davasına konu olayda, anasayal düzeni yıkma isnadı ile yargılanan başvurucu savunmasını yaparken "devlet, cüppeli cellatlar tarafından öldürülmemizi istiyor", "faşist diktatörlük şimdi beni DGM önünde yargılamak istiyor" gibi ifadeler kullandığı, bu ifadelerin ilgili mahkeme tarafından görevi sırasında yargıca hakaret olarak nitelendiği ve başvurucuya altı ay hücre cezası verildiği, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin bu davada Sözleşmenin 10. maddesinin ihlal edildiği sonucuna vardığı, Mahkemenin bu ifadeleri savunma hakkının bir parçası olarak değerlendirdiği ve başvurucunun ifade özgürlüğüne getirilebilecek sınırlamanın savunma hakkını da sınırlayabilecek bir sonuç doğurabileceğinin altını çizdiği, oysa Mahkemeye göre adil yargılanma ilkesinin taraflar arasında serbest, hatta enerjik bir görüş alışverişini gerekli kıldığı, bu nedenle bir yargılama sırasında ifade özgürlüğüne getirilen sınırlamaların dar yorumlanması gerektiği,
Netice itibarıyla, AİHM kararında da ifade edildiği üzere ifade özgürlüğüne getirilecek sınırlamaların savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğurabileceğinden dar yorumlanması gerektiği, dava dilekçesinde yer alan ifadelerin de davacının atanması sürecinde yaşanan birtakım olayların açıklanmasına ve dava hakkının kullanılmasına yönelik ifadeler olduğu dolayısıyla söz konusu ifadelerin "görev içinde ya da dışında amir ya da üstlerinin eylem ya da işlemlerini eleştirici nitelikte söz söylemek ya da yazı yazmak" olarak nitelendirilemeyeceği, dolayısıyla dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle işlemin iptaline karar verilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 06/05/2019 tarih ve E:2016/30118, K:2019/3238 sayılı kararıyla;
Davacının, … İl Emniyet Müdürlüğü … Şube Müdürlüğü emrine atanmasına ilişkin Diyarbakır Valiliğinin 12/05/2014 tarihli işleminin iptali istemiyle ... İdare Mahkemesinin E:… sayısına kayden açtığı davada, dava dilekçesinde kullandığı ifadelerle, Devletin, vatandaşların ve kamu görevlilerinin can güvenliğinin sağlanmasına yönelik görevlerini yerine getirmediği iddiasıyla amirlerini zan altında bıraktığı, bu sebeple söz konusu ifadelerin atama işleminin hukuka aykırılık sebeplerine ilişkin iddiaların dışına çıkarak amirin il içi atamalara ilişkin eylem ve işlemlerini eleştirici nitelikte söz söylemek kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, her ne kadar dilekçe ve dava hakkı anayasal bir hak ise de, kişilerin dilekçelerinin içeriğinde hukuki sınırların dışına çıkan ifadelerden sorumlu olacağı konusunda kuşku bulunmadığı da göz önüne alındığında, davacının, dava konusu disiplin cezasıyla cezalandırılmasına neden olan eyleminin sübuta erdiği,
Öte yandan, dava devam ederken, davacının fiiline uygulanacak disiplin cezasına ilişkin mevzuatta değişiklik olması nedeniyle uyuşmazlığın çözülebilmesi için davacının işlediği fiile hangi mevzuat hükmünün uygulanması gerektiği hususunun da karara bağlanması gerektiği,
Ceza Hukuku kökenli bir ilke olan ancak zaman içinde hukukun tüm dallarında geçerli bir ilke olarak benimsenen "lehe olan hükmün uygulanması ilkesi"nin, işlendiği zamanın hukuki normları uyarınca suç sayılan bir fiilin sonradan yürürlüğe giren bir düzenleme ile suç olmaktan çıkarılmış bulunması veya sonradan yürürlüğe giren düzenlemenin suçun işlendiği zaman mevcut olan düzenlemeye göre suçlunun lehine sonuçlar doğurması durumunda, failin lehine olan sonraki normun daha önce işlenmiş olan fiillere uygulanmasını öngördüğü,
