Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2020/1502 Esas 2020/1924 Karar
Karar Dilini Çevir:
Danıştay
Dairesi: İdare Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2020/1502
Karar No: 2020/1924
Karar Tarihi: 21.10.2020





DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2020/1502 E.  ,  2020/1924 K.
"İçtihat Metni"

T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/1502
Karar No : 2020/1924
TEMYİZ EDEN (DAVALI):… Kurumu
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLLERİ : Av. …, Av. …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onüçüncü Dairesinin 10/03/2020 tarih ve E:2019/648, K:2020/818 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Kamu İhale Kurulunun … tarih ve … sayılı kararının iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onüçüncü Dairesinin 10/03/2020 tarih ve E:2019/648, K:2020/818 sayılı kararıyla;
Kamu İhale Kurulunun … tarih ve … sayılı kararı ile, Kurulun dava konusu … tarih ve … sayılı kararının tesis edildiği tarih itibarıyla iptaline karar verildiği anlaşıldığından, konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine gerek bulunmadığı gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davanın açılmasına sebebiyet veren davalı idareden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, … tarih ve … sayılı Kurul kararının, uygulamada bazı idarelerce fiyat farkı uygulama esaslarına ilişkin hatalı belirlemeler yaptıklarından bahisle, Kuruma yapılan başvurular sonucunda, hakkaniyete uygun bir çözüm amacına yönelik olarak tesis edildiği; davanın açıldığı tarih itibarıyla haklı durumda olduklarından, Dairece davanın reddine karar verilerek yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılması gerekirken, karar verilmesine yer olmadığına ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin idarelerine yükletilmesi yönünden sözü edilen kararda hukuki isabet bulunmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, Danıştay Onüçüncü Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. Dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına yönelik Danıştay Onüçüncü Dairesinin temyize konu 10/03/2020 tarih ve E:2019/648, K:2020/818 sayılı kararının ONANMASINA,
3. 21/10/2020 tarihinde oyçokluğu ile kesin olarak karar verildi.

KARŞI OY
X- Dava, Kamu İhale Kurulunun … tarih ve … sayılı kararının iptaline karar verilmesi istemiyle açılmış, Danıştay Onüçüncü Dairesince verilen 10/03/2020 tarih ve E:2019/648, K:2020/818 sayılı kararda, … tarih ve … sayılı Kurul kararı ile, dava konusu Kurul kararının tesis edildiği tarih itibarıyla yürürlükten kaldırıldığı gerekçesine yer verilmek suretiyle konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, davalı idare aleyhine yargılama giderlerine ve vekalet ücretine hükmedilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 31. maddesinde, anılan Kanun'da hüküm bulunmayan hususlarda “yargılama giderleri”ne ilişkin olarak 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı öngörülmüştür. 1086 sayılı Kanun, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 450. maddesiyle yürürlükten kaldırılmış olup, 6100 sayılı Kanun'un 447. maddesinde “Mevzuatta, yürürlükten kaldırılan 18/6/1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa yapılan yollamalar, Hukuk Muhakemeleri Kanununun bu hükümlerin karşılığını oluşturan maddelerine yapılmış sayılır.” hükmü yer almıştır.
6100 sayılı Kanun'un “Esastan sonuçlanmayan davada yargılama gideri” başlıklı 331. maddesinin 1. fıkrasında da “Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder.” kuralı yer almaktadır.
Temyiz başvurusuna konu kararda, dava konusu Kurul kararının bilahare yürürlükten kaldırıldığından söz edilerek davanın konusunun kalmadığı gerekçesiyle, işin esasına girilerek haklılık/haksızlık değerlendirmesi yapılmaksızın karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesine rağmen, yargılama giderlerinin davalı idare üzerinde bırakılmasında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
İdari işlemlerin -bu arada düzenleyici işlemlerin- hukuka uygun olduklarına dair bir yargı kararına gereksinim duymadan hukuka uygun kabul edilerek ilgililer üzerinde hukukî sonuç doğurması olarak tanımlanabilen “hukuka uygunluk karinesi”ne göre de dava konusu düzenleyici Kurul kararının, 6100 sayılı Kanun'un 331. maddesinde zikredilen “davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumu” kapsamında, hukuka uygun sayılması gerektiği değerlendirilmektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile temyize konu kararın yargılama giderleri ve vekâlet ücretine yönelik kısmının bozulması gerektiği oyuyla, karara katılmıyorum.


