Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2019/3359 Esas 2021/591 Karar
Karar Dilini Çevir:
Danıştay
Dairesi: İdare Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2019/3359
Karar No: 2021/591
Karar Tarihi: 24.03.2021





DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2019/3359 E.  ,  2021/591 K.
"İçtihat Metni"

T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2019/3359
Karar No : 2021/591
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ... Doğal Gaz Dağıtım A.Ş.
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVALI) : ... Kurumu
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onüçüncü Dairesinin 25/09/2019 tarih ve E:2015/2909, K:2019/2710 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Dağıtım şirketlerinin 2012-2016 tarife uygulama dönemi için yapılacak hesaplamalarda gerçekleşen yatırımların maliyetlerinin analizine yönelik ... tarih ve ... sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu kararının 1. maddesinin iptaline kara verilmesi istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onüçüncü Dairesinin 25/09/2019 tarih ve E:2015/2909, K:2019/2710 sayılı kararıyla;
Davacı şirketin, Ağustos 2005 tarihinde yapılan ihale sonucunda Gaziantep, Kilis ve Nizip yerleşimlerinden oluşan bölge için 30 yıl süre ile doğaz gaz dağıtım lisansı sahibi olduğu; ihale şartnamesi uyarınca, dağıtım lisansı kapsamında ihale sonucunda belirlenen birim hizmet ve amortisman bedelinin uygulanacağı ilk 8 yılın tamamlanması üzerine, ... tarihinde davacıya tebliğ edilen ... sayılı Kurul kararı ile şirketin perakende satış tarifesinin belirlendiği;
Sabit tarife dönemi sonrasında tarifelerin davalı idare tarafından belirlenmesi sürecinde dağıtım şirketlerinin 2012-2016 tarife uygulama dönemi için yapılacak hesaplamalarda gerçekleşen yatırımların maliyetlerinin analizine yönelik ... tarih ve ... sayılı Kurul kararının alındığı; anılan Kurul kararının dava konusu edilen 1. maddesinde, "Dağıtım şebekesi elemanlarına ve servis hatlarına ait maliyetlerin, dağıtım sektöründe oluşan ortalama maliyetlere yarım standart sapma eklenerek bulunan kabul sınırını geçmemesi durumunda hesaplamalarda şirketin kendi maliyetleri esas alınır. Aksi durumda, ilgili şebeke unsuru için hesaplanan kabul edilebilirlik sınırı değeri kullanılır. Bu hesaplamalar yıllık bazda yapılır" kuralına yer verildiği;
Davacı şirket tarafından 11/03/2015 tarihinde davalı idare kayıtlarına giren dilekçe ile tarifenin değiştirilmesinin talep edildiği; davacının tarife değişiklik talebinin ... tarihinde tebliğ edilen ... sayılı Kurul kararı ile reddedilmesi üzerine, davacı tarafından ... sayılı Kurul kararının 1. maddesi uyarınca Türkiye ortalamasına göre yapılan maliyet hesabı neticesinde kabul edilebilirlik sınırı belirlenerek, bu sınırın üzerinde kalan davacı şirket maliyetleri dikkate alınmamak suretiyle perakende satış tarifesinin belirlendiğinden bahisle bakılan dava açıldığı;
Uyuşmazlık konusu olayda, dava konusu Kurul kararı uygulanarak tesis edilen perakende satış tarifesine ilişkin ... sayılı Kurul kararının davacıya ... tarihinde tebliğ edildiği, davacı tarafından 27 gün sonra 11/03/2015 tarihinde bu işlemin değiştirilmesi için idareye başvuru yapıldığı, başvurunun reddine ilişkin Kurul kararının davacıya 05/05/2015 tarihinde tebliğ edildiği, bundan 31 gün sonra 05/06/2015 tarihinde, dava açma süresinin 58. gününde davanın açıldığı anlaşılmakla davanın süresinde olduğunun görüldüğü;
4628 sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'un 5/A maddesinin (c), (f) ve (g) bentleri; 4646 sayılı Doğal Gaz Piyasası Kanunu'nun 1. ve 3. maddeleri, 4. maddesinin 4. fıkrasının (g) bendi ile 11. maddesinin 1. fıkrasının (4) numaralı alt bendi; dava konusu Kurul kararı tarihinde yürürlükte bulunan mülga Doğal Gaz Piyasası Tarifeler Yönetmeliği'nin 6. ve 9. maddeleri, 14. maddesinin 1., 3. ve 9. fıkraları ile Doğal Gaz Piyasası Dağıtım ve Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği'nin 12. maddesinin 2. fıkrasına yer verilerek;
