Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2019/766 Esas 2020/1956 Karar
Karar Dilini Çevir:
Danıştay
Dairesi: İdare Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2019/766
Karar No: 2020/1956
Karar Tarihi: 22.10.2020





DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2019/766 E.  ,  2020/1956 K.
"İçtihat Metni"

T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2019/766
Karar No : 2020/1956
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
DİĞER DAVALI : … Bakanlığı
VEKİLLERİ : Hukuk Müşaviri Av. …
Hukuk Müşaviri Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onbeşinci Dairesinin 13/12/2018 tarih ve E:2016/1430, K:2018/8278 sayılı kararının iptale ilişkin kısmının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, satın aldığı işitme cihazı ücretinin tamamının tarafına ödenmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı işlemine dayanak teşkil eden Sağlık Uygulama Tebliği'nin "Ayakta Tedavilerde Kullanılan Tıbbi Malzemeler" başlıklı 3.1.2. maddesinin 17. fıkrasındaki "Ancak bu kapsamdaki kişilerin" ibaresi ile aynı fıkranın (a), (b), (c), (ç), (d), (e), (f) ve (g) bentlerinin iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onbeşinci Dairesinin 13/12/2018 tarih ve E:2016/1430, K:2018/8278 sayılı kararıyla;
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 63. maddesinden bahsedilerek, anılan Kanun'un "Sağlık hizmetlerinin sağlanma yöntemi ve sağlık giderlerinin ödenmesi" başlıklı 73. maddesinin 10. fıkrasında; 3713 sayılı Kanun'a göre aylık bağlanmış malullerin, sağlık kurulu raporuyla ihtiyaç duydukları her türlü ortez/protez ve diğer iyileştirici araç ve gereçlerin herhangi bir kısıtlama getirilmeksizin Kurumca karşılanacağı, ancak, 72. maddede belirtilen usullere göre bedelleri karşılanacak olan bu kapsamdaki ürünlerin, garanti süresi kapsamında veya aynı amaca yönelik ürün taleplerinin Kurum tarafından yayınlanan ürün listelerinden, yine Kurum tarafından belirlenen usul ve esaslara göre karşılanacağı hükmünün yer aldığı;
Davacının Batman ilinde yedek subay iken 14/11/1994 tarihinde bir operasyon sırasında ağır yaralandığı, 15/01/1996 tarihinde 3713 sayılı Kanun kapsamında vazife malullüğü aylığı bağlanarak malul gazi olarak emekli olduğu; Akdeniz Üniversitesi Hastanesinden 15/10/2014 tarihinde dijital programlanabilir işitme cihazı kullanması gerektiği yönünde aldığı sağlık kurulu raporu sonrasında 3.000-TL bedel karşılığında cihazı satın aldığı, 20/03/2015 tarihinde cihaz bedelinin tamamının karşılanması talebiyle Antalya Sosyal Güvenlik Kurumu İl Müdürlüğüne başvurduğu ve Kurumca Sağlık Uygulama Tebliği'nde işitme cihazı için ödenecek bedeli gösteren "DO1004" kodu üzerinden 24/04/2015 tarihinde banka hesabına 550-TL ödeme yapıldığı, bunun üzerine ödemeye dayanak teşkil eden düzenlemelerin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı;
Dava konusu Tebliğ'in 3.1.2. maddesinin 17. fıkrasının (a), (b), (c) bentleri yönünden;
Anayasa'nın "Kanun önünde eşitlik" başlıklı 10. maddesinin 3. fıkrasında, çocuklar, yaşlılar, özürlüler, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gaziler için alınacak tedbirlerin eşitlik ilkesine aykırı sayılmayacağı, 61. maddesinin 3. fıkrasında ise; Devletin, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleriyle, malul ve gazileri koruyacağı ve toplumda kendilerine yaraşır bir hayat seviyesi sağlayacağı belirtilerek, bu kapsamda olanların sosyal güvenlik bakımından özel olarak korunması gereken kişiler olduğu vurgulanarak, anılan kişilerin anayasal koruma altına alındığı;
Anılan anayasal korumaya uygun olarak, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 21. maddesinin (e) bendinde, "Kamu görevlilerinden yurtiçinde ve yurtdışında görevlerini ifa ederlerken veya sıfatları kalkmış olsa bile bu görevlerini yapmalarından dolayı terör eylemlerine muhatap olarak yaralanan, sakatlanan, ölen veya öldürülenler hakkında 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun hükümleri uygulanır. Ayrıca;
e) Malûl olanlar ile ölenlerin dul ve yetimleri, Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığınca kendilerine verilen tanıtım kartlarını ibraz etmeleri durumunda, kamu kurum ve kuruluşlarına ait bütün hastanelerde muayene ve tedavi edilirler. Bunların her türlü tedavi giderleri; ilgililerin herhangi bir kamu kurumu veya kuruluşunda çalışmaları halinde bu kurum veya kuruluşça, emekli, yaşlılık, malûllük veya dul ve yetim aylığı almaları halinde bağlı bulundukları sosyal güvenlik kurumunca, herhangi bir kuruma tâbi olarak çalışmamaları, 1/7/1976 tarihli ve 2022 sayılı 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun kapsamında aylık alanlar hariç emekli, yaşlılık, malûllük veya dul ve yetim aylığı almamaları durumunda Millî Savunma veya İçişleri Bakanlığınca karşılanır. Malûl olanların eksilen vücut organları, yurt içi veya yurt dışında en son teknik usûllere göre yapılması mümkün sunileriyle tamamlatılır ve gerekirse tamir ettirilir veya yenisi yaptırılır." hükmünün yer aldığı;
Anayasa'da "toplumdaki diğer kişiler ile eşit koşullarda yaşamadığı düşünülen belli gruplara çeşitli ayrıcalıklar tanıyarak onları destekleme" olarak tanımlanan pozitif ayrımcılık kapsamında koruma altına alınan ve bu kişiler için farklı uygulamalar öngörülmesinin eşitlik ilkesine aykırılık teşkil etmeyeceği açıkça belirtilenler arasında davacı gibi 3713 sayılı Kanun kapsamında malul ve gazi olanların da bulunduğu;