İdare Hukuku alanında, idari işlemlerin yargısal denetiminin kural olarak, tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan mevzuata göre yapıldığı, idari işlem niteliğindeki disiplin cezasının da tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan mevzuata göre yargısal denetiminin yapılması gerekmekte ise de, "lehe olan normun uygulanması ilkesi"nin disiplin cezaları yönünden de geçerli olduğunun kabulü gerektiği, dolayısıyla, fiilin işlendiği tarih itibarıyla yürürlükte bulunan mevzuat ile daha sonra yürürlüğe giren mevzuat hükümleri farklı ise, disiplin cezası ile cezalandırılacak olan kişilerin lehine olan mevzuat hükmünün dikkate alınması gerektiği, ancak lehe hükmün uygulanması amacıyla verilecek bir iptal kararının, lehe olan hükme uygun olarak yeni bir disiplin cezası verilmesine engel olmayacağı,
Uyuşmazlıkta, davacının sabit olan fiili karşılığında, Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü'nün 7/D-3. maddesinde düzenlenen disiplin cezasının, 08/03/2018 tarih ve 30354 sayılı mükerrer Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren ve emniyet teşkilatı mensuplarına ilişkin disiplin kurallarını yeniden düzenleyen 7068 sayılı Genel Kolluk Disiplin Hükümleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanun'un 8/4-(b)-5. maddesinde belirtilen disiplin cezası ile karşılaştırıldığında, 7068 sayılı Kanun ile davacı lehine bir düzenleme getirildiği görüldüğünden, İdare Mahkemesince, davacı lehinde olan düzenleme dikkate alınarak uyuşmazlık hakkında yeniden bir karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi ısrar kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla;
Davacının, Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü'nün 7. maddesinin (D) fıkrasının 3. bendinde, "görev içinde ya da dışında amir ya da üstlerinin eylem ya da işlemlerini eleştirici nitelikte söz söylemek ya da yazı yazmak" fiili nedeniyle yirmi dört ay uzun süreli durdurma cezası ile cezalandırılması yönünde teklif getirildiği, davacının daha önce cezasının bulunmaması, daha önceki hizmetlerinin olumlu olması göz önünde bulundurularak aynı Tüzüğün 15. maddesinin uygulanarak on ay kısa süreli durdurma cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ancak 08/03/2018 tarih ve 30354 sayılı mükerrer Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7068 sayılı Genel Kolluk Disiplin Hükümleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanun'un 8. maddesinin 4. fıkrasının (b) bendinin 5. alt bendinde aynı fiilin altı ay kısa süreli durdurma cezasını gerektirdiği şeklinde davacı lehine düzenleneme getirildiği görülmekte ise de, somut olayda fiil bakımından lehe bir düzenleme bulunmadığı, davacının fiilinin ise sübuta ermediği anlaşıldığından lehe olan norm bakımından değerlendirme yapılmasına gerek görülmediği gerekçesi eklenmek suretiyle ilk kararda ısrar edilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, kamu görevlerinin icrasında belli yasal usullere uymanın zorunlu olduğu, kamu görevini icra eden kamu görevlilerinin görevin önem ve özelliğine göre davranmak yükümlülükleri bulunduğu, bu yükümlülüklere uymayanların kanunda belirtilen cezalar ile cezalandırılması gerektiği, emniyet teşkilatında istihdam edilen personelin yerine getirdikleri hizmetin niteliği itibarıyla gerek hizmet içi gerekse hizmet dışı yaşamlarında belli bir disiplin anlayışı ve mesleki özeni taşımak zorunda oldukları, aksine davranışlarının yürürlükteki mevzuat hükümlerine göre yaptırıma tabi tutulacağı, davacının bu açıdan eyleminin sabit olduğu, verilen disiplin cezasının hukuka uygun olduğu, bu nedenle ısrar kararının bozulmasına karar verilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile ... İdare Mahkemesi ısrar kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının ONANMASINA,
3. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/01/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.




























Full & Egal Universal Law Academy