31/12/2012 tarih ve 28159 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 3580 sayılı Doğal Gaz Dağıtım Şirketleri İçin Tarife Hesaplama Usul ve Esasları'nda, doğal gaz piyasasında faaliyet gösteren dağıtım şirketlerinin uygulayacağı sistem kullanım bedellerinin üst sınırının hesaplanmasında kullanılacak fiyat tavanı metodolojisinin belirlendiği; metodolojinin yürürlüğe girmesini takiben, metodolojide yer alan bazı parametrelerin ve formülasyonların uygulanmasında şirket verilerinin nasıl dikkate alınacağına ilişkin düzenleme yapılması ihtiyacı doğduğu gerekçesiyle yatırım maliyetlerinin analizlerine ilişkin olarak dava konusu 3939 sayılı Kurul kararının tesis edildiği;
Anılan Karar'ın 1. maddesine göre, 2012-2016 tarife uygulama dönemi için yapılacak hesaplamalarda gerçekleşen yatırımların maliyetlerinin analizinde, dağıtım şebekesi elemanlarına ve servis hatlarına ait maliyetlerin, dağıtım sektöründe oluşan ortalama maliyetlere yarım standart sapma eklenerek bulunan kabul sınırını aşan kısımlarının dikkate alınmayacağı, başka bir ifadeyle, dağıtım firmaları tarafından dağıtım şebekesi elemanlarına ve servis hatlarına ilişkin maliyetlerin gerçekleşen tutarlarının doğrudan tamamının değil, davalı idare tarafından tüm dağıtım şirketlerinden alınan birim fiyatlara eklenen yarım standart sapma ile belirlenen sınırın altında kalan bedellerin hesaplamada dikkate alınacağı;
Davacı tarafından, dava konusu karar ile davalı idarenin takdir yetkisi sınırlarını aştığı, anılan karar ile Türkiye ortalamasında bir maliyet hesabı neticesinde kabul edilebilirlik sınırı belirlenerek bu sınırın üzerinde kalan davacının maliyetlerinin dikkate alınmadığı, kararda ülkemizin farklı coğrafi bölgeleri ve topografik şartları barındırdığının göz ardı edildiği, kabul edilebilirlik sınırının bilimsel yöntemlerle hazırlanmadığı, ayrı durum ve koşulların dikkate alınmadığı, belirlenen tarife ile davacının yatırımlarını sürdürmesi için gerekli olan makul kârlılıktan yoksun kalmasına neden olunduğu gerekçeleriyle dava konusu kararın iptalinin talep edildiği; davacının iddialarının önemli bir kısmının davacı şirketin faaliyet gösterdiği Gaziantep/Kilis/Nizip bölgesinin, yatırım harcaması ortalamasının alındığı 74 yerleşim birimleri içinde zemini kaya olan tek bölge olduğu, yerleşim biriminin arazi yapısının sert zemin ve kayalık olması nedeniyle kazı giderleri maliyetinin yüksek olduğu iddiasına dayandığı;
Düzenleyici kurumların, ilgili bulundukları piyasada düzenleme ve denetleme görevini üstlendiği, bu kuruluşların temel işlevinin, toplumsal ve ekonomik hayatın temel hak ve özgürlükler ile yakından ilişkili alanlarındaki kamusal ve özel kesim etkinliklerini, birtakım kurallar koyarak düzenlemek, konulan kurallara uyulup uyulmadığını izlemek ve denetlemek olduğu; doğal gaz piyasası ile ilgili olarak düzenlemeler yapma yetkisine sahip olan davalı Kurumun, 4628 sayılı Kanun ile kendisine tanınan bu yetkiyi dava konusu Kurul kararını yürürlüğe koymak suretiyle kullandığı;
4646 sayılı Kanun'un, bir taraftan perakende satış fiyatları ve tarife esaslarının, hizmet maliyeti, yatırıma imkân sağlayacak makul ölçüde kârlılık ve piyasada cari olan doğal gaz alış fiyatları ve benzeri durumların dikkate alınarak belirleneceği kuralıyla Kurulun bu konudaki takdir yetkisinin sınırlarını belirlerken; aynı zamanda dağıtım şirketlerinin en ucuz kaynaktan gaz temin etmeleri, verimli ve güvenli işletmecilik yapmaları gerektiğini kurala bağladığı; diğer yandan, 4646 sayılı Kanun'un ortaya koyduğu esasların ve dağıtım şirketlerinin yükümlülüklerinin yanı sıra, tarife oluşturma işlemleri sırasında tarifede yer alan unsurların önceden tespit edilecek objektif kıstaslara göre belirlenmesi ve bu kıstasların gerekçesinin idarî yargı denetimini mümkün kılacak şekilde ortaya konulabilmesi gerektiği;