KARŞI OY
XX- Dava, Kamu İhale Kurulunun … tarih ve … sayılı kararının iptaline karar verilmesi istemiyle açılmış, Danıştay Onüçüncü Dairesince verilen 10/03/2020 tarih ve E:2019/648, K:2020/818 sayılı kararda, … tarih ve … sayılı Kurul kararı ile, dava konusu Kurul kararının tesis edildiği tarih itibarıyla yürürlükten kaldırıldığı gerekçesine yer verilmek suretiyle konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, davalı idare aleyhine yargılama giderlerine ve vekalet ücretine hükmedilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 31. maddesinde, bu Kanun'da hüküm bulunmayan ve madde metninde sayılan hallerde 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun uygulanacağı belirtilmiş, sözü edilen haller arasında “yargılama giderlerine” de yer verilmiş, 04/02/2011 tarih ve 27836 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak 01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 450. maddesiyle 1086 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu yürürlükten kaldırılmış, aynı Kanun’un 447. maddesinin 2. fıkrasında ise; “Mevzuatta, yürürlükten kaldırılan 18/6/1927 tarih ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa yapılan yollamalar, Hukuk Muhakemeleri Kanununun bu hükümlerin karşılığını oluşturan maddelerine yapılmış sayılır.” hükmüne yer verilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun “Yargılama giderinin kapsamı” başlıklı 331. maddesinde yargılama giderlerini oluşturan unsurlar sayılmış, maddenin 1/ğ bendinde; vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekâlet ücretinin yargılama giderleri arasında olduğu belirtilmiş, Kanun’un “Esastan sonuçlanmayan davada yargılama gideri” başlıklı 331. maddesinin 1. fıkrasında da; “Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder.” kuralına yer verilmiştir.
Temyiz başvurusuna konu kararda, dava konusu Kurul kararının bilahare yürürlükten kaldırıldığından söz edilerek davanın konusunun kalmadığı gerekçesiyle, işin esasına girilerek haklılık/haksızlık değerlendirmesi yapılmaksızın karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesine rağmen yargılama giderlerinin davalı idare üzerinde bırakılmasına karar verildiği ve bu giderler arasında yer alan vekalet ücretinin davalı idarece davacıya ödenmesine hükmedildiği görülmektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 31. maddesinde yer alan atıf hükmü uyarınca yargılama giderleri konusunda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanması gerektiğinde kuşku bulunmamaktadır. 6100 sayılı Kanun’un 331. maddesinin 1. fıkrasında, davanın konusuz kalması nedeniyle esası hakkında karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde yargılama giderlerinin ne şekilde takdir edileceği hususu düzenlenmiştir. Temyiz başvurusuna konu kararda, dava konusu edilen Kurul kararının daha sonra yürürlükten kaldırıldığından bahisle uyuşmazlığın esası hakkında “karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmiş olması nedeniyle, başvuruya konu kararın hüküm fıkrasında yer alan yargılama giderlerine 6100 sayılı Kanun’un metnine yer verilen 331. maddesinin 1. fıkrasındaki kural çerçevesinde hükmedilmesi gerekir.
Bu durumda; konusu kalmadığından bahisle karar verilmesine yer olmadığı kararıyla neticelenen davada, tarafların davanın açıldığı tarihteki haklılık durumları belirlenip buna göre yargılama giderleri konusunda hüküm kurulması gerekirken, böyle bir değerlendirme yapılmaksızın, davanın açılmasına davalı idarenin sebebiyet verdiği gerekçesine dayalı olarak yargılama giderlerinin ve vekâlet ücretinin davalı idareye yükletilmesine hükmedilmiş olduğundan, temyiz başvurusuna konu kararın bu yönlerden bozulması gerektiği oyuyla çoğunluk kararına katılmıyorum.






























Full & Egal Universal Law Academy