Ancak, Tebliğ'in dava konusu maddesinde, 3713 sayılı Kanun kapsamına girenler veya girmeseler dahi bu Kanun kapsamında değerlendirilenler için ayrıca düzenleme yapılmış ise de, dava konusu (a), (b), (c) bentlerinde yararlanılan sağlık hizmetinin geri ödemesinde, sağlık hizmetlerinden yararlanan herkese uygulanması öngörülen bedeller üzerinden ödeme yapılacağının düzenlendiği, anayasal koruma altındaki kişiler ile toplumun diğer kesimi arasında herhangi bir ayrım yapılmadığının görüldüğü;
Davalı Kurum, sağlık hizmetlerinin fiyatlandırılması ve bu hizmetin ödeme usul ve esaslarını belirlemeye yetkili ise de; aktarılan mevzuata göre 3713 sayılı Kanun kapsamında malul ve gazi olanlar için ayrı ve özel düzenleme yapılmaksızın hizmetten yararlanan diğer kişiler ile aynı ödeme koşullarına tabi tutulmasının Anayasa'nın 10. maddesinin 3. fıkrası ile 61. maddesinin 3. fıkrasına aykırılık teşkil ettiği;
Bu nedenle sağlık hizmetinde gerekli görülen tıbbi malzemenin ödenmesinde SUT ve eki listelere atıf yapan dava konusu Tebliğ'in 3.1.2. maddesinin 17. fıkrasının (a), (b), (c) bentlerinde hukuka uyarlık bulunmadığı;
Dava konusu Tebliğ'in 3.1.2. maddesinin 17. fıkrasında yer alan "Ancak bu kapsamdaki kişilerin" ibaresi ile aynı fıkranın (ç), (d), (e), (f) ve (g) bentleri yönünden;
Anılan düzenlemelerde tıbbi malzemenin kullanımına ilişkin birtakım kurallara yer verildiği, belirlenen kuralların davacı aleyhine sonuç doğuracak nitelikte olmadığı gerekçesiyle,
Sağlık Uygulama Tebliği'nin 3.1.2. maddesinin 17. fıkrasının (a), (b), (c), bentlerinin iptaline, diğer kısımlar yönünden ise davanın reddine karar verilerek, taraflar lehine vekalet ücretine hükmedilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idarelerden Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı tarafından, 01/04/2014 tarihli Sağlık Uygulama Tebliği değişikliğine kadar gazilerin ihtiyaç duyduğu her türlü ortez, protez ve diğer iyileştirici gereçlerin bedellerinin herhangi bir kısıtlamaya gidilmeksizin karşılandığı, ancak bu durumun piyasadaki bazı firmalarca suistimal edildiği, aynı ya da muadil malzemeler için yüksek miktarlı faturalar düzenlenerek Kurum zararlarına neden olunduğu, henüz klinik başarısı kanıtlanmayan veya gazilerin tedavisi ile uyumlu olmayan tıbbi malzemelerin faturulandırılmasına neden olduğu, 10/09/2014 tarihinde 5510 sayılı Kanun'un 73/10. maddesinin ikinci cümlesinde yapılan değişikliğe istinaden dava konusu düzenlemelerin yapıldığı; öte yandan davacının vekil ile temsil edilmemesine rağmen lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin de hukuka aykırı olduğu belirtilerek, Daire kararının iptale ilişkin kısmı ile davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkin kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'UN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının iptale ilişkin kısmının, vekil ile temsil edilmeyen davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmiş olması nedeniyle düzeltilerek onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Daire kararının iptale ilişkin kısmına yönelik temyiz istemi yönünden;
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın iptale ilişkin kısmı usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Daire kararında davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi yönünden temyiz istemine gelince;
Davalı idarelerden Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından, temyiz dilekçesinde, davacı vekil ile temsil edilmemiş olmasına karşın, lehine vekalet ücretine hükmedildiği, kararın bu yönüyle bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
Danıştay Onbeşinci Dairesinin temyize konu kararı incelendiğinde, davanın "kısmen iptal, kısmen ret" ile sonuçlandığı ve davacı vekil ile temsil edilmemesine rağmen davacı lehine de vekalet ücretine hükmedildiği anlaşılmaktadır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde, temyiz incelemesi sonunda, Danıştayın; kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik ve yanlışlıklar varsa kararı düzelterek onayacağı hükmüne yer verilmiştir.
Bu durumda; davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yönelik söz konusu maddi hatanın yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği anlaşıldığından, 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesinin 1/b bendi hükmü uyarınca, temyize konu Daire kararının hüküm fıkrasındaki, "1.980-TL vekalet ücretinin davalı idarelerden alınarak davacıya" ibaresinin çıkarılarak, kararın düzeltilerek onanması gerekmektedir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davalı idarelerden Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığının temyiz isteminin reddine,
2.Danıştay Onbeşinci Dairesinin temyize konu 13/12/2018 tarih ve E:2016/1430, K:2018/8278 sayılı kararının hüküm fıkrasındaki, "...-TL vekalet ücretinin davalı idarelerden alınarak davacıya" ibaresinin çıkarılarak, kararın iptale ilişkin kısmının düzeltilerek ONANMASINA,
3.Kesin olarak, 22/10/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.




























Full & Egal Universal Law Academy