Dava konu işlem incelendiğinde, doğal gaz dağıtım şirketlerinin yatırım şartlarına göre oluşacak maliyet farklılaşması Türkiye çapındaki bütün doğal gaz dağıtım şirketlerinin yıllara sârî ve ayrıntılı maliyetleri göz önüne alınmak suretiyle ortaya çıkarılan sektör ortalama maliyetleri ve bunun üzerine ilgili maliyet farklılaştırılmasını içerecek yarım standart sapma birim maliyet farkı eklenmesi ile sağlandığı; dolayısıyla maliyet farklılaştırılmasına neden olabilecek işçilik, dolgu malzemesi, zemin durumu ve benzeri hususların maliyet analizi incelemesinde göz önüne alındığının görüldüğü;
Ayrıca, doğal gaz dağıtım şirketlerinin maliyetlerinin değerlendirilmesinde, sektör ortalamalarının yerine, ortalamanın üstünde belirlenen kabul sınırı uygulaması ile, coğrafî şartlar, işçilik maliyetleri, zemin durumu ve şirket büyüklüğü gibi oluşabilecek bölgesel farklılıkların da dikkate alınmasının sağlandığı; yapılan analizlerde, şirket büyüklüklerinin ve bölgesel farklılıkların gerçekleşen maliyetlerde büyük farklılık meydana getirmemiş olduğu görülse de, birim maliyetleri ortalamanın üzerinde olan şirketlerin bölgesel farklılıklarından ya da büyüklük farklılıklarından dolayı oluşabilecek maliyet farkının dışlanmasının mümkün kılındığı;
Her ne kadar davacı tarafından, beyan ettiği işçilik maliyeti ile Kurul tarafından kabul edilen işçilik maliyeti arasında 10.150.206-TL (%11,16) fark bulunduğu, bu farkın lisans bölgesindeki zeminin sert yapısı nedeniyle meydana geldiği ileri sürülse de, işçilik maliyetinin içinde; kanal kazısının yanı sıra, boru altına dolgu malzemesi serme, boruyu kanala yerleştirme ve birleştirme, boru üstünü dolgu malzemesiyle kapatma, ikaz bandı serme, kanalı nihai dolgu malzemesi ile kapatma, mukavemet ve sızdırmazlık testi ile kurutma işlemi yapma, hafriyat taşıma ve döküm ile boru koruma önlemlerini almaya yönelik harcamaların da bulunduğu, işçilik maliyetinin sadece kazılan zemindeki üst yapı malzemesine ya da yerin jeolojik yapısına bağlı olmayıp birçok farklı unsura göre değişkenlik gösterdiği de dikkate alındığında, idare tarafından ortaya konan hesaplama yönteminin objektif ve denetimi mümkün kılacak bir hesaplama olduğu sonucuna varıldığı;
Dava konusu düzenleme ile, şirketlerin doğal tekel gücünü kullanarak oluşturacağı fiyatlarla piyasayı olumsuz etkileyecek aşırı kâr elde etmelerinin engellenerek, şirketlerin verimli bir şekilde çalışmaya yönlendirilmesi için önceden tespit edilecek objektif kıstaslara göre bir tarife belirlenmesi ve bunun sonucunda da şirketlerin yatırıma imkân sağlayacak makul gelir elde etmeleri ile doğal gazın sürekli, ucuz, rekabete dayalı esaslar çerçevesinde tüketicilerin kullanımına sunulmasının amaçlandığının anlaşıldığı;
Bu itibarla, dağıtım şirketlerinin 2012-2016 tarife uygulama dönemi için yapılacak hesaplamalarda gerçekleşen yatırımların maliyetlerinin analizine yönelik ... tarih ve ... sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu kararının 1. maddesinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, bilimsel veriye dayanmadan ve eksik incelemeye dayalı olarak verilen Daire kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Onüçüncü Dairesinin 25/09/2019 tarih ve E:2015/2909, K:2019/2710 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kullanılmayan ... TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davacıya iadesine,
4. 24/03/2021 tarihinde, oybirliği ile kesin olarak karar verildi.






























Full & Egal Universal Law